08 Mart 2021

Türkiye kadın işgücü piyasasında büyük kayıp

İşgücüne kadın katılım oranı 20 ay içinde 4,8 yüzde puan kaybetti. Bu büyük kaybın kaç yılda telafi edilebileceği ise büyük bir muamma

Bugün 8 Mart Kadınlar Günü. Türkiye'de son birkaç yıldır kadınların durumu pek çok açıdan kötüye gidiyor. Bu günü fırsat bilerek kötüye gidişin hiç olmazsa bir boyutuna, kadın işgücü piyasasında yaşanmakta olan üzücü ve kaygı verici gelişmelere kısaca değinmek istiyorum.

Koronavirüs salgını cinsiyet yarımı yapmadan tüm çalışanları az ya da çok vurdu. Bunu biliyoruz. Erkeklere kıyasla kadınlarda ne ölçüde daha fazla tahribata yol açtığına aşağıda kısaca değineceğim. Ama hatırlatmak isterim ki kadın işgücü piyasasında geriye gidiş Koronavirüs belasından önce başlamıştı. İleride "Salgın bitti konu kapandı" diyecek durumda değiliz. Sorunlar daha derinlerde. Öyleyse filmi biraz geriye saralım.

Kayıplar salgın öncesi başladı

Eğer iki yıl önce yani 8 Mart 2019'da kadın işgücü piyasası üzerine bir değerlendirme yapıyor olsaydım yüksek işsizlik, ücret eşitsizliği gibi olumsuzluklara geçmeden önce her eğitim seviyesinden kadınların nasıl güçlü ve kararlı bir şekilde çalışma hayatına giriş yaptıklarını anlatır, hiç olmazsa kadınlar günü yazısına olumlu bir giriş yapmış olurdum.

Nitekim Mart 2019 döneminde kadın istihdamı 9 milyon 100 bine yükselmişti. İş arayan kadın sayısı da 1 milyon 800 bin kadardı. Böylece kadın işgücü 10 milyon 900 bine yükselmiş, işgücüne kadın katılım oranı da yüzde 35,2 ile zirve yapmıştı.* 2000'lerin ortalarında bu oran yüzde 25 civarındaydı. Bu hızla gidildiği takdirde, bir kuşak sonra, Avrupa'nın en düşük kadın katılım oranlarına sahip İtalya ve Yunanistan'ı (yüzde 56 civarı) yakalama, olmadı bu iki Akdeniz ülkesine yaklaşma umudu vardı.

Ama ne yazık ki 2019 baharından itibaren ters yönden esen rüzgârlar güçlendi. Salgının arifesi olan Ocak dönemine gelindiğinde kadın istihdamı 8 milyon 800 bine gerilerken (-300 bin) kadın işsiz sayısı da 1 milyon 640 bine (-160 bin) düşmüştü. O zaman bu tuhaflığın üzerinde durulmadı. Birazdan göreceğimiz gibi salgın sırasında bu tuhaflık çok daha bariz bir şekilde boy gösterince üzerine kafa yorulmaya başlandı. Artık biliyoruz ki kadınlar işgücü piyasasından çekilmeye başlamışlardı. Nitekim kadın işgücü 14 ay gibi kısa bir süre içinde sonra 10 milyon 440 bine düşerken işgücüne katılım oranı da yüzde 33,2'ye gerilemişti.

Bu olumsuzluğun nedenleri henüz yeterince araştırılmış değil. Ama bariz bir şüpheli de yok değil: Tarım dışı kadın işsizlik oranı Ekim 2018 ile Ağustos 2019 döneminde yüzde 18'den 21'e yükselmişti. İşsizlikte artışın kadınları işgücü piyasasından uzaklaştırmaya başlamış olması kuvvetle muhtemeldir.

Salgının büyük tahribatı

Derken Koronavirüs salgını patlak verdi. Bahar aylarında hem kadın hem erkek istihdamında büyük bir çöküş yaşandı. Hatta erkeklerde çöküş daha şiddetliydi. Sonra biliyorsunuz kısıtlama önlemleri gevşetildi, zorlama düşük faizlerle talebe gaz verildi ve istihdam hatırı sayılır ölçüde toparlandı. Gelinen noktayı aktaralım. Kasım 2020'de kadın istihdamı 8 milyon 300 bindi. Ocak dönemine kıyasla yani 10 ayda kadın istihdamında 500 bin kayıp vardı. İş arayan kadın sayısı da 220 bin azalarak 1 milyon 420 bine düşmüş, işgücüne kadın katılımı da yüzde 30,5 gerilemişti. Burada bir parantez açıp erkeklerin işgücü kayıplarını kadınlardan daha hızlı telafi ettiklerini belirteyim.

Toparlarsak, son 20 ayda (Mart 2019-Kasım 2020) kadın istihdamında 9 milyon 100 binden 8 milyon 300 bine 800 bin net kayıp yaşandı. Tarım istihdamında kayıp yaklaşık 350 bin. Önemli olan tarım dışı sektörler. Ağırlıkla hizmetler olmak üzere istihdam kaybı 550 bin. Bu dönemde iş arayan kadın sayısında da 380 bin azalma var. Bunun sevinilecek bir tarafı da yok çünkü sonuçta kadın işgücü azalıyor. Yukarıda da belirtildiği gibi işgücüne kadın katılım oranı 20 ay içinde 4,8 yüzde puan kaybetti. Bu büyük kaybın kaç yılda telafi edilebileceği ise büyük bir muamma.

Bu kayıplar bir yandan ekonomik kalkınma çabalarını baltalıyor diğer yandan da yoksulluğu ağırlaştırıyor. Zaten var olan cinsiyet eşitsizliklerini ise daha da derinleştiriyor. Çok yazık!



* Bu veriler ve yazının devamında kullanılan veriler mevsim etkilerinden arındırılmış rakamalar olup Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (Betam) İşgücü Piyasası Görünümü, Şubat 2021 araştırma notundan alınmıştır. İzleme kolaylığı için yuvarlatılmışlardır.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Avrupa’da bireylerin yaşamdan en az memnun olduğu ülke Türkiye

TÜİK, “Ülkenin en önemli sorun sizce nedir?” diye sormak yerine, “Sizce ülkenin en önemli üç sorunu hangileridir?” diye sorsaydı acaba dış göç kaçıncı sırada yer alırdı?

İşsizlikte düşüşün endişe verici arka planı

İşsizlik oranının üç ay gibi nispeten kısa bir sürede 0,7 yüzde puan azalmasına sevinmek için istihdamda esaslı bir artıştan kaynaklanıyor olması gerekir. Oysa istihdamda üç aylık artış 123 binden, artış oranı da yüzde 0,4'ten ibaret. Bu yılın ilk üç ayından ikinci üç ayına istihdam artış oranı yüzde 2,3'tü. İstihdamın hız keserek duraklama eğilimine girdiği açıkça görülüyor

İkinci çeyrekte istihdam artışında tuhaflıklar

Kısacası, nereden bakarsanız bakın 2. Çeyrekte istihdam artışında özellikle de sanayi istihdam artışında bir tuhaflık olduğu aşikâr. İstihdam artışında bir tuhaflık varsa işsizlikteki azalmayı yorumlamaya değer mi? Ben değmeyeceğini düşünüyorum