26 Haziran 2025

Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır

Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde evinin mutfağında, “Tek bir muradım var benim, o da milletimin gelecekte bana dua etmesidir” demişti. O tarihte doğru söylemediğini, aslında “nefsine yenilebilen” bir kişi olduğunu öğrenememiştik. Şimdi AKP yargısının vereceği kayyım kararıyla CHP’nin başına geçmeyi bekliyor!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve CHP 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu

Kemal Kılıçdaroğlu, 27 Kasım 2021 günü sosyal medyada yayınladığı bir videoda şunu söylüyordu:

“Nefsine yenilen sorumsuz liderler ve iktidarlarının yapamadığını ben yapmak istiyorum. Hayatımın bu aşamasında neyleyim ben sarayları, paraları? Ben nefsimi körelteli çok uzun yıllar oldu. Tek bir muradım var benim, o da milletimin gelecekte bana dua etmesidir, o kadar.”

Konuşmanın dekoru Kılıçdaroğlu ailesinin mutfağıydı.

Henüz cumhurbaşkanı adaylığını açıklamamıştı. Altılı Masa’nın nafile toplantılarıyla bir yandan milleti, bir yandan da partisini oyalıyordu.

O tarihte doğru söylemediğini, aslında “nefsine yenilebilen” bir kişi olduğunu öğrenmemize daha 13 ay vardı.

Seçimden sonra da bu tablo iyice netleşti.

Önce “partiyi güvenli limana kadar götüreceğim” diye ayak sürüdü.

Şimdi de AKP yargısının vereceği kayyım kararını heyecanla bekliyor.

Bekliyor ki AKP yargısı kendisini tekrar CHP’nin başına geçirsin, o da partiyi “güvenli limana kadar” götürsün!

İsmail Saymaz’ın yazdığına göre CHP’nin il başkanlarından birine “benim gelmemin ne zararı var size” demiş.

TIKLAYIN: İsmail Saymaz: Kılıçdaroğlu, CHP'li isme "Benim gelmemin ne zararı var?" dedi; İmamoğlu mitinglerinden memnun değil

Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının, CHP’nin yeni yönetimiyle kat ettiği mesafeden ve toplumla kurduğu dinamik ilişkiden rahatsız oldukları da anlaşılıyor.

Yine İsmail Saymaz’ın yazdığına göre Ekrem İmamoğlu’na karşı yapılan yargı darbesinden sonra düzenlenen mitinglerden de memnun değilmiş.

CHP’nin, Türkiye’nin en büyük seçim çevresinde en yakın rakibinden 1 milyon fazla oy alarak seçilen bir belediye başkanını savunmasının neyinden memnun değil acaba?

Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın bir gazeteci arkadaşım, Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığının yanlış olduğunu savunduğumda bana şunu söylemişti:

“O hesabını yapmıştır, kazanamayacağı bir seçime girmez. Böyle yaparsa insan içine çıkamayacağını bilir.”

Görüyoruz ki böyle bir “bilgelik” durumu da söz konusu değil.

İnsan içine çıkmamayı bir kenara bırakın, AKP yargısı marifetiyle partinin başına oturmak bile onu utandırmıyor. Heyecan içinde bu kararın verileceği günü bekliyor.

Ortaya çıkıp, böyle bir şey olduğu takdirde partiyi, seçilmiş yöneticilere teslim edeceğini söylemeye dili varmıyor.

Genel başkan olduğu dönemde Kılıçdaroğlu’nun gizli görevinin Erdoğan’ın iktidarını sürdürmesini sağlamak olduğu yolunda komplo teorileri duyardık.

O zaman bu komplo teorilerine güler geçerdim.

Genel başkanlığı kaybettiği günden bugüne Kılıçdaroğlu’nun izlediği yola bakınca da “acaba” diyorum, “komplo teorisi diye gülüp geçtiğim şey aslında bir gerçeğin ifadesi miydi?”

Mehmet Y. Yılmaz kimdir?

