10 Mayıs 2020

Hıdrellezin dileği, annesinin meleği

Sözleriyle devam ediyor. Kocaman harflerle yaşayanların dünyasına incecik bir sesle düşürüyor soruyu. Bağıra çağıra ahkam kesenlerin gölgeleri güneşle ısınarak yok oluyor

“Gözyaşının sızabildiği her çatlağında hayatın
Gizli bir sır olduğuna inandın
Alacakaranlıktı tüm giydiklerin
Her şeyden kaçıp geceye saklanmak için”

Diye başlıyor derinlerdeki ses. Sakin ve buğulu bir o kadar da temiz ve pürüzsüz. Hem arkasında kocaman bir orkestra varcasına güçlü hem evindeki koltuğunda söylemişçesine sıcak. Hıçkıra hıçkıra ağlatan değil de düşüne düşüne saatlerce gözyaşını dindirmeyen cinsten bir hüzün... Duvarları yumruklaya yumruklaya değil de sessiz çığlıklarla atılanından bir haykırış...

“Gölgen hep kafa tutar güneşe
Var olurum ben diye sen olmasan bile
İçim yanar yanar gördükçe hayat bir kere
Değer mi kaybetmeye”*

Sözleriyle devam ediyor. Kocaman harflerle yaşayanların dünyasına incecik bir sesle düşürüyor soruyu. Bağıra çağıra ahkam kesenlerin gölgeleri güneşle ısınarak yok oluyor. Hem bu dünyadan olamayacak kadar sakin ve temiz bir ses; hem yanı başımızdaymışçasına yakın ve gerçek. “Varlığı karşısındakine meditasyon etkisi yapan” diye tanımlanan, yokluğunun isyan ettirdiğine tanık olduğum biri... İsmini hep konser afişlerinde görmeyi istediğimiz ama anıt sayaç listesine eklediğimiz bir kadın...

Bu satırların sahibi İstanbul Beyoğlu’ndaki evinde 5 Mayıs 2015 günü cinsel saldırı sonucu katledilen müzisyen Değer Deniz.

Hıdrellezin dileği

Yeryüzünde özellikle avcılık, toplayıcılık ve tarımla hayatlarını sürdüren toplumlar için; havanın ısınması sonucu kışın biterek baharın başlaması dolayısıyla tabiatın canlanması, yalnız insanların değil, bütün canlıların hayatta kalabilmeleri için çok önemli bir hadise olarak görülmüştür. İnsanlık tarihi boyunca bu önemli hadise etrafında çeşitli inanç ve uygulamalara yer veren törenler yapılagelmiştir. Bu törenlerden biri olan hıdrellezde de doğa coşarken; insanların da kimi ateşten atlarken içinden geçirir, kimi gül ağacının altına resmeder, kimi ise kağıda yazıp denize atar dileğini. Kimi ev, araba, okul; kimi aşk, meşk, çoluk, çocuk kimi de katledilen ablasının yattığı yerde huzurla uyumasını diler.

Değer Deniz’in kardeşi Orhan Deniz’i 2015 yılında “başarmaya yakınız, herkesi bekliyoruz”** çağrısıyla tanıdık. Mücadelesi kadın katillerinin ‘erkekliği incindiği’ için haksız tahrik; gömlek, kravat taktığı için iyi hal alan erkek adalet sisteminde ablasının katilinin en üst seviyeden ceza almasıydı. Söyleşilerin onu yaralayacağını bilse de kamuoyu oluşturmanın gücünü hep hatırladı ve röportajlar verdi, çağrılar yaptı, 24 bin 600 imza toplayarak haklı isyanını sürdürdü. Değer Deniz’in katili Can Meşe ‘Cinsel saldırı’, ‘Kasten öldürmek’ ve ‘Nitelikli yağma’ suçlarından toplam 45 yıl hapis cezasına çarptırıldı. “Hukuki mücadele dışında adını da yaşatacağız” diyen Orhan Deniz’in bir diğer hedefi de Değer’in projelerini devam ettirmekti. Geçtiğimiz Salı günü Değer Deniz’in ölümünün 5. yıldönümüydü ve hıdrellezdi. Orhan Deniz ablasının proje dosyalarının arasından bulup hayat verdiği Gölge isimli şarkıyı ilk kez şu sözlerle duyurdu:

“Bugün baharın gelişini eğlenerek dans ederek dilekler tutarak kutladığımız Hıdırellez bayramı. Biz sadece senin için dilekler tutabiliyoruz bugün de güzeller güzeli. Yattığın yerde huzurla uyu diye. Bizim için senin hayattan koparıldığın gün bugün. O kara gün. 5 yıl bitti ve hiç hafiflemeyen bir acıyla yaşamaya devam ediyoruz. Ölmediğine inanıyoruz ve biliyoruz ki bir insan unutulduğu gün ölür aslında. Biz seni en güzel anılarınla ve müziğinle anmaya devam ediyoruz. Proje dosyalarının arasından bulup hayat vermeye çalıştığım bu parçanın ismi Gölge. Emeği geçen tüm dostlarıma sonsuz teşekkürlerimle. Orhan.”

Annesinin meleği

Bugün de son yıllarda kutlamaya dönüşse de aslında anma niteliği taşıyan her yıl Mayıs ayının ikinci Pazar günü olarak belirlenen Anneler Günü. Değer Deniz’in annesi Ayşe Sözer’i bir söyleşide verdiği şu cümleler ile tanımıştık;

“Şarkılarını hangi duygularla yazdığını çok iyi bilirim. Ondan çok şey öğrendim, bana ‘Kötü düşünme anne, insanları affetmeyi öğren’ derdi. Tanıyan herkesten duyduğum onun bir melek olduğu, şimdi gerçekten melek oldu”.***

Biliyoruz ki Orhan Deniz gibi Değer Deniz’in annesi Ayşe Sözer’in de hıdrellez dileği

Değer’in huzur içinde uyuması oldu ve bugün de gözyaşlarıyla erkek şiddeti sonucu katledilen kızını anan milyonlarca anneden biri olacak anne Sözer.

Fakat biliyoruz ki anneliğin kadınlığın üstünü örtmesini, toplumsal cinsiyet rollerini tekrar tekrar hatırlatmasını ve bir kariyer olarak görülmesini isteyen, baba zulmünden başlayıp piyasa zulmüne kadar devam eden kapitalist sistemle; Değer gibi milyonlarca kadını bu hayattan alan patriarkal sistemin birbirlerinin yardım ve yatakçısı olduğunu…

Tıpkı kadın cinayetleri davalarında katillerin anlattığı trajikomik aşk hikayelerini yemiş gibi yapan eril yargıyla; siyasi erklerin kadınların kimliklerini anne olan, olmayan söylemlerle belli sarkaçlar üzerinden yok sayan anlayışla eşleştiğinin farkında olduğumuz gibi.

Tıpkı anneler gününün kadınlar için bir madalya ödül seromonisi değil; kadınlara dayatılan, kadınları yarıştıran politik bir mesele olduğunu bildiğimiz gibi.

Tıpkı ideal kadın çemberinin temel halkasının anne olmak olup; olmayanların, olamayanların ya da olmayı tercih etmeyenlerin bu çemberin dışında tutulmasına karşı olduğumuzu bildiğimiz gibi.

Tıpkı kutsal annelik masalları bitmek bilmezken; katledilen kadınların listesine sayfaların dayanmadığını gördüğümüz gibi…

Tüm hıdrellezlerde şehrin kıyılarına vurmuş bir sırrı olup, içinde kocaman bir kalbi olduğunu’**** bildiğimiz Değer ve erkek şiddetinin kurbanı olmuş bütün kadınlar için dileğim huzur içinde uyumaları. Çocukları melek olan Değer Deniz’in annesi Ayşe Sözer başta olmak üzere, kız çocuklarını erkek şiddetine kurban vermiş tüm anneler içinse sabır…

Ve sevgili kadınlar; anneler gününde de kadınlara verilecek en güzel hediyenin özgürlüklerinizi çalmamak olduğunu, size en çok isyan ve mücadelenin yakıştığını lütfen unutmayın. Bir kişi daha eksilmeme dilekli hıdrellez, kirpiğimizin yere düşmediği anneler günlerine


* Değer Deniz | Gölge 

Lin Records etiketiyle yayınlanan söz ve müziği Değer Deniz’e düzenleme ise Orhan Deniz’e ait olan çalışmanın ekibi şu şekilde:

Akustik Gitar: Değer Deniz / Elekrik & Bas Gitar: Orhan Deniz / Davul: Onur Başkurt / Mix & Mastering: Erim Arkman / Fotoğraf: Zeynep Özkanca / Kapak Tasarım: Yiğit Gürevin

** Kardeş Orhan Deniz’in röportajı

*** Anne Ayşe Sözer’in röportajı

**** Değer Deniz’in şarkı sözleri ve daha fazla bilgi

Yazarın Diğer Yazıları

Kadınlar yüzde 108 farkla yerel yönetimlerin başında çünkü…

Bu kadınların bu pozisyonları bu siyasi atmosfere rağmen almalarında biyolojik kimliklerinin ötesinde çok ciddi bilgi, birikim, başarı, duruş ve mücadeleleri vardı

Erkekliğin Korona'yla imtihanı

Evdeki erkek şiddeti; karakoldaki, sığınaktaki erkek devlet şiddeti ile birleştiğinde karşımıza çıkan o kocaman erkekliğin aslında biz küçülebilen bir şey olduğunu çok iyi biliyoruz

Çalışmaya koşan çocuk işçiler

Çocukların çalıştırılmasının bir ekonomik şiddet örneği olduğunu hepimiz zaman zaman görüyoruz, üzülüyoruz, düşünüyoruz ve de unutuyoruz…