Gündem

"MUÇEV’i kuran vakıflar kamu yararı gütmüyor"

22 Ağustos 2020 10:32

Yönetiminde danışmanlardan bürokratlara, eski valilerden kaymakamlara kadar pek çok dikkati çeken ismin yer aldığı MUÇEV adlı şirkete 2014’te ihalesiz olarak verildiği belirtilen İztuzu sahiliyle ilgili açılan davada mahkeme, "MUÇEV’in doğrudan doğruya kullanım izni, kiralama, işletim hakkı verilebilecek bir kurum ve kuruluş olmadığı, ihalesiz olarak işletme protokolü imzalanamayacağı açıktır" diyerek protokolü hukuka ve mevzuata aykırı buldu. 

O dönem belediyenin avukatlarından olan Berna Babaoğlu Ulutaş, MUÇEV’in denetime tabi olmayan bir yapı olduğunu belirterek, "İstediği yerlere paralarını harcarlar. Bunun hesabını da ancak ortaklarına verirler, yurttaşlara verilmez. Sayıştay denetimine de tabii değil. MUÇEV’i kuran vakıflar kamu yararı gütmediği için ihalelerde öncelik tanınamaz. Valilik ve bakanlığın kurduğu bir vakıfa bağlı şirket olması kamu yararına çalıştığı anlamına gelmez dedi.

BirGün'de yer alan habere göre, 2014’te MUÇEV adlı şirket ile bakanlık arasında İztuzu Günü Birlik Alanı İşletme Protokolü imzalandı. Protokolle İztuzu sahilinin işletmesi ihalesiz olarak MUÇEV’e verildi. Dönemin CHP’li Ortaca Belediyesi konuyu mahkemeye taşıyarak iptal istemiyle dava açtı. Muğla 2. İdare Mahkemesi, protokolü hukuka ve mevzuata aykırı bularak iptal etti.

MUÇEV adlı şirketin bağlı olduğu Muğla Turizm Çevre Vakfı’nın, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı Türkiye Çevre Koruma Vakfı ve Muğla Valiliği’ne bağlı Muğla’ya Hizmet Vakfı’nın ortaklığında kurulması mahkemenin iptal kararında gerekçe oldu.

Mahkemenin protokole ilişkin kararında, ilgili vakıfların kamu yararı gözeten vakıf statüsünde olmadığı belirtildi.

Protokollü iptal eden mahkeme: Doğrudan kullanım izni, kiralama, işletim hakkı verilemez

2012’de Resmi Gazete’de yayımlanan “Sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamu kurum ve kuruluşlarına ait olan şirketlerin kendi mülkiyetinde ve tasarrufunda bulunan taşınmazlarla vakıf, dernek veya bunların şirketlerine gerçek veya tüzel kişilere kira, takas, tahsis devir vb. her türlü işlem için Başbakanlıktan izin alınır” içerikli genelgeye atıfta bulunan mahkeme, protokolün bu kapsamda olmadığını kaydetti:

“MUÇEV’in doğrudan doğruya kullanım izni, kiralama, işletim hakkı verilebilecek bir kurum ve kuruluş olmadığı, ihalesiz olarak işletme protokolü imzalanamayacağı ve bu protokolün yapılması için Başbakanlık tarafından onay verilemeyeceği açıktır.”

O dönem belediyenin avukatlarından olan Berna Babaoğlu Ulutaş, “Bir ticaret şirketinin devletin hüküm ve tasarrufu altındaki özel çevre koruma bölgelerinin Başbakanlık oluru ile kiralanmasının iptalini sağladık” dedi.

"MUÇEV denetime tabi olmayan bir yapı"

MUÇEV’in denetime tabi olmayan bir yapı olduğunu belirten avukat Ulutaş, “İstediği yerlere paralarını harcarlar. Bunun hesabını da ancak ortaklarına verirler, yurttaşlara verilmez. Sayıştay denetimine de tabii değil. MUÇEV’i kuran vakıflar kamu yararı gütmediği için ihalelerde öncelik tanınamaz. Valilik ve bakanlığın kurduğu bir vakıfa bağlı şirket olması kamu yararına çalıştığı anlamına gelmez. Bu şirketler denetimsizliklerin olabilmesi için bir araçtır. Yağma ve talanın aracıdır bu şirketler. Belediyeler bu yerleri işletmek istiyorsa önceliğin onlara tanınması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

"Sahillerin MUÇEV'e devredilmesi yerinden yönetim ilkesine aykırı"

Sahillerin MUÇEV’e devredilmesinin yerinden yönetim ilkesini de aykırı olduğunu ifade eden Ulutaş, “İztuzu’nun gelirleri Ortaca Belediyesi’nce elde edilirse yine o kazanç bölgede yaşayan yurttaşların olur. Başka bir yerden gelen ve bölgede para kazanan bir şirketin nereye harcayacağını bilemezsiniz” dedi.