24 Mart 2020

Hep birlikte yalnız: 65 yaş üstü evden çıkamayan yaşlıların mevcut durumla baş etmeleri için öneriler

Benim korunmamın yolu senin korunman, senin korunmanın yolu benim korunmam

Biz özellikle yaşlılar ve yüksek risk grubu kesinlikle evde kalsın diye bir seferberlik başlattık. Evde Kal Türkiye diyoruz.

Söze bizim evde kalmamızı sağlayan sağlıkçılara ve ilacımızı, gıdamızı, elektriğimizi, suyumuzu, temizliğimizi temin herkese teşekkür ederek başlamak gerek. Biz ne ile kendimizi oyalasak diye tercih yapma lüksünü yaşıyorsak onların aldığı riskle, onların emeği ile. Onlara en büyük teşekkürümüz evde kalarak ve hasta olmayarak olacak. Bu sabra ve emeğe değecek.

Hep birlikte yalnız duracağız

Yavaş yavaş acele edercesine... İmkansız görüneni başarırcasına... Kendimizden uzaklaştıran kalabalıklardan, kendimize döneceğiz. Kendimizi korurken toplumumuzu koruduğumuz bir dengeye kavuşacağız.

Nasıl karantinada kalacak riskli gruptakiler ve özellikle ileri yaştakiler? Hatta belki kaçınılmaz olan bir sokağa çıkma yasağı gelirse nasıl baş edecekler bu önemli değişimle. Şimdiye kadar eve kapanmayın hayatın içinde olun, aktif olun, sosyalleşin dediklerimize şimdi aman kapıdan dışarı çıkmanız riskli diyoruz. Tabi korunaklı girip çıkacağınız bir bahçeniz varsa, doğadan kopmadığınız bir yerde yaşıyorsanız çok şanslısınız. Kişisel mesafe genişledi mecburen. Güvende olmak için etkileştiğiniz kişilerle mümkünse 2 metre mesafede kalın. Uzun süreyi aynı kapalı ortamı sadece birlikte karantinaya girdiğiniz kişilerle paylaşmanız güvenli.

Bir temel ihtiyaçların karşılanması konusu var. Gıda ilaç temininin sürdürülmesi. Bir de belki daha zoru ruhsal olarak bu durumun sürdürülmesi. Salgınlara tepki 3 evrede gelişiyor. Önce biraz halının altına süpürme hissi veren sinsi bir evre, bir kabullenmeyiş. Sonra bulgular yayılınca korku ile karışık bir tepki ve tedbir alma, planlama evresi. Üçüncü evrede ise kayıplar ve üzüntülerle bir kabullenme, olgunlaşma ve hayatı yeniden inşa etme evresi. Çoğumuz ikinci evreye geçtik. En büyük tehdit birinci evrede takılıp kalanlar. 

Yaşlılar karantinada ne yapacaklar demeden önce, karantinadan evvel ne yapıyorlardı günlük yaşamlarında sorusuna cevap vermek gerek. Biz sağlıklı beslenin hareket edin diyeceğiz. Özellikle sigaradan ve alkolden uzak durmak önemli diyeceğiz hekimler olarak. Korkunun kaygının gölgesinde herkes kendi karakterine göre tepki verecek tüm uyarılara önerilere. Alışkanlıkları arasında olmayan şeyleri yapmaları zor olacak elbette. Aaa Gülsin Onay Chopin çalmış internetten canlı yayınlanmış haberi, klasik müziğe tutkusu olmayana çok uzak gelecek, klasik müziğe tutkusu olsa da internetle teknolojiyle henüz tanışmamış olana da yakın ama zor gelecek. Televizyonun karşısından sadece tuvalete gitmek ve yemek yemek için kalkanlara, günlük egzersizini ihmal etmeyin demek kolaylıkla kulak ardı edilecek bir uyarı olacak.

Aslında sorunları fırsata çevirme penceresinden bakma kabiliyetimiz olmalı. Bir nörolog olarak beyin üzerinden örnek vereyim; ön beynimiz bizi engelleyen durumlarda yeni çözümler bulmayı, alternatif stratejiler geliştirmemizi sağlayan tarafımızdır. Burada ön beynimizi kullanmamız gerekiyor. Koronavirüs yaşlıları eve kapatabilir. Bu duruma uyum sağlamak, yeni koşullarda yaşamı anlamlı ve verimli kılmak bizim yapabileceğimiz şeyler.

En temel öneriler 

* Temel bir rutininiz varsa onu bozmayın tabi evde kalarak.

* Uykuyu ve gıdayı eksik bırakmayın.

* Becerebildiğiniz kadar hareketli olun.

Günümüzü yapılandıran dış faktörler yok diye, umutsuzuz diye günlük rutinden vazgeçmemek gerek. Uyku bu düzenin, ruh ve beden sağlığının önemli bir parçası. Dengeli beslenmek de öyle. Maalesef birçok yaşlının evinde günlük taze yemek pişmeyebiliyor, öğün sayısı azalabiliyor. Dengeli ve sağlıklı bir öğünün içeriği ile ilgili bilgilendirmeler yapmak büyük destek sağlayabilir. Burada medyaya önemli bir görev düşüyor. İsteğiniz kadar alternatif sağlık programlarında çeşitli otların bağışıklığa iyi geldiğini duyun ve uygulayın, dengeli beslenmiyorsanız hiç bir ot ya da vitamin takviyesi sağlıklı olmanıza yetmez.

