19 Nisan 2025

Ogün Samast adaleti: Gardiyanın boğazına bıçak dayamak mesele değil, Kozağaçlı olmak mesele

İnfaz hakimliği Selçuk Kozağaçlı’nın puanının 37,5 olmasına yapılan itirazı yerinde buldu, tahliye kararı verdi. Sadece bir gün sonra savcılık itiraz etti, aynı infaz hakimliği bu kez tahliye kararını kaldırdı. Hrant Dink cinayetinin tetikçisi Ogün Samast, cezaevinde gardiyanlara saldırdı, birini boğazına bıçak dayayarak yaraladı. Bu eylemlerden dolayı sadece disiplin cezası almadı, hapis cezası da aldı. Buna rağmen, “iyi halli” bulundu. Bırakıldı ve bırakılmasına kimse itiraz etmedi

adalet

Hrant Dink cinayetinin tetikçisi Ogün Samast, Silivri Cezaevi’de olduğu 2017’de, koğuştaki butona basarak ‘başmemur’ ile görüşmek istediğini söyledi. Gelen infaz koruma memuru, öğlen vardiyasındaki memurların çıkış yaptığını, bu çıkış işleminden sonra başmemurun kendisiyle görüşebileceğini iletti. Ancak Samast bu durumu kabul etmedi. Küfreden ve kupa bardağı mazgala fırlatan Samast, içeriye giren üç gardiyana saldırdı. Sakinleştiği sanıldığı sırada cebinden bıçak çıkartarak salladı ve gardiyanın boğazına bıçak dayadı. Gardiyanı hafif biçimde yaralayan Samast, bir başka gardiyanın da parmağını ısırdı.

* * *

Bu eski haberle yazıya başlanmasının bir nedeni var elbette.

Ogün Samast, Kasım 2023’te tahliye edildiğinde, hep bir ağızdan cezasını tamamladığı, yapılacak bir şey olmadığı açıklamaları sıralanmaya başlandı. Adalet Bakanlığı, şöyle diyordu açıklamasında:

“Samast’ın, cinayet tarihinde yaşının 18’den küçük olması nedeniyle “öldürme” suçundan 21 yıl 6 ay olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte failin; yasak silah taşımaktan aldığı 1 yıl 4 ay hapis cezasının içtiması ile 22 yıl 10 ay hapis cezası kesinleşmiştir. Hükümlünün; cezası infaz edilmekteyken, cezaevinde işlemiş olduğu suçlardan dolayı 2 yıl 36 ay 43 gün hapis cezası daha almış olması nedeniyle neticeten 24 yıl 46 ay 43 gün hapis cezasının infazı tutukluluk tarihi olan 24/01/2007’den itibaren başlamıştır.”

Bakanlık, Samast’ın 19 Şubat 2022’den itibaren denetimli serbestlik hakkına sahip olduğunu ancak bu haktan yararlandırılmadığını bildirdi. Bu haktan yararlansa, önce açık cezaevine geçecek, üç ay sonra da tahliye olabilecekti.

Bakanlığın açıklamasında, Samast’ın koşullu salıvermeden yararlanma taleplerinin 19 Ocak 2023’te ve 13 Temmuz 2023’te iki kez reddedildiği de vurgulandı. Açıklamada, “Bu süreçte 2015 yılından itibaren hükümlünün 5 kez açık ceza infaz kurumuna ayrılma talebi, 2 kez de denetimli serbestlik talebi uygun görülmemiştir. Bu kapsamda, 7456 sayılı Kanun ile yapılan infaza ilişkin düzenlemelerden istifade etmesi söz konusu değildir. 5275 sayılı Kanunun genel hükümlerine göre cezası infaz edilmiştir” denildi.

Hrant Dink cinayetinin tetikçisi Ogün Samast

* * *

Öyle miydi peki?

Daha fazla yatması mümkün değil miydi?

Aslında 27 yıl 10 ay yatırılması mümkünken nasıl oldu da tahliye edilebildi.

Açıklamalarda neden Samast’ın 6 yıl daha fazla cezaevinde tutulma ihtimali varken bunun yerine koşullu salıvermeden yararlandırıldığı konusunda bir açıklama yapılmadı.

* * *

Çağdaş Hukukçular Derneği Onursal Başkanı Selçuk Kozağaçlı tahliye edildikten sadece bir gün sonra savcılık puanlama sistemini anımsadı.

Eski infaz sisteminde, terör suçu işleyenler cezalarının dörtte üçünü, adli suç işleyenler üçte ikisini cezaevinde geçirdikten sonra tahliye olabiliyordu.

Yeni infaz sisteminde ise bu süreler dolduktan sonra hükümlünün tahliye edilip edilmeyeceğine cezaevlerindeki idari gözlem kurulları karar veriyor. Bu kurulun önüne çıkmak için cezaevlerindeki ilgili birimler, hükümlü için puanlama yapıyor. 40 puanın altında kalanların durumu kritik sayılıyor. Ancak Yargıtay kararlarına göre takdir hakkı idari gözlem kurulunun. Zira hükümlüyü tanıyanlar onlar. Takdir haklarını kullanarak tahliye kararı verebiliyorlarsa Yargıtay’a göre hükümlünün puanı da usul işleminden ibaret kalıyor.

Çağdaş Hukukçular Derneği Onursal Başkanı Selçuk Kozağaçlı

* * *

Kozağaçlı’nın puanı 37,5 olarak belirlenmişti. Kozağaçlı, cezaevindeyken buna itiraz etti. Zira sağlık sorunları nedeniyle spora çıkamamıştı ama spora çıkmadığı için bu başlıktan “0” puan verilmişti. Pandemi döneminde, bütün etkinlikler yasaklanmışken, bazı etkinliklere katılmaması “0” olarak puanlanmıştı.

İnfaz hakimliği bu itirazı yerinde buldu. Yeni puanlama bekleniyordu. Bu aşamada idari gözlem kurulu, takdir yetkisini kullanarak tahliye istedi, infaz hakimliği tahliye kararı verdi.

Sadece bir gün sonra savcılık itiraz etti. Aynı infaz hakimliği bu kez tahliye kararını kaldırdı.

* * *

Kozağaçlı’nın nasıl bir sevgi ve coşkuyla karşılandığını tahliye edildikten birkaç saat sonra bile görebildik değil mi?

Savcılığın itiraz gerekçesine dönelim, hakimliğin tahliye kararını kaldırmasına yol açan itiraz dilekçesine…

Şöyle diyor savcılık:

“Gözlemlenen tutum ve davranış değişikliği ile gelişim motivasyonunun düşük olduğu, belirlenen gelişim puanının 37,75 olup bakanlık tarafından belirlenen eşik puanı (eşik puan 40) karşılamadığı… kişinin salıverilmesi sonrası toplumla bütünleşme süreci ve gelecek motivasyonu hakkında olumlu bir kanaat oluşmadığı, topluma ve mağdura zarar verme riski konusunda anlaşılır, samimi ve olumlu bir kanaat oluşamadığı…”

* * *

Kozağaçlı’nın toplumla bütünleşme süreci ve gelecek motivasyonu hakkında olumlu kanaat oluşmamış.

Bununla sınırlı değil…

Sanki Kozağaçlı, terör örgütü üyesi olduğunu kabul etmiş, avukatlık dışında bir de böyle bir yönü olduğu konusunda ikrarda bulunmuş gibi, “kişinin terör örgütü üyeliğinden ayrıldığına dair somut bir beyanı veya davranışının kurumca tespit edilemediği, kendisi hakkında kurum tarafından terör örgütünden ayrıldığına dair verilen samimiyet tasdik kararının da bulunmadığı…”

Kozağaçlı, üyesi olduğunu söylemediği örgütten ayrıldığını söyleyecekmiş.

* * *

Samast’a dönelim.

Adaletin nasıl çifte standartla işlediğine bakalım.

Samast da koşullu salıverme süresi başlayınca başvuruda bulundu. Talebi önce iki kez geri çevrildi. Kurul, Samast’ın son talebini de geri çevirme hakkına sahipti. Bu durumda Samast, üç ila altı ay arasında kurulun yeniden önüne çıkacaktı. Ancak kurul onay vermediği sürece tahliye olamayacaktı. Samast’ın bakanlığın açıklamasına göre 27 yıl 10 ay toplam cezası bulunuyordu. Bu durumda, cezanın tamamını cezaevinde geçirmesi söz konusu olabilecekti.

Öncelikle Samast’ın eylemi “terör örgütü eylemi” sayılmıyordu. Bu nedenle şartla salıverme süreci erken başlatıldı.

Ama vukuatı boldu.

Cezaevinde gardiyanlara saldırdı, birini boğazına bıçak dayayarak yaraladı. Farklı disiplin suçlarına benzer şiddet eylemleriyle imza attı.

