Medya

Medya Ombudsmanı Bildirici yazdı: Kaynağı belirsiz sınır ötesi operasyon haberlerinin riski

31 Temmuz 2019 09:33

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, güvenlik güçlerinin gerçekleştirdiği belirtilen ve gazeteciler tarafından haberleştirilen kaynağı belirsiz operasyonlara dair riskleri yazdı. Bildirici, T24'ün de aralarında bulunduğu internet sitesi, gazete ve televizyonlardaki haberlerde fotoğrafların, bilgilerin hatta çoğunda cümlelerin bile birbirinin aynısı olduğunu söyledi.

Bildirici'nin eleştirdiği haber, Türkiye'nin Erbil Başkonsolosluğu'nda görevli diplomat Osman Köse'nin, geçen 17 Temmuz'da Erbil'de restoranda uğradığı silahlı saldırıda şehit edilmesinin ardından yapıldığı belirtilen MİT - TSK ortak operasyonuna yönelikti. 

MİT olaydan bir gün sonra saldırıyı planlayanları tespit edip, takibe aldı. İlk operasyon, saldırıdan 1 gün sonra 18 Temmuz'da Duhok'ta gerçekleştirildi. Saldırganların içinde bulunduğu araç, Erbil'den çıkışından itibaren yerel istihbarat unsurlarının da katkısıyla takip edildi. Yerleşim yerinden uzak bir alanda araç TSK unsurlarınca vuruldu ve içindekiler öldürüldü.

Bildirici "Kaynağı belirsiz sınır ötesi operasyon haberlerinin riski" başlığıyla yayımlanan ombudsmanlık yazısının bir bölümünde şunları kaydetti:

Belli ki, bu haber Genelkurmay Başkanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı ya da benzeri bir güvenlik biriminden WhatsApp ya da e-posta yoluyla “bilgi notu” olarak verilmiş gazetecilere. Başka türlü bir açıklaması olamaz bu kadar çok gazetecinin aynı anda aynı bilgilere ulaşması ve kaynak göstermeden aynı cümlelerle yazmasının.

Peki neden kaynak gizli tutuluyor bu haberlerde? Çünkü bu “bilgi notları”nı gazetecilerle paylaşan güvenlik birimi yetkilileri böyle istiyor, gazeteciler de kabul ediyor. Elbette medya kuruluşlarının yöneticileri farkında bu bilgilerin nereden geldiğinin. Onlar da onaylıyorlar kaynağın gizlenmesini…

Medyaya bilgi veren bir devlet kuruluşu neden adını gizler? Haberde belirtilen operasyonların sorumluluğunu resmen üstlenmek istemiyor olabilirler. Ya da bir yanlışlığa karşı kendilerini korumak istiyor olabilirler.

Şurası açık, hangi nedenle olursa olsun o kuruluşlar, kendi proje ya da kamuoyuna vermek istedikleri mesajlar için medya ve gazetecileri kullanmış oluyorlar. Haberlerdeki tüm sorumluluk da gazetecilerin üzerine kalıyor. İlerde bu haberlerle ilgili bir sorun çıktığında gazetecilerin güvenilirliği ve inanılırlığı sorgulanıyor.

 Gazeteciler kontrol edemedikleri bilgilere şüpheyle yaklaşmalı, sorular sormalı. Irak Kürt Bölgesi’nde TSK ile MİT tarafından yürütüldüğü belirtilen operasyonları ve sonuçlarını gazetecilerin kontrole tabi tutmadıkları, hatta böyle imkânları olmadığı da ortada.

Medya Ombudsmanı Bildirici'nin eleştirisinin tamamı için tıklayın