Politika

Meclis kürsüsünü terk eden Sırrı Sakık: Özgür Özel benimle aynı karede gözükmek istemedi, canı sağ olsun

09 Mayıs 2024 00:54

DEM Partili Sırrı Sakık, 2014'teki nevruz kutlamalarında sarf ettiği "Mustafa Kemal'in generali olsanız ne yazar" sözlerini partilerine saldıranlara söylediğini, beraat kararlarını gönderdiği CHP Genel Başkanı  Özgür Özel'in ise  kendisiyle görüşmek istemediğini belirterek, "O dönem çıktım, CHP Grup Başkan Vekili Özgür Bey’e de gönderdim bu mahkeme kararlarını: 'Bakın, yalan yanlış operasyonlar ve sürekli burada halkı birbirine karşı düşmanca tetikleyen söylemler var'. Özgür Bey o dönem Grup Başkan Vekiliydi. Şu 2 tane karar onun WhatsApp’ında duruyor ama ne yazık ki benimle aynı karede gözükmek istemedi; canı sağ olsun" dedi. 

Sakık, konuşmasını yaptığı sırada Genel Kurul'da TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca ile arasında söz verme konusunda yaşanan tartışmanın ardından Karaca'nın kendisine düşmanca davrandığını öne sürerek kürsüyü terk etti.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kars Milletvekili Sırrı Sakık, TBMM Genel Kurulu'nda belediyeler ve kayyımlarla ilgili tartışmaların ardından söz aldı.

Belediye meclis toplantısında İstiklal Marşı'nın okutulmadığı iddiasına tepki gösteren Sakık, şöyle konuştu:

"Ne söyleniyor: 'Efendim, bayrağa, sembollere haksızlık ettiniz.' Bayrakla bir sorunumuzun olmadığını biliyoruz, siz de biliyorsunuz ama sizin trolleriniz gidip Mardin Belediyesi'nde, Diyarbakır Belediyesi'nde provokatörlük yapıyorlar. Neden? Çünkü bu seçimleri kuşatmaya çalıştınız, bu seçimleri paralı askerlerle almaya çalıştınız, halk size büyük bir ders verdi, 'Olmaz, benim irademe saygısızlık edemezsiniz' dedi. Şimdi oradan alamadığınızı algı operasyonları yaratarak belediyelere çökmek istiyorsunuz. Belediyeleri bir rant aracı olarak görüyorsunuz ama biz de size diyoruz ki bu belediyeler halkın belediyesidir, bu belediyeler halkın iradesidir ve bir daha çökme hareketinde size orada müsaade etmeyeceğiz."

"Bu söylemlerinizi değiştirin; zaman zaman siz söylüyorsunuz, şu gruba dönüyorsunuz 'Paralarınızı şuraya gönderiyorsunuz' diyorsunuz. Vallahi biz paramızı yoksul halkımızla paylaşıyoruz" diyen Sakık, "Biz bir yere para göndermiyoruz. Hırsızlık arayacaksanız, yolsuzluk arayacaksanız gidin kayyumlarda arayın, gidin kendi belediyelerinizde arayın. Eğer bayrağa bir saygısızlık varsa, eğer sembollere bir saygısızlık varsa vallahi, mülkiye müfettişlerine alan açmadan biz soruşturma açarız; bunu böyle bilin" şeklinde konuştu.

"MİT’in görevlendirdiği şahıslar geldiler, kurultayımızda bayrağı indirdiler"

6-7 Eylül 1955'te İstanbul'da Rumlara yönelik saldırılardan önce 'algı operasyonu' yapıldığını söyleyen Sırrı Sakık, "Sevgili arkadaşlarımız biz bu ülkeyi tanıyoruz, ne zaman algı operasyonlarının olduğunu biliyoruz. Bakın, 6-7 Eylül olaylarında Özel Harp Dairesi'nin açıklaması şuydu: 'Biz birilerini görevlendirdik, Selanik’te bombayı patlattık'. Ne oldu? Yunanistan ve Türkiye'nin ilişkilerini baltalamak adına… Sonra ne oldu? Bu coğrafyada yaşayan ötekileri bir gece bu topraklardan kovdular ve malına mülküne el koyuldu. Algı operasyonlarını tanıyoruz. Evet, bizim HDP kurultayında bayrak indirildi, tarihi net hatırlamıyorum. Ve o kurultayda indirilen bayrağı kim indirdi biliyor musunuz? Sonrası bütün çıplaklığıyla ortaya çıktı. MİT’in görevlendirdiği şahıslar geldiler, bizim kurultayımızda bayrağı indirdiler" dedi.

