Bilim / Teknoloji

"Kazılardan çıkan kömürleşmiş tahıllar 'canlı' değillerdir, kömürleşmişlerdir; bunlardan yeni bir tür üretilemez"

"Genelge ile 1950’den bu yana ülkemizde bilimsel çalışmalar sürdüren İngiliz Arkeoloji Enstitüsü ile Koç Üniversitesi laboratuvarlarındaki öğrencilerin tez malzemeleri de dahil olmak üzere bütün arkeobotanik koleksiyonlarına el konuldu"

Neolitik yanmış buğdaylar. Fotoğraf: Mehmet Özdoğan

19 Kasım 2020 20:32

İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nden Mehmet Özdoğan "Bilim – bürokrasi – Ata Tohum üçlemi" başlığı ile yayımladıkları makalede Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Türkiye’de kazı yapan tüm bilim heyetlerine, ilgili kurumlara, yerli ve yabancı enstitülere bir yazı göndererek kazılarda çıkan, başta bitki kalıntıları, toprak ve sediman örnekleri olmak üzere her türlü organik kalıntının "her ne şartta olursa olsun ilgili müze müdürlüklerimiz dışında yurt içinde veya yurt dışında bir başka üniversite, laboratuvar, depo vs. kurum veya kuruluşa götürülmesi/gönderilmesi ikinci bir düzenlemeye kadar durdurulması" kararı sonrası laboratuvar ve enstitülerdeki malzemelerin toplanmasının sakıncalarını ele aldı. Yayınlanan genelgede kömürleşmiş tanelerin "canlı" olarak tanımlandığı belirtilen makalede "Kazılarda canlı, çoğaltılabilir tohum değil kömürleşmiş 'kalıpları' çıkar, bunlar çoğaltılamazlar. Konuya hakim olmayanlar için arkeoloji ve botanik arasındaki ilişkiyi bu sebeple anlatma gereği duyduk." denildi.

Bilim Akademisi'nin popüler bilim platformu sarkac.org'da yayımlanan makalede genelgeye yönelik eleştiriler şöyle ele alındı:

"Genelge ile 1950’den bu yana ülkemizde bilimsel çalışmalar sürdüren İngiliz Arkeoloji Enstitüsü ile Koç Üniversitesi laboratuvarlarındaki öğrencilerin tez malzemeleri de dahil olmak üzere bütün arkeobotanik koleksiyonlarına el konuldu ve henüz yeri ve kurumsal kimliği bilinmeyen bir merkezde bu koleksiyonların toplanacağı belirtildi. Arkeolojik kazı her şeyin ötesinde bilimsel bir çalışmadır, bilim heyetlerinin özgür bir şekilde malzemeleri üzerinde çalışıp yayımlamaları da bilimsel bir haktır, yapılan uygulamanın bilim etiği ile bağdaşmadığı ortada. Yayınlanan genelgede kömürleşmiş taneler 'canlı' olarak tanımlanıyor. Kazılarda canlı, çoğaltılabilir tohum değil kömürleşmiş 'kalıpları' çıkar, bunlar çoğaltılamazlar. Konuya hakim olmayanlar için arkeoloji ve botanik arasındaki ilişkiyi bu sebeple anlatma gereği duyduk.

Kazılardan çıkan kömürleşmiş tahıllar 'canlı' değillerdir, kömürleşmişlerdir. Bunlardan yeni bir tür üretilemez. Kazılarda karınca ve diğer böceklerin derinlerdeki yuvalarına taşıdıkları güncel buğdayların, eski sanılarak ekilip 'antik buğday elde ettik' söylemi ile duyurulması ve buna inanılması umalım ki, bu yaklaşımın gerekçesi olmamıştır.

Ata tohum ile ilgili bir programda bunların kurulacak merkezde ayrıntılı olarak inceleneceği ve böylelikle geçmiş dönemlerdeki beslenme ve çevrenin öğrenileceği ileri sürülüyor. Her şeyden önce son 50 yıl içinde kazılardan çıkan bütün bitki kalıntıları bu ve bunun gibi amaçlar için zaten uzmanlarca inceleniyor, sonuçları yayınlanıyor ve söylendiği gibi yabancı öğrencilerin doktora malzemesi değil, yerli yabancı bütün bilim çalışanlarının malzemesi oluyor. Bunun da ötesinde yalnızca Anadolu’daki kazılardan çıkan örnekler ile sürecin öğrenilmesi de olanaksız."

Makalenin tamamı için tıklayınız: Bilim – bürokrasi – Ata Tohum üçlemi