17 Mart 2024

Güneş'e yolculuk

Parker, görevini tamamlayacağı 2025 yılına kadar şaşırtıcı bir hızla yoluna devam edecek ve sonrasında Güneş'le buluşarak onun içinde kaybolacak...

Yıldızımız Güneş; onun ışığı ve ısısı olmasaydı yaşam olmazdı.

Tüm enerjimizin kaynağı o; yaşamı, varlığımızı ona borçluyuz.

Ancak ona ulaşmak oldukça zor ve bugüne değin yapılamadı. Bu zorluk aramızdaki 150 milyon km uzaklık değil, asıl sorun kavurucu sıcaklık. İç bölgede 200.000 derece olan sıcaklık, üst yüzeye doğru çıkıldıkça azalıyor ama yine de 5000 derece.

Ona yaklaşmak bu nedenle zor ama şu sıralar ilk kez insan yapımı bir uzay aracı Güneş'e doğru yol alıyor.

Bu Güneş yolcusu, NASA'nın şimdiye kadarki en hızlı insan yapımı nesne olma rekorunu da yakalamış durumda. Araç, Güneş'in etrafında dönerek görevine devam ederken saatte 635.266 km gibi büyük bir hıza ulaştığı bildiriliyor.

Bu değer ışık hızının yaklaşık yüzde 0,06'sına karşılık geliyor ve gerçekten çok yüksek bir değer.

İnsan yapımı bir aracın bu denli yüksek bir hıza ulaşabilmesi, beraberinde zihinlerdeki uzak yıldızlara gitme hayalini de tetikliyor.

Ancak uzay aracının bu muhteşem hızının, Güneş'e doğru ilerlerken etkisinde kaldığı muazzam çekim kuvvetinden kaynaklanmakta olduğunu belirtelim.

Parker Güneş Sondası

Güneş'in dış yüzeyini gözlemleme ve Güneş süreçleri ile ilgili veri toplama amacıyla başlatılan bir NASA projesi olan bu sonda, Johns Hopkins Üniversitesi Uygulamalı Fizik Laboratuvarı tarafından tasarlanmış. Yaklaşık 1,5 milyar ABD dolarına mâl olan araç, 12 Ağustos 2018'de uzaya fırlatılıyor.

Araç, adını Profesör Eugene Parker'dan alıyor. Parker, Güneşimiz de dahil olmak üzere yıldızların nasıl enerji yaydığına ilişkin çalışmaları ile tanınıyor. 

Parker, 1958'de Güneş'imizden süpersonik hızlara çıkan ve tüm Güneş Sistemi'nde yayılan yüklü parçacıkların oluşturduğu Güneş rüzgarlarını matematiksel olarak tanımlamış. Güneş Sistemi'ndeki dış manyetik alanın bir spiral şeklinde olacağını öne sürmüş (Buna şimdilerde Parker spirali deniyor) ve bu öngörüler daha sonra ölçümlerle doğrulanmış.

Uzay aracına Parker ismi verildiğinde Eugene Parker hayattadır. Ancak bu görevden 4 yıl sonra, 1922'de hayata veda edecektir.

NASA'nın ilk kez yaşayan bir bireyin adını bir göreve vermiş olduğunu hatırlatalım.

Güneş rüzgarları

Ancak Güneş gaz formunda olduğundan onun manyetik alanı dönmesi sırasında bükülür, bir lastik band gibi uzar ve yer yer düğümler oluşur. Bu noktalarda ışığın yüzeye ulaşımı engellenir.

Biliyorsunuz Dünya'nın da bir manyetik alanı var ve bu alan dünya ile birlikte döner.

Işığın serbest kalamadığı yerler manynetik alanın düğümlendiği yerlerdir. Buralarda, içten büyük bir baskı oluşur ve bu baskı patlamalara neden olur.

Birikmiş enerji dengesiz bir şekilde ortaya çıkar.

Bu patlamalara "Güneş patlamaları" diyoruz, bunlar milyonlarca atom bombasına eşit enerjili patlamalardır.

Güneş patlamaları sonucu, Güneş'in "korona" adı verilen üst tabakasından uzaya doğru plazma halinde yüklü parçacıkların oluşturduğu "Güneş rüzgarları" ortaya çıkar. Bu rüzgarların Dünya'nın manyetik alanı ile etkileşimlerini Güneş fırtınaları olarak deneyimliyoruz.

12 Ağustos 2018'de fırlatılan Parker Solar Sondası, 17 Mart 2023 itibarıyla, Güneş'e 15 kez 6,1 milyon km kadar yaklaşmış bulunuyor; Güneş rüzgarlarını çok yakından görebilme şansına sahip.

