20 Haziran 2020

Peygamber

Çorak bir sonsuzluğun içinde üzerinde canlıların yaşadığını bildiğimiz tek gezegen burasıdır

Peygamber olsam kutsal kitabımda üç cümle olurdu:

"Bütün canlılara saygılı olacaksın. İnsan, hayvan hiçbir yaratığa eziyet etmeyecek, karnını doyurmak için bile olsa öldürmeyeceksin. Dünyadaki tek bir hücreye dahi zarar vermeyeceksin."

Gözü kör, eli ayağı tutmaz oluncaya kadar her gün beş vakit namaz kılan rahmetli anneannem duysa "Sus melun," derdi, "Çarpılacaksın. Sen kim peygamberlik kim!"

"Korkma, çarpılmam," derdim ona. "Ben tanrısız bir dinin peygamberi olmaktan bahsediyorum. Tanrısız peygamber olmayacağına göre, peygamber olmaktan da bahsetmiyorum. Lafın gelişi, işte."

Dünya bir tanrı tarafından yaratılmış veya yaratılmamış olabilir.

Olsa da olmasa da özel bir yerdir, çünkü çorak bir sonsuzluğun içinde üzerinde canlıların yaşadığını bildiğimiz tek gezegen burasıdır.

Ama bakın neler olmuş:

İnsanlar bin ila beş bin yıl önce Pasifik adalarına yerleşmeye başladıktan sonra, orada yaşayan yaklaşık 2 bin kuş cinsini yok etmişler ki bunlar yeryüzündeki kuş cinslerinin beşte biri imiş.

Ve neler olacak:

Avustralya’nın batısındaki Pilbara Çölü’nde yeni sahalar açıp üretimini artırmayı planlayan dev bir madencilik şirketi, BHP, Aborjinler tarafından kutsal sayılan 40’tan fazla mekânı yıkacak.

Karaların üçte biri çöldür.

Belki çöl dendiğinde, uçsuz bucaksız, susuz, insansız ve bâkir bir yer gelir aklınıza ama öyle düşünmeyin.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra nükleer silah yarışı başlayınca birçok çöl nükleer test alanına dönüştürüldü.

Kendi ülkesinde çöl olmayan İngiltere yüzde 18’i çöl olan Avustralya kıtasını deneme alanı yaptı. 

Patlamalardan, deneme alanlarında bulunan Aborjinlere uzak durmaları için yeterli uyarı yapılmadı. Çöl gezgini William Atkins’in yazdığına göre otuz bin kilometre karelik bir alandan yerlileri uzaklaştırmak için bir kişi, bir kişi, tayin edildi.

Kaç Aborjin’in öldüğü veya nükleer kirlenmeye uğradığı bilinmiyor.

İlk nükleer deneme 1945’te  New Mexico’nun Jornada del Muerto isimli çölünde yapılmıştı. O yıldan bu yana Nevada, Kazakistan, Çin, Hindistan’ın Thar Çölü’nde ve Fransız Sahrası’nda, yeryüzünde ve yeraltında, yüzlerce nükleer bomba denendi.

Sadece Rusya, 1949-1990 yılları arasında Polygon olarak bilinen steplerde 600 bomba patlattı.

Her yeryüzü testinden sonra günlerce kör olan step kartallarını telgraf tellerinin üzerinde kıpırtısız otururken görmek mümkündü, diye yazıyor Atkins.*

Hayali bile korkunç.

Ben en iyisi peygamberlikten vazgeçeyim ve üç cümlelik kutsal kitabımı koltuğumun altına yerleştirip kaybolayım.

Benimkisi bir kişilik din olarak kalsın.


* The Immeasurable World: Journeys in Desert Places/ Willam Atkins (Türkçesi yok).

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ağustos böceklerini güldürdüm

Bağırıyorum ama beni bahçede bağırışan ağustos böceklerinden başka duyan yok

Karar ver KKTC kardeş, açılıyor musun açılmıyor musun?

KKTC hükûmeti ise ülke turist akınına uğrayacakmış gibi davranıyor ve herkes için –ziyaretçiler, oteller ve uçak şirketleri– hayatı kolaylaştıracağına zorlaştırıyor