Mehmet Yakup Yılmaz, 1956 yılında Malatya'da doğdu. İlkokulu Antalya Devrim İlkokulu'nda, orta okul ve liseyi parasız yatılı olarak Denizli Lisesi'nde okuduktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat ve Maliye Bölümü'nden 1977 yılında mezun oldu

Gazeteciliğe SBF öğrencisi iken 1975 yılında Ankara'da Mehmet Ali Kışlalı yönetimindeki Yankı Dergisi'nde başladı. Derginin Yazı İşleri Müdürlüğü görevini bir süre yürüttü.

12 Eylül 1980 darbesi öncesinde Türk İş'e bağlı Yol İş Federasyonu ve YSE - İş sendikalarında basın müşaviri olarak görev yaptı, sendika gazetesi ve dergilerini yayınladı.

Askerlik görevi Kara Harp Okulu'nda yapıldıktan sonra İstanbul Gelişim Yayınları'nda mesleğe geri döndü. Gelişim Yayınları'nda Erkekçe ve Bilim dergilerinin Genel Yayın Müdürü Yardımcılığı ve ardından Gelişim TV Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği görevlerinde bulundu.

1985 yılında Hürriyet'e geçti ve Hürriyet Dergi Grubu'nu kurdu. Tempo, Blue Jean, Playmen gibi dergileri yayınlandı.

Daha sonra Dönemli Yayıncılık Genel Müdürlüğü görevine getirildi. Ercan Arıklı ile birlikte Dönemli Yayıncılık'ın 1 Numara Yayıncılık'a dönüşmesi sırasında Genel Müdürlük görevini üstlendi. Aktüel, Cosmopolitan, Penthouse, Oya gibi dergilerin kurucu genel yayın müdürü oldu. Bugüne kadar 30'u aşkın derginin kuruculuğu yapıldı.

1995 yılı başında Posta gazetesini yayınladı. Aynı yıl sonunda Fanatik gazetesini, 1996 yılı sonunda ise Radikal gazetesini kurdu, genel yayın müdürlüğünü yürüttü.

2000 yılında Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürlüğüne getirildi. Bu görevi 5,5 yıl sürdürdükten sonra Doğan Burda Dergi Grubu'nun CEO'luğu görevini üstlendi.

2005 yılından 2018 Eylül ayına kadar Hürriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Ekim 2018'den itibaren T24'te yazmaya başladı.

Gazete köşe yazılarından derlenen "Kırmızıyı Seçtim, Aşk Mavinin Altındaydı", "Benden Selam Söyleyin Bütün Aşklarıma", "Aşktan Sonra Hayat Var Mı", "Şaşırma Duygumu Kaybettim, Hükümsüzdür" isimli kitapları yayımlandı. "Aşk Herşeyi Affeder mi" isimli uzun hikâyesi kitap olarak yayınlandı. 

"Türkiye medyasında en çok yayın başlatan gazeteci" olan Mehmet Y. Yılmaz, güncel politik gelişmelerin yanı sıra, deneme tarzındaki yazıları ve futbol üzerine yaptığı yorumlarıyla da biliniyor.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Umarım ki hâkimler, hekimlerden daha iyi biliyor olsun

Cezaevinde son bir ay içinde dört kez baygınlık geçirdiği belirtilen bir tutuklu, 1 Ekim 2025’e kadar yaklaşık 3 ay daha hapiste tutulacak. Umarım hâkimler, bu hastalıklar ile ilgili olarak hekimlerden daha deneyimli olsunlar, Ayşe ekim ayındaki duruşmaya sağ salim çıkabilsin

Hukuk isteyerek suça tahrik!

Bugün geldiğimiz yer burası: Haksızlıkları, hukuksuzlukları konuşulamaz hale getirmek, muhalefeti ses çıkarmadan boyun eğmeye zorlamak! Bir gazetecinin eleştirisini bile “halkı suç işlemeye tahrik” diye tanımlamanın başka bir anlamı yok

Alaturka apartheid rejimi!

Irksal ayrımcılığın kurumsallaşmış rejimi anlamına gelen “apartheid”, icat edildiği Güney Afrika’da terk edildi ancak Türkiye’de ayrımcılık, muhalif kişileri ve kitleleri ötekileştirip, ezmek üzerinden devletin her kademesinde kendine göre bir karşılık buluyor. Yakında bu rejimin de bir ismi konacaktır elbette ama şimdilik şöyle diyebiliriz: Alaturka apartheid rejimi!

"
"