30 Aralık 2023

Riyad fiyaskosundan istifa mı çıkar yoksa kahramanlık hikayesi mi?

Biz sade vatandaşların bile olacakları tahmin ettiklerini Suudilerle aylarca , haftalarca, son gün saatlerce konuşan yöneticiler hiç mi anlayamadılar?

ATİNA-

Fenerbahçe-Galatasaray Süper Kupa maçının Riyad’da düzenlenmesine karar verenlerin bu büyük fiyaskodan sonra ne yapacakları çok merak ediliyor...

Yalnız TFF’nin değil; ancak bu 100 yıl maçının Riyad’da oynanmasını kabul eden FB ve GS yetkililerinin de büyük payı var.

Tüm ülkedeki futbolseverlerin heyecanla beklediği bu özel maçın yurt dışında oynanmasına gerek var mıydı? Yoktu tabii... Türkiye’de stadyum mu kalmamıştı? Elbette hayır. Maç Türkiye’de oynansa stadyum tıka basa dolar mıydı ? Elbette dolardı. Riyad’da dolacak mıydı? Tabii ki hayır....

Suudi Arabistan gibi laik olmayan bir ülkenin koştuğu şartlar daha önce bilinmiyor muydu? Herhalde biliniyordu. O zaman televizyon başında heyecanla maçın başlamasını bekleyen biz sade vatandaşların son dakikaya kadar bu maçın oynanıp oynanmayacağına karar verilememesine şaşırmadık mı? Şaşırdık tabii...

Maçın iptal edilmesine ve takımların, kulüp başkanlarının eşliğinde yurda geri dönmesi karşısında neler hissettik? En azından bendeniz küplere bindim.

Tahmin ediyorum herkes gibi TV muhabirlerinin ağzından dökülen “maçın oynanıp oynanmayacağını henüz bilinmiyor...” şeklindeki kelimeleri dinledikçe sinirimden TV ekranını kırmak istedim....

Ve filmi geriye sarmaya başladım. Yahu ne gerek vardı Suudilere gitmeye....Karşılığında ne alınacaktı da TFF ve Türkiye’nin en ünlü, en eski , Avrupa'da saygın bu iki büyük takımı -oyuncular dahil- böyle bir kararı en başından reddetmediler...?

Bunu bir gurur meselesi yapıp: “Yok arkadaş, biz bu maçı Türkiye’de oynayacağız. Yoksa başka bir ülkeye gitmeyiz...” diyemedi?

Bu fiyasko için pişman olduklarını bile dile getiremeyen TFF olsun, kulüp başkanları olsun , –bence yalnız FB ve GS taraftarlarının değil; Türk futbolseverlerinin çağrılarını niçin ciddiye almadılar?

İş işten geçtikten sonra ilk önce İstiklal Marşı, sonra pankart, en son “Atatürk formalarına” konan yasaklardan hiç mi utanmadılar?

Yahu biz sade vatandaşların bile olacakları tahmin ettiklerini Suudilerle aylarca, haftalarca, son gün saatlerce konuşan yöneticiler hiç mi anlayamadılar? Türk sporseverlerin çağrılarına bu kadar mı ilgisiz kaldı yönetimler?

Bakalım bu uluslararası fiyaskonun sonunda kim nasıl istifa edecek... Yoksa yine “Atatürk”e sığınarak kahraman mı ilan edilecekler?

Bugun ve dün gece havaalanında gösterilen tepkiler, aslında maçın Suudi Arabistan'da oynanacağının açıklanmasından sonra gösterilseydi, gazeteler her gün manşetlerine taşısaydı maç belki Türkiye'de oynanırdı. Yoksa 'Geçti Bor'un pazarı" derler...

Yunanistan'da Terim'le olan bitenler

Yunanistan’da geçen hafta kutlanan Noel bayramında ülkenin önemli takımlarından Panathinaikos’ta büyük bir şok yaşandı. Fatih Terim’in Panathinaikos’u çalıştıracağı haberi spor gazetelerine bomba tesiri yarattı.

Terim, Yunan futbol dünyasında bilenen, tanınan ve saygı gören bir isim.

