14 Temmuz 2025 18:35
Güncelleme: 14 Temmuz 2025 18:47
T24 Haber Merkezi
CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, Şanlıurfa'daki çocuk ölümlerine dikkat çekti. Tanal, "FİSA Çocuk Hakları Merkezi’nin raporuna göre ocak ayından haziran ayına kadar olan sürede ise Türkiye genelinde 369, Şanlıurfa’da 26 çocuk hayatını kaybetti. Bu ölümler kader değil, ihmaldir. Bu ihmallerin sorumluluğu da yalnızca bireysel değil, kamusaldır. Şanlıurfa Türkiye’de en çok çocuk nüfusuna sahip kentlerimizden biridir. Çocuklarımızı yaşatmak, sadece insani bir görev değil, anayasal bir yükümlülüktür. Her çocuğun güvenli bir çevrede yaşama hakkı vardır. Bu hak, ihmale kurban edilemez" dedi.
Mahmut Tanal, Şanlıurfa'nın en yoğun çocuk nüfusuna saip illerden olduğunu belirtirken, "Çocukların sulama kanalına düşerek yahut trafik kazalarında arabaların altında kalarak ölmesi artık sistematik bir hal almıştır. Tam da bu nedenle Şanlıurfa’da daha etkili politikalara ihtiyaç vardır" dedi.
Mahmut Tanal yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"Son bir ay içerisinde Şanlıurfa’da en az 9 çocuğumuzun hayatını kaybettiği gerçeği, vicdanları sızlatan ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayan bir tabloyu gözler önüne sermektedir. 7 çocuğumuz trafik kazalarında, 2 çocuğumuz ise sulama kanallarında boğularak yaşamını yitirmiştir. Öte yandan FİSA Çocuk Hakları Merkezi’nin raporuna göre ocak ayından haziran ayına kadar olan sürede ise Türkiye genelinde 369, Şanlıurfa’da 26 çocuk hayatını kaybetti.
Bu ölümler kader değil, ihmaldir. Bu ihmallerin sorumluluğu da yalnızca bireysel değil, kamusaldır. Şanlıurfa Türkiye’de en çok çocuk nüfusuna sahip kentlerimizden biridir. Çocukların sulama kanalına düşerek yahut trafik kazalarında arabaların altında kalarak ölmesi artık sistematik bir hal almıştır. Tam da bu nedenle Şanlıurfa’da daha etkili politikalara ihtiyaç vardır. Çocukların yaşam hakkını ihlal eden kentleşme engellenmeli, onları koruyan, yaşamlarını koruyan uygulamalar derhal hayata geçirilmelidir.
Türkiye’de çocuk koruma sistemi öncelikle Birleşmiş Millet Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’ne (ÇHS) dayanarak işlemektedir. İç hukukta ise çocuk koruma sistemi dayağını öncelikle Anayasanın ilgili maddelerinden alır. Çocuk Koruma Sistemi ile ilgili en temel iki kanun ise 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu’dur. Bu maddelere göre çocukların yaşam hakkını korumak, devletin asli görevidir. Trafik güvenliği sağlanmadan, sulama kanalları açık ve korumasız bırakılarak çocukların hayatı tehlikeye atılamaz.
Çocuk Haklarına Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne göre, Türkiye Cumhuriyeti devleti, çocukların yaşam hakkını korumakla yükümlüdür. Bu yükümlülük, sadece ölüm sonrası soruşturma açmakla değil, önleyici tedbirleri hayata geçirmekle yerine getirilir.
Buradan yetkililere açık çağrımdır:
Çocuklarımızı yaşatmak, sadece insani bir görev değil, anayasal bir yükümlülüktür. Her çocuğun güvenli bir çevrede yaşama hakkı vardır. Bu hak, ihmale kurban edilemez."
© Tüm hakları saklıdır.