12 Ekim 2022
"Organize suç örgütü liderliği" suçundan hüküm giymiş Sedat Peker ve bağlantılı hesapları yine sessizliğe büründü.
Yanındaki isimlerden Emre Olur’un yakalanmasının öncesine denk geliyor bu sessizlik. AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu ile eski SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu ve Levent Göktaş’la ilgili gelişmelere daha denk bir tarihten söz ediyorum. Zira eylülün ilk haftalarında başlıyor hesaplardan herhangi bir paylaşım yapılmaması. Emre Olur ise o tarihlerden daha sonra yakalanıp Türkiye’ye getiriliyor ve tutuklanıyor.
Sedat Peker'in yan hesabı olarak bilinen @delicavus_nth isimli hesabın Ekim 2021’den bu yana yaptığı paylaşımlardan biri Hasan Yeşildağ’la ilgiliydi. Hasan Yeşildağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Pınarhisar Cezaevi’nde korumak için bilerek isteyerek “karşılıksız çek düzenleme” suçu işleyerek aynı cezaevine giren isim…
Gelelim Deli Çavuş’un iddialarına…
O iddialara göre Hasan Yeşildağ, kumarhaneler kralı Ömer Lütfü Topal cinayetinin kilit ismi, Susurluk Davası’ndan hüküm giyen Ali Fevzi Bir’in kaçırılmasını organize etti. Hasan Yeşildağ, Ergenekon davasının savcısı, Türkiye’den kaçmamış olsaydı FETÖ’den yargılanacak olan Zekeriya Öz’ün “kankası". Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Fahri Kasırga ile de "1980 öncesine dayanan dostlukları var. “
Hasan Yeşildağ’ın kardeşlerinden biri olan Zeki Yeşildağ, “Bir Liderin Doğuşu” kitabına göre Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı olduğu dönemde İBB Meclis üyesi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Hasan Yeşildağ’ın ilişkisinin ne olup olmadığı her zaman merak konusu oldu. Zira Erdoğan 1994’ten bu yana Türkiye siyasetinin başat aktörlerinden biri ola geldi.
Gidelim yıl 2001’e…
Hasan Yeşildağ, İGDAŞ soruşturması kapsamında gözaltına alınıyor. Daha sonra serbest bırakılıyor. O dönemde AKP Genel Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’a gazeteciler, soruşturmanın Erdoğan’ın belediye başkanı olduğu dönemle ilgili olup olmadığını soruyorlar. Erdoğan, soruşturmanın kendi dönemiyle ilgili olmadığını söylerken, başka bir gazeteci “Hasan Yeşildağ’ı tanıyor musunuz?” diye sual yöneltiyor.
Erdoğan şu yanıtı veriyor, aynen haberden aktarıyorum: “Benden üç gün önce cezaevine girmiş bir arkadaştı ve orada tanıştık.” Sözü edilen cezaevi Pınarhisar Cezaevi.
“Orada korumalığınızı yaptı mı? Ona benzin istasyonu ruhsatı verildi mi?” şeklindeki soru üzerine de Erdoğan “Cezaevinden çıktıktan sonra benimle ne alakası var bu işlerin. Ben cezaevine girmeden 4 ay önce görevi bıraktım. Ondan sonrasının benimle ne alakası var. Cezaevinde beni birisinin korumasına ne gerek var. Niye saçmalıyorsunuz. Cezaevine giren insanlar devletin Adalet Bakanlığı’nın koruması altında değil mi? Cezaevine girenler linç edilmek için mi oraya giriyor, saçmalamayın” diyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Cezaevinde tanıştık, cezaevinde beni birisinin korumasına ne gerek var. Niye saçmalıyoksunuz? ” dediği bilgiler gerçeği ne kadar doğru yansıtıyor?
Bu soruya yanıt aramak için Erdoğan’ın Refah Partisi döneminden beri yanında olan Hüseyin Besli ve Ömer Özbay’ın kaleme aldığı “Recep Tayyip Erdoğan; Bir Liderin Doğuşu” kitabını referans olarak kullanacağım.
Siirt’teki konuşmasından dolayı ( “Minareler süngümüz, kubbeler miğferimiz, camiler kışlamız”-Mehmet Cevat Örnek) Erdoğan, aslında siyasi bir kararla Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından 10 aylık hapis cezasını çarptırıldı. Yargılandığı davayla ilgili o yıllarda “Hukukun siyasallaştırılması ve yargının siyasete alet edilmesi demokrasiyi yaralar, adalet gün gelecek yargıyı siyasallaştıranlara da lazım olacaktır” diyen Erdoğan’ı cezaevi sürecinde yalnız bırakmayan isim Hasan Yeşildağ...
Yeşildağ'ın o sürece nasıl dahil olduğunu, Erdoğan'ı cezaevinden önce tanıyıp tanımadığını yine Bir Liderin Doğuşu kitabından aktaralım.
İsviçre Konsolosluğu’nda Erdoğan’ın suikasta uğrayacağı iddiasını duyduğunu söyleyen Hasan Yeşildağ, soluğu Türkiye'de alıyor ve o dönem İBB Meclis Üyesi olan kardeşi Zeki Yeşildağ'a aktarıyor.
Sonrası kitaptan:
“Hasan Yeşildağ, hapishanede suikasta uğrayacağı endişesiyle Tayyip Bey’i yalnız bırakmamaya karar verdiğinde ilk iş olarak bankasına gidip bir çek defteri alır. Amacı yakın bir arkadaşına çek kesip, vadesi geldiğinde ödemeyerek karşılıksız çek kesmekten içeri girmektir.
Kendisini mahkeme vermesi için arkadaşına bir de avukat tutar.
Çekin üzerindeki rakam 370 bin liradır. O günlerde ha deyince bulunacak kadar basit bir meblağ değildir ve sonuçta “karşılıksız çek” yazmaktan mahkemelik olur.
Dava aleyhine sonuçlanırsa 12 ay hapis cezası alacak ve bunun 4 ayını fiilen yatmak zorunda kalacaktır.
Zaman darlığına ve adalet sisteminin olanca hantallığına karşın, canını dişine takarak sürdürdüğü “hukuk mücadelesini (!) nihayet kazanmış ve kendisini hapse mahkum ettirmeyi başarmıştır.
Sonuçtan haberdar etmek için Tayyip Bey’i aradığında onu Sakarya’da bir kapalı spor salonunda konuşma yaparken bulur. Doğruca kürsüye varır. Mahkemeden aldığı evrakı uzatıp. Tekmili verir: Ben hazırım!”
Kitaptan anlıyoruz ki, Erdoğan, Hasan Yeşildağ’ı 2001’de söylediği gibi cezaevinde değil öncesinde tanıyor.
Yine kitaba göre Hasan Yeşildağ, Erdoğan’dan önce 3 ya da 4 gün önce Pınarhisar Cezaevi’ne geliyor, yapılacak işlerin listesini çıkarıyor.
Kitaptan devam edelim:
"Yönetimden gerekli izinleri aldıktan sonra kendilerine tahsis edilen koğuşu bir güzel temizletir. Duvarlara kağıt kaplatır, zemine, boydan boya halı döşetir. Elektrik ve sıhhi tesisatı yeniler. Sıcak su temini için şofben taktırır. Koğuşun bahçeye ve koridora açılan kapılarını boyatıp yalnızca içeriden açılabilen ilave sürgüler yaptırır. Çatıya manyetik bariyerler, bahçeye elektronik sensörler yerleştirir. Gerekli gördüğü kör noktalara kamera sistemi kurdurur. Sıra mobilya ve beyaz eşyaya geldiğinde keseye davranmak Erhan Şenol’a düşer. Derin donduruculuğu büyük bir boy bir buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makinası, toplantı ve çalışma masaları, deri koltuklar, oturma grupları ve büyük ekran bir televizyonla, kalacakları koğuşu ve cezaevi kütüphanesi sıkıcılıktan uzak bir yaşam ve çalışma alanına dönüştürürler. Bu arada mahkum ve gardiyanlar da unutulmamıştır. Herkese pantolon, gömlek, ayakkabı ve eşofman takımı alınır.”
Hasan Yeşildağ kimdir? Yüksek Teknik Öğretmen Okulu okurken, solcu öğrencilerle karşı karşıya gelen bir isim. Muhsin Yazıcıoğlu başkanlığında kurulan Ülkücü Gençlik Derneği’nin Üsküdar Başkanı oluyor. “Çete kurmak” suçlamasıyla tutuklanıyor. Selimiye ve Maltepe Askeri Cezaevlerinde yatıyor. Yirmi ay süren hapishane hayatı boyunca yargılandığı davalar beraatle sonuçlanıyor. 12 Eylül döneminde İsviçre’ye kaçıyor. Adnan Ağca'nın iddiasına göre gazeteci Abdi İpekçi'nin katili Mehmet Ali Ağca'nın suç ortağıydı. Ethem Sancak'ın bir dönem sahibi olduğu ve bünyesinde Star, Akşam, Güneş gazeteleri ile TV 24 ve 360 televizyonlarının bulunduğu Es Medya'yı satın alarak Türk Medya'yı kurdu. |
İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Fırat Epözdemir: Seçildiğim için yargılandım
Zorla kaybedilen çocuklarının, sevdiklerinin akıbetini 30 yıldır soran Cumartesi Anneleri Galatasaray Meydanı’nın yeniden açılmasını talep ediyor
147 yıllık bir tarihe sahip, 65 binden fazla üyesi olan İstanbul Barosu yargılanıyor!
© Tüm hakları saklıdır.