28 Mayıs 2025

Chagos Adaları: Bir sömürgecilik tasfiyesi öyküsü

Birleşik Krallık, Diego Garcia adası dışında, Chagos Adaları’nı Morityus’a devrediyor, “vatan toprağını yabancı devlete vermekle” suçlanıyor! Kimin toprağının kime verildiğini araştırınca, güncel siyasette sömürgeci anlayışın izlerini buldum!

Birleşik Krallık hükümeti Chagos Adaları’nın (Archipelago) Morityus’a (Mauritius) iade edileceğini Ekim 2024’te açıkladı. Chagos Adaları’nı, sömürgeciliğin tasfiyesi bağlamında 1968’de Morityus’un bağımsızlığının tanınmasından üç yıl önce 1965’te bölerek ayırmış ve bu takımadalar üzerindeki egemenliğini sürdürmüştü.

22 Mayıs 2025’te imzalanan anlaşma parlamento onayını bekliyor. Chagos Adaları, Birleşik Krallığa kiralanan Diego Garcia dışında, Morityus’a devrediliyor. 1970’lerden bu yana ABD ve Birleşik Krallık ortak askeri üssüne ev sahipliği yapan ve bölgede önemli elektronik istihbarat toplama merkezi olan Diego Garcia en azından 99 yıl boyunca Birleşik Krallığın egemenliğinde olacak.

Birleşik Krallık, Diego Garcia’da egemenliğini sürdürmesi karşılığında Morityus’a her yıl 101 milyon pound ödeyecek.

ABD Başkanı Trump, Birleşik Krallık ile Morityus arasında varılan anlaşmayı desteklediğini açıkladı. Sonuçta, ABD Diego Garcia’daki Birleşik Krallık ile ortak askeri üssünü koruyor, adadaki ve dolayısıyla bölgedeki stratejik varlığını sürdürüyor, bedeli de Britanya halkı ödüyor. Bu anlaşma karşılığında belki Başbakan Starmer’a bir başka alanda iltimas yapmayı vaad etmiş olabilir!

Five Eyes” (FVEY) ittifakının diğer üyeleri de (Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda) Birleşik Krallık-Morityus anlaşmasına destek beyan ettiler.

Şimdi, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde yürütülen sömürgeciliğin tasfiyesi sürecinde Morityus’un başına gelenleri inceleyelim. 1968’de bağımsızlığı kazanmasından önce 1965’te Birleşik Krallığın Chagos Adaları’nı Morityus’un bütünlüğünden koparmasının uluslararası hukuk açısından sonuçlarını görelim.

İngiltere Başbakanı İngiltere Başbakanı Starmer ve ABD Başkanı Donald Trump

Sömürge dönemi

Morityus Birleşmiş Milletler’in 193 üye devletinden biri. Hint Okyanusu’nun ortasında bir ada ülkesi. Birleşik Krallık’tan yaklaşık 10 bin km uzaklıkta. Yüzölçümü 2.040 km2. Nüfusu 1,2 milyon.

1968’de bağımsızlığını kazanana kadar farklı sömürgecilerin egemenliği altında olmuş. 1700’lerde Fransa sömürgesi. 1814 Paris Anlaşması uyarınca, Chagos Adaları dahil, Morityus’un egemenliğini İngiltere devralmış.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında, uluslararası hukuk uyarınca kendi kaderini tayin hakkı çerçevesinde BM gözetiminde gerçekleşen sömürgeciliğin tasfiyesi kapsamında Birleşik Krallık 1968’de Morityus’un bağımsızlığını tanımış.

Bu arada, Birleşik Krallık, bağımsızlıktan üç yıl önce 1965’te Chagos Adaları’nı Morityus’tan, diğer bazı adaları da Seyşeller’den (Seychelles) ayırarak “Britanya Hint Okyanusu Toprakları” (BIOT: British Indian Ocean Territory) olarak kendi egemenliği altında tutmuş.

Birleşik Krallık Chagos Adaları’nı egemenliği altında tutmak için Morityus’a 3 milyon Pound ödediğini; Morityus ise bağımsızlığın bedeli olarak Chagos Adaları’nı vermek zorunda bırakıldığını öne sürüyor.

1966’da ABD ve Birleşik Krallık, Chagos Adaları arasında yer alan Diego Garcia adasında ortak bir askeri üs kurma konusunda anlaşmışlar. Üssün yapımı 1973’te tamamlanmış. Diego Garcia ortak askeri üssü halen ABD ve Birleşik Krallık için bölgedeki en önemli askeri üs ve elektronik istihbarat toplama merkezi olma konumunu korumakta.

1968’den 1973’e kadar olan dönemde, Chagos Adaları’ndan iki bin dolayında yerel halk (Chagossians) sürülmüş ve Morityus ya da başka ülkelere gitmek zorunda bırakılmışlar.

BM ve uluslararası yargı kararları

BM Genel Kurulu’nun talebi uyarınca, Uluslararası Adalet Divanı (UAD) 25 Şubat 2019’da kabul ettiği tavsiye kararında (advisory opinion) şu görüşlere yer vermiş:

- Morityus bakımından sömürgeciliğin tasfiyesi, Morityus’un bağımsızlığını kazanmasından önce  Chagos Adaları’nın ayrılması nedeniyle, yasal olarak tamamlanmamıştır.

- Morityus bakımından sömürgeciliğin tasfiyesi, halkların kendi kaderlerini tayin hakkı ile uyumlu şekilde gerçekleşmemiştir. Birleşik Krallığın Chagos Adaları üzerinde egemenliğini sürdürmesi, bu devletin uluslararası sorumluluğunu gerektiren yanlış bir uygulamadır.

- Birleşik Krallık Chagos Adaları üzerindeki yönetimini mümkün olan kısa sürede sona erdirme yükümlülüğü altındadır.

Chagos Adaları’nın bağımsızlık öncesinde Morityus’tan ayrılmasının hukuk açısından sonuçlarına ilişkin 25 Şubat 2019 tarihli UAD tavsiye kararı üzerine, BM Genel Kurulu’nda 24 Mayıs 2019 tarihinde kabul edilen kararda:

- Chagos Adaları’nın Morityus’un toprak bütünlüğü içinde yer aldığı, dolayısıyla Morityus bakımından sömürgeciliğin tasfiyesinin hukuken tamamlanmadığı, Birleşik Krallığın yönetiminin devam etmesinin bu devletin uluslararası sorumlulukları bakımından yanlış olduğu kaydedilmiş;

- Birleşik Krallığın Chagos Adaları ile ilgili sömürge yönetimine en geç altı ay içinde koşulsuz olarak son vermesi ve böylece sömürgeciliğin tasfiyesi sürecinin tamamlanması talep edilmiş;

- 1965 sonrasında Chagos Adaları’nda yerlerinden edilmiş olan yerel halkın geri dönüşlerinin kolaylaştırılması için Morityus ile işbirliği yapılması istenmiş.

Birleşik Krallık, BM Genel Kurul kararı uyarınca altı ay içinde (Aralık 2019’a kadar) Chagos Adaları’nın egemenliğini Morityus’a devretmemiş.

1982 tarihli BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin bağımsız yargı organı niteliği taşıyan Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi de (ITLOS) Ocak 2021’de aldığı kararda, 2019 tarihli UAD ve BM Genel Kurul kararlarına destek beyan ederek, Birleşik Krallığın Chagos Adaları’nın egemenliğini Morityus’a henüz devretmemiş olmasını eleştirmiş.

Bunlar geçmişin kısa özeti. Şimdi güncel duruma bakalım.

Güncel durum

BM Genel Kurulu’nun talebi üzerine UAD’nin Şubat 2019 tavsiye kararı, bu çerçevede BM Genel Kurulu’nun Mayıs 2019 kararı, bunların devamı niteliğinde Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi’nin Ocak 2021 kararı var.

Sömürgeciliğin tasfiyesi sürecinde Birleşik Krallığın bağımsızlık öncesinde Chagos Adaları’nın Morityus’tan ayırmasının hukuka aykırı olduğu belirlenmiş. Birleşik Krallığın Chagos Adaları’nı Morityus’a en geç altı ay içinde devretmesi istenmiş.

Diego Garcia’da askeri üs kurulması amacıyla bölge halkının sürgüne gönderilmesi haksız bulunmuş, bu halkın dönüşünün insan hakları ilkelerine uygun anlayışla gerçekleştirilmesi istenmiş.

Bu talepler bugüne kadar gerçekleşmemiş.

Yani, uluslararası hukuk uyarınca Morityus’a ait olması gereken Chagos Adaları üzerinde Birleşik Krallığın hukuka aykırı egemenliğine son verilmemiş.

2022’den itibaren çözüme yönelik girişimler sonucunda Birleşik Krallık ile Morityus arasında müzakereler başlamış.

Neyse ki, varılan uzlaşı üzerine, Chagos Adaları’nın Morityus’a devrini öngören anlaşma 22 Mayıs 2025’te imzalanmış. Parlamento onayı bekleniyor.

Anlaşma uyarınca, Chagos Adaları arasında olan ve ABD-Birleşik Krallık ortak askeri üssüne ev sahipliği yapan Diego Garcia 99 yıl için Birleşik Krallığa kiralanmış. Birleşik Krallığın Morityus’a her yıl 101 milyon pound ödeyeceği açıklandı.

ABD ve “Five Eyes” ittifakının diğer üyeleri anlaşmaya destek beyan ettiler.

Buna karşılık, Birleşik Krallık’ta muhalefet hükümeti sert bir dille eleştirmeye devam ediyor.

“Vatan toprağını yabancı devlete vermekle” suçluyor!

İyi de, “vatan toprağı” dediğiniz, sömürge döneminde zorla el koyduğunuz, sömürgeciliğin tasfiyesi sürecinde de hukuka aykırı şekilde ülke bütünlüğünden ayırarak üzerinde egemenliğinizi sürdürdüğünüz “Morityus toprağı”!

BM ve uluslararası yargı bu durumu kayda geçirmiş.

Birleşik Krallık hükümeti, BM ve yargı kararları ile uluslararası toplumun artan baskısını hatırlatarak, bu anlaşma yapılmasaydı, Diego Garcia üssünün yönetiminin mümkün olamayacağını, askeri üste kurulu uydu iletişiminin işletilemez duruma geleceğini öne sürüyor.

Hükümet, Chagos Adaları konusunda uluslararası hukuka uygun davranılmaması durumunda, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ya da Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki faaliyetleri konusunda elindeki kozların zayıflayacağı uyarısında bulunuyor. (Arada bir de olsa doğrunun söylenmesini takdirle karşılamak gerekir!)

Diego Garcia'daki askeri bir hava pistinin kenarındaki yakıt tankları

Uzatmayalım... Uluslararası siyaset arenasında hukuk ile çatışma ve hukuktan uzaklaşma devam ediyor. Çifte standarda dayalı ikiyüzlülük yaygınlaşıyor. Bu da benzer bir senaryonun oynandığı bir başka sahne!

Ne yazık ki, uluslararası aktörler;

- barış, güvenlik, istikrar ve kalkınmanın temeli olan kurallara dayalı düzeni ve uluslararası hukuku amaçlarına hizmet ettiği sürece ve işlerine geldiği gibi kullanmaya devam ettikleri,

- “güçlü olan haklıdır” yaklaşımından vazgeçmedikleri,

- uluslararası hukukun üstünlüğünü tanımadıkları, insan onuruna ve haklarına saygı göstermeyi öncelikli hedef olarak benimsemedikleri,

- uluslararası sistemin karşılaştığı yıkıcı sınamalara çok taraflı diyalog zemininde işbirliği anlayışıyla kalıcı çözüm bulma fırsatlarını değerlendirmedikleri sürece,

gelişmeleri üzülerek izlemeye devam edeceğimiz anlaşılıyor.

Erdoğan İşcan kimdir?

Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Komite üyesi ve İstanbul Kültür Üniversitesi öğretim görevlisi Büyükelçi (E) Erdoğan İşcan, çeşitli düşünce kuruluşlarının çalışmalarına katkıda bulunuyor.

İşcan, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler ve uluslararası hukuk öğrenimi yaptı. Ekim 1978’de Dışişleri Bakanlığı’na girdi. Diplomaside 40 yılı aşan hizmeti sonunda Nisan 2019’da emekli oldu. Ekim 2019’da Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Komite üyesi olarak seçildi.

Türkiye’yi 2005-2009 döneminde Ukrayna’da ve 2009-2011 döneminde Güney Kore’de (aynı zamanda Kuzey Kore’ye de akredite) Büyükelçi, son olarak 2014-2018 döneminde Strazburg’da Avrupa Konseyi Nezdinde Büyükelçi/Daimi Temsilci olarak temsil etti.

Önceki görev yerleri: Doha, Frankfurt, Bonn, Viyana (silahsızlanma müzakereleri), Londra (Başkonsolos), Cenevre (Birleşmiş Milletler Daimi Temsilci Yardımcısı).

Ankara’da son olarak Dışişleri Bakanlığı genel siyasi işlerden sorumlu Müsteşar Yardımcısı (2013-2014), daha önce çok taraflı siyasi işlerden sorumlu Genel Müdür (2011-2013), Avrupa Konseyi ve İnsan Hakları Direktörü (2001-2005) olarak görev yaptı.

İşcan’ın diplomasi kariyeri boyunca bağımsız olarak sürdürdüğü uluslararası pozisyonlar şöyle:

- Kadına Yönelik Şiddet ve ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi) Taraf Devletler Komitesi Başkanı (2015-2018).

- Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi eğitim, kültür, spor, gençlik ve çevreden sorumlu Raportör Grup (GR-C) Başkanı (2017-2018).

- Demokrasi kültürü ve insan hakları alanında çalışan Norveç Kuruluşu “European Wergeland Centre” Yönetim Kurulu Üyesi (2017-2018).

Yazarın Diğer Yazıları

Küresel duruma BM’den bakış: Afganistan ve Suriye örnekleri

Suriye bir etnik, dinsel, mezhepsel mozaik. Siyasî istikrarın ön koşulu, çoğulcu ve katılımcı demokratik yönetimin oluşturulabilmesi. Yönetimi fiilen devralan yapının bunu gerçekleştirme iradesi ve yeteneği var mı, ön yargısız izleyip göreceğiz…

Siyaset işkence yasağına sahip çıkmalı

Geçmişte ve bugün birçok ülkede siyasetin isterse işkence yasağına sahip çıkarak hızlı ve görünür ilerleme sağladığı biliniyor. “İşkenceye sıfır tolerans” ilkesinin yalnız sözde değil, uygulamada da gerçekleşmesi, demokratik istikrarın kalıcı olmasını sağlayacaktır

BM Komisyonu: Filistin’de ve İsrail’de uluslararası hukuk ihlal edildi

Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı’nın haklarında talep ettiği tutuklama müzekkerelerinin onaylanması durumunda, İsrail Başbakanı ve Savunma Bakanı yargılanmak üzere aranıyor durumuna düşecekler ve Roma Statüsü’ne taraf ülkeleri ziyaret edemeyecekler

"
"