16 Şubat 2025
ABD başkanı Donald Trump "şaşırtmamaya" devam ediyor.
Rekor kıran aşırı sıcaklıkların yanısıra Kanada merkezli orman yangınları, seller ve son olarak Kaliforniya'da bir türlü söndürülemeyen yangınların hemen sonrasında başkanlık koltuğuna oturan Trump, Paris iklim anlaşmasından çekilme kararını imzaladı. Kararı açıklayan mektubunu da hiç vakitk aybetmeden Birleşmiş Milletler'e gönderdi.
Üstelik bu acele tavır, 2024 yılında küresel sıcaklıkların ilk kez sanayi öncesi seviyelerin 1,5 santigrat derece üstünde ölçülmesinin hemen ardından geldi. Bu artış küresel ölçekte alarm zillerinin çalması anlamına geliyordu.
Trump bununla da kalmadı: Mars, Ay ve diğer keşifler kapsamında çalışmalarını sürdüren gezegen bilimi komitelerinin tüm çalışmalarını durdurmaları talimatını verdi. Gezegen bilimi komitelerine gönderilen NASA antentli bir yazıda, "NASA başkanlığının, programları gözden geçirme ve uyumu sağlama sürecinde tüm toplantı ve faaliyetleri duraklatmanızı rica ediyoruz" deniyordu. Çalışmalar tekrar başlatıldığında bilgilendirileceklerdi.
NASA'nın gezegen bilimi değerlendirme ve analiz grupları, sürdürülen programlar çerçevesinde en son keşifleri ve görevleri değerlendirmek ve bunları ilgili kurum dışı gruplarla paylaşmak ve raporlamak için düzenli olarak bir araya gelirler. Bu çalışmaların bir biçimde durduruluyor olması bilim insanları arasında endişe ile karşılandı.
Janet Petro, Başkan Donald Trump'ın göreve başladığı ilk gün, 20 Ocak'ta, Uzay ajansının yeni başkanı olarak atanmıştı. Böylece Petro, NASA'ya liderlik edecek ilk kadın oluyordu. Ancak bunun geçici bir görev olduğu belirtiliyor. Başkanlığın daha sonra astronot Jared Isaacman tarafından devralınması bekleniyor. Isaacman'ın, ABD Senatosu'ndaki onay sürecinin zaman alacağı belirtiliyor. Isaacman, SpaceX'in özel uzay uçuşu olan Inspiration4'ün komutanıydı.
1960 yılında Michigan'da doğan Petro, 1981'de West Point'ten Mühendislik alanında Lisans derecesiyle mezun olduktan sonra orduya katılıyor. Petro, 2007 yılında babasının daha önce çalıştığı John F. Kennedy Uzay Merkezi'nin müdür yardımcısı olarak atanıyor ve 30 Haziran 2021'de de Kennedy Uzay Merkezi'nin ilk kadın müdürü oluyor.
Petro, şimdi 1958'deki kuruluşundan bu yana NASA'nın başına geçen ilk kadın.
NASA'nın başına geçici de olsa bir kadın başkan atanması sizi yanıltmasın.
NASA'nın kendi tarih ofisi tarafından hazırlanmış siyahi, Asyalı-Amerikalı ve kadın astronotları içeren 2023 tarihli bir makalenin kurumun web sayfasından kaldırdığı bildiriliyor.
Buradan anlıyoruz ki Trump bazı programları sonlandırmada kararlı. Bunlardan üçü kısaca DEI (Diversity, Equity ve Inclusion) yani "Çeşitlilik, Eşitlik ve Kapsayıcılık" olarak bilinen stratejiler; ve iklim değişikliği.
Trump'ın hedefinde federal olarak finanse edilen Rubin Gözlemevi de var.
Adını büyük gökbilimci Vera Rubin'den alan bu önemli merkezin web sitesinde yer alan Rubin'in biyografisinin değiştirilmesi bilim insanları arasında şaşkınlık yarattı. Değiştirilen metinde daha öncekinde var olan: "Bilim hala erkeklerin egemen olduğu bir alandır, ancak Rubin Gözlemevi, kadınların ve tarihsel olarak bilimden dışlanmış diğer insanların katılımını artırmak için çalışıyor. Rubin Gözlemevi, bilime katkıda bulunmak isteyen herkesi memnuniyetle karşılıyor ve daha az ayrıcalığa sahip olanları dışlayan engelleri azaltmak veya ortadan kaldırmak için adımlar atıyor."cümlelerinin yer almadığı belirtiliyor.
