Politika
Deutsche Welle

Kulis: AKP'de Erdoğan sonrasına hazırlık mı yapılıyor?

erdoğan

09 Mayıs 2025 13:24

Güncelleme: 09 Mayıs 2025 13:29

Gülsen Solaker

Siyasette sertleşme sürerken, sadece muhalefet değil iktidar kanadı da hareketli. AKP bir yandan Erdoğan’ı yeniden aday yapabilmek için çalışırken, bazı isimler ise Erdoğan sonrasına hazırlanıyor.

Siyasetin tansiyonu 19 Mart'ta CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e saldırı ile yükselirken, artan kutuplaşmanın kime daha çok yarayacağı tartışmalarının yapıldığı kulisler hareketli.

Son olarak Üsküdar Belediyesi'nin AKP'li Meclis Üyesi Ekrem Baki, belediye meclis oturumunda gündem dışı söz alarak istifasını açıkladı. Baki "Son günlerde ülkemizde yaşanan ve muhalefete karşı yürütülen ağır baskılar ve dozunun giderek artması iyiye evrileceğine dair bir işaret göremiyor oluşum ve gerek hukuk gerekse siyaset anlayışımın bununla bağdaşmadığı sebebiyle mensubu bulunduğum Adalet ve Kalkınma Partisi'nden istifa etmiş bulunuyorum" dedi.

Milli Görüş çizgisinden gelen Baki, bir dönem şimdi TBMM Başkanı olan Numan Kurtulmuş'un kurduğu Has Parti ekibinin önemli isimlerindendi.

Öte yandan son günlerde ekonomide de bazı hareketlilikler gözleniyor. AKP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekci 29 Nisan'da TÜSİAD'ı ziyaret ederek "TÜSİAD Başkanının mevcutlu bir şekilde ifadeye götürülmesi şık değildir" açıklaması yaptı. Zeybekci daha sonra Ekonomi gazetesine verdiği demeçte ise Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in uyguladığı bazı politikalara farklı bir açıdan yorum getirdi.

İktidara yakınlığı ile bilinen TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da Şimşek'in OSB ve büyükşehirlerin giriş-çıkışlarına kalıcı vergi memurları yerleştirme planına karşı çıktı. Hisarcıklıoğlu, "Her işletmenin kapısına vergi memuru koyarak, polisiye tedbirlerle vergi gelirleri artırılamaz" derken, vergi sisteminin adil ve şeffaf olması gerektiğini vurguladı.

Son aylarda iki üst düzey yöneticisi TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras'a yönelik açılan soruşturmalar ve davalar ile gündemde olan TÜİSAD'ı bugün CHP Genel Başkan Özgür Özel ve ekonomi kurmayları da ziyaret etti.

Rahatsızlık siyasi sonuç doğurur mu?

Kabine değişikliği beklentisinin halen sürdüğü ancak bunun için net bir tarih verilemeyen Ankara'da siyaset kulisleri yaklaşan ve Kurban Bayramı öncesinde yapılması planlanan Meclis Başkanlığı seçimine ve çözüm sürecindeki gelişmelere odaklanmış durumda.

İmamoğlu'nun ve İstanbul Büyükşehir Belediye'sindeki çalışma ekibinin tutuklanmasının ardından 50 gün geçerken farklı basın organlarına yansıyan haberlere göre şimdiye kadar ileri sürülen deliller Cumhur İttifakı seçmenlerini ve partilileri de tam olarak ikna etmiş değil. Ancak bunun siyasi bir sonuç doğurması uzmanlara göre zor.

Siyaset Bilimci İbrahim Uslu partinin ilk dönemlerinde AKP ile çalışan ancak yollarını sonradan ayıran bir isim. Uslu parti içinde eskiden beri bazı konularda yanlışlar yapıldığını düşünen isimler bulunduğunu, son dönemde de otoriterleşme, hukukun üstünlüğü ve ekonomi politikaları gibi konu başlıklarında farklı düşünenlerin olduğunun bilindiğini belirterek, bu hoşnutsuz kesimin düşünce sistematiğini şöyle aktarıyor:

"Sokağa çıkan AK Partili aslında vatandaşla temas ediyor ve vatandaşın nelerden şikayetçi olduğunu biliyor. Mesela 'bu kadar otoriterleşme doğru mu, bu kadar sertleşme bizi sokağa çıkamaz hale getirecek, eleştirilere yanıt veremeyeceğiz' diyenler var. Hukukun bu kadar suistimal edilmesi, ekonomi politikaları doğru mu, asgari ücreti güncellemiyoruz diyenler de var. Ya da mesela torpil algısı. Aklı selimini koruyanlarda soru işaretleri var aslında."

Ancak Uslu'nun dikkat çektiği önemli husus; bu hoşnutsuzluğun siyasi bir sonuç doğurup doğurmayacağı. Uslu doğurmayacağını düşünen isimlerden ve bunu şöyle anlatıyor:

"Çünkü daha önce de bu yaşandı. İnsanlar kendi aralarında sanki efsane gibi birbirine anlatıyor yapılan yanlışları veya doğrularını. Sonra Cumhurbaşkanı grup vekilleri topladığında kendi aralarında konuşanların hepsi Erdoğan'ı ve politikaları övmeye başlıyor. Bunu birçok milletvekilinden duydum; toplantılar Erdoğan'a tavsiyelerini, nelerin doğru nelerin ise yanlış gittiğini söyleyecekleri bir formattan çıkıp hep beraber methettikleri bir şekle dönüşüyor. Benim gördüğüm böyle bir temel sorun var."

Uslu, bazı politikalardan ya da gidişattan rahatsız olanların bundan sonra da benzer şekilde davranarak şikayetlerini kapalı kapılar arkasında dillendirip, kurumsal ortamlarda kanaat olarak açıklamayacağı öngörüsünde bulunuyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle
na