16 Temmuz 2025

FATF’in yeni raporunda PKK var

Raporda, PKK’nın “Kampanya” adlı bir yöntemle, gözdağı ve zorlama yollarını kullanarak, Kürtlerin ticari olarak işlettiği yerlerden “bağış” topladığı belirtilerek, “Kampanya genellikle nakit toplama şeklinde gerçekleşir ve nihayetinde kuryeler aracılığıyla PKK bölge yönetimine aktarılır” deniliyor

Çiğdem Toker 16 Temmuz

OECD bünyesinde kara para aklama faaliyetlerine karşı kurulmuş uluslararası bir örgütlenme olan, FATF kısa isimli Mali Eylem Görev Grubu, yeni bir rapor yayımladı.

Türkiye’nin de üye olduğu ve Paris’ten talep geldikçe veri ve dosyalarla katkıda bulunduğu FATF’in 134 sayfalık raporunun adı: 

“Terörist Finansman Riskleri Hakkında Kapsamlı Güncelleme”

Geçen hafta (8 Temmuz) yayımlanan raporda, küresel düzlemde, terörün finansmanına ilişkin risklerin ciddi oranda arttığına dikkat çekiliyor.

Teröristlerin, uluslararası finans sistemini sürekli “istismar etme yeteneklerine” dikkat çekilen raporda, üye ülkeler, bu eğilimlerin tam anlaşılarak etkili yanıtlar vermesi konusunda uyarılıyor.

Terör örgütleri ile bireysel teröristlerin, finansman sağlamak amacıyla sosyal medya platformlarına yoğun biçimde yöneldikleri vurgulanan raporda, şu değerlendirmeye yer verildi:

TikTok ve X'te premium üyelik

“Bazı bölgeler (FATF kurallarının uygulandığı alanlar, ülkeler kastediliyor) terör örgütlerinin TikTok'un Etki Yaratıcısı programı aracılığıyla para kazanmak için trend olan sosyal medya özelliklerinin (yani filtreler ve oyunlar) kullanımıyla başlatılan bağış toplama kampanyalarından faydalandığını bildiriyor.

Çeşitli ulusal ve/veya ulusüstü rejimlerin terör örgütü olarak belirlediği gruplar ile bireysel teröristlerin hem şiddet ve propagandayı teşvik eden videolara daha fazla ilgi çekmek hem de gönderilerine verilen yanıtlarda, reklamların yayınlanmasını sağlayarak, bu reklam gelirinden pay alma olasılığını artırmak için X platformunda (eski adıyla Twitter) ücretli premium hesapların yukarıda belirtilen avantajlarından faydalandığı bildirilmiştir.”

Terör örgütlerinin sosyal medyayı kullanma usullerinin irdelendiği bu bölümde, sosyal medya platformları, şiddet veya terörizmi teşvik eden içeriklerde, para kazanma işlevini devre dışı bırakacak önlemler almış olsalar da denetim eksikliğinin platformları bu riske karşı savunmasız hale getirildiği belirtiliyor.

FATF raporunda; önce kendisini fesheden, geçen cuma da düzenlenen bir törenle temsili olarak silah bırakan terör örgütü PKK’nın kullandığı iki ayrı “finansman yöntemi” iki ayrı başlık altında yer aldı.

"Uluslararası terör örgütü"

“Gasp, vergi benzeri faaliyetler ve zorla alınan ücretler” başlıklı bölümde, gasp ve zorla alınan ücretlerin tehdit ve şiddet de kullanarak toplanan fonlar olduğu belirtilerek, bu paraların daha sonra terörist faaliyetleri desteklemek için kullanıldığı vurgulandı. Rapor’un 87. sayfasında yer alan “Vaka Çalışması”nda, PKK, “uluslararası terör örgütü” olarak anılırken, ilgili faaliyeti şöyle anlatılıyor:

“Mevsimlik İşçilerin ve Emlakçıların Terörün Finansmanı Amaçlı Gasp Edilmesi"

“2022 yılında, PKK için bağış toplama kampanyaları başlatan uluslararası terör örgütü,  Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden Batı Anadolu Bölgesi'ne mevsimlik iş için gelen kişilerden, günlük ücretlerinin yüzde 25'ini zorla alarak para topladı.

Örgüt ayrıca emlakçılardan mülk satışı için komisyon aldı ve bunu tehdit yoluyla dayattı. Hatta PKK'nın bazı emlakçıları zorla ev sattırıp mülkün satış fiyatının yüzde 50'sine denk bir ücret ödettiği bile tespit edildi. 2022 yılında Türkiye, örgüt için bağış toplama kampanyaları düzenleyerek PKK'yı destekleyen bir finansman planı ortaya çıkardı.

Plan, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden batı bölgelerine mevsimlik iş için seyahat eden kişileri, günlük ücretlerinin yüzde 25'ini bağışlamaya zorlamayı içeriyordu.

Örgüt ayrıca emlakçılardan gasp yaparak, tehdit altındaki mülk satışlarından komisyon alıyor ve bazı emlakçılar satış fiyatının yüzde 50'sine kadar ödeme yapmaya zorlanıyordu.

Paralar nakit olarak toplanıyor, seri numaraları işaretlenmiş sarı zarflara konuyor ve PKK'ya dağıtılıyordu. Zorlama ücretlerini ödemeyi reddedenler tehdit ediliyordu. Para, düzenli olarak PKK kontrolündeki bölgelere yakın sınır şehirlerine gönderiliyor ve daha sonra PKK operasyonlarını desteklemek için sınır ötesine taşınıyordu.” Kaynak: MASAK (FIU), Türkiye. 

Nakit usul - Online usul

Raporda ISİD başta olmak üzere çok sayıda terör grupları ve örgütlerinin online sistemi nasıl kullandıklarına ilişkin örnek olaylar da ayrıntılarıyla anlatılıyor. Yanı sıra, nakit bazlı para toplama usullerine de yer veriliyor.

Bu bölümde yine terör örgütü PKK’nın “Kampanya” adlı bir yöntemle, gözdağı ve zorlama yollarını kullanarak, Kürtlerin ticari olarak işlettiği yerlerden “bağış” topladığı belirtilerek, “Kampanya genellikle nakit toplama şeklinde gerçekleşir ve nihayetinde kuryeler aracılığıyla PKK bölge yönetimine aktarılır” deniliyor.

Benzer yöntemi Hamas’ın da kullandığı vurgulanıyor.

Fransa'da influencer

FATF’in 134 sayfalık raporunda, sosyal ağların terörizmin finansmanında kullanılması anlatılırken Fransa’dan da bir örnek olaya yer veriliyor. 2024 yılında bir “influencer”ın bir sosyal ağda başlatılan bağış kampanyalarını desteklediği belirtilerek, olayın ayrıntıları şöyle aktarılıyor:

“Kampanyalar, sosyal ağ tarafından verilen sanal para birimleri şeklinde toplanan bağışları hedefliyor. Özellikle influencer, hedef kitlesine nasıl satın alabileceklerini anlatıyor, gizlilik açısından avantajlarını açıklıyor ve yetersiz inceleme süreçlerine sahip güvenilir ödeme sağlayıcılarını öne çıkarıyor. Toplanan "sanal para" daha sonra sanal para birimlerine dönüştürülüyor ve influencer'a ait sanal bir adrese aktarılıyor.

Her ay influencer, fon toplamak için yeni kripto adresleri oluşturuyor (bir buçuk yıl içinde neredeyse elli) ve süreci olabildiğince şeffaf hale getiriyor. Fonlar (on binlerce avroya eşdeğer), cihatçı çevrelerde aktif kişilere aktarılmadan önce yaklaşık bir yıl boyunca saklanıyor.”

IŞİD ve petrol gelirlerine dikkat

Rapor’da dikkat çeken bir bölüm de IŞİD'in, Suriye ve Irak’ta bundan 10 yıl önce elde ettiği petrol ve doğalgaz gelirleriyle ilgili. O bölüm de şöyle: “IŞİD, Suriye Arap Cumhuriyeti ve Irak'ta, ağırlıklı olarak 2014 ve 2015 yıllarında kontrol ettiği bölgelerde petrol ve doğal gaz üretimi ve ticaretinden önemli gelir elde edebildi. IŞİD'in bu bölgedeki topraklar üzerindeki kontrolünü kaybetmesine ve bunun sonucunda petrol ve doğal gaz sahalarına erişiminde ciddi bir azalma ortaya çıkmasına karşın FATF, 2021'e kadar Doğu Suriye Arap Cumhuriyeti'ndeki petrol şebekelerinin gasp edilmesi yoluyla fon elde edildiğini kaydetti.  Daha önceki sömürü ve ticaret yoluyla biriken nakit rezervleri, terörist grubun kullanımına açık olabilir.“

Anonimliği artıran araçlar

FATF raporuna göre, terör örgütleri ve bireysel teröristler, fon toplamak ve aktarmak için işlem ayrıntılarını gizlemek üzere tasarlanmış kriptografik teknolojiler de dahil olmak üzere anonimliği artıran araçlar kullanıyor.

Özellikle Monero gibi anonimliği artıran sanal asistanların kullanımının, hukuki soruşturma yapanların, soruşturma becerilerini zorlaştırabileceğinin altı çiziliyor.

Raporda tüm bu yeni gelişmeler dolayısıyla, FATF'nin saydamlık ve hesap verilebilirlik doğrultusunda güven arttırmaya dönük kapsamlı bir strateji ortaya koyduğu vurgulanarak, üye ülkeler tarafından izlenmesi gereken yeni yollar belgeleriyle birlikte açıklandı.

Çiğdem Toker kimdir?

Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı.

Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990- 1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti.

Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı.

2013- 2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor.

Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi.

Kitapları

- Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008

- "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018

- Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019

Ödülleri

- İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995)

- Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997)

- Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000)

- Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001)

- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti- TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005)

- European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015)

- Halkevleri "Basın Ödülü" (2016)

- Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016)

- İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019)

- TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019)

- Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017)

- ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017)

- ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018)

- Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018)

- Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası- (2018)

- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019)

- Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019)

- TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020)

- Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020)

- Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021)

- TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021)

- İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021)

- SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021)

- Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021)

 

Yazarın Diğer Yazıları

Yangınlarda zeytinlik sökmek

Muğla’nın İkizköy köyü muhtarı Nejla Işık: Toplam 48 köyden, evimizi barkımızı, damımızı toprağımızı mezarlarımızı dahi taşıyacaklar. Ne ölümüze ne dirimize… Kömür neyin altında varsa, hepsini alacaklar. Ormanlar, meralar, tarım alanları…

Hiçbir felakette hesap vermeyen bir iktidar

Orman yangınları azalmak yerine artıyor, ormana işçileri, pırıl pırıl yetişmiş AKUT gönüllüleri yaşamlarını kaybediyor. Hiçbir felaket, hiçbir yıkım, devletin apaçık kusurlu olduğu yıkıcı hiçbir tekil/kitlesel kayıp karşısında hesap vermeyen bir iktidar tarafından yönetiliyoruz

Melen Barajı 2033’te mi bitecek?

Melen Barajı’nın, 2020 yılındaki ihalenin ardından başlayan inşaat ile de bitmeyeceği anlaşılınca, iş 2022 yılında tasfiye edildi. Tasfiyenin ardından da “danışmanlık”, “müşavirlik” adları ile ihaleler yapıldı. Uzmanlar, DSİ ile yüklenici firmalar arasında yapılan son sözleşmelerin, 10 yıla yakın süre içerdiğini paylaşıyor. Bu da barajın 2033’e kadar tamamlanamayacağı anlamına geliyor

"
"