Yunanistan diğer Hristyan ülkeler gibi pazar günü kutlanacak Paskalya Bayramı'na hazırlanırken dün aniden Ege ve Doğu Akdeniz havzalarında maksimum beklentilerini belirten bir harita yayımladı.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Yeorgos Gerapetritis, söz konusu haritanın “Yunanistan’ın öngördüğü potansiyel kıtasahanlıkları ile ilgili yapılan çalışmaların sonucu” olduğunu söyledi. Gerapetritis, AB direktifleri çerçevesinde her bir AB ülkesinden istenen “potansiyel egemenlik haklarının bu yılın 27 Nisan Nisan gününe kadar belirtilmesini” talep eden Avrupa Mahkemesi kararının uygulanması çerçevesinde bulunduğunu ancak "hiçbir durumda kıtasahanlığı ya da Münhasır Ekonomi Bölgeleri” (MEB) ilanı anlamına gelmediğinden söz etti.
Haritada, bu denizlerde Yunanistan ile Türkiye arasında kesik çizgilerle belirtilen sınır bölgelerinin belirlenmesi için (bknz. harita X.E 2 bölgesi) “müzakerelere açık” olduğunu ima eden Gerapetritis “Bu harita, uluslararası hukuktan kaynaklanan kıtasahanlığı haklarımız çerçevesinde bizim gördüğümüz potansiyel maksimum yetki alanları ile ilgili hazırladığımız AB’ye sunduğumuz haritadır. Bizim bu haritamız Türkiye’nin bu denizlerde kendisine göre gördüğü maximum kıtasahanlıkları haklarını gösteren harita ile çakışmamaktadır. İki ülke arasındaki bu ihtilaf yıllarca sürmektedir. Bu ihtilafın çözümü eğer karşılıklı müzakerelerle mümkün olmayacak ise , bu konunun her iki ülkenin ortaklaşa hazırlayacağı bir tahkimname ile Uluslararası Mahkemelere götürülmesinden ve çıkacak kararlara saygı gösterilmesinden yanayız” şeklinde konuştu.
Yunanistan'ın hazırladığı harita
Yunan SKAİ TV kanalına konuşan Yunan Bakan, “bu gelişmelerden, Türkiye dahil, Akdeniz’in ıslattığı ülkelere ve AB ülkelerine bilgi verildiğini” de söylerken “3. ülkelerin aracılığına ihtiyaç duymadan Türkiye ile doğrudan görüşmeler yapıyoruz. Zaman zaman meydana gelen gerginliklerin krize dönüşmesini önleyebiliyoruz. Bu mekanizmalar sayesinde son iki yıldan bu yana Türkiye ile herhangi bir kriz yaşamadık” dedi.
“Biz Türkiye ile açık hatta bulunma ve diyalogun sürdürülmesinden ve aramızdaki görüş ayrılıklarını müzakere yoluyla giderilmesinden yanayız,” ifadesini kullanan Gerapetritis, Türk Dışişleri Bakanlığı'nın gösterdiği tepkilere karşı ise “Türkiye kendisine göre gördüğü kendi egemenlik hakları ile bizim gördüğümüz egemenlik haklarımız zaten örtüşmüyor; sorun buradan kaynaklanıyor," dedi.
Yunan basını ise Türk Dışişleri Bakanlığı'nın gösterdiği tepkilerde “yumuşak ve diplomatik bir dil kullanıldığı” sonucuna varırken “Yunanistan yıllarca sürüncemede bıraktığı ve kendisine göre gördüğü egemenlik haklarını resmen açıklamış oldu” yorumlarını getirdi.
Yunanistan, Türkiye’nin “kıyıdaş ülke Yunanistan’a danışmadan ve Yunan egemenlik haklarını yok sayarak tek taraflı olarak 2020’de ilan ettiği Mavi Vatan haritasının da Türkiye’nin Libya ile imzaladığı MEB anlaşmasının da uluslararası hukuka aykırı” olduğunu savunuyor.
Ancak iyi niyetli diplomatik gözlemciler, Yunanistan’ın ve Türkiye’nin hazırladıkları ve kendilerine göre biçtikleri maksimum deniz yetki alanlarını karşılıklı olarak ilan etmekle müzakere masasına hazırlandıkları izlenimini ediniyorlar.
Daha kötümser olanlar ise bu karşılıklı açıklamaların "Ege ve Doğu Akdeniz sularının yeniden ısınacağını gösteren işaretler” olarak görmekten kaçınmıyor.
Adaların kıtasahanlıkları var mı?
Türkiye’ye göre yok. Yunanistan’a göre var.
Yunanistan bu tezini 1995’ten bu yana taraf olduğu Uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin 121.maddesinin 2.bendine dayıyor.
Bu madde “Adaların (not: üzerinde yaşam sürdürülebilen bütün adaların) kıtasahanlığı ve münhasır ekonomi bölgeleri ilan etme hakkı olduğunu” buyuruyor.
Yunanistan, bu maddeyi yorumlarken Ege ‘deki ve Doğu Akdenizdeki her bir adasının MEB ve Kıtasahanlığı hakkına sahip olduğunu; bunun teamül hukuku niteliğinde bulunduğunu; dolayısıyla “sözleşmeye taraf olmayan Türkiye gibi ülkeler için de bağlayıcı” görüşünü savunuyor.
Yunanistan ayrıca aynı sözleşmeden kaynaklanan “deniz sınırlarını 12 mile kadar uzatma hakkını saklı tuttuğunu; böyle bir uzatma kararında kıyıdaş ülkelerin (örneğin Yunanistan’ın İtalya ve Mısır ile yaptığı MEB belirlenme anlaşmalarında olduğu gibi Türkiye ile de deniz sınırları arasında ortay hattın göz önünde bulundurulacağını” ancak bu hakkını “ne zaman ve hangi şartlar altında uygulayacağına kendisinin karar vereceğini” açıklıyor.
Türkiye ise Yunanistan’ın 1995’ten bu yana “saklı tuttuğunu” açıkladığı 12 mil hakkını kullanması olasılığını aynı yıl TBMM’de alınan kararla “bunu bir casus belli yani savaş nedeni olacağını” açıklamıştı.
Dışişleri Bakanı Fidan ve Yunanistan Dışişleri Bakanı Gerapetritis
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Yunan Dışişleri Bakanı Yeorgos Gerapetritis’in “kimyalarının uyuştuğu” yolunda edinilen izlenimler doğru çıkarsa, Türkiye ile Yunanistan belki de yıllar sonra ilk kez samimi bir diyalog kurabilecekler.