2014 yılındaki Nevruz kutlamasındaki konuşmasında "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganına atıf yaparak "Mustafa Kemal'in askeri değil generali olsanız ne yazar, it sürüleri" sözlerine değinen Sakık, "Şimdi, bu akşam bir başka konuyu söyleyeyim: Yıl 2014, Ağrı’dayım, bir mitingdeyim. Bizim il, ilçe binalarımıza saldırı var, tam 430 tane il, ilçe binamız ateşe verildi. Ellerinde bayraklar, ellerinde palalar, ellerinde kesici aletlerle. 'Biz Mustafa Kemal’in askerleriyiz' diyorlar ve gidiyorlar, oraları ateşe veriyorlar, Kürt evlerini ateşe veriyorlar, Kürt çocuklarını öldürdüler, üniversitede katliam yaptılar" diye konuştu.

"Onlara hakaret ettim, hak ediyorlardı"

AKP İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar'ın "Siz ne dediniz o zaman?" sözlerine "Ben ne dediğimi şimdi söyleyeyim, ben ne dediğimi söyleyeyim, dinle" karşılığını veren Sakık, şöyle devam etti:

"Ne dedim? Onlara hakaret ettim. Ellerinde bayraklar vardı, partinize doğru geliyorlardı… 'Biz Mustafa Kemal’in askerleriyiz' diyorlardı. Ben de onlara döndüm, evet, hakaret ettim. Siz kimsiniz ya, gidip Kürt’ün evini ateşe vereceksiniz, Kürt’ün partisini ateşe vereceksiniz, Kürt’ün çocuklarını öldüreceksiniz; bir elinizde bayrak, ağzınızda 'Mustafa Kemal’in askerleri' bir taraftan tekbir sesleri getireceksiniz ve linç operasyonlarını gerçekleştireceksiniz. Onlara hakaret ettim, hak ediyorlardı. Ve bakın, ondan sonra benimle ilgili 2 tane dava açıldı, hem yerelde hem de Yargıtay'da. 2 mahkemede de ben beraat ettim. Sürekli, HDP CHP yakınlaşması olduğunda sizin partinin Genel Başkanı ve bu ülkenin Cumhurbaşkanı çıkıyor grupta açıklamalar yapıyor 'Ey Türkiye halkı, ey milliyetçiler, ey CHP’liler; bakın, HDP’liler size ne söyledi!' Ben vandallara söyledim."

"Bu algı operasyonundan vazgeçin"

Mahkeme kararlarını dönemin CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'e gönderdiği fakat Özel'in kendisiyle aynı karede gözükmek istemediğini dile getiren Sırrı Sakık, kendi partisinin yöneticilerinin de görüntü vermek istemediğini belirtti.

Sakık şunları söyledi:

"Elimde mahkeme kararı, bakın, 2 tane mahkeme kararı; sizin grubunuza gönderdim, grup başkan vekillerinize gönderdim ama sesiniz çıkmadı, işinize yarıyordu. Siz hem grup toplantısında hem açılışlarda hem mitinglerde bunları, benim sesimi bütün Türkiye'ye yaydınız 'Size şöyle diyor; Mustafa Kemal ve arkadaşlarına'. Ben Mustafa Kemal’i ve arkadaşlarını eleştiririm yaptıkları eksik, yanlış politikalardan dolayı ama hiçbir dönem bu ülkenin değerlerine hakaret etmem, böyle bir hakkımın da olmadığını… Hatta o dönem çıktım, CHP Grup Başkan Vekili Özgür Bey’e de gönderdim bu mahkeme kararlarını: 'Bakın, yalan yanlış operasyonlar ve sürekli burada halkı birbirine karşı düşmanca tetikleyen söylemler var'.

Özgür Bey o dönem Grup Başkan Vekiliydi. Şu 2 tane karar onun WhatsApp’ında duruyor ama ne yazık ki benimle aynı karede gözükmek istemedi; canı sağ olsun. Sonra, grup başkan vekillerime gönderdim, eş başkanıma gönderdim, vallahi onlar da bu konuda açıklama yapmadılar, onlar da benimle aynı karede gözükmek istemediler. Bakın, Sayın Cumhurbaşkanı bunu bilmesine rağmen kapı kapı dolaştı ve yargıçları göreve davet etti: 'Dava açın'. Yahu kardeşim, hem yerel mahkemenin hem de Yargıtay'ın verdiği kararlar var. Başka ne yapmalıyız, ne söylemeliyiz? Şimdi, bundan, bu algı operasyonunuzdan vazgeçin."

TBMM Başkanvekili Karaca ile tartışma: Bakın, davranırsanız siz altında kalırsınız

Sakık konuşmasına başlarken Gülizar Biçer Karaca'ya dönerek "Sayın Başkan, iki kezdir sizinle tartışıyoruz. Bugün bir dakikalık söz istedim sizden. Yani İç Tüzük’e göre, efendim, sataşmadan 60’ıncı maddeye göre bir söz verebilirdiniz" dedi.

Karaca'nın "Sayın Sakık, lütfen Genel Kurula hitap eder misiniz" yanıtı üzerine Sakık, "Sitemimi iletiyorum ama bize karşı böyle düşmanca bir tavır içerisinde olmayın. Ben kendi hukukumu savunuyorum, ben sizden söz istiyorum, siz bana Genel Kurula… Siz benim sözümü gasp ediyorsunuz, siz bana haksızlık ediyorsunuz. Bir milletvekili bir dakikalık söz istiyor. 'İç Tüzük, sataşma yok, Anayasa’ya aykırı.' Yorulduk valla, Anayasa’dan da yorulduk, İç Tüzük’ten de yorulduk, sizin bu düşmanca tavırlarınızdan da yorulduk. Burada bize sataşmalar var, burada haksız uygulamalar var" diye konuştu.

Sakık, 2014'teki konuşmasıyla ilgili mahkeme kararlarından bahsederken süre bitti ve mikrofon otomatik olarak kapatıldı.

Bunun üzerine Sakık, "Bir dakikayı vermeyecek misiniz?" diye sordu. Gülizar Biçer Karaca "İsterseniz vereceğim Sayın Sakık. Buyurun, tamamlayın sözlerinizi" yanıtı verdi. Sonrasında ise konuşmalar tutanaklara şu şekilde yansıdı:

Sırrı Sakık: Siz herkese veriyorsunuz.

Gülizar Biçer Karaca: Hayır isteyene veriyorum.

Sırrı Sakık: Bana karşı böyle davranmayın. Bakın, davranırsanız siz altında kalırsınız. Sevgili arkadaşlar, haksızlık yapmayın. Bakın biz hiç kimseye boyun eğmeyiz. Eğer varsa bir hesabınız buyurun benimle hesaplaşın. Herkese bir dakika veriyorsunuz, bana vermemeye çalışıyorsunuz, lütfen.

Gülizar Biçer Karaca: Sayın Sakık, sizi temiz bir dille konuşmaya davet ediyorum.

Sırrı Sakık: Lütfen, bir daha bunları yapmayın, etmeyin. Ben de sizi adil ve adaletli olmaya davet ediyorum. Sevgili arkadaşlar, lanet olsun... (Sakık bu sözlerin ardından kürsüyü terk etti)

Karaca: Yaşamım boyunca kimseye düşmanlık etmedim

Gülizar Biçer Karaca: Sayın milletvekilleri, öncelikle bir konuya açıklık getirmek isterim. Yaşamım boyunca hiç kimseye düşmanlık etmedim. Şiarım, barıştır, insanlıktır, insancıllıktır. O nedenle, sayın milletvekilinin Genel Kurulda “düşmanca tavır” diye nitelendirmesini asla kabul etmem.

Sırrı Sakık: Niye kesiyorsunuz sesimi? Neden herkese bir dakika veriyorsunuz, bana vermiyorsunuz? Nedir, peki?

Gülizar Biçer Karaca: Özellikle de tüm milletvekili arkadaşlarımıza talep ettikleri takdirde Türkiye Büyük Millet Meclisinin konuşulacak, istişare edilecek, müzakere edilecek yer olduğunu söyleyerek hiçbir şekilde söz haklarına bir kısıtlama getirmedim. Talep ettiklerinde de mutlaka bu taleplerini yerine getirdim. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar) O nedenle ancak Türkiye Büyük Millet
Meclisinde, yönetiminde yol gösterici olan, bağlayıcı olan kuralları vardır, yasaları vardır, bu Anayasa ve İç Tüzük’tür. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili olarak bu İç Tüzük’ü, Anayasa’ya bağlı İç Tüzük’ü uygulamak Meclis Başkan Vekillerinin temel görevidir ve İç Tüzük’ü uygulamaktan dolayı da “düşmanca” denilmesini asla kabul etmek mümkün değildir. Hele hele Başkanlık Divanına yönelik tavrı da asla kabul etmediğimizi ve bir daha tekrar edilmemesini özellikle bu kürsüden talep ediyorum, rica
ediyorum, istirham ediyorum.