Ancak Panathinaikos’un sahibi, armatör Yanis Alafouzos’un Noel günlerinde İstanbul’a gidip Fatih Terim ile 1.5 yıllık bir anlaşmaya imza atması ilk önce Panathinaikos taraftarlarını şaşkına çevirdi.
Bu haberin ilk defa Türk medyasında çıkması Panathinaikos tarafları arasında bir “şaka” olduğu şeklinde algılandı...

Ancak anlaşma, Yunan takımının resmi sitesinde yayınlanınca işin ciddiyeti anlaşıldı. Olanlar da bundan sonra oldu zaten.

Panathinaikos taraftalarının Fatih Terim ile bir sorunu yok. Ancak şaşkınlık Alafouzos’un, takımın Sırp kökenli teknik direktörü İvan Yuvanoviç’i aniden kovması ve yerine başka bir antrenörü getirmesi oldu.
Çünkü Yuvanoviç hem Panathinaikos’u ligin üst sıralarına yükselten performansa liderlik etti ; hem de diğer takımların ve taraftarları nezdinde “kibar ve saygın” bir profile sahipti. Kovulduğu haberini -kendisi dahil- basın tarafından öğrenilmesi Panathinaikos taraftarlarını çığırından çıkarttı.

Sosyal medya başta olmak üzere spor gazetelerinin büyük bölümü Alafouzos’u : “hain” ; “nankör”; “rezalet; “utanmaz adam” gibi ifadelerle aşağıladılar.

Özel SKAİ TV kanalının da sahibi olan Alafouzos’un aynı kanalda çeşitli programları yayınlanan Acun Ilıcalı’nın bu anlaşmada aracılık yaptığı yolunda ortaya çıkan haberlerden sonra, Panathinaikos taraftarları “tarihi Panathinaikos bir TV yapımcısının kurbanı olamaz” diyerek Alafouzos’a yeniden saldırmaya başladılar.

Öyle ki, Panathinaikos’un Basletbol takımı Kızıl Yıldız takımını 82-65 yendiğinde salonu dolduran taraftarlar bir yandan takımın koçu Ergin Ataman ve yanındaki Fatih Terim’i alkışlarken; Alafouzos’a ağza alınmayacak küfür dolu sloganlar attılar ve kovulan İvan Yuvanoviç lehinde tezahürat yaptılar...

Şimdi Terim’in banka skandallarına adının karışıp karışmadığına değin Türk basınında yayınlanan haberler Yunan basınına da yansımaya başladı. Türk basınında zaman zaman “Terim, skandallardan kurtulmak için Atina’ya geldi” türündeki iddialara yer verilmeye başlandı.

Terim liderliğindeki Panathinaikos ilk maçını 3 Ocak’ta Yanena (Yanya) takımı ile; ikinci maçını 7 Ocak’ta Panetelikos ile; ve 3. ve en önemli maçını 10 Ocak’ta Olympiakos ile oynayacak.

Terim, bu üç maçta Panathinakos taraftarlarının “notunu” alacak. Kazanırsa ne ala; kazanamazsa Alafouzos’a tepkiler büyüyecek...

Terim’in bu maçlardaki en büyük avantajı, Yunanistan’da 12 Şubat'a kadar tüm spor karşılaşmalarının seyircisiz oynanacak olması.

Bu karar, son aylarda Yunan fanatik taraftarları arasında ayrı ayrı tarihlerde çıkan çatışmalarda bir polisin ve iki taraftarın öldürülmesinden sonra alınmıştı.

Yazarın Diğer Yazıları

Her yerde bayram var...

Miçotakis, Paskalya'dan sonra Ankara yolcusu, ana muhalefet lideri Kasselakis askerde...

Amerika'ya büyük bir memnuniyetle milyar dolarlar verilirken, halklar hayat pahalılığından kıvranıyor

Bu konuda her iki ülkede yayınlanan haberler, fotoğraflar ve grafikler birbirine o kadar benziyor ki, zannedersiniz iki ayrı dili konuşan tek bir halk var ve en büyük sorunu geçim sıkıntısı...