Gündem

(Görüntülü) Akif Hamzaçebi Fikirtepe'de çadır kuran kentsel dönüşüm mağdurlarını ziyaret etti

Ramazan EĞRİ/İSTANBUL,(DHA)-CHP Genel sekreteri Mehmet Akif Hamzaçebi ve Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, Kadıköy Fikirtepe'de çadır kurarak burada yaşamaya başlayan kentsel dönüşüm mağdurlarını ziyaret etti

20 Haziran 2018 23:37

18 Nisan 2025 10:27

Güncelleme: 18 Nisan 2025 11:16

Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'nden (MAKÜ) Prof. Dr. Hasan Genç, Burdur Gölü etrafında yeşil kuşak oluşturulması, 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü'nde gölün çekilen alanlarına fidan dikilmesi önerisinde bulundu. 30 yıldır Burdur'da yaşadığını, ilk geldiğinde de şimdi de aynı şeylerin söylendiğini vurgulayan Prof. Dr. Genç, "Laf var, icraat yok. Bir icraat olacaksa bugünden hemen başlamalı " dedi.

Devlet Su İşleri tarafından 1970 yılında su kotu 857,62 metre olarak ölçülen Burdur Gölü'nün su seviyesinin, 2024 Temmuz'da 837,20 metreye düşerek 20,42 metre azaldığı belirlendi. Son dönemde kuruma tehdidiyle karşı karşıya kalan ve su seviyesi günden güne azalan Burdur Gölü çevresinde 30 yıldır biyolojik araştırma ve çalışmalar yapan MAKÜ Eğitim Fakültesi Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Genç, gölün etrafında yeşil kuşak oluşturulması gerektiğini söyledi.

Bu durumu çeşitli toplantılarda dile getirdiğini ve yeşil kuşak oluşturulması için çok net çözüm önerileri olduğunu anlatan Prof. Dr. Genç, şöyle konuştu:

"Bunlardan bir tanesi; 11 Kasım'daki Milli Ağaçlandırma Günü'müzün uygulama sahası, gölün çekilen alanları olabilir. Şeker Plajı'nda çeşitli çalılar ve ağaççıklar doğal olarak yayılış göstermektedir. Bu da demektir ki bu bölgede ağaçlandırma çalışmaları yapılabilir. Burdur'da yıllardır çözüm önerilerimi söylemekteyim ancak bunca yıl geçmesine rağmen bu önerileri hayata geçirebilecek hiçbir etkinlik olmadı." 

"Çevre Koordinasyon Kurulu oluşturulmalı" 

Burdur'da Çevre Koordinasyon Kurulu oluşturulması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Genç, şunları söyledi:

"Bu kurul bir vali yardımcısı başkanlığında çevreyle ilgili bütün kurumlardan ve üniversiteden temsilcilerin oluşturduğu bir kurul olarak uygulamaya konulmalıdır. Belki de Burdur'da çevreyle ilgili çalışmalar bu komisyonda görüşüldükten sonra bir karara varılması uygun olacaktır. Böylece kimse 'Gölün çekilen alanlarından tozlar uçtu, sağlığımızı etkiledi' diye şikayet etmeyecektir." 

"Sorunların hepsi ortadan kalkmış olacaktır" 

Gölün çekilen alanlarına hangi tür bitkilerin dikilebileceğini gölle ilgili yaptıkları bir çalıştayda belirttiklerini kaydeden Prof. Dr. Hasan Genç, şöyle dedi:

"Ağaçlandırma yapılırsa toprağın kaybını önlemiş olacağız. Bu şekilde bir uygulama göl çevresinde oluşan toz bulutlarının da önüne geçmiş olacaktır. Topraklar rüzgarla, sularla göle taşınıyor. Bunun önüne geçilmiş olacak. Belki de bahsedilen sorunların hepsi ortadan kalkmış olacaktır.

1 metreküp orman toprağı 200 litre suyu tutabilme kapasitesine sahip. Düşünün ki buraların ağaçlandırıldığını, toprak suyu tutacaktır ve buharlaşmayı azaltacaktır. Burdur Gölü'nü besleyen bütün kaynaklar üzerinde baraj ve göletler yapılmasının gölü olumsuz etkilediğini düşünmekteyim.

Ayrıca Burdur Gölü'nün etrafında birçok mermer ocağı var. Bunlar ticari kuruluşlar fakat ekolojik açıdan yağmur yağdığı zaman o dağdan kayaların arasından süzülen su Burdur Gölü'ne geliyor ama o sahaları tahrip ettiğiniz zaman suyun akış yönü değişmiş olacaktır. Biraz daha teknolojiyi kullanıp, doğaya biraz daha az zarar verici mermerciliğin uygulanması gerekir."

"Lafa geldi mi mangalda kül bırakmıyoruz" 

30 yıldır Burdur'da yaşadığını, ilk geldiği zaman da şimdi de aynı şeylerin söylendiğini vurgulayan Prof. Dr. Hasan Genç, şöyle konuştu:

"Hiçbir şey değişmemiş. Düşünebiliyor musunuz sadece bu konuda 30 yıl geç kalmışız. Belki ben gelmeden önce de bu sorunlar vardı. Hep söylüyoruz laf var, icraat yok. Bir icraat olacaksa bugünden hemen başlamalı.

Burdur'u, Burdur Gölü'nü seviyorsak, buradaki insanların eğitilmesi gerekiyor. Herkes yer altı suyu kullanıyor. Bütün kamu kuruluşlarından belediyeye kadar herkes kullanıyor. O su, Burdur Gölü'nün suyu. Ama lafa geldi mi mangalda kül bırakmıyoruz, uygulamada yapılan hiçbir şey yok.

Uygulama istiyoruz. Örneğin Burdur Gölü'nün çevresindeki kırsal alanlarda eğitim kampanyası yapmalıyız. Köylere gidip, Burdur Gölü'nün önemini anlatıpi vatandaşı bilgilendirmeliyiz. Bunlar hiç olmadı, olmuyor. Çalıştaylar boş demiyorum ama onların sonuçları hiç uygulanmıyor.

Geçen yıl bakanlık projesinde görev yaptım. Bunları söyledik, yeşil kuşağı söyledik ama hep havada kaldı. Önerilerimizin uygulamaya geçtiğini henüz gözlemleyemedik. Burdur Gölü'nün kurtuluşu yeşil kuşak projesine bağlı ama kamu kuruluşlarında idarecilerin biraz daha çevreye duyarlı olması gerekiyor. Burdur'da yaşayanların çevre bilinç düzeyinin yükseltilmesi için eğitim faaliyetlerine hızla başlanması gerekir." 

Göl çevresi için tür önerisi 

Diğer yandan Burdur Gölü'nde kuruyan kıyı alanlarının korunması, ekolojik düzenlemesi, sürdürülebilir kullanımına ilişkin düzenlenen çalıştayda, bölgenin doğal türleri olan, su isteği az, tıbbi ve aromatik bitkilerden akdut, karaçalı, alıç, karadut, ardıç türleri, kara mürver, badem, kızılcık, erguvan, laden, fıstıkçamı, menengiç, gümüşi ıhlamur, nar, iğde, patlangaç, incir, sumak, kadın tuzluğu, Toros sediri ve kapari bitkilerinin göl kıyısına dikilebilecek türler olduğu açıklandı. (DHA)

Üniversiteliler bu köyde buluşuyor, çok önemli isimler bilimi gönüllü paylaşıyor

       


 
Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir