08 Ekim 2023

“Bedenim bana ait”

2021 yılı Dünya Nüfusunun Durumu raporuna göre, gelişmekte olan 57 ülkedeki kadınların neredeyse yarısının partnerleriyle seks yapma, doğum kontrol yöntemi kullanma veya sağlık hizmeti arama konusunda karar verme hakkına sahip olmadıkları bulunmuş

Klasik Türk Edebiyatı'nda bir şehrin güzelliklerini anlatan nazım türlerinden biri olan şehrengîzler sadece 89 şehir için yazılmış. Sözcük kökeni Farsça, “şehr” ve harekete getiren anlamındaki “engîz” sözcüklerinden oluşuyor. Şairler bazen öylesine kaptırırlarmışlar ki kendilerini, sonunda Allah’tan özür dilerlermiş. Bir kul olarak Allah’ın güzellikleri dururken, kente olan tutkuları için. Şehrengîzlerde kentin anlatılan döneme ait sosyal hayatı, kültürü, yaşanan farklılıklar gibi birçok konu yer alırmış. Aslında çok değerli birer kaynak olurlarmış o dönemin yaşantısı için.1

Üsküp de adına şehrengîz yazılan kentlerden. Yazılış tarihi tam bilinmiyor. Kim tarafında yazıldığı da. Benzeri eserler genelde 16. ve 17. yüzyılda yazılmış.

Sanatçı, şehre belli ki vurulmuş. Anlattığına göre şehir o kadar güzelmiş ki, gelenler bir daha ayrılmak istemezlermiş.

Yüzyıllar sonra oradaydım. Skopje’de.

Bunca zaman sonra bile sanatçıya hak veriyorum.

Üsküplüler Vardar Irmağının sağında ve solunda yerleşmişler. Nehir çoşkuyla akarken, üzerine kurulan onlarca köprü ile iki yaka kucaklaşıyor. Taşköprü başka güzel, 2000’li yıllardan sonra yapılan köprüler başka.

On dördüncü yüzyılda Osmanlı egemenliğine geçen kentte 500 yıllık birlikteliğin izleri her yerde.

Bakü dışında hiçbir yerde bu kadar Türkçe konuşulduğunu duymadım. İlk gün Eski Çarşı'daki kebapçıda servisi yapan delikanlıdan, “Abla neden uğraştırdın beni, Türkçe sipariş versene” diye fırçayı yiyince kalan günlerde esnafla hep Türkçe konuştum.

Üsküp, Makedon kimliği ile de benim için çok önemli. Büyük İskender’in memleketi.

Valerio Massimo Manfredi’nin Eren Cendey’in çevirisi ile Can Yayınlarınca yayımlanan, “Büyük İskender” kitabının tamamını iki kez, bazı bölümlerini ise defalarca okudum.

Bu kitapta bilginin gücünün usta bir kalemle birleştiğini gördüm. Manfredi konunun uzmanı, kalemi de müthiş. Kitap birçok açıdan okunmalı. Öncelikle büyük bölümü Anadolu’da geçiyor. Büyük İskender,  kentleri birer birer fethederken siz de o dönemin Anadolu coğrafyasında bir zaman yolculuğu yapıyorsunuz.

Makedonyalı Philippos ve Epiros Prensesi Olympias’ın oğlu olan Pella’lı Alexandros’un hayatı, bir büyük insanın şans eseri yetişmediğinin de kanıtı. Büyük İskender’in hocaları arasında Aristo var. Kendisi gibi prensler ya da genç soylulardan oluşan bir sınıfta yıllarca dil, edebiyat, siyaset ve felsefe üzerine alınan derslerle şekillenen bir süreç sonunda yolu belirleniyor.

Beni buraya sürükleyen yolu ise, kadınların bedenlerine sahip çıkmaya çalışan dinamiklerle cesurca ve bilime dayalı uğraşan bir grup insanla birlikteliğim belirledi. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonunun (UNFPA) 2021 yılında ilk kez bir Birleşmiş Millet raporu olarak yer verilen “Benim bedenim hakkında ben söz sahibiyim” temalı çalışmasında kaydedilen yolu tartışmakla ilgili toplantının (The Regional High Level Conference: The Power of Choice: Realizing Bodily Autonomy for Women and Girls) ev sahipliğini, UNFPA Kuzey Makedonya Ülke Temsilcisi Dr. Afrodita Shalja-Plavjanska ve ekibinin desteği ile Kuzey Makendonya Cumhuriyeti başkanın akademisyen olan eşi Prof. Elizabeta Gjorgievska üstlenmişti.  Bölge ülkelerin devlet başkanlarının eşleri de onu yalnız bırakmadılar.  Ama içlerinden sadece biri -Slovenya- erkekti. O da bunun üzerinde durmadan geçemedi.

2021 yılı Dünya Nüfusunun Durumu raporuna göre, gelişmekte olan 57 ülkedeki kadınların neredeyse yarısının partnerleriyle seks yapma, doğum kontrol yöntemi kullanma veya sağlık hizmeti arama konusunda karar verme hakkına sahip olmadıkları bulunmuş.

Oysa, kadınların bedenleri hakkında söz sahibi olmaları en temel insan hakkı.