Bu eylemlerden dolayı sadece disiplin cezası almadı, hapis cezası da aldı.

Buna rağmen, “iyi halli”, toplumla bütünleşmeye hazır bulundu. Bırakıldı ve bırakılmasına kimse itiraz etmedi.

* * *

Zira insan öldüren, şiddet eylemlerine cezaevinde devam eden, yüksek tondan emirler yağdıran biriyseniz ve içeri girerken sırtınız sıvazlanarak bayrak önünde poz verdirilmişseniz işleriniz yolunda gidiyor.

Soma madencilerinin, öğrencilerin, sendikacıların, devrimcilerin avukatı olduğunuzda okuduğunuz kitaptan mırıldandığınız şarkıya kadar hemen her davranışınız disiplin cezası haline gelebiliyor.

Selçuk Kozağaçlı’nın özel bir ihtimama, ayrı bir şefkate ihtiyacı yok.

Kozağaçlı’nın kimsenin savunmasına bile ihtiyacı yok.

En iyi yaptığı şey adaletin ne olduğunu anlatmak.

Yine yapar, yine güler yüzü ile çıkar.

Ama tarih de yazıyor ve yazar elbet…

McDonalds’ı bombalayıp 8 çocuğu yaralamaktan sadece 10 ay ceza verilenleri, Hrant Dink’i sokak ortasında vurup öldürenlerin sırtının sıvazlanmasını… Bayrağın arkasına saklanan korkakları…

Bitmeyen bu çifte standardı…

Bitmeyen bu adaletsizliği…

Gökçer Tahincioğlu kimdir?

Gökçer Tahincioğlu, 1997'den 2018'e kadar Milliyet Gazetesi'nde yargı muhabirliği, Ankara Haber Müdürlüğü, köşe yazarlığı yaptı.

Haber, yazı ve fotoğraflarıyla Musa Anter, Metin Göktepe, Abdi İpekçi gibi isimlerin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Özgürlüğü ödüllerine layık görüldü.

Bu Öğrencilere Bu İşi mi Öğrettiler?: Öğrenci Muhalefeti ve Baskılar (2013, Kemal Göktaş'la birlikte), Beyaz Toros: Faili Belli Devlet Cinayetleri (2013) ve Devlet Dersi: Çocuk Hak ve İhlallerinde Cezasızlık Öyküleri (2016), Çünkü Umurumuzda adlı mesleki kitaplara imza attı. Yaralı Hafıza ve Kayıp Adalet adlı derleme kitapların editörlüğünü üstlendi.

İlk romanı Mühür, 2018'de yayımlandı. 2020'de yayımlanan ikinci romanı Kiraz Ağacı ile Yunus Nadi Roman Ödülü'nü kazandı. Üçüncü romanı Sabahattin Ali'yi Ben Öldürdüm, Eylül 2023'te yayımlandı. 2018'den bu yana T24 Ankara Temsilcisi olarak çalışıyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

15 yıldır korunan, işkence yapan ve işkenceyi gizleyen polislere “iyi hâl” indirimi istendi: Onur Yaser Can davasında sil baştan mücadele

Onur Yaser Can dosyası büyük bir inada ve mücadeleye rağmen cezasızlıkla sonuçlandırılmak istenilen, en hafif cezayla geçiştirilmeye çalışılan bir dosya… Açıkça cezaların sanıklar lehine indirilmesinin istendiği davada, şimdi yeniden yargılama yapılacak... Duruşma 20 Haziran'da

Altıya beş adım “kuyu tipi” yaşam ve Grup Yorum

İnsan öldürürseniz “kader kurbanı” oluyor ve kolayca cezaevinden çıkabiliyorsunuz ancak slogan atarsanız ya da bir dünya görüşüne sahipseniz içeride kalmanız her koşulda meşru görülüyor. İnsanlar bir gece vakti, F tipi cezaevlerinden F tipi cezaevleriyle bile kıyaslanamayacak koşullara sahip "kuyu tipi" cezaevlerine naklediliyorlar. Tek kişilik, hücre boyutundaki odanın uzunluğu 6 adım, genişliği 5. Hatta, 4,5… Buralarda en azılı suçluların yattığı sanılabilir. Hayır, onlar Türkiye’de “kader mahkûmu” sayılıyor dedik ya…

Çekilmemiş fotoğraflar

Keşke bir çocuk gibi, hiç ölmeyeceğine olan inancım yaşayabilseydi… Bitlis’te büyüyen o küçük ve cesur çocuk olarak anımsayacağız seni…

"
"