10 Mart 2024

Leyla'nın evi...

Aynı dili konuşmayı ve seni seviyorum dediğimi duymanı çok isterdim Leyla, daha bebekken evimize seni getiren Ada, sonra senin olan evde yavrularını dünyaya getirirken de kendi çocukluğuna aldırmadan bir yetişkin gibi başında beklemişti senin

Bir akşamüstü, çiseleyen yağmurun altında (ben öyle hatırlıyorum) annesi ve Ada eve doğru yürürlerken minik beyaz bir kedi miyavlayarak peşlerine takılınca, sokakta bırakamaz onu Ada.

Üzerinden neredeyse 8 yıl geçti, o güne kadar okuldan vakit buldukça bir veterinerin yanında hayvanlarla haşır neşir olmayı iş edinen abisi Doğaç Su'ya çok istemesine rağmen evimizde böyle bir misafir için izin vermemiştik. Ama beyaz minik kediyi görünce o da mutlu olmuştu. 

Leyla olsun istedi Ada, tanrı misafiri kedisinin adı. En fazla bir aylık küçük misafir için Ada inisiyatif kullanmış ve eve almıştı ancak o ailemizin kedisiydi artık...  

Ve biz, evimizin sahipliğini gönül rızasıyla bıraktığımız bu asil hanımefendiyi çok sevdik.

* * *

 

"Leyla, sabahın kraliçesi...

Kapımızın dibinde yavrulayan ve yavrularına koruyucu ailelik yaptığımız bir anne kedi, günlerdir Leyla'mızı kendi evine sokmuyor, bizim Leyla da çatışmak yerine, kaçmayı tercih ediyor… 

Çok ilginç, sabah bir şekilde evine giriş yapan Leyla'yı pek sevdiği bu sofada uyurken görünce nihayet başarmış dedim. Kaçmak yerine bir şekilde çatışmayı göze alıp evine gelmiş ve misler gibi uyuyor… 

Sonra, yorulmuş diye düşündüm, çok önceleri öğrendiğim bir şey aklıma takıldı, çatışmak, mücadele etmek, büyük yorgunluk; ama ya kaçmak! 

Az yorgunluk mu?

Sonra, bu düşüncelerime çoğu iyi insanın da aynı Leyla gibi olduğu eklendi."

Tam iki yıl önce bir sabah uyandığımda Leyla'yı bu şekilde görüp hemen fotoğrafını çekmiştim. Onun yorgunluğu karşısında edepsizlerin edepsizliğinden nereye kadar kaçacağımızı bile bilmezlikle çok önceleri yazdığım bir iki kelam şöyle devam ediyor: 

"Ben kaçmayı bırakalı çok oldu derken diye aklımdan geçirdiğim de bir yazımı daha hatırlatıyorum:  Mesele,
Kötü'ye boyun eğmeye
İyi'nin dünden razı olması...

Çünkü iyi zariftir
Çünkü iyi narindir
Çünkü iyi kırılgandır
Çünkü iyi iyidir… 

Bu nedenle iyi
Savaşmak yerine
Teslim olmak ister  

Ama kötüden
Şefkat beklemek
İyilik beklemek... 

Ahmaklık değil de nedir?

İyilere söyleyeceğimiz şudur:
Sadece iyi olmak yeter mi?"

* * * 

Leyla evinde değil artık, gitti...

Bu gidişten sorumluyum.

Hiç yapmadığı halde 3-4 gün yokluğundan sonra eve geldiğinde bitkin görünümüne önce anlam verememiş, hızla kilo kaybıyla karnındaki şişkinliğin belirginleşmesi karşısında onu veterinere götürmekte geç kalmıştık. 

Anlamını yitiren, gün aşırı birkaç görüşme nedeniyle geç kalmışlığın sorumlusu benim. Nasıl olsa ertesi gün gidersek de olur diye de düşünmedim fakat ne fark eder ki; evin içinde son derece halsiz, bitkin ve bir şey yemeden öylece duran Leyla için daha fazlasını yapamamış olmaktan suçluyum.

Burcu ile kızgınlık ve kırgınlık değil ama adı konmamış duygular içinde Leyla'nın yokluğunda Leyla'nın evinde suskunuz...

Ada'ya ve abisine söyleyip söylemediğinden haberim yok, ben söylemeyi her zamanki gibi beceremeyip yazmayı tercih ettim.

Tüm asaletiyle mutfak dolabının üstünde, klimanın önünde ailesini izleyemeye bayılan bu zarif ve gururlu hanımı unutamayacağımı, ardından daha çok şey yazacağımı biliyorum.

Leyla'nın bebişleri (Daha sonra belki adlarını ve hikâyelerini paylaşırım) 

Aynı dili konuşmayı ve seni seviyorum dediğimi duymanı çok isterdim Leyla, daha bebekken evimize seni getiren Ada, sonra senin olan evde yavrularını dünyaya getirirken de kendi çocukluğuna aldırmadan bir yetişkin gibi başında beklemişti senin.

Leyla, ailemize çok şey kattı, çok şey verdi ve hiçbir şey almadan gitti. 

Pazarlığı yaşamın bir parçası görüp nefesini öyle alıp verenlerin dünyasında, onlara aldırışsız ve yok sayan; onurlu bir yaşamın tüm izlerini bulabileceğimiz türden bir gidişle...

Eyvallah.

Serdar Gündoğ kimdir?

Serdar Gündoğ, Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde doğdu. İlk ve Orta Okulu Ankara'da, Liseyi ise Aydın'da tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümünü İzmir'de bitirdi.

Türkiye'nin ilk haber portallarından bodrumhaber.com ve aynı adla yayımlanan günlük gazetenin genel yayın yönetmenliğinin ardından çeşitli yerel haber portallarında ve Posta ve Milliyet gazetelerinin eklerinde haftalık yazılar yazdı.

2009 yılından itibaren yerel ve genel seçimlerde kampanya yöneticiliği ve danışmanlıklar yaptı.

Çevre ve insan temalı farkındalık projeleri için fikir ve senaryolarına katkı sağladığı kısa filmler ve belgesellerin yapımcılığı yanında kültür ve sanat etkinlikleri de düzenleyen Serdar Gündoğ'un marka ve siyasi danışmanlıkları devam ediyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Belediye başkanları göreve başlarken ant içmeliler

Kentler, rant denilen arsızlığın, vahşiliğin dişleri arasındaydı ve bir kedinin ağzındaki minik, savunmasız bir kuşun halinden hiç de farklı değildi o kentler

Merhaba dünya, merhaba Halikarnas Balıkçısı!

Balıkçı'nın doğum günü olan 17 Nisan'ı "Dünya Merhaba Günü" ilan edeli iki yıl oluyor...

Kazanmanın anlamı üzerine!

Ufukta kurultay ya da bir genel seçim görünmüyor olsa da önemli bir bölümü iktidar bloğundan olan sandığa gitmeyen seçmenin varlığı, emanet oylar vs. gibi şeyler bir kenarda dursun; siyaset için bu uzun ve ince bir yol olan zaman diliminde; yerel seçimlerin kendi denkleminden bağımsız şekillenen seçmen iradesinin analizini gerçekçi şekilde yapmak CHP adına yapılacak en değerli iş olur