03 Mart 2024

Yozlaşan değişim!

Size de artık çekilmez gelmiyor mu, Cumhur İttifakı için din ve kimlik sömürüsü karşısında CHP'nin tabanına karşı harareti hiç dinmeyen Cumhuriyet ve Atatürk sömürüsünden başka bir vizyon koyamaması? 

Aslında yolu Bodrum'la kesişen bir hain üzerine bu haftaki yazımı planlamıştım.

Tanınmış bir dostumla ihanet nedir sorusunu tartışırken, ihanet varsa hain ve hainler vardır çıkarımından çıkamayıp uzun uzun bir sohbete dalmıştık.

Bir ihanetin tarihsel sürecine bakmak gerektiği ve bu süreç sonunda kimin kahraman kimin hain olduğuna öyle karar verilmesinin doğru olacağı fakat yazının bulunmasıyla güçlünün kendi hikâyelerini tarih olarak dayattığını ve günümüzde ise popülizmin bir ihtiras yarattığı ve bunun yazıyı bulmak kadar ihtişamlı bir algı yönetimine dönüştüğü, bu ihtişamın büyü yapılmışçasına kitleleri istenen şeye çevirdiğini, bundan kurtulmanın ise bilgi toplumu olmakla mümkün olabileceğine kadar vardırınca işi, hah dedim ben bu hafta başka bir şey yazmalıyım...

Siyasi yazılarımı bir müddet için ertelemek istiyordum. Nedenini sorarsanız, yerel seçimler öncesinde beklentilerin aksine akıl sağlığını yitirmişçesine yaşanan gelişmeleri izlediğimde şöyle düşündüm:

"Dillerden düşmeyen değişim meramının ancak başkalaşım olarak açıklanabilecek bir çizgiye gelmesi karşısında oturup susmak ve olacakları beklemekten başka bir çare kalmadı."

Evet, oturup izlemek ama bu sırada da bazı sorulara yanıt aramak...

Cumhuriyetin bilgi toplumuna dönüşebilmesi için en önemli adımların Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç tarafından atıldığını söylersek sanırım konuya doğru bir yerden girmiş oluruz. 

Yüzyıllarca geri bırakılan Anadolu'nun aydınlanmasının ışığı olan Cumhuriyetin en önemli bu iki şahsiyetinin bir miras olarak bıraktığı tüm kazanımların yerinde yeller esiyor olsa da yaptıkları ve kişilikleri ile adeta Zeus'tan ateşi çalıp insanlığın hizmetine sunan birer Prometheus oldular. 

Ta ki siyaset, ülkemiz için Pandora'nın kutusundan farksız 'karşı devrim' e boyun eğene kadar.

Evet, Pandora'nın kutusu açıldığından bu yana bu ülke çekilmek istediği karanlığa karşı direniyor görünse de hâlâ başaramıyor.

En son umutlarını tek bir sepete koymayı başardığı 14 – 28 Mayıs 2023 seçimlerinden sonra toplumsal muhalefetin amiral gemisi, değişim derken başkalaştığı, dönüştüğü bir girdap içinde karanlığın çekimine karşı koyamıyor ve çok üzgünüm, yozlaşıyor...

Mesela size de artık çekilmez gelmiyor mu, Cumhur İttifakı için din ve kimlik sömürüsü karşısında CHP'nin tabanına karşı harareti hiç dinmeyen Cumhuriyet ve Atatürk sömürüsünden başka bir vizyon koyamaması? 

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel aday adayı bile olmayan ve atandığında doğal olarak tartışma yaratan genç bir başkan adayı için çıktı kürsüden her şeyi söyledi yetmedi en son onun arkasında Mustafa Kemal Atatürk var deyiverdi. 

Hayda, e yeter gari da! 

"Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir" diyor Atatürk, yani onu her seferinde metinlerde, kürsülerde kullanmanın yetmeyeceğini anlamalı ve aslında ilkelerini, fikirlerini, devrimlerini yaşatmayı, hayata geçirmeyi bilmeli Cumhuriyet Halk Partisi'nin lideri.

Ne demek istiyorum?

Değişimin, haklı, güçlü ve büyük bir arzuyla dile getirildiği kurultay salonunda ben de vardım. Allah var ya kalbim her şeye rağmen Kılıçdaroğlu ile birlikteydi ancak kurultay salonundan mutsuz ayrıldığımı söyleyemem aksine umutla döndüm evime.

Ön seçim, parti içi demokrasi, liyakat ve emek... Aslı astarı bilinmeyen danışmanlarla değil seçilmiş kurulları ve yazılmış kurallarıyla yönetim vaadine karşın yine de ilk turda neredeyse berabere kalınan bir sonuca rağmen iyi başlayan her şey hızla popülizm ve nepotizme evrildi, yozlaştı…

Aday adayı bile olmayan kendi avukatını denizden babam çıksa yerim misali Türkiye'nin kalbi Çankaya'ya aday yapmak!

Sonra, aman Cumhuriyet için hayati seçim öncesindeyiz bunları konuşmanın sırası mı? 

Hadi canım sen de! 

Eyvallah.

Serdar Gündoğ kimdir?

Serdar Gündoğ, Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde doğdu. İlk ve Orta Okulu Ankara'da, Liseyi ise Aydın'da tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümünü İzmir'de bitirdi.

Türkiye'nin ilk haber portallarından bodrumhaber.com ve aynı adla yayımlanan günlük gazetenin genel yayın yönetmenliğinin ardından çeşitli yerel haber portallarında ve Posta ve Milliyet gazetelerinin eklerinde haftalık yazılar yazdı.

2009 yılından itibaren yerel ve genel seçimlerde kampanya yöneticiliği ve danışmanlıklar yaptı.

Çevre ve insan temalı farkındalık projeleri için fikir ve senaryolarına katkı sağladığı kısa filmler ve belgesellerin yapımcılığı yanında kültür ve sanat etkinlikleri de düzenleyen Serdar Gündoğ'un marka ve siyasi danışmanlıkları devam ediyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Belediye başkanları göreve başlarken ant içmeliler

Kentler, rant denilen arsızlığın, vahşiliğin dişleri arasındaydı ve bir kedinin ağzındaki minik, savunmasız bir kuşun halinden hiç de farklı değildi o kentler

Merhaba dünya, merhaba Halikarnas Balıkçısı!

Balıkçı'nın doğum günü olan 17 Nisan'ı "Dünya Merhaba Günü" ilan edeli iki yıl oluyor...

Kazanmanın anlamı üzerine!

Ufukta kurultay ya da bir genel seçim görünmüyor olsa da önemli bir bölümü iktidar bloğundan olan sandığa gitmeyen seçmenin varlığı, emanet oylar vs. gibi şeyler bir kenarda dursun; siyaset için bu uzun ve ince bir yol olan zaman diliminde; yerel seçimlerin kendi denkleminden bağımsız şekillenen seçmen iradesinin analizini gerçekçi şekilde yapmak CHP adına yapılacak en değerli iş olur