Son yılların en düşük seviyesi
Belli semtlerdeki belli lokantalar, kulüpler filan rezervasyon kabul edecek sandalye bulamazken toplam yemek harcamasının düştüğüne de ayrıca dikkatinizi çekmek isterim.
Geçtiğimiz mart ayında kredi kartı ve banka kartı ile yapılan yeme-içme işlemi adedi 200 milyon ile son yılların en düşük seviyesine geldi.
İşlem başına 435 lira harcama yapılmış ki bu rakam önceki yıllara göre “rekor” sayılsa da aslında yaşadığımız “lokanta enflasyonunun” bir sonucu.
Yeme içme kaleminde yıllık enflasyonun yüzde 43.38 olarak gerçekleştiğini biliyoruz.
Toplam banka ve kredi kartı harcaması içinde de yeme-içme harcamasının oranında gerileme yaşanıyor.
Sektör temsilcileri, bir yandan enflasyonun yol açtığı fiyat artışları ve diğer yandan aynı sebepten alım gücünün düşmesi nedeniyle dışarıda yeme-içme sıklığımız azalıyor.
Enflasyonist baskılar ve fiyatlama davranışlarının etkisiyle bu düşüşün devam edeceği de tahminler arasında.
İşlem başına ortalamanın 435 lira oluşuna da bakarak bu harcamanın önemli bölümünün eğlence amaçlı olmaktan daha çok karın doyurma amaçlı olduğunu söyleyebiliriz.
Yani Etiler’de ya da genç ve çalışan insanların daha çok tercih ettikleri semtlerdeki lokantaların doluluğuna bakarak “oh ne ala, memleket eğleniyor” demek o kadar da gerçekçi değil.
Zaten geçtiğimiz yılın Kültürel Harcamalar İstatistikleri de gösteriyor ki devletin kültür harcamaları artarken, vatandaşların kültürel harcamaları oransal olarak azalıyor.
48 milyonun parası yok
İstatistiklerin verdiği sevinilecek tek haber, satın alınan kitap sayısında azalma olmaması, küçük de olsa bir artışın görülmesi.
Ancak unutmamak gerekiyor ki o harcamayı da yine nüfusun belli bir bölümü yapabiliyor.
Milli gelirin ancak yüzde 30’unu alabilen 48 milyon kişinin bu işe para ayıracak durumları yok.
Öte yandan iyi lokantalara gidebilecek durumda olanların, kişi başı harcamaların yüksekliğinden şikâyet ettikleri de bir başka gerçek.
Boğaz’daki tanınmış balık lokantalarında tüketilen içki miktarına göre değişmekle beraber içki dahil adam başına harcama 6-7 bin lira civarında.
Bu fiyattan şikâyet etmeden önce taze balık fiyatlarını, lokantanın kirasını, personel maaşlarını, zamanında tüketilmediği için bozulup atılan ürün maliyetini ve hepimiz gibi yaşamak zorunda olan lokanta sahibinin elde etmesi gereken kazancı filan da aklınızdan geçirmenizi öneririm.
Aynı durum her tür lokanta için geçerli.
1 kilo bonfilenin kasapta 1500 lira ve üstüne satıldığı bir ülkede, lokantada bir porsiyon bonfileyi (150 gram civarında) kaça satabilirsiniz?
Geçtiğimiz ay Kos Adası’nda sırf meraktan bir kasaba girdim, 1 kilo bonfile bizim paramızla 450 liraya satılıyordu.
Şeytan dürttü, şuradan bir sığırı bavula doldur, Bodrum’a götür diye!
Sonuç olarak şunu söylemem gerekecek:
Aslına bakarsanız lokantalardaki, barlardaki fiyatlar pahalı değil.
Hepimiz eskisine göre fakirleştik, gerçeğimiz bu.
Oksijen'den alınmıştır.