Kiminle evleneceklerine, ne zaman evleneceklerine, doğum kontrol yöntemi kullanıp kullanmayacaklarına, kaç çocuk sahip olacaklarına ve hatta ne giyeceklerine hep hayatlarındaki erkekler ya da onların kurguladıkları düzen karar veriyor.

Gençken babalar, abiler ya da ailedeki diğer erkekler. Evlenince de bu hak kocalara geçiyor.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği devam ediyor.

Konuyla ilgili toplantılarda çoğunluğu kadın olan bilim insanları, aktivistler konuşuyor, üretiyor, politika öneriyor. Ancak, iş uygulamaya gelince erkeklerin çoğundaki iktidarlarda işler takılıyor.

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına ile ilgili hedeflerimize sadece yedi yıl kalmışken haklara dayalı bir cinsiyet eşitliğinin önemini daha ne kadar göz ardı edeceğiz?

Toplumların iyiliğinin en önemli yolu bu eşitlikten geçiyor.

İşler daha sarpa sarmadan, eğitim ve çalışma hayatına daha eşit bir katılımın, kadınlara daha eşit bir güç sağlamanın yolunu bulmalıyız.

Kadınlar ve kız çocukları bedenleri ile ilgili haklarını özgürce kullanabilmeliler.

Dün Üsküp’te çok yakında, yine bu amaçla Cenevre’de toplanacak toplantılardaki çıktıları dünya liderlerinin önemsemesi ve hayata geçirmesi gerekiyor.

Özgürlük.

En geniş anlamda istenmeli.

Boşuna şair Paul Elurad defterden, ağaçlara, kumlardan yıldızlara- hata yapmadıysam saymakta-74 yere yazmış sadece tek bir şiirinde.

Az bile.

ÖZGÜRLÜK2

Okul defterlerime
Sırama ağaçlara
Kumlar karlar üstüne
Yazarım adını
….
Geri gelen sağlığa
Kaybolan tehlikeye
Hatırasız ümide
Yazarım adını
Bir tek sözün şevkiyle
Dönüyorum hayata
Senin için doğmuşum
Seni haykırmaya
Özgürlük

Paul Eluard/Çeviri: Melih Cevdet Anday - Orhan Veli Kanık

Notlar:

Bu şiirden bahsedip de Zülfü Livaneli’den dinlememek olmaz. Ey Özgürlük!

 


Kaynaklar:

1 - Efe Z Müellifleri Meçhul İki Şehrengiz: Üsküp ve Budin Şehrengizleri. Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi. 2019; 2(23): 271 - 314.

2 - https://www.antoloji.com/ozgurluk-455-siiri/

Pınar Okyay kimdir?

Prof. Dr. Pınar Okyay, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı başkanıdır. 

Pınar Okyay, 1983'te Bornova Anadolu Lisesinden, 1989'da Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden ve 1993'te Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Halk Sağlığı Bölümünden mezun oldu. 

Halk sağlığında epidemiyoloji, sağlık araştırma yöntemleri, araştırma ve yayın etiği, biyoistatistik, kadın sağlığı ve afet ağırlıklı çalışmaktadır. 

Üniversite hastanesi başhekim yardımcılığı, Özdeğerlendirme Kurulu başkanlığı; 2016-18 döneminde Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) Yönetim Kurulu üyesi; 2018 Kasım 2021 Temmuz döneminde HASUDER'in Yönetim Kurulu başkanlığı yaptı.

Halen HASUDER Toplumsal Cinsiyet ve Üreme Sağlığı ile Afetler Çalışma Gruplarında çalışmaktadır. Sağlık Bakanlığı Tıpta Uzmanlık Kurulu TUKMOS ve Halk Sağlığı Yeterlilik Kurulu Denetleme Komisyonu üyesi. 

2020 Nisan -2021 Mayıs tarihleri arasında Sağlık Bakanlığı COVID-19 Bilimsel Danışma Kurulu üyeliği görevini yürüttü. 

Türk Tabipleri Birliği (TTB) bünyesinde TTB Halk Sağlığı Kolu başta olmak üzere çeşitli görev gruplarında yer almaktadır. 

Aydın Tabip Odası üyesidir; yönetim kurulu üyeliği yapmıştır; halen TTB Delegesidir. 

Bir kitapsever, gezgin ve T24 İnternet Gazetesi haftalık köşe yazarıdır.

Yazarın Diğer Yazıları

Dünya Sağlık Günü 2024: Sağlık, bir insan hakkıdır

Dünya Sağlık Örgütü, bu yılki teması altında yönetimler için bir yol haritası da tanımlamış

Çalışma hayatında üreme sağlığı niçin önemli?

İş dünyasındaki kadınların cinsel sağlık ve üreme sağlıkları üzerinde kontrole sahip olmaları, bu kadınların daha sağlıklı, daha güçlü ve kişisel ve profesyonel yaşamlarında daha iyi karar verme gücüne sahip olmalarını sağlayacaktır

Yerel seçimlerde “Sfumato” üzerine

Bize eşitsizliklerimizi düzelten, daha çok gereksinim olanı daha çok önceleyen bir bakış açısına sahip başkanlar lazım.