Özel Dosya

Yeni ses kaydı: 'Seçim için savaş planı' iddiası

İnternette yayınlanan yeni ses kaydında Dışişleri Bakanı Davutoğlu, MİT Müsteşarı Fidan, Dışişleri Müsteşarı Sinirlioğlu ve Genelkurmay 2. Başkanı Güler'in Suriye'ye müdahale ihtimallerini de konuştukları iddia ediliyor

27 Mart 2014 17:11

Suriye’yle ve Suriye içindeki bazı silahlı gruplarla gerilimin tırmandığı günlerde yapıldığı anlaşılan bir toplantının ses kaydı bugün internette yayınlandı.

YouTube'a 'secim gudumu' isimli bir hesapla yüklenen son ses kaydında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'e ait olduğu öne sürülen dört ses, Suriye'ye ilişkin konuşuyor.

Cumhuriyet gazetesinin internet sitesinden aynen yayınladığı ses kaydında Suriye'ye ilişkin operasyon ihtimalleri konuşuluyor, Türkiye toprağı statüsünde bulunan Süleyman Şah Türbesi'nin durumu değerlendiriliyor.

'Ortam dinlemesi' olduğu iddia edilen ses kaydında Ahmet Davutoğlu'nun "'Başbakan, bu (Süleyman Şah Türbesi) bir imkan gibi değerlendirilmeli bu konjoktürde' dedi" ifadelerini kullandığı belirtiliyor. Kayıtta Hakan Fidan'a ait olduğu öne sürülen sesin ise "Gerekirse Suriye'ye dört adam gönderirim. Türkiye'ye 8 füze attırığ savaş gerekçesi üretirim, Süleyman Şah Türbesine'de saldırtırız" dediği iddia ediliyor. Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu'nun "Ulusal güvenliğimiz son derece pespaye ucuz bir iç politika malzemesi haline geldi" dediği iddia edilen ses kaydında, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in "Direkt savaş sebebi yani yapacağımız iş direkt savaş sebebi" dediği öne sürülüyor.

Davutoğlu'ndan uluslararası ısrarı

Hakan Fidan'ın 'Neden illa Süleyman Şah Türbesi ısrarı?' sorusu üzerine Ahmet Davutoğlu'nun gerekçenin uluslararası kamuoyunda da kabul görmesi gerektiğini söylediği iddia ediliyor. Davutoğlu'nun ayrıca "Amerikan Dışişleri Bakanı Kerry'e sağlam bir gerekçe haricinde sert tedbir alalım diyemeyiz, Kerry bana şunu söyledi; 'Siz kararınızıvurma konusunda kararınızı verdiniz mi?' diye sordu" dediği  ileri sürülüyor.

Cengiz Çandar: Sözün bittiği yerdeyiz

 

Suriye görüşmesinin sızdırılmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Radikal yazarı Cengiz Çandar şunları söyledi:

Devletin en üst düzey yetkililerinin katıldığı ve Süleyman Şah Türbesi ile ilgili olarak Suriye topraklarına yönelik savaş ve harekat planlarının tartışıldığı toplantının kaydı kadar, internete düşmüş olan hiçbir kayıt, böylesine "devlet bitmiş" ve "sözün bittiği yer" duygusunu insanlarda uyandıramazdı. Dışişleri Bakanı, Müsteşarı, MİT Müsteşarı ve Genelkurmay İkinci Başkanı konuşuyorlar ve bir ülke için en hassas konuda "dinlemeye" takılabiliyorlar. Söylenecek bir şey yok ya da belki sadece şunlar var:

1. Devlet, en mahrem konularının konuşulmasında bile kendini koruyamamaktadır. Bu, çok ama çok vahimdir.

2. Böyle bir devletin dış politikasının inandırıcılığının, herhangi bir caydırıcılığının kalmaması da çok vahimdir.

3. Konuşmaların içeriği dinledildiği vakit ise, Türkiye 'nin ne kadar amatör kafaların yönetiminde, nasıl bir badireden geçtiğini işitmek ayrıca vahimdir.

"Sözün bittiği yerdeyiz" demiştik. Bunu deme noktasına gelmek de vahimdir.

