26 Nisan 2024

Faiz kararı ve döviz kuru

TCMB, 500 baz puanlık artışın etkisini “bekleyip görelim” mi dedi? Hangi değişkene, değişkenlere etkisini bekleyip görecekti? Zaten bakabileceği göstergeler yok mu?

TCMB dün politika faizini değiştirmedi, değiştirmesi de çoğunlukla beklenmiyordu. Peki, neden böyle bir çoğunluk beklentisi oldu? 21 Mart’ta ise faiz 500 baz puan yükseltilmişti. İki toplantı arasındaki dönemde ne değişmişti ki?

TCMB, 500 baz puanlık artışın etkisini “bekleyip görelim” mi dedi? Hangi değişkene, değişkenlere etkisini bekleyip görecekti? Zaten bakabileceği göstergeler yok mu?

Faiz artışının enflasyon üzerindeki etkisini hemen göremeyiz zaten. Kaldı ki, hangi endekse bakarsak bakalım enflasyon yüksek seyrediyor. Enflasyon beklentileri de yüksek seyrediyor.

Hazine ve Maliye Bakanının dediği gibi, “yerel”lerin veya “yerli”lerin enflasyon beklentileri hala yüksektir ve enflasyonun hızla düşeceğine ikna olmuş değiller. Bu arada “yereller” veya “yerliler” sözünün niye tepki çektiğini anlamak kolay değil.

Türkiye ile ilgili bazı değişkenlerde ve beklentilerde nasıl “yabancılar” varsa, “yerliler” veya “yereller” de var ve bunlar karşıt anlamlı kelimelerdir. Söyleyiş biçimi mi antipatik oldu acaba? Belki de öyledir.

Bu tepkiye karşı Hazine ve Maliye Bakanlığının yaptığı açıklama ise hiç inandırıcı değildi, hatta saçma idi. Bakan, “yerel yatırımcıların enflasyonun düşeceğine ikna edilmesi gerektiğini” söyledi diyorlar ama söylenen “yerel karar alıcılar”dır.

Enflasyon beklentisi yalnızca yerel yatırımcıyı mı kapsar? Madem yüksek enflasyon beklentisi ve yüksek iç talepten söz ediliyor, burada özellikle tüketici yok mudur? MHP’den yapılan “genel başkanımız bakanı değil başkalarını kasttetti” açıklaması da aynı derecede saçma idi.

Her neyse, gelelim soruya. TCMB faizi geçen ay neden yükseltildi, bu ay neden aynı bırakıldı? Geçen ay faizin neden beklenmedik şekilde 500 baz puan arttırıldığını açıklamıştım. Uygur (22 Mart 2024).

Nedeni, döviz kurunun dolar olarak da dolar-Euro sepeti olarak da görece hızlı artmaya başlaması idi. 4 Mart’ta 32,57 olan döviz sepeti, 19 Mart’ta 33,75 olmuştu. Çünkü 31 Mart seçiminden sonra kur üzerindeki baskının biraz gevşeyeceği beklentisi vardı.

Bu ay ise, 1 Nisan’da 33.60 olan sepet kur, 24 Nisan’da 33.62 idi, yani değişmemişti. Kur üzerindeki baskı azalacak ve kur yükselecek beklentisi gerçekleşmedi. Marttaki kur yükselişi ve Nisan’daki kur sabitliği Şekil 1’de görülüyor.

Öyleyse, Nisan kararına kur yönünden bakarsak, faizin değişmesi gerekmiyordu. Peki, TCMB’nin fazi kararı için izlediği bir tek döviz kuru mu var? Mutlaka başka değişkenler de vardır, ama yapılan açıklamalardan kurun en önemli değişken olduğunu anlıyoruz. 

Kaynak: TCM

FFAIZ: TCMB haftalık fonlama faizi

$FX: Dolar kuru, 1 $ = x TL

EFX: Efektif döviz kuru, (0.5$+0.5€) = x TL

Şekil 1’deki faiz TCMB’nin günlük fonlama faizidir. Kur değişkenleri de günlüktür. Son bir yıllık değişmelere baktığımızda şunu görüyoruz. 2023 Haziran sonundan başlayarak faiz politikası değişiyor ve faiz, kuru yükseltmemek üzere belirleniyor.

Neden böyle? Çünkü, TCMB açıklamalarında da yer aldığı gibi, enflasyon çıpası olarak döviz kuru görülüyor.

Peki bu politika ne kadar sürdürülebilir? İhracat dahil değişik döviz kaynaklarından girişler olduğu ölçüde ve cari açıklar izin verdiği sürece devam edebilir. Ama çok uzun süre, hele enflasyon ve beklentisi yüksek kalırsa, devam edemez. Bu nedenle enflasyon yazın çok keskin düşecek açıklamaları var. 

TCMB’nin faiz kararlarına dönecek olursak; görüşüm, kısa vadeli politika faizi kararını etkileyen en önemli değişken döviz kurundaki gelişmedir. Faiz kararlarına böyle bakınca faiz beklentilerim daha sık doğrulanıyor.

Kaynaklar

Uygur, Ercan (22 Mart 2024) “Beklenmedik faizler: Türkiye ve Arjantin” T24

https://t24.com.tr/yazarlar/ercan-uygur/beklenmedik-faizler-turkiye-ve-arjantin,44069

Ercan Uygur kimdir?