Böylece Parker, Güneş aktivitesi hakkında Dünya'ya yeni veriler ileterek Dünya üzerindeki yaşamı etkileyen büyük kozmik olayları anlama ve öngörme adına kritik katkılar sağlayacak.

Sıcaklık sorunu

Parker'ın bunları yaparken karşılaşacağı zorluk çok büyük. Sondanın yörüngesindeki yıldıza en yakın noktada, uzay aracının ön tarafındaki sıcaklık muhtemelen 1.400°C'ye ulaşacak.

Parker Güneş Sondası, Güneş yüzeyinin 6 milyon km yakınına kadar uçacak ve daha önce hiçbir uzay aracının olmadığı kadar ısı ve radyasyon ile karşılaşacak. Ancak Parker bu sıcaklıkta ve radyasyon ortamında ölçüm yapabilecek donanıma sahip.

Araştırmacılar, bazı önemli Güneş süreçleri hakkında çığır açıcı bilgilere sahip olmayı umuyorlar.

Parker, görevini tamamlayacağı 2025 yılına kadar şaşırtıcı bir hızla yoluna devam edecek ve sonrasında Güneş'le buluşarak onun içinde kaybolacak.

İlk kez Güneş'e bu denli yaklaştık ve ilk kez onun bu kadar yakından bir resmine sahip olduk.

Her geçen gün yapılamaz dediğimiz şeylerin yapıldığına tanık oluyoruz. Güneş'e gitmek de bunlardan biriydi ve gerçekleşiyor.

Yapılmayı bekleyen ama yapılamaz dediğimiz daha çok şey var!


Kaynakça

https://parkersolarprobe.jhuapl.edu/The-Mission/index.php
https://www.bbc.com/news/science-environment-67837161
https://www.space.com/parker-solar-probe-fast-solar-wind-source https://www.nasa.gov/specials/orionfirstflight/
https://www.bbc.com/news/science-environment-58609313

Nafiye Güneç Kıyak kimdir?

Nafiye Güneç Kıyak, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi (İÜ) Fizik Bölümünde ve yüksek lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Nükleer Enerji Enstitüsünde tamamladı.

Çalışma hayatına Türkiye Atom Enerjisi Kurumu - Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi'nde araştırma reaktörü radyasyon güvenliği sorumlusu olarak başladı. 

Doktora sonrası Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu bursu ile Almanya-GSF (Gesellschaft für Strahlen- und Umweltforschung-München)'de "nükleer santraller çevre analizleri, radyasyon dozimetrisi, nükleer teknikler" alanlarında çalışmalarda bulundu. 

Yurda dönüşünün hemen ardından doçent ve daha sonrasında da profesör oldu.

1996 yılında kurulan Işık Üniversitesi'nin kuruluş çalışmalarına katıldı ve çeşitli kademelerde görev alarak kurucu fizik bölüm başkanlığı, Fen Bilimleri Enstitüsü müdürlüğü görevlerinde bulundu. "Lüminesans Araştırma ve Arkeometri Laboratuvarı"nı kurdu modern fizik konularında lisans ve yüksek lisans dersleri verdi.

2010- 2015 yılları arasında Işık Üniversitesi Rektörü olarak görev yaptı. 

Rektörlük süresini tamamlamasının sonrasında Feyziye Mektepleri Vakfı okulları CEO'su görevinde bulundu. 

Prof. Kıyak'ın uluslararası bilimsel dergilerde yayımlanmış çok sayıda bilimsel makalesi, yurtiçi ve yurt dışında sunulmuş 200 dolayında bilimsel çalışması bulunmaktadır.

Ayrıca popüler bilim alanında üç kitabın yazarıdır: Aklın bilinmeyene yolculuğu: KOZMOSSırlar evrenine açılan kapı: KUANTUM ve Başlangıcın ötesi: ÇOKLU EVRENLER. 

2019'dan bu yana T24 Haftalık'ta popüler bilim konularında yazılar yazmaktadır. 

Prof. Kıyak evli ve iki çocuk sahibidir.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Varoluşun anahtarı: Higgs bozonu

Peter Higgs, 60 yıllık bekleyişinin o tarifsiz duygu seli içinde bir inanılmazı yaşıyordu. Onun kanıtlanması çok zor denilen öngörüleri nihayet doğrulanmıştı...

Kozmik Yumurta

Kozmik Yumurta ile kaosun içinde saklı ve kozmos olmayı bekleyen bir yumurtaya atıf yapılır. Bu yumurta, içinde kozmosu oluşturacak bir yaradılış tohumu barındırmaktadır

Uzay ne kadar soğuk?

Bugün evren, Büyük Patlama'dan kaynaklanan kozmik radyasyon "banyosu" içindedir ve evrenin sıcaklığı bu radyasyon ile karakterizedir