 

Murat Yetkin: Ulusal güvenlik bu kadar kevgire dönmemişti

 

Radikal gazetesi Murat Yetkin, ses kaydının sızdırılmasını şu sözlerle yorumladı:

Öğle saatlerinde internete düşen iki ses kaydı daha öncekilere hiç benzemiyordu.

Kayıtlar çok gizli nitelikte bir toplantıdan alınmıştı.

Toplantı Dışişleri Bakanlığı’nda yapılmıştı. Bakan Ahmet Davutoğlu’nun makam katında, güvenli bir odada.

Tarih 13 Mart 2014, Perşembe.

Konu, Suriye’deki tek Türk toprağı sayılan Süleyman Şah Türbesi’ne Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) tarafından yapılan saldırılar.

Kriz var? Ne yapılacak? Müdahale mi edilecek? Nasıl edilecek?

Kriz toplantısına Bakan Davutoğlu başkanlık ediyor. Katılanlar MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu.

İşte bu çok gizli toplantının kayıtları iki posta halinde internete sızdırıldı.

İçeriği ayrı konu… Türkiye’nin bir yandan kendi sınırlarını koruması, diğer yandan kendisini komşudaki iç savaşa kaptırmaması, ama savaşan da uzak durması lazım. Zaten bunu konuşuyorlar.

İşte kritik 30 Mart seçimine üç gün kala sızdırılan kayıtlar budur.

***

Dinledikten sonra aklıma Atatürk’ün Gençliğe Hitabındaki bir ifade geldi:

Bütün kaleleri zapt edilmiş…

Dışişleri bu ülkenin kalelerinden birisidir; zapt edilmese de girilmiştir.

Genelkurmay’a zaten çoktan girilmişti. Ne Kozmik Oda kalmıştı dağıtılmamış, ne Gölcük tersanesi kalmıştı girilmedik.

Genelkurmay Başkanı ‘Terör örgütü kurdu’ denilerek müebbette mahkûm edilmişti.

Dışişleri kalesine 13 Mart itibarıyla girildiğini maalesef bugün itibarıyla öğrenmiş bulunuyoruz.

İçeriğini bir kenara bırakıyoruz şimdilik, yapılan düpedüz casusluk faaliyetidir.

***

Bu işten anlayanlar “Ortam dinlemesi” denilen türden olduğunu söylüyorlar.

Yani Dışişleri Bakanının mahrem toplantısını yaptığı oda, içeriden dinlenmiş, kayda alınmış.

Artık odaya önceden dinleme cihazı mı yerleştirilmişti?

Yoksa katılanlardan birisinin telefonuna, ya da bilgisayarına girilerek alıcıya mı çevrildi?

Ya da başka, akla getirilmeyecek bir yöntem mi? Belli ki dünyada herkesin elinde bulunmayan bir teknoloji kullanılmış.

Vahimdir ve buz gibi bir casusluk faaliyetidir. Bunun mahkeme kararı filan olmaz.

***

Bir de, MİT ne yapar Allah aşkına? Öyle bir toplantının, üstelik Müsteşarının da bulunduğu bir toplantının güvenliğini sağlayamıyorsa MİT ne yapar?

Dışişleri kalesine girilmişse, MİT kalesine de girilmiş sayılmaz mı?

Ülkenin ulusal güvenliği hiç bu kadar kevgire dönmemişti.

Devlet yapısı, işleyişi hiç bu kadar kevgire dönmemişti.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Anayasa’nın 104’üncü maddesinde tanımlı geniş yetkileri var.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ı böyle bir durumda çağırıp konuşabilir, Milli Güvenlik Kurulu’nu (MGK) toplantıya çağırabilir, hatta Bakanlar Kurulu’nu toplantıya çağırabilir.

***

Bir başka not: Bantlar ortaya saçılır saçılmaz muhalefet liderlerinin konudan haberi oldu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu , hem de Suriye sınırında Hatay’da konuşacaktı. MHP lideri Devlet Bahçeli ise Kahramanmaraş’ta.

Birbirinden hassas iki il. İkisi de bu konuda bir şey söylemediler.

Cumhurbaşkanı bu konuya el atmalı ve attığında muhalefete de, millete de tatmin edici bilgi verilmesini sağlamalı.

Durum ciddidir, ciddiyetiyle ele alınmalıdır.