Akıllardaki soru: Bilimde kadınlara tanınan alanın daraltılması mı amaçlanıyor?
Trump'ın iklim anlaşması karşıtlığı için küresel ısınma tehlikesini abartılı bulduğunu söylemek çok hafif bir açıklama olur. Trump, Washington'daki yemin töreninin ardından yaptığı konuşmada, Paris anlaşmasını "soygun" olarak niteliyor ve diyor ki: "Paris Anlaşması bize 1 trilyon dolara mal olacaktı. Çin'e hiçbir şey, Rusya'ya hiçbir şey ve Hindistan'a hiçbir şey olmayacaktı."
Bu elbette oldukça abartılı bir rakam; Paris anlaşmasında hedeflenen tutar toplamda 100 Milyar dolardı ve ABD, en çok emisyon yapan birkaç gelişmiş ülkeden biri olarak bu fona ödeme yapmayı kabul ediyordu.
Biliyorsunuz Paris Anlaşması'nın hukuken bağlayıcılığı yok, ancak küresel ısınmanın önüne geçebilmek için küresel iş birliğini teşvik eden çok önemli bir belge.
ABD'nin resmen anlaşmadan ayrılması için bir yıl geçmesi gerekecek. Sonuçta ABD; İran, Yemen ve Libya'dan sonra anlaşmaya taraf olmayan dördüncü ülke olacak; inanılır gibi değil!
Bu arada Trump'ın uluslararası alanda estirdiği fırtına karşısında akıllar paralize durumda; nefesler tutulmuş ve ne olacağını bekler gibi bir atmosfer hakim.
Trump muhtemelen ne yapmak istediğini biliyordur. Yakın çevresi hatta selefleri de biliyor olmalı.
Beşir Esad, bir gecede aniden niye Rusya'ya gitsin ki? Üstelik o sırada Trump henüz başkanlık koltuğuna bile oturmamıştı.
Belki de bir sonun daha başlangıcındayızdır, kim bilir!
Kaynakça:
https://www.nasa.gov/people/janet-e-petro/
https://atmos.earth/fact-checked-trump-and-bidens-climate-claims-at-first-presidential-debate/
Prof. Dr. N. Güneç Kıyak kimdir?Prof. Dr. N. Güneç Kıyak, Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi (İÜ) ve yüksek lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Nükleer Enerji Enstitüsünde tamamladı. Yüksek Lisans eğitiminin ardından çalışma hayatına Türkiye Atom Enerjisi Kurumu-Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi'nde başladı. Araştırma Reaktörü radyasyon güvenliği sorumlusu olarak görev aldı ve ardından Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu bursu ile Almanya-GSF'de "nükleer santraller çevre analizleri" ve "Radyasyon Dozimetrisi, Nükleer Teknikler ve Uygulamaları" alanlarında araştırma çalışmalarında bulundu. 1996 yılında kurulan IŞIK Üniversitesi'nin kuruluş çalışmalarına katıldı. Üniversite bünyesinde çeşitli kademelerde görev alarak Fizik Bölüm Başkanlığı ve Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü görevlerinde bulundu. Bu süreçte "Lüminesans Araştırma ve Arkeometri Araştırma Laboratuvarı"nı kurdu. 2010- 2015 yılları arasında Işık Üniversitesi Rektörü olarak görev yaptı ve Rektörlük süresini tamamlaması sonrasında Feyziye Mektepleri CEO’su görevinde bulundu.
|
Bilim insanları, yıkıcı karanlık güçlerin gizemini çözebilecek ipuçlarını evrende en yaygın galaksi türü olan cüce galaksilerde arıyorlar. Onların, karanlık madde ile galaksi oluşumu konusunda bize anlatacakları çok şey olmalı!
Süperpozisyon durumunda olan beynimiz kötü bir şey olduğunda, bizi haklı çıkarabilecek sebepler bulmaya çalışıyor ve olası nedenler içinde bazılarını öne çıkararak bazen bize yardımcı olduğu gibi çoğu kez de gerçekliğimizi çarpıtıyor. Ama ona kanıp kanmamak da çoğu kez bizim elimizdedir!
DNA, sizi yalnızca diğer bireylerden ayıran bir ayraç değil, aynı zamanda bir zaman ölçeği. Yani doğa sizler için bir kayıt tutuyor ve bu kayıt DNA'nıza yüklenmiş. Ve sizin kayıt altına alınmış bu geçmişinizi silme ya da değiştirme şansınız yok ve hiç olmayacak!
© Tüm hakları saklıdır.