Ekonomi

Türkiye Bankalar Birliği Kurucu Başkanı: Sağlıktaki başarılı mücadeleyi ekonomide de devam ettirilmeli

"Açıklanan paketler olumlu ama yeterli değil"

26 Nisan 2020 15:18

Türkiye Bankalar Birliği Kurucu Başkanı Prof. Dr. Aydın Ayaydın, Türkiye’nin ekonomide bir milli mücadele koşullarında olduğunu ifade ederken alınan önlemlere ek olarak yapılması gereken destekler olduğunu ileri sürdü. Ayaydın, kaleme aldığı makalede tarımda nakit desteklerin artırılması, işyeri kiralarının ertelenmesi, AVM kiralarının açıldığında ciroya endekslenmesi, temel gıdada vergilerin geçici olarak kaldırılması, faturalarda da faizsiz erteleme önerirken özel bankaları da müşterilerine kaynak tahsisinde daha iştahlı olmaya davet etti

Ayaydın HaberTürk gazetesi için kaleme aldığı yazıda şunları kaydetti: 

"Covid-19 salgını maalesef ekonomileri durma noktasına getirdi. Türkiye ekonomisi de maalesef bu daralmadan payını alıyor. Önemli olan bu süreci en az hasarla atlatabilmek. Vatandaşın ekonomik olarak ayakta kalabilmesi, yaşamını sürdürebilmesi toplumsal ve ekonomik düzen için birinci öncelik. Bunun için devlete ve özel sektöre büyük iş düşüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan ilk 100 milyar TL’lik paketi ilave paketler takip etti. Bunlar elbette olumlu adımlar, ancak yeterli değildir. Ancak şu an daha önce dünyada örneği görülmeyen bir kriz yaşıyoruz. Bunun üstesinden birlik ve beraberlikle gelebiliriz. Ekonomide bir milli mücadele koşullarındayız. Bunun için ekonominin bugünü ve yarınını planlanmasında, bu krize karşı bütünlüklü bir eylem planı oluşturulmasında ekonomi yönetimine yardımcı olacak bir yapı oluşturulmalıdır.

Devletin işten çıkarmaların önüne geçmesi, işsiz kalanlara cüzi de olsa maaş desteği, dar gelirli vatandaşlara yönelik nakdi yardımları doğrudur. Ancak yeterli değildir. Maaş desteği ve nakdi yardımlar artırılarak yaygınlaştırılmalıdır. Tabii ki kaynak problemi vardır ama bugün kaynak yaratmak zorunluluğundayız. Vatandaşlara geçim parası, şirketlere nakit akışı sağlamak zorundayız. Dışardan yeteri miktarda olmasa da iç borçlanma yoluyla ve de Merkez Bankasının ‘ihtiyatlı’ para basması ile aşacağız bu süreci. Dünyada da merkez bankaları para musluklarını açtı.

Hayatın gerçeklerinin ekonominin doğrularının önüne geçtiği olağanüstü bir dönem yaşıyoruz. Bütçe açığında artışın, enflasyonda yükselmesinin düşünüleceği günlerde değiliz. Zaten gerek bütçe dengesinde gerekse de kamu borçluluğunda pek çok ülkeden çok iyi durumdayız. Evet, bütçe açığı artıyor, artmalı da bu dönemde.

Sağlıkta yaptığımız gibi vatandaşların/firmaların ekonomik olarak hayatta kalması dışında pek bir şeyin anlamı yok şu an. Şu an bırakın evi, mahallede yangın var. Evin içi derli toplu olmasa da olur. Zaten bu krizi atlatabilsek küresel ekonomik koşullar ülkemiz için son derece elverişli olacak. Yeter ki bugünleri en az hasarla atlatalım, vatandaşlarımızı mağdur etmeyelim.

Koronavirüs krizinin en önemli ekonomik sonucu tüm dünyada işsizlik olmaktadır/olacaktır. İşte ABD’de haftalık işsizlik maaşı başvuruları 5 milyonu geçti, Koronavirüs sürecinde ortaya çıkan işsizlik 12 milyonu buldu. Ülkemizde bu acı gerçeği yaşamaktadır. Üstelik Türkiye ekonomisi bu kötü döneme yüksek işsizlik oranı ile yakalanmıştır. En son verilere göre ülkemizde işsiz sayısı 2019 yılında bir önceki yıla göre 932 bin kişi artarak yaklaşık 4,5 milyon olmuş, işsizlik oranı 2,7 puanlık artış ile %13,7 seviyesinde gerçekleşmişti. Koronavirüs salgınının yarattığı krizle bu oran yüzde 20’lere yaklaşacaktır."