Yeni Akit yazarı Selma Savcı, “sapkın”, “müptezel” dediği LGBTİ’lileri, “Ne pahasına olursa olsun bu kendini bilmez müptezeller için bir an önce daha ağır maddelerle kanunlar çıkartılıp, bunların yaşam alanlarımızda daha az görülmelerine fırsat sağlanmalıdır…” sözleriyle hedef aldı.
Savcı, yazısında, "Evet öyle bir yüzyılın içerisindeyiz ki, her tarafımızda vıcık vıcık düşünce özgürlüğü adı altında inandıkları bomboş filmlerini çocuklarımıza enjekte etmek niyetindeler. Çerçeveleme startı vermişler. Konu LGBT denilen sapkınlar olacak. Bu kimi zaman LGBTT (lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel veya travesti) veya LGBTI (lezbiyen, gey, biseksüel, transgender, intersex), LGBT+QIA (Lezbiyen, Gay, Bisexsüel, Transexsüel, Queer, İntersex, Asexsüel), LGBTTIQ (Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Travesti, Transseksüel, Intersex, Queer) biçiminde de kullanılmaktadır. Sapkın LGBT'yi destekleyen ünlü isimler, firmalar eşcinselliği meşrulaştırmaya çalışıyor. Üstelik doğruları haykırmaya kalktığınızda ise gerici olmakla suçlanıyorsunuz. Suçlayan şizofreni kişilere kızmakla birlikte bazen de gülüyorum... Gerici olan Lût kavminin başına gelenlerden ders almayan ve geride kalan asıl sizlersiniz" ifadesini kullandı.
Savcı, şunları kaydetti:
"Ülkemiz, eşcinsel ilişkileri tanısa da medeni kanununda cinsel yönelim ya da cinsiyet kimliği gibi bir ifadeye yer vermez ve eşcinsel çiftlerin birlikteliklerini yasal zeminde tanımaz. Bu kanuna rağmen, hâlâ bazı siyasi aktörlerin LGBT’liler de insan, onların da yaşama hakları var açıklamalarını an be an duymanız mümkün..
Öncelikle şunu belirtelim, bu sapkınlığın elle tutulur hiçbir yanı yoktur. Ve ne pahasına olursa olsun bu kendini bilmez müptezeller için bir an önce daha ağır maddelerle kanunlar çıkartılıp, bunların yaşam alanlarımızda daha az görülmelerine fırsat sağlanmalıdır…
Tabii ki, bu sapkınlıkların daha da çoğaldığı sosyal medya ortamları da mevcut. Özellikle TikTok denilen rezil bir platformda bu sapkın eğilimli kişileri görmek mümkün. Ben o güruha 'TikTok Kavmi' diyorum. Bu sapkın kişilerin gençlerimizi zehirlemesine izin vermemeli ve aklımızı iyi kullanarak bu yapılanma karşısında çocuklarımızı korumalıyız. Şunu hiç bir zaman unutmamalıyız ki; ailenin dinamitlenmesi demek, gelecekte inşa edeceğimiz toplumumuzun da yok olması demektir."
