Gündem

Türkiye'deki siyahlar ırkçılığı anlatıyor: Nefes alamıyormuşum gibi hissediyorum çünkü benim de başıma böyle bir şey gelebilir

23 Haziran 2020 11:01

Kısa Dalga Podcast, ABD’nin Minnesota eyaletinde siyah vatandaş George Flyod 'un polis tarafından öldürülmesinin ardından Türkiye’de yaşayan siyahlarla, ırkçılığa maruz kalıp kalmadıklarını konuştu.

Yeşim Özdemir'in hazırladığı 'Nefes alamayanlar: Türkiye'deki siyahlar ırkçılığı anlatıyor' başlıklı podcastte, siyahların Türkiye'de yaşadıkları deneyimler, burada bulunma süreleri, yaşları ve eğitim durumları ele alınıyor.

“Türkiye’dekiler ırkçılık yaptıklarının farkında bile değiller”

Doğu Afrika’dan üniversite okumak için Türkiye’ye gelen Ladin, Türkiye’de insanların, ya ırkçılık yaptıklarının farkında bile olmadıklarını ya da Amerika’dakine benzer olaylar yaşanmadıkça ırkçılığın olmadığını düşündüklerini söyledi. George Floyd’ün ölümünden psikolojik olarak çok etkilenerek kabuslar gören Ladin “Şu an ben de nefes alamıyormuşum gibi hissediyorum, çünkü biliyorum bir yerde benim de başıma böyle bir şey gelebilir”dedi.

32 yaşındaki Su Sonia ise, Ankara’da doğup büyümüş bir Afro-Türk ve siyahların ırkçılığa maruz kalıp kalmadıklarına, beyazların yani bunu deneyimlemeyenlerin cevap vermesine tepki göstererek şunları söyledi: "Sizin yaşadığınız ırkçılık değil ayrımcılık, sizin yaşadığınız bilmem ne değil, bilmem ne diye. Kimin ne yaşadığını o insanlara geri anlatma hastalığı var. Uç noktalarda olmasına gerek yok, toplama kampları olmasına gerek yok. O da ırkçılıktır bu da ırkçılıktır."

Ten Rengi Ayrımcılığı kentlerde artıyor

Beşinci kuşak bir Afro-Türk olan Avukat Orhan Çetinbilek ise, Ege ve Akdeniz bölgesinde yaşan Afro-Türklerin topluma entegre olduklarını, renk tacizinden kaynaklı çeşitli sorunlar yaşasalar da bunların rahatsız edici boyutta olmadığını, dolayısıyla bir ırkçılığa maruz kalmadıklarını ifade etti. Barış Akademisyeni Lülüfer Körükmez’in 'Ten Rengi Ayrımcılığı: Afro-Türkler Örneği' başlıklı makalesinde ise Afro-Türklerin yaşadıkları ilçelerde tanınıyor olmasından kaynaklı renk tacizine nadiren maruz kaldıklarını, ancak kent merkezinde, hem tanışıklık ve akrabalık ilişkilerinin sokakta kaybolması hem de siyahların genel nüfus içinde sayılarının az olması sebebiyle söz konusu tacizin arttığına dikkat çekiyor.