Gündem

Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Ömer Lütfi Barkan, Halide Edip Adıvar ve Fuad Köprülü'nün ismini ödüllerden çıkaran OTSA’ya: Tavır olarak hoş değil, laubalilik

“Hiçbir memleketin tarihinde, tarih yazımına ve edebiyata mal olmuş isimlerin yeniden bu şekilde kabaca ve bilgisizce değerlendirilmesine şahit olunamaz”

04 Şubat 2024 07:45

Prof. Dr. İlber Ortaylı, Hürriyet’te kaleme aldığı bugünkü yazısında, Amerika’daki OTSA’nın (Osmanlı ve Türkiyat Araştırmaları Derneği) Ord. Prof. Ömer Lütfi Barkan, Prof. Halide Edip Adıvar, Ord. Prof. Fuad Köprülü’nün isimlerinin verilen ödüllerden çıkarılmasına karar vermesine tepki gösterdi.

Ortaylı, “Üçü de ırkçılık ve aşırı Türkçülük ile itham ediliyormuş. Maalesef ABD’de de olsa, Avrupa’da da olsa tarihle yüzleşmekte de (tabir de gülünç) insanlarımız Türklere has alaturka davranıştan kurtulamıyor. Tavır olarak hoş değil, laubalilik” dedi.

“Üçü de ırkçılık ve aşırı Türkçülük ile itham ediliyormuş. Bu meslektaşların ne Ömer Lütfi Bey’in, ne Halide Edip Hanım’ın, ne de Fuad Köprülü’nün kişiliğini iyi tanıdıkları kanaatinde değiliz” diyen Ortaylı,  yazısında şunları kaydetti:

“Ömer Lütfi Bey Strasbourg’da okudu -Strasbourg Üniversitesi Annales Okulu ve Marc Bloch demektir-. Barkan, sosyolog kökenlidir ama tarih bilgisi müthişti, Fuad Köprülü’nün de takdir ettiği gençlerdendi. Türkiye’de iktisat tarihi diye bir disiplini Annales Okulu çerçevesinde ortaya koyan, gençlere bu dalı sevdiren âlimdir. Hepimiz Ömer Lütfi Barkan okuyarak yetiştik. Halide Edip Hanım’dan kastınız acaba; ırkçı tahribat veya jenosit gibi suçlamalarsa, kim olduğunu çağdaş kaynaklardan okuyunuz ve bu gibi eylemlere nasıl baktığını görünüz. Maalesef ABD’de de olsa, Avrupa’da da olsa tarihle yüzleşmekte de (tabir de gülünç) insanlarımız Türklere has alaturka davranıştan kurtulamıyor. Tavır olarak hoş değil, laubalilik. Özellikle bu konuda tarih tahsil etmek isteyen, derinleşmek isteyen gençlerin; Avrupa Tarihi, Eski Çağ Tarihi, Rusya Tarihi gibi Türkoloji dışındaki alanlara, Türkiye’nin ihtiyacı dışındaki alanlara yönelmeleri gerekir. Avrupa ve ABD’de de Türkoloji ile vakit kaybetmemeleri tavsiye edilir.”

“Bu tip isimlerin silinmesini şahsî şöhret merakına bağlıyorum. Dürüst bir davranış olmadığı kanısındayım. Hiçbir memleketin tarihinde, tarihy azımına ve edebiyata mal olmuş isimlerin yeniden bu şekilde kabaca ve bilgisizce değerlendirilmesine şahit olunamaz.”

Yazının tamamını okumak için tıklayın.