Gündem

Türkiye yasta | T24 yazarları, 10 ilde yıkıma neden olan depremi çeşitli açılardan değerlendirdi: "Erdoğan'ın biçimlendirdiği bir 'Siyasi İslamcı' hareket, kariyerinin sonuna gelmiştir"

10 Şubat 2023 23:30

Pazartesi (6 Şubat) sabaha karşı saat 04.17'de Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi merkezli 7,7 büyüklüğünde, saat 13.24'te de Elbistan merkezli 7,6 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi. Depremler; Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay illerinde büyük yıkıma neden oldu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, uluslararası yardımı da içeren dördüncü seviye alarm verdiklerini açıkladı. Daha önce yedi gün milli yas ilan edildiğini duyuran Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, depremden etkilenen bu 10 il için 3 ay süreyle OHAL ilan etti. Depremin altıncı gününde de arama-kurtarma çalışmaları devam ederken, bölgeden ölü ve yaralı sayısı haberleri gelmeye devam ediyor.

T24 yazarları, 10 ilde yıkıma neden olan depremi farklı boyutlarıyla değerlendirdi

Mehmet Y. Yılmaz

"Çağdaş Amerikan müziğinin en önemli isimlerinden biri olan John Adams'ın bir operası var: I Was Looking at the Ceiling and Then I Saw the Sky. Sahnedeki yedi genç, Los Angeles Depremi'nin yaşamlarını ve dünyaya bakışlarını nasıl değiştirdiğini operada şu sözlerle anlatıyorlar: 'Tavana bakıyordum ve birden gökyüzünü gördüm!'

Operanın yazarı, depremin insanların ufuklarını sınırlayan 'tavan'ı nasıl yıktığını ve gerçekte 'gökyüzünün' nasıl olduğunu gösterdiğini anlatıyordu. Artık hiçbir şey eskiden bildikleri gibi olmayacaktı: Aşkları, yaşamları, dünyaya bakışları…

Acaba bu depremin ardından birdenbire gökyüzünü görmüş olabilir miyiz?"

TIKLAYIN | Mehmet Y. Yılmaz yazdı: Tavana bakıyordum ve birden yukarıda gökyüzünü gördüm!


Murat Belge

"Ortada deprem meprem yokken de hep bir ağızdan söylüyorduk: Bu iktidar, iktidarda kalabilmek için elinden gelen her şeyi yapacaktır. AKP'nin ve Reis'inin, 'başarı listesi'ne baktığımızda, görülen tablonun çok parlak olmadığı vargısına gelebiliyorduk. Şimdi, yurttaşı bir afetten korumak keyfiyetiyle bu koşullarda yüz yüze gelmiş bir iktidar olarak biraz daha kaygan bir zemine basmakta olduklarını söylemek bilmem yanlış olur mu? Olmaz gibi beliyor bana. Ekonomiyi yönetmekte iktidarın ve bir "ekonomist" olan Reis'in başarılarını seyrettik, değerlendirdik. Şimdi apayrı bir alanda, deprem afetinde ortaya koyduğu ustalığı, beceriyi gözlemliyoruz. Bu kadar devasa olmayan çeşitli alanlarda da benzer durumlarla karşılaşmıştık. Bütün bu bocalamalara rağmen AKP ve Reis, iktidarda kalma ölüm kalım savaşını sürdürebilir, sürdürecek fiziksel güç de bulabilir. Ama öyle sanıyorum ki Tayyip Erdoğan'ın biçimlendirdiği bir 'Siyasi İslamcı' hareket, kariyerinin sonuna gelmiştir. Hâlâ elinde tuttuğu birtakım güçleri, yetkileri kullanarak yeni canlar da yakabilir. Ama bir siyasi hareketin onsuz edemeyeceği enerji ve hareket yeteneğini, kaynağını tüketmiştir."

TIKLAYIN | Murat Belge yazdı: Deprem


Gökçer Tahincioğlu

"Devlet bir sürekliliktir.

Nedense ormanlar yandığında tarihin en büyük orman felaketi, sel bastığında tarihin en büyük yağışı, deprem olduğunda tarihin en büyük deprem felaketi olduğu ilk anda söyleniyor da bizzat bu iktidar döneminde hazırlanmış raporlara göre neden hareket edilmediği bir cümle olsun söylenmiyor.

Bu büyük depremin, yüzyılın en büyük felaketlerinden olduğunu söyleyen yabancı uzmanların görüşleri paylaşılıyor da aynı uzmanların felaketin nedenleri arasında denetimsizliği, fay hattının imara açılmasını, buradaki binaların güçlendirilmemesini de sıraladığı söylenmiyor.

Birkaç yıllık iktidar olsa, bütün bunları düzeltme şansının olmayacağını herkes kabul ediyor. Ancak 21 yılı bu iktidarla geçen, geride kalmış 24 yılda imar konusunda bir tane olsun yapısal adım atılmadığını bile söyleyemiyor bazıları."

TIKLAYIN | Gökçer Tahincioğlu yazdı: 17 Ağustos'tan 6 Şubat'a rezaletin tarihçesi


Murat Sabuncu

"Tarihe not düşmek için yazıyorum: Adana’da AFAD’ı da Kızılay’ı da polisi de alanda gördüm.

Çadırların olduğu alanda geç bir saatte Çukurova Belediyesi Başkan Yardımcısı’nın, "bir ihtiyaç var mı?" diye alanda çalışmasına şahit oldum.

Ancak esas gördüğüm; her yaştan her sınıftan, memleketin her yerinden insanların acıya nasıl merhem olurum çabası.

Kutuplaştırma için uğraşan ‘siyaset esnafı’, birlik duygusu duvarına çarpmış görünüyor.

Keşke bu birlik ruhu bu kadar büyük bir acı karşısında olmasaydı."

TIKLAYIN | Murat Sabuncu yazdı: Deprem notları Adana: Biliyor musun beş gün önce benim de senin gibi gideceğim evim vardı

___________________________________________________________________________________________________

Gündüz Vassaf

"Alman filozofu Adorno, 'Auchwitz'ten sonra şiir yazmak barbarlıktır'' demişti.

Havluyu atmış, halt etmiş.

İnsan hâli, evet.

Nasıl hissettiğini anlıyor, empati duyuyoruz, evet.

Yaşamdan, gülmekten, dondurma yemekten suçlu hissediyoruz evet.

Ama biliyoruz ki koyvermişlik zayıf kılar, zorbaya davettir, bize yakışmaz.

Ne de serseri mayın isyanıyla öfkemizi bizi yiyip bitiren dipsiz kuyulara salmak...

Bizi zor günler bekliyor.

Acımızı öfkemize mi gömeceğiz?

Kadere teslim bayrağı mı çekeceğiz?

Sevdiklerimizle kabuğumuza kapandığımız dünyamızla mı kendimizi kandıracağız?

Nereye kadar?"

TIKLAYIN | Gündüz Vassaf yazdı: Nereye kadar?


Murat Batı

"Kamuya yararlı derneklerin hangileri olduğu, İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü'nün web sayfasında sayılmaktadır. Bu dernekler arasında Sultanahmet Camii Koruma Derneği, Önder İmam Hatipliler Derneği, Mülkiyeliler Birliği Derneği, Hayırlı İşler Yaptırma ve Devam Ettirme Derneği, İlim Yayma Cemiyeti, Hacıbektaş Veli Kültür Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği, Pelikan Grubu olarak bilinen Boğaziçi Küresel İlişkiler Derneği gibi toplamda 355 adet dernek bulunmaktadır.

Bu derneklere yapılan bağışın gider yazılabilecek tutarı, yıllık beyannamede gösterilen tutarın yüzde 5'i ile sınırlıdır.

Ancak her dernek, bu kapsamda değildir. Yani bu statüde bulunmayan derneklere yapılacak bağışlar gider yazılamayacağı için ciddi bir eşitlik ilkesi sorunu doğmaktadır. Örneğin şu zorlu günlerde canla başla çalışan Ahbap Derneği gibi. Ahbap Derneği'ne yapılan bağışlar, gider yazılamamaktadır. Çünkü Ahbap Derneği, yukarıda sayılan kamu yararına çalışan dernek statüsünde değildir. Evet doğru duydunuz, değildir. "

TIKLAYIN | Ahbap, ivedilikle kamuya yararlı dernek sayılmalı…


Celal Üster

"Sophokles'in zamanında gazeteler yoktu, ama haber haberdi yine de. Kim bilir neler yaşamış ki, 'Kötü haber getireni kimse sevmez' demiş Sophokles. Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi'nin yazarlarından Thomas Jefferson da bir gazetenin en güvenilir sayfalarının ilan sayfaları olduğu kanısında."

TIKLAYIN | Celal Üster yazdı: 'Kötü haber getireni kimse sevmez'


Yalçın Doğan

"Depremden en çok etkilenen kentlerimizden biri Hatay. Ayakta kalabilen bina sayısı çok daha az, büyük çoğunluğu yıkılıyor.

Üç yıl önce...

"Hatay'ın gözde semtlerinden birinde lüks rezidanslar yapılıyor, dört bloktan oluşan bir site. Adı ‘Cennetten Bir Kare', dışarıdan bakınca, alımlı, çalımlı ve de çok pahalı.

Üç yıl önce yapılan o cennette dört bloğun üçü depremde yıkılıyor, pek çok kişi enkaz altında kalıyor."

TIKLAYIN | Yalçın Doğan yazdı: 7.8'in özeti: Zeugma, Göbekli Tepe, ve "cennetten bir kare"


Hasan Göğüş

"Gördük ve duyduklarımızın yanında başka söze gerek var mı?"

TIKLAYIN | Hasan Göğüş yazdı: Yorumsuz...


Hakan Aksay

"Kısa süre öncesine kadar seçimlerin belirleyici faktörü ekonomi olarak gösteriliyordu. Bugün aynı ölçüde önemli ikinci bir faktör ortaya çıktı: Deprem felaketi.

Hem izlenecek tutum ve politikalar, hem de deprem konusunda topluma acilen (eskisinden çok daha kapsamlı) çözüm önerileri hazırlamak büyük önem taşıyor (sanırım artık bu, 30 Ocak’ta ilan edilen 244 sayfalık Ortak Politikalar Mutabakat Metni kadar anlamlı).

Muhalefetin temel meselelerinden biri de, kendi aralarındaki birliğin korunması. Hem altı parti arasındaki ittifakın, hem diğer muhalif güçlerle aralarındaki fiili iş birliği ortamının güçlendirilmesi.

Onun dışında deprem sonrasında aktifleşen diğer siyasal ve sosyal kesimlerden unsurlarla, sivil toplum girişimleriyle ilişkileri pekiştirmek de göz ardı edilemeyecek bir konu.

Bütün bunlara bağlı olarak, kuşkusuz, en acil görevlerden biri de, iktidarın deprem bahanesiyle seçimlerle ilgili olası manipülasyon ve erteleme/iptal girişimlerinin önüne çıkmak."

TIKLAYIN - Hakan Aksay yazdı: Deprem, siyaset tablosunu ve seçim sürecini değiştiriyor

Adnan Ekinci

"Türkiye Barolar Birliği (TBB), herkesin aklından geçen, 'Kasten öldürmekten yargılansınlar' şeklindeki düşünceyi suç duyurusu haline getirdi.

Fakat, yargılamalar konusunda en büyük kargaşanın hasar tespit ve maddi/manevi tazminat talepli hukuk davalarında yaşanacağını da şimdiden görmemiz gerekiyor.

O nedenle, Türkiye Barolar Birliği'nin afetle ilgili hukuk davaları özelinde, 'usul ekonomisi' sağlayacak öneriler dizisi de olmalı.

Her şeyden önce, afet nedeniyle açılacak tespit ve tazminat istemli hukuk davaların organizasyonu ve tasnifi mutlaka barolar tarafından sağlanmalı.

Türkiye Barolar Birliği ve Adalet Bakanlığı'nın işbirliği ile özgün bir sistem oluşturmalı, uygulama her şehrin kendi barosu tarafından yapılmalı.

Aksi halde, davaların tek tek açılması yargı ve adliye sistemini çökertecek, kaçınılmaz olarak işlemez hale getirecektir."

TIKLAYIN | Adnan Ekinci yazdı: Depremle ilgili tespit ve tazminat davalarını barolar organize etmeli


T24 deprem bölgesinde 

Murat Sabuncu yazdı: Deprem notları Adana: Biliyor musun beş gün önce benim de senin gibi gideceğim evim vardı

Candan Yıldız yazdı: Adana’daki depremzede: Yoksul semtler bize yardıma geliyor, aynı şeyi ben yapar mıydım diye düşündüm