Eve kapanın demek, bütün gün oturun ya da yatın demek değil. Titiz bir insansanız temizliğinizi, yemek yapmaya ilginiz varsa yemeğinizi yapmak da önemli bir bilişsel ve fiziksel aktivite ama bütün kaslarımızı çalışır durumda tutmak hem beden hem ruh sağlımıza iyi gelecektir. Tabi bel ve diğer eklemlerle ilgili herhangi bir sorununuz varsa bunlara zarar vermeden hareket etmenin inceliklerine dikkat ederek.

Tüm öneriler için her zaman yaptığınızın bir fazlasını yapabilmek kendinize aferin verdiğiniz, ödüllendirdiğiniz bir davranış olsun. Bu yaşama sarılıyorum duygunuzu pekiştirsin. Bu günler geçtiğinde sadece oturup beklemiş değil kendime ve çevreme katkı sağlamıştım diyeceğiniz planlarınız olsun. Uygulayabildiğiniz kadarını uygulayın. Dayanışma duygunuz icraata geçsin. Zaten karantinayı doğru yapıp hastalanmamak şu anda yaşadığımız dünyaya en büyük katkınız, armağanınız olacak.

Belki Decameron gibi bir eser çıkmayacak ortaya ama hislerinizi paylaşabilmeli, içinizi bazen söze, yazıya, bazen müziğe, bazen özenle hazırlanmış bir yemeğe, örülen bir kazağa, bitirilen bir yapboza dökebilmelisiniz. Hijyen önemliyi bir bahar temizliğine çevirip evinize, yaşamınıza başka türlü bir çeki düzen vereceksiniz belki.

Haberler ürkütücü, üzücü olabilecek. Kendinizle kalmak önce kaygınızla da kalmak olunca, arada başkalarının hikâyeleriyle soluklanmazsanız kaygıya gömülebilirsiniz. Korkusu kendinden beter süreçler bunlar.

Teknolojiden faydalanmanın yolları

Sosyal medya sayesinde, teknolojiden yararlanarak aslında başka türlü sosyalleşme yollar bulacağız. Zaten artık telefonla görüşmeler çeşitli uygulamalar sayesinde görüntülü yapılabiliyor. Birçok toplantı çoklu görüntü görüşme uygulamalarıyla herkesin bulunduğu yerden katılması ile yapılabiliyor.

Dünyanın bütün filmleri, müzikleri, tiyatro, opera, bale arşivleri, müzeleri, doğa harikaları, yaşamı anlatan belgeselleri, en güzel seslerin okuduğu öyküler, yazılar, en ünlü üniversitelerin dersleri, konferanslar hepsi teknoloji sayesinde, internete bağlanacak bir bilgisayarınız, bir tabletiniz veya akıllı telefonunuz varsa elinizin altında. Eğlenmek öğrenmek evinizden üstelik etkileşerek yapabileceğiniz bir şey haline geldi. Yeter ki teknolojiye hakim olun, kapınızı açın.

Evde kalmanızı istiyoruz, alışveriş, evet bakkal, manav, kasap sipariş gönderiyor çoğu yerde, ailenin gençleri, komşular, apartman görevlileri de yardım edecek alışverişlerinize. Bir yolu da var gıda, temizlik malzemesi, hazır yemekler internet üzerinden bir çok uygulama ile ısmarlanabiliyor ülkemizin bir çok yerinde. Bu uygulamalara sahip değilseniz, sahip olan bir yakınınız, komşunuz da size destek verebilir.

Evde kalmanızı istiyoruz, hayat devam ediyor, ödemeler var, nakit gerektiren alışverişler. Banka ile ilgili işlerinizin çoğunu artık dijital ortamda yapabiliyorsunuz. Hiç internet/telefon bankacılığı yapmadıysanız güvendiğiniz birisiyle başlayın.

Giderek sağlık hizmetleri için de teknolojiden faydalanma kapasiteniz artacak bu değişime de hazır olun.

Biz size evinizde kalın derken evi kalabalık olanlarınızın da olduğunu biliyoruz. Huzurevlerinde, bakım evlerinde yaşayanlarınız da var. Buralarda kısmi karantina koşullarının uygulanması sırasında kurumsal uyarılara, tedbirlere uymak gerekiyor. Morali topluca güçlü tutacak aktivitelerden mahrum kalmadan ve yaşama sevincinizi diri tutan sevdiklerinizle gerekirse teknoloji sayesinde görüşmeye devam ederek, birlikte bugünleri geçireceğiz.

Benim korunmamın yolu senin korunman, senin korunmanın yolu benim korunmam. 

''Birlikte yaşamayı becerebiliriz, birlikte hastalıktan korunmayı, birlikte iyileşmeyi becerebiliriz.''


Gülsütü Salur: 65+ Yaşlı Hakları Derneği Başkanı