27 Mayıs 2025 22:36
Güncelleme: 27 Mayıs 2025 23:02
T24 Haber Merkezi
İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Kur’an meallerini Din İşleri Yüksek Kurulu’nun (DİYK) denetimine bırakan ve sakıncalı görülen çevirileri mahkeme yoluyla toplatma ve imha ettirmeye imkân tanıyan kanun teklifine tepki gösterdi. Yeneroğlu, “İslâm’ın temel niteliklerine aykırı” gördüğü her meali mahkemeye taşıyarak basım-dağıtımın durdurulmasını, yayımlanmış nüshaların toplatılıp imha edilmesini ve internette erişimin engellenmesini isteyebileceğini hatırlattı.
Bağımsız İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Kur'an meallerini Din İşleri Yüksek Kurulu'nun (DİYK) denetimine bırakan ve sakıncalı görülen çevirileri mahkeme yoluyla toplatma ve imha ettirmeye imkan tanıyan kanun teklifine tepki gösterdi.
Genel Kurul'da görüşülmekte olan ilgili madde, 'Bazı Kanunlarda ve 660 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nde yer alıyor.
Yeneroğlu açıklamasına şöyle devam etti:
“İslam‘da Resmi Din Anlayışı veya Ruhban Sınıfı Yoktur; İhtilâf Rahmettir' Tarih boyunca tefsir geleneğimiz, farklı mezheplerin ve müfessirlerin katkısıyla zenginleşmiş; Hanefî, Şâfiî, Mâturîdî, Eş'arî, Selefî, tasavvufî ve modernist yaklaşımlar yan yana var olabilmiştir. İmam Şâfiî, 'Bu, benim kanaatimdir; daha hayırlısını işiten bana haber versin' diyerek ilimde tek sesliliği değil, istişareyi esas almıştır. Aynı çoğulcu felsefe, Taberî'nin tefsirinde "Benim tercihim budur ama başka görüşler de mevcuttur" diyerek kayıt altına alınmıştır.
Teklif, ‘İslâm’ın temel nitelikleri’ gibi ucu açık bir kavramı kanun maddesine yerleştirerek, ilahî kelâmın yorumunu bir bürokratik heyetin tekeline bırakıyor. Böylece, âlimler arası ihtilâfın rahmet oluşu prensibi ortadan kaldırılıyor.
Bu düzenleme Diyanet İşleri Başkanlığının itibarını da zedeleyecektir. Diyanet İşleri Başkanlığı ne İslam‘ın resmi temsilcisi ne de dinin koruyucusudur. Bu kanun ile Kur’an mealleri üzerinde yasak koyucu konuma getirilecek bir devlet kurumu, 'sansür kurumu' olacak; yürütmeye bağlı konumuyla ve güncel siyasetin yönlendirmesine açık olması boyutuyla iktidarların hoşlanmadığı bir meali yasaklama yetkisine sahip kurul, bugün farklı yarın farklı iktidarların çizgisinde farklı mealleri hedef alabilecek ve birçok alimi otosansüre zorlayacaktır.
Bu kanunla birlikte aynı zamanda İslâm’ın özgürlük karşıtı olduğu yönündeki önyargılar pekişecek, İslâmofobik söylemler daha kolay meşruiyet zemini bulacaktır. ‘'Kanun Anayasa’ya Aykırı, Temel Hak ve Özgürlükleri Yok Saymaktadır' Kanun, ifade özgürlüğü ile din ve vicdan hürriyetini açıktan ihlal etmektedir. Anayasa Mahkemesinin yerleşik içtihadına göre, ifade ve inanç özgürlüklerine getirilen sınırlamalar ancak demokratik toplum düzeninde zorunlu ve ölçülü ise meşru sayılabilir. Teklifin 'İslâm’ın temel niteliklerine aykırılık' gibi belirsiz bir kavramı dayanak yapması, Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesinin öngörülebilirlik ve belirlilik ilkelerini de ihlal etmektedir.
Kur’an‘ın kimsenin korumasına ihtiyacı yoktur, hiçbir dönemin iktidarına veya bürokrasisine zimmetlenemez. Bugün bu sansüre izin verirsek, yarın hangi iktidarın hangi meali yasaklayacağını kestiremeyiz. İnancımıza da özgürlüklerimize de sahip çıkmak zorundayız.”
© Tüm hakları saklıdır.