Magazin

Metin Akpınar: Olumsuzluğa karşı dahi birlik olunamıyorsa o ülke zaten bölünmüştür

Artık Zeki'yle olan filmlerimizi izleyemiyorum, ağlıyorum

20 Mart 2016 11:39

Usta tiyatrocu Metin Akpınar, Türkiye'nin çok ciddi bir dönemden geçtiğini belirterek, "Bir ülkede, olumsuzluğa karşı dahi birlik olunamıyorsa o ülke zaten bölünmüştür" dedi. 'Bu bölünmenin, Türkiye'yi çok kötü yerlere götürebileceğini söyleyen Akpınar, "Allah korusun, iç savaş çıkar. Türk halkı çok sağduyulu, bütün tahrike rağmen savaşmıyoruz" diye konuştu. Metin Akpınar ayrıca, Zeki Alasya'nın ölümüyle canından can koptuğunu söyleyerek "İmanlı adamım. Ölümün değişmez son olduğuna inanırım. Madene bakmazsan ölür çalışanlar. Zeki’ninki normal ölüm. Kabullenmek lazım. Ama yokluk hissi çok ağır. Artık filmlerimizi izleyemiyorum, ağlıyorum. Zeki'yi bugün görsem 'yaşa ulan' derdim" diye konuştu. 

Hürriyet'ten Hakan Gence'ye konuşan Metin Akpınar'ın açıklamalarından bazı bölümler şöyle: 

Nasıl bir dönemden geçiyoruz?

- Ciddi bir dönemden... “Teröre karşı birlik olalım” diyorlar. Eğer bir ülkede olumsuzluğa karşı dahi birlik olunamıyorsa o ülke zaten bölünmüştür. Bu bölünme bizi çok kötü yerlere götürebilir. Allah korusun, içsavaş çıkar. Türk halkı çok sağduyulu, bütün bu tahrike rağmen savaşmıyoruz. Bu yüzden önce sert söylemden vazgeçip birleştirici olmalı.

1980’lerde ‘Yasaklar’da sert politik mizah yapıyordunuz. Bugün kimsenin taklidi bile yapılamıyor...

- Kabare tiyatroları dünyada çok eski. Bir isyan tiyatrosudur. Ben 2.5 darbe gördüm, hiç perde kapatmadık. Bence hâlâ yapılabilir. Söylenecek söz vardır. Yeter ki ölçüsü olsun.
 


Peki neden yapılmıyor? Günümüz mizahçıları siyasetten anlamıyor mu?

- Böyle bir suçlama yanlış olur. Kabarede yapmak istediğimiz şey, bugün mizahta, her yerde var. Yalnız bizde her şey abartılıyor. Çizerlere bakıyorum; eskiden çirkin adam için yüze bir et beni koyarlardı, şimdi beş et beni konuyor, göbek üstüne göbek çiziliyor. Bu, televizyona ve sahneye de yansıyor. Bununla kafası gözü dolmuş sanat tüketicisi de sizden onu istiyor. İnsanın günde 14 defa yaptığı gaz çıkarma meselesi bir ülkede komik bulunuyorsa, o milletin içine ben gaz çıkarırım.

Ekranda öpüşme sahneleri yasak, içki buzlanıyor...

- Her yasak ilgiyi artırır. ‘Buraya girmek yasaktır’ yazmasanız o kapıya kimse bakmaz. Sanat özgür olmalı. Ama onun da sınırı var. Uğruna ölünesi özgürlük yoktur.

 

Puro içiyor diye Çetin Altan'la da uğraşırlardı

 


Tarih boyunca özgürlük için ölenler ne olacak peki?

- Hiç ölmemek lazım. Ölünce bir hayrınız olmuyor. Sadece namınız yürüyor. Ama yaşarsanız yararınız olur. Benim devrimci arkadaşlarım çok erken öldü. Lenin’in bir uyarısı vardır: “Sermaye sizi erken silahlandırır ve küçükken boğar.” Ona bile uymadılar. Bugün bir Sinan Cemgil yaşasaydı kötü mü olurdu? O yüzden ölmek yok. Onu Allah bilir. Sen ona teslim olacaksın. Ölümüne yaşayacaksın!

Sosyalist yönünüze rağmen yaşam biçiminiz bazıları tarafından eleştiriliyor...

- "Sosyalistler açlıktan ölecek" gibi bir ideoloji hatırlamıyorum. Bu aptallar, puro içiyor falan diye Çetin Altan’la da uğraşırlardı. Monizm olmadan komünizm öğrenilmez. Bunlar ideolojilerdir. ‘Dünya ideoloji mezarlarıyla dolu’ lafı da yanlıştır. Hâlâ emek-sermaye çatışması var. Bugün mülteci sorunu diye karşımıza çıkan budur. Eğer dünyada 1.5 milyar insan, bir dolarla yaşıyorsa bu insanlar kuzeye yürür, fabrikaları da işgal eder, isyan da çıkarır. Yani Batı, yaşamak için yaşatmayı bilmek zorundadır. Bizim sosyal demokratlığımız da budur.
 

 

"Popomun fotoğrafını bile bastılar"

 

55 yıldır evlisiniz ama pek bilinmez bu. Magazinden uzak durmak özel bir tercih mi?

- Magazinden uzak durmak imkansız. Popomun fotoğrafını bile bastılar!

Neden yaşandı o olay?

- Hava o kadar sıcaktı ki klima bile tesir etmiyordu. Duştan çıkmıştım. Telefon geldi ama çekmiyordu. Balkonda konuşmaya başladım. Karşıda sadece deniz ve dağ vardı.

Görünce ne hissettiniz?

- Öfkelendim. Eski Aksaraylı olsam gözünün yaşına bakmam, vururdum. Muhabirin de günahı yok. Masada o kararı veren suçlu. Göcek’te denize girerken fotoğrafımı çekip ‘Göcek’ten dev geçti’ diye başlık attılar. Dev sanatçı mı şişman adam mı? Ne kastettikleri de belli değil.

Çocuğunuz var mı?

- Yok. Eşim çok istedi. Ama o devreleri atlattık. Birbirimizi büyütüyoruz.
 

 

Zeki'yle filmlerimizi izleyemiyorum

 


Zeki Alasya’sız bir hayat nasıl?

- Canımdan can koptu. Ama sanatçılar ölmez. Zeki ölmedi, ben de ölmeyeceğim. Cesetlerimiz gidecek ama mana olarak hep yaşayacağız.

Bu kayıp, hayat hakkında neleri sorgulamanızı sağladı?

- İmanlı adamım. Ölümün değişmez son olduğuna inanırım. Madene bakmazsan ölür çalışanlar. Zeki’ninki normal ölüm. Kabullenmek lazım. Ama yokluk hissi çok ağır. Artık filmlerimizi izleyemiyorum, ağlıyorum.

Bugün olsa, ona ne derdiniz?

- Zeki'yi bugün görsem, "Yaşa ulan!" derdim.
 

 

"Orhan Pamuk romanı neyse, Cem Yılmaz sineması da o"


 

Ahmet Kural-Murat Cemcir’e yeni Zeki-Metin deniyor, sizce de öyle mi?

-Benzerlikler var ama biz Kavuklu ve Pişekâr’ı hep değişik oynadık. Bazen ben Kavuklu oldum, bazen Zeki... Onlarda bu yok. İyi niyetliler, geçen yemek yedik. Fikirlerimi söyledim. Biraz daha rafine sanat aramalılar.

'Recep İvedik' serisini izlediniz mi?

-Hamdolsun, benim böyle başarılarım vardır; ‘Dedikodulu Meyhane’ye gitmedim, ‘Recep İvedik’i hiç izlemedim. Bunlarla övünürüm her zaman. Sevmiyorum ben o mizahı. Çok abartılı buluyorum.

Peki Ata Demirer’in mizahı nasıl?

-En iyileri aşağı yukarı o. 

Cem Yılmaz?

-Şovunu da seyrettim, zeki bir adam. Parasını da kazanıyor. Ama sinemasını sevmiyorum. Orhan Pamuk romanı neyse Cem Yılmaz sineması o.

Kıvanç Tatlıtuğ, Kenan İmirzalıoğlu, Beren Saat, Tuba Büyüküstün, Meryem Uzerli gibi star’ları nasıl buluyorsunuz?

-Kıvanç’ın oyunculuğunu beğenmiyorum. Kenan İmirzalıoğlu fizik olarak daha iyi ama konuşmasını düzeltmesi lazım. Diğerleri de güzel kızlar ama Türkçeyi öğrenmeliler.

 

Hürriyet'te yayımlanan söyleşinin tamamı şöyle