10 Temmuz 2025

Tarihi ana tanıklık için Süleymaniye’ye doğru…

Diyarbakır’dan yola çıkan dört otobüste gazeteciler, siyasetçiler, barış ve insan hakları örgütleri, barolar var

pkk silah bırakma

Tarihe not düşmek için farkı kurumlardan gazetecilerle yollardayız...

Sadece biz yokuz tabii… Siyasetçiler, STK temsilcileri, Barış Anneleri, barolar da var…

PKK'nın silahlarını bırakacağı sembolik töreni izlemek üzere Süleymaniye’ye doğru dört otobüsle yol alıyoruz.

Öyle ya, 50 yıllık bir silahlı örgütten söz ediyoruz.

Bu gidiş, çözüm süreci döneminden farklı… 25 Şubat 2013’te Murat Karayılan’ın PKK militanlarının Türkiye’den çekileceğini açıkladığı basın toplantısının tanığı gazeteci arkadaşlarım hatırlattı: Devletin kurumu Anadolu Ajansı da dahil ulusal ve uluslararası basından toplamda 200 gazeteci takip etti o basın toplantısını. Şimdi ise o kadar gazeteci yok, merkez medyadan isimler az... Belki böyle istendi, bilemiyorum ama DEM Parti’nin davet ettiği gazetecilerin ortak özelliği; Kürt meselesini uzun yıllardır takip eden gazeteciler olması...

Diyarbakır'dan Süleymaniye’ye gidecekler için dört otobüs kaldırıldı

Türkiye için önemli bir an… Silahların bırakılacağı anın ulusal ve uluslararası kamuoyuna aktarılması canlı olmayacak. O anı sınırlı sayıda gazeteci takip edecek ama telefonları bile yanında olmayacak. Güvenlik kaygısının etkili olduğu konuşuluyor. Gazeteciler o anı, öncesini ve sonrasını hafızasına kaydedecek...

Sonrasında servis edilecek görüntüleri diğer katılımcılar dev ekranların kurulduğu başka bir alanda izleyecek. Eş zamanlı olarak bütün dünya tabii…

Görüntüleri kaydedecekler arasında Anadolu Ajansı’nın olup olmayacağı ben bu yazıyı yazdığım ana kadar netleşmiş değildi.

Son anda değişiklikler olduğu açıklanmıştı. Ama detay verilmemişti. Davet edilenlerin sayısının daha fazla olduğu ama sonrasında sınırlamaya gidildiği de öğrenebildiğimiz sınırlı detaylardan biri...

Habur benzeri bir görüntünün verilmek istenmemesi, bu değişiklikte etkili olmuş olabilir.  Bir de Ankara’nın bu süreci Erbil ve Bağdat üzerinden yürüttüğü de konuşuluyor...

Süleymaniye’ye yakın Ranya bölgesi olduğu önceden yazılmış olacak ki kulağı delik gazeteciler şimdiden tören alanına yerleşmiş. Ama güvenlik gerekçesiyle her an her şeyin olabileceği ihtimali de yok değil.

Otobüsle ilerliyoruz. Gece geç saatlerde Erbil’e varacağız. Barışla sonuçlanması mümkün bu yolun uzun olduğunu hatırladığımda, biz gazetecilerin yarınki tören için kat edeceği yol kısa... Ama yine de anın önemi nedeniyle zaman yavaş ilerliyor...

Candan Yıldız kimdir?

Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.

Gazeteciliğe HBB'de On'da On Haber program editörlüğü ile başladı.

Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV'de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı.

Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı.

Avustralya'da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı.

"Öteki Sesler" isimli belgesel yaptı. "Dicle'nin Göz Yaşları" ile "Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri" ortak çalışmalarda yazarlık yaptı.

T24'le birlikte internet gazeteciliğine adım attı.

Yazarın Diğer Yazıları

‘Omerta yemini’ edilmiş gibiydi; Serdar Öktem’in cenaze töreninde öldürülmesiyle ilgili kimse konuşmadı, MHP’den de katılım olmadı

Mahalleden komşu olduğunu öğrendiğimiz bir kişi “Serdar çok iyi bir çocuktu, aile kendi halinde bir aileydi. Düğününe gelen marka isimler bugün yok” dedi

Ökkeş Şendiller Maraş Katliamı'ndan 45 yıl sonraki yüzleşmede neler söyledi; avukat Seyit Sönmez anlatıyor

“Kendisine, sizden özür beklenirken siz de özür bekliyorsunuz, sizden kim özür dileyecek, öldürülen çocuk Ali Traş mı, 85 yaşında gözü oyulan Cennet Çimen mi diye sorduğumda soruyu anlamamış gibi sustu”

Sahi arkadaşlık neydi; dün nasıldı, gelecekte nasıl olabilir?

Akademisyen Feryal Saygılıgil’in hazırladığı ‘Arkadaşlık Üzerine’ kitabını çalışma masamın üzerinde görünce aklıma Yılmaz Güney’in ‘Arkadaş’ filmi düştü

"
"