Türkiye'nin önde gelen ekonomistleri arasında yer alan Prof. Dr. Ercan Uygur, 1969'da ODTÜ'yü bitirdi. Mezuniyetinin ardından Devlet Planlama Teşkilatı'nda (DPT) 'uzman yardımcılığı' sınavına girdi. Ancak, Uygur'un da aralarında olduğu sınavda başarılı olan üç kişi göreve başlatılmadı.

Uygur, daha sonra sınavına girdiği Maliye Bakanlığı'nda göreve başladı. Bir yıl sonra iki yıllık lisansüstü öğrenim bursu için OECD'ye yaptığı başvuru, davet edildiği mülakatın ardından kabul edildi. İngiltere Warwick Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimi aldı. Doktorasını East Anglia Üniversitesi'nde yaptı; bu sırada bir yıl 'ekonometri' dersi verdi. 1977 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye) İktisat ve Maliye Bölümü'ndeki 'ekonometri' kürsüsünde asistanlık sınavına girdi; aynı yıl bu kürsüde göreve başladı.

Doçentlik çalışmaları için 1981'de dokuz aylık Norveç Hükümeti bursu ile bu ülkeye gitti, Prof. Dr. Leif Johansen ile çalıştı. Türkiye'deki doçentlik sözlü sınavının yapılacağı gün, 1402 Sayılı Sıkıyönetim Kanunu ile iki jüri üyesi, Prof. Dr. Tuncer Bulutay ve Prof. Dr. Nuri Karacan üniversiteden uzaklaştırılınca yapılamayan jüri toplantısı yedi ay sonra gerçekleştirilebildi. 12 Eylül 1980 darbesini izleyen süreçte üniversiteden uzaklaştırılan Türkiye'nin önde gelen iktisatçılarından Prof. Bulutay'ın "Bizleri temsilen Mülkiye'de kalacaksın" dediği Uygur, 1983'te 'doçent' unvanını aldı.

1988'de Fulbright bursu ile ABD'ye gitti, Prof. Dr. Lawrence Klein ile LINK projesinde çalıştı. 1989'da 'profesör' unvanını aldı. 1994-2012 döneminde Koç Üniversitesi'nde yaz dersleri verdi.

Mülkiye'den 2010 sonunda erken emekli oldu. Mülkiye'de öğretim üyesiyken şu kurumlara danışmanlık yaptı: - İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (1986-1994) - Wharton Econometric Forecasting Associates (1988-1991) - T. C. Merkez Bankası (1988-1993 ve 1997-1998) - Devlet İstatistik Enstitüsü, TÜİK (1990-1996) - ILO / Uluslararası Çalışma Örgütü (proje danışmanı, 1990) - T. C. Hazine Müsteşarlığı (proje danışmanı, 1992-1993 ve 1997-1999) - Dünya Bankası (proje danışmanı, 1999, 2002, 2009, 2010-2011) - Birleşmiş Milletler ECE (proje danışmanı, 1999-2000) - Third World Network (2009)

Yeni Yüzyıl gazetesinde köşe yazarlığı (1995-1998), Mülkiye'de İktisat Bölümü Başkanlığı (1996-2008), Ankara Üniversitesi Bilim Kurulu üyeliği (2002-2010), Türkiye Ekonomi Kurumu Başkanlığı (2003 -2019), Ekonomi-Tek dergisi editörlüğü (2012-2020), Uluslararası Final Üniversitesi Rektör Yardımcılığı ve İİBF Dekanlığı (2016-2021) yaptı.

2011'de Uluslararası Ekonomi Birliği (IEA) Danışma Kurulu üyeliğine seçildi, bu görevi halen devam ediyor. 2012'de Kyoto Ödülü Danışma Kurulu üyeliğine davet edildi; editörlüğünü yaptıkları dahil olmak üzere Türkçe ve İngilizce 12 kitabı yayımlandı, 50'nin üzerinde bilimsel makale yazdı. Eylül 2021'den itibaren, Mülkiye'den öğrencilerinin kurup yönettiği T24'te köşe yazısı yazıyor. Prof. Dr. Ercan Uygur, 38 yıllık üniversite hayatını; 18 Mayıs 2017'de davet edildiği Mülkiyeliler Birliği Çarşamba Söyleşileri'nde Prof. Dr. Tuncer Bulutay'ın konuşması için koyduğu başlıkla özetliyor: "ODTÜ'de Öğrenci, Mülkiye'de Hoca…"

 

Yazarın Diğer Yazıları

Tasarruflar ve geleceğimiz

Adı “Milli Eğitim” olan bakanlık, eğitim, öğretim diyemiyor da maarif diyor. İçerik diyemiyor, müfredat diyor. Amaç, seçilen kelimelerle bile tarihi geri döndürmek

Uluslararası ticarette sınırlamalar ve Çin-Rusya gruplaşması

Şimdilerde tartışmayı ve çelişkiyi yoğunlaştıran iki gelişme yaşanıyor. Birincisi, yine başkan seçilmeye çalışan Trump’ın, seçilirse, ABD’nin Çin’den yaptığı tüm ithalata yüzde 60 vergi uygulayacağını açıklaması. İkincisi, ABD Hazine Bakanı Janet Yellen’in Çin’i ziyaret edip şöyle bir uyarıda bulunması

St. Petersburg’da farklılaşma ve sovyet devrimi izleri

SPEC-2024’ün başladığı günlerde, finansın en önde olduğu iktisat dünyasında konu şuydu: ABD faiz oranı Euro Bölgesi ve diğer bölgelerdeki faize göre yüksek kalacak mı?