14 Temmuz 2025 12:11
Güncelleme: 15 Temmuz 2025 01:43
T24 Haber Merkezi
Bolu Kartalkaya'da çıkan otel yangınında 36'sı çocuk 78 kişinin hayatını kaybetmesiyle ilgili davanın duruşması 8. gününde devam ediyor. Yangından kızı Mina Akisli'yi kaybeden Mesude Turan ise "Ben çocuğumu morgdan alamadım. Kızarmış tavuk dorsesinin içinden teslim aldım. Hiçbir kapıya vurmadılar, kimseye seslenmediler. Koskoca otelde layıkıyla görevini yapan tek bir kişi bile yokmuş" ifadelerini kullandı. Duruşmada tutuksuz yargılanan 4 sanık için ev hapsi istendi. Otel çalışanı Tuni Urhan, yangının başladığı anlarda personel arasında otel müdürünün "Kimseye haber vermeyin, kendi aramızda halledelim" sözlerinin konuşulduğunu iddia etti. Duruşmaya, sonraki günün "15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü" olması nedeniyle 16 Temmuz'da devam edilecek.
Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, aralarında otelin sahibi ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 19'u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın duruşması, sekizinci gününde devam ediyor.
Hayatını kaybedenlerin cansız bedenleri hastane morgunda yer kalmadığı için bir tavuk firmasına ait tırın dorsesinde taşınması da duruşmanın ana gündem maddelerinden oldu.
11 yaşındaki kızı Mina Akisli'yı kaybeden anne Mesude Turan, Aras ve ailesinin yangını farkedince otel çıkmasını ve kimseye haber vermemesini eleştirerek şöyle konuştu:
“Onlar sadece üç günlük bir tatil için gitmişlerdi… En çok tavsiye edilen, en lüks otel diye tercih etmişlerdi. Büyük bir mutlulukla gittikleri otelden ceset torbasıyla çıktılar.
O gün kızım babasıyla ve babaannesiyle oteldelerdi. Şenol, oteli internette çok araştırmış. 3 günlüğüne gitmişlerdi. Güle oynaya gittikleri otelden cenazeleri geldi. 7010 numaralı odada kalıyorlardı. 7. katta Genel Müdür Emir Aras ile eşiyle aynı katta kalıyorlardı. Hiç kimseye seslenmeden rahat rahat çıkmışlardı. Hiçbir kapıya vurmadılar, kimseye seslenmediler. Rahat rahat çıktılar. Ama benim kızım uyanamadı bile. Yatağında ölü bulundu. Bize burada maval anlatıyor, ‘Giderken çocuk kurtarmış' Ben orada çocuğumu bulduğumda akşam saat 18.30'du. Ben çocuğumu morgdan alamadım. Kızarmış tavuk dorsesinin içinden teslim aldım. O günden bu yana nefes almak bile ağır geliyor bana. Utanıyorum. Koskoca otelde layıkıyla görevini yapan tek bir kişi bile yokmuş. Adalet yerini bulsun. Başka hiçbir anne, kızını bir tavuk dorsesinden almak zorunda kalmasın."
Yangında diş hekimi kızı Yasemin Tüzgiray (41), damadı Erhan Tüzgiray (48) ile torunları Defne (11) ve Demir Tüzgiray'ı kaybeden Gülşen Boncuk, gözyaşları içerisinde konuşmasına başlayarak sanıklara, "Gözümün içine bakın" dedi.
Boncuk, "Sebep olanların gözünün içine bakmak istiyorum. Oğlum, gelinim, iki torunum öldü. Gözümün içine bakın. Kendiniz kurtulurken orada yanmaya bırakamazsınız. Ben istiyorum ki siz ölmeyin; her gün, '78 kişinin katiliyiz' diye ölmeyin, inleyin. Ölmek temizliktir. Biz artık çocuklarımızı göremeyeceğiz. Ben artık kuzucuklarımızı, çocuklarımızı göremeyecek miyim? Hayat kaynaklarımızı aldınız" diye konuştu.
Otelde kayak odasının sorumlusu olarak çalışan Şenol Güven (44), tanık olarak ifade verdi.
Yangın anında 349 numaralı odada kaldığını ifade eden Güven, "Kayak odasından sorumluyum. Yangın anında odadaydım. Yanımdaki arkadaşım uyandırdı, 'yangın var' dediler. Hızlı bir şekilde kalkarak kayak çıkışından dışarı çıktım." dedi.
Çıktığında 4'üncü katın tamamen yandığını gördüğünü dile getiren Güven, "Otelin sağ tarafında merdiven dayalıydı. Ceyda Hacıbekiroğlu'nu gördüm, yabancı uyruklu yardımcısı vardı. Emir Aras'ı da orada gördüm. Merdivenle 20 kişinin kurtarılmasına yardımcı olduk. Yaralılara yardımcı olmaya çalıştık." ifadelerini kullandı.
Güven, alarm duymadığını ve yangın tatbikatının da yapılmadığını dile getirip "İş güvenliği uzmanı da yoktu. Otelde yağmurlama sistemi yoktu." dedi.
Çamaşırhanede çalışan Tahsin Öztürk (57) de tanık olarak ifade verdi.
Dışarıya nasıl çıktığını bilmediğini söyleyen Öztürk, "Uyuyordum, 'yangın var' dediler. Çamaşırhaneden havlu aldım, üst katlara çıkamadım. Dışarı çıkarak insanlara yardımcı olmaya çalıştım. Dışarıya nasıl çıktığımı da hatırlamıyorum. Dışarı çıktığımda Halit Ergül'ün kızlarını gördüm." diye konuştu.
Otelde odalarda bulunan minibarlardan sorumlu olan Tuni Urhan ise otel müdürü Zeki Yılmaz'ın yangının başladığı anlarda "Kimseye haber vermeyin, kendi aramızda halledelim" şeklinde konuşmalar duyduğunu iddia edip şöyle devam etti:
"9 ile 12'nci katların içeceklerinden sorumluydum. Olay gecesi kayak odasının olduğu katta kalıyordum. Babam da çamaşırhanede çalışıyordu. Bir süre sonra babamla buluştuk ve otelin ön tarafına geçtik. Otelden dışarı çıktığımda saat 03.00'e geliyordu. Yangın alarmı duymadım, yangın tüpü ve yağmurlama sistemi görmedim. Yangın eğitimi verilmedi, tatbikat yapılmadı. İş güvenliği uzmanı bildiğim kadarıyla yoktu. Odalarda sigara içildiği için yangın dedektörlerinin kapatıldığını duydum. Beni Kadir Özdemir işe aldı. Ön tarafa çıktığımda birkaç kişi vardı. Personel arasında, Zeki Bey'in 'kimseye haber vermeyin, kendi aramızda halledelim' dediğini söylüyordu. Zeki Bey'in birkaç personeli de garaja gönderdiğini duydum."
DHA'da yer alan habere göre, Bolu Baro Başkanı Sinan Barut, Grand Kartal Otel yangınının duruşma süreciyle ilgili gazetecilere açıklama yaptı. Barut, duruşmaların yoğun bir şekilde sürdüğünü, sanıklar ve müştekilerin ifadelerinin alınmaya devam ettiğini belirterek, "Kartalkaya duruşmasının 8'inci günü. İlk aşamada sanıkların savunmaları alındı. Sanıkların savunmalarından sonra müşteki, mağdur ailelerin beyanları alınmaya devam ediyor. Arada bekleyen tanıklar vardı, onların beyanları da alındı. Bu tanıkların ifadelerine hem sanık avukatları hem de mağdur tarafın avukatları tarafından sorular yöneltildi. Şu anda duruşma bu şekilde ilerliyor. Duruşmada bulunamayan bazı mağdur ailelerin beyanları da çarşamba günü itibarıyla alınmaya devam edecek" dedi.
Sinan Barut, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nde mahkemeye 1 günlük ara verileceğini ve sanık ile avukatların çeşitli talepleri olduğunu belirterek, "15 Temmuz dolayısıyla mahkeme bir gün ara verecek. Ancak mahkeme her gün sabah 09.00'dan gece 00.00'a kadar duruşmalara devam ediyor. Duruşmanın seyri muhtemelen önümüzdeki hafta cuma gününe kadar ilk aşamanın, ilk celsenin tamamlanacağını gösteriyor. Bu ilk celsenin bitmesiyle birlikte mahkeme; tutukluluk konusunda, adli kontrol altında bulunan bazı sanıkların durumları hakkında ara karar verecek. Yine sanık ve mağdur avukatlarının soruşturmanın genişletilmesi yönündeki taleplerine ilişkin de bir karar vermesi bekleniyor. Bu süreçte bazı sanıklar hakkında 4 kişiye adli kontrol kararı verildi. Daha önce de belirttiğimiz gibi, şu anda tutuksuz olan sanıkların tutuklanması ihtimali olduğu gibi, bazı tutