Eğitim

Yıldıray Oğur: Boğaziçi bugüne kadar hangi kriterler ve standartlarla en prestijli üniversitelerden biri olduysa onu yapmaya devam etsin, bırakın orası da ‘elitist’ kalsın

04 Ocak 2021 11:37

Karar gazetesi yazarı Yıldıray Oğur, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne AKP’den milletvekili ve belediye başkanlığı aday adaylığını koyan Prof. Dr. Melih Bulu’yu atamasını bugünkü köşesinde yorumladı. Oğur, “Boğaziçi bugüne kadar hangi kriterler ve standartlarla en prestijli üniversitelerden biri olduysa onu yapmaya devam etsin, bırakın orası da ‘elitist’ kalsın” görüşünü savundu.

 Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan'ın "Boğaziçi sadece elitistlerin değil, milletindir" tweetine yazısında gönderme yapan Oğur, "Sınavla girilen, Anadolu’nun her yerinden, düz liselerden, İmam Hatip okullarından binlerce öğrencinin her sene dereceye girip okumaya geldiği, öğrencilerin yurtlarda, pek de bakımlı olmayan çevredeki evlerde kaldığı bu üniversite, tam tersine Türkiye’de sınıflar arası geçişkenliği en başarıyla sağlayan okullardan biri oldu.  Yani 'Boğaziçi sadece elitistlerin değil, milletindir' popülizmi yapmak için en yanlış yerlerden biri" düşüncesini dile getirdi.

Oğur, "Ayrıca iyi üniversiteler elit kurumlardır. Öyle olmaları gerekir. O ülkeye elit insanlar yetiştirirler. Bu elitizm de ülkenin menfaatinedir. Üniversite kampuslarının amacı da hocalarını ve öğrencilerini kalabalıkların önyargıları, ortalama fikirleri, baskısından kurtarıp bir fanusun içine kapatmaktır. Avamı havasa karşı kışkırtarak bu saklı hazineleri yağmalatırsınız sadece. İyi üniversiteler kendi geleneklerini, kültürlerini, kadrolarını oluştururlar, bir miktar kapalı devre işler bu sistem. Türkiye’nin en eski eğitim kurumlarından olan Boğaziçi de rektör atamasına tam da bu yüzden, 150 yılda inşa ettiği geleneklerini, kültürünü korumak için itiraz ediyor. Benzer biçimde rektör atanmış üniversitelerin bu duruma itiraz etmemesi de onların suçu değil." değerlendirmesini yaptı. 

Oğur, "Boğaziçi bu ülkede Batıya hayran devşirmelerin yetiştirilmeye çalışıldığı yer. Hocaların hepsi tek tip.  Bir tane bile muhafazakar veya milliyetçi öğretim üyesi yok. Şimdi bu kliği aşan rektör atandı dite diye bağırıyorlar” diyen akademisyen herhalde yine Erdoğan tarafından aynı yöntemle atanmış mevcut rektör Mehmet Özkan’ın hem Boğaziçili bir hoca hem de muhafazakar bir isim olduğunu bilmiyor. Ama iktidarın meselesi, Boğaziçi kültüründen gelen mevcut rektörün bile karşılayamadığı, üniversitenin yüzlerce hocası içinden de uygun bir profilin bulunamadığı beklentilerin karşılanması olunca rektör de ancak üniversitenin dışından bulunabildi. O yüzden bu atamaya kayyım deniyor ve 12 Eylül rejiminin yaptığı dışarıdan rektör ataması hatırlatılıyor." ifadesini kullandı. 

Oğur yazısında şunları kaydetti:

"12 Eylül rejiminin YÖK’ü, Boğaziçi Üniversitesi’ni, “anarşi”den temizleyecek, sol gruplardan arındıracak, yasakları, yeni anlayışı hayata geçirecek ismi üniversite içinden bulamamış, bu yüzden İTÜ’den Prof. Dr. Ergün Toğrol’u rektör olarak atamıştı. O da hocaların sakallarına bile karışarak görevini yapmış, kötü hatıralar bırakmıştı. Bugünkü iktidarın da dışarıdan bulup getirdiği rektörden benzer bir performans beklediği anlaşılıyor.

Yeni rektör Prof. Melih Bulu, Twitter hesabından iktidarı destekleyen gazetecilerin yerli, milli, terörle mücadele temalı kendisine destek tweetlerini beğenerek bu beklentileri karşılayacak bir profil olduğunu bir kere daha gösterdi. Ama Bulu, o akademisyenin zannettiği gibi “kliği aşan milliyetçi-muhafazakar rektör” de değil, bilindiği kadarıyla gayet liberal, seküler bir insan. 

AK Partililiği muhafazakarlığından değil, doğru zamanda doğru yerde durma becerisinden geliyor. Zaten 2002’de AK Parti Sarıyer İlçe Teşkilatı kuruculuğu, 2009’da AK Parti Ataşehir Belediye Başkan aday adaylığı, 2015’de AK Parti İstanbul milletvekilliği aday adaylığı, bir akademisyenin muhafazakarlığını değil, ancak fırsatları kovalamaktaki becerisini gösterir.  Siyasette bu kadar ısrarla koltuk peşinde koşmak da iyi bir akademisyenlik performansı olmasa gerek.

Sadece siyasetle değil, iş dünyasıyla da benzer yakın ve pragmatik ilişkileri olan bir isim yeni Boğaziçi rektörü.  Kendisini Beyaz Türklerin, liberallerin kalesine, milletin bayrağını dikecek akıncı zannedenler hayal kırıklığına uğrayabilir ama rektör beyin en yakın arkadaşlarından biri işadamı Ali Koç. Siyaset dışında en öne çıkan çalışmalarını da onun desteğiyle kurduğu Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu’nda yapmış.

Birkaç yıl Şehir Üniversitesi’nde İşletme Bölümü’nde dersler veren Bulu, yine en doğru zamanda yani Davutoğlu’nun Başbakanlıktan ayrılmasından sonra buradan ayrılmış, iktidara yakın bir grubun kurduğu Topkapı’daki İstinye Üniversitesi’ne kurucu rektör olmuş.  2020 yılında, oradan da silahlı baskın, dolandırıcılık iddialarıyla kayyıma geçen Haliç Üniversitesi’nin rektörlüğüne geçmiş.

İstinye ve Haliç gibi yeni kurulmuş otoban kenarı üniversitelerinde rektörlük yapmış olmak, herhalde Türkiye’nin dünya çapındaki bir kaç üniversitesinden biri olan Boğaziçi’ne rektör olarak atanmak için yeterli bir kariyer kabul edilemez. Ama sadakatin en önemli kriter olduğu otoriter rejimler, her zaman oportünistler için büyük fırsat pencereleri açar. Son dönemde de büyükelçilik, rektörlük, başdanışmanlık hatta bakanlık kadroları, köken, eğitim, fikriyat olarak dindarlarla, muhafazakarlarla hiçbir ilgisi olmayan ama doğru zamanda doğru yerlerde pozisyon alıp, söylenmesi gereken şifre sözcükleri söyleyen böyle oportünist isimlerce dolduruluyor. Ama bu kez dokusuyla oynanan pamuklara sarılıp saklanması gereken ülkenin en itibarlı üniversitelerinden biri.

Paralar saçıp, en iyi arsaları verip,  en yüksek maaşlı hocalarla iyi üniversite kurulamayacağını en iyi iktidarın biliyor olması gerekir.

Boğaziçi, kapılarını başka kesimlerden hocalara kolayca açmayan dar kadrocu bir üniversite olabilir. Ama eksiğiyle, gediğiyle her ne yapıyorlarsa sonuçta ortada açık ve Türkiye’de benzeri az bir başarı var. Bırakın Boğaziçi de bugüne kadar hangi kriterler ve standartlarla Türkiye’nin dünyadaki en prestijli üniversitelerinden biri olduysa onu olmaya ve onu yapmaya devam etsin.  Bunu bugüne kadar içine kapalı, elitist bir kadroyla yaptıysa öyle yapsın.  Bırakın orası da “elitist” kalsın."

TIKLAYIN | Tartışmaların odağındaki Prof. Bulu: Boğaziçi’nin taraf olmadığı problemlere malzeme yapılması en çok Boğaziçi’ne zarar verir

TIKLAYIN | Boğaziçi Üniversitesi'nin yeni rektörü Prof. Melih Bulu kimdir?

TIKLAYIN | Eski AKP'li vekil adayının Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör atanmasına tepki: Melih Bulu'nun kayyum olarak atandığını öğrendik

TIKLAYIN | Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden yeni rektör atamasına karşı eylem kararı

TIKLAYIN |  Boğaziçi hocalarından rektör atamasına tepki: Kabul etmiyoruz!

TIKLAYIN |  Sabah yazarı Hilal Kaplan'dan Prof.Dr. Bulu'ya destek: Boğaziçi sadece elitistlerin değil, milletindir, Allah muvaffak etsin