11 Temmuz 2025

Tarihi törenden notlar: O tarihi ana tanıklık etmek ve yaşananlar

Silahı bırakacak ekip merdivenlerden inmeye başladığında oradaki kalabalık alkış ve zılgıtla onlara tepki verdi, kimi ağladı. Silahlarını, yakılması için hazırlanan dev kovaya bıraktılar. Tek tek, sırayla. Bellerindeki palaskalarını da çıkardılar. Sonrasında ateşi Bese Hozat ve Nedim Seven yaktı. “Kendi özgür irademizle” mesajını verdiler

Süleymaniye

Devlet Bahçeli’nin DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan’ın elini sıkmasıyla başlayan, Bahçeli’nin “bir devlet politikası” dediği süreçte en kritik aşama aşıldı.

1984’te ilk silahlı eylemini yapan PKK, Abdullah Öcalan’ın “Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum” çağrısına karşılık, silahlarını ateşe verdi.

Kürtler için mitolojik anlam içeren ateşin yakıldığı yer Süleymaniye’nin Dokan ilçesi sınırlarında yer alan Casene dağlık bölgesi oldu.

Bu tarihi ana tanıklık etmek için Türkiye’den yaklaşık 50 gazeteci ile sabahın erken saatlerinde Erbil’den yola çıktık.

Yaklaşık üç saat süren yolculukta bize Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin güvenlik ekipleri eşlik etti. Bizleri taşıyan araçları da bölgesel yönetim tahsis etti. KDP’nin yönetiminde olan Erbil’den Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin yönetiminde olan Süleymaniye’ye gidişte hiçbir güvenlik kontrolüne takılmadan silah bırakma töreninin yapılacağı alana vardık.

Silahların bırakılacağı alanı önce tarif etmek gerekiyor. Dik bir dağ yamacı düşünün. Onun dibinde bir alan belirlenmiş. Ki burası antik mağaraları ile ünlü turistik bir yermiş.

Gittiğimizde tenteler kurulmuştu, hatta 45 dereceye varan sıcaklığın yarattığı bunaltıcı havayı serinletecek dev pervaneler bile düşünülmüştü. Hatta öğrendiğim kadarıyla tuvalet bile inşa edilmişti.

Olağanüstü bir güvenlik önlemi vardı. Bölgesel yönetiminin özel harekât polisleri güvenliği sağlıyordu ancak Türkiye’den de güvenlik görevlileri vardı.

Erkekler aranarak alana alındılar. Biz gazeteciler ve diğer katılımcılar cep telefonlarımızı yanımızda taşımamamız gerektiği konusunda defalarca uyarıldık. Telefonlarımız olsa bile görüntü göndermemiz de mümkün olmazdı. Çünkü sinyal kesiciler vardı. Ama hükümetin davet ettiğini tahmin ettiğim gazetecilerin telefonları yanındaydı. Ancak onlar da telefonlarını kullanmadı. Bu ekibe protokolde yer ayrılmıştı.

Alanda bir bölüm de siyasetçilere, sivil toplum temsilcilerine, Barış Anneleri’ne, yazarlara, Avrupa’dan gelen siyasetçilere, hukukçulara ayrılmıştı.

Gazetecilere ayrılan bölüm silah bırakma açıklamasının yapıldığı platformun tam karşısındaydı. Oturduğumuz sandalyelerle platform arasında demir bariyerler vardı.

Törende KDP ve YNK temsilcileri de vardı, Süleymaniye Valisi de… Bu isimler Ahmet Türk ve Tuncer Bakırhan’la töreni en önden izlediler…

PKK mensupları ne zaman gelecek, diye herkes birbirine sorduğunda bir anons yapıldı hem Kürtçe hem de Türkçe… Lütfen görüntü çekmeyin, slogan atmayın diye…

Ve o an geldi. Saat 11.15’i gösterdiğinde antik mağaraya çıkan merdivenlerden PKK’lılar ellerinde silahlarıyla inmeye başladı.

15’i kadın 30 kişilik ekibin en ön sırasında KCK Eş Başkanı Bese Hozat, en az 30 yıl taşıdığı silahıyla birlikte platforma geldi. Yanında üst düzey yönetici olduğunu öğrendiğim üç isimle birlikte tahsis edilen masaya oturdu. Ses düzeni bile ayarlanmıştı. Tek bir teknik aksaklık olmadan tarihi açıklamanın Türkçesini okudu Bese Hozat. Heyecanlı olduğu sesinden anlaşılıyordu. Kıyafeti diğerlerinden renk olarak farklıydı, koyu yeşildi.

KCK Eş Başkanı Bese Hozat ve Nedim Seven

Metnin Kürtçesini ise Nedim Seven okudu. Arkalarında ise Abdullah Öcalan’ın İmralı’da çekilen son fotoğrafı vardı. Dev ekranda Öcalan’ın fotoğrafının olması, silahlarını ateşe veren örgüt mensuplarının bağlılığını, yeni paradigmaya sahip çıktığını simgeliyordu.

Şöyle bir detay da vermem gerekiyor; silahı bırakacak ekip merdivenlerden inmeye başladığında oradaki kalabalık alkış ve zılgıtla onlara tepki verdi, kimi ağladı.

Bese Hozat metne bağlı kalarak yaptığı açıklamayı bitirdikten sonra şu cümleyi kurdu: “Ciddiyete ihtiyaç var. Bu girişimin başarıya ulaşması için yasal ve anayasal düzenlemelere ihtiyaç var.”

Sanki daha fazla cümle kuracak gibiydi ama durdu… Bir gözlem…

Sonrasında silahlarını, ki biri ağır silah gibiydi, yakılması için hazırlanan dev kovaya bıraktılar. Tek tek, sırayla. Bellerindeki palaskalarını da çıkardılar. Sonrasında ateşi Bese Hozat ve Nedim Seven yaktı. “Kendi özgür irademizle” mesajını verdiler.

Silahları bırakan ekip Barış ve Demokratik Toplum Grubu adına açıklamayı yaptı. Kendisini de öyle tanımladı. Bu aynı zamanda Öcalan'ın 27 Şubat'taki Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'na bir göndermeydi.

Tabii ki duygularını öğrenme imkânımız olmadı. Çünkü sessizce geldikleri yöne doğru merdivenlerden çıkarak gözden uzaklaştılar.

Tören sona erdi, açıklama da biz gazetecilere iki sayfa çıktı olarak verildi.

Gelelim medya detaylarına. Görüntüleri ANF, Medya Haber, Anadolu Ajansı ve Talabani ailesine ait Channel 8 çekti.

Görüntüler biz alandan ayrıldıktan sonra servis edildi.

Törende çok sayıda tanınan gazeteci vardı. Tuğçe Tatari, İsmail Küçükkaya, Nermin Yurteri, Mehmet Akif Ersoy, Halime Kökçe, Mehmet Acet, Hüseyin Likoğlu, Alişer Delek, Didem Tümer, Ferit Aslan, Kemal Göktaş, Nagehan Alçı, Fatih Polat, Nazan Özcan, Eyüp Burç, Ayşegül Başar, Dicle Müftüoğlu, Göksel Göksu, Kenan Şener, Hilal Seven, Ali Duran Topuz, İrfan Aktan, Ecevit Kılıç, İbrahim Varlı, Kübra Par

Evet silahlara veda edildi, bir dönem kapandı…

DEM’in de dediği gibi yeni bir dönem açıldı.

Demokratikleşme adımları olmadan toplumsal barış nasıl mümkün olacak, mümkün olacak mı, hepsini göreceğiz. Ama ne olursa olsun barışabilmek güzel bir ihtimal.

Candan Yıldız kimdir?

Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.

Gazeteciliğe HBB'de On'da On Haber program editörlüğü ile başladı.

Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV'de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı.

Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı.

Avustralya'da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı.

"Öteki Sesler" isimli belgesel yaptı. "Dicle'nin Göz Yaşları" ile "Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri" ortak çalışmalarda yazarlık yaptı.

T24'le birlikte internet gazeteciliğine adım attı.

Yazarın Diğer Yazıları

Cemil Tugay: CHP'li bir başkan olarak iktidarla çatışmayı seçersem randevu alamam; kutuplaşma Türkiye’yi yordu, herkes kaybediyor

"Belediye başkanları tutukluyken şehrin sorunları olsa bile bakanlarla görüşme deniyorsa yapmam gereken istifa etmektir; böyle saçma bir yaklaşım olabilir mi?"

Sahte diplomalı olduğu iddia edilen Volkan Uçak’ın avukatı konuştu: Dublin Üniversitesi’nden mezun, eşinin halı yıkama şirketi vardı

Avukatının verdiği bilgiye göre Uçak 2022 yılında Dublin Üniversitesi Psikoloji Bölümünü’nden online eğitim alarak mezun olmuş

Diyanet’in o hutbesine Müslüman feminist bir yanıt: Başörtüsü bir zorunluluk olursa Berrin Sönmez’in tavrının parçası olurum

Diyanet’e bağlı 90 bin camide okunan hutbede kadınlara bir çerçeve çizildi: Bedeni açıkta bırakan elbiseler, vücut hatlarını belli eden kıyafetler tarz ya da imaj değil Allah’ın emirlerini ihlal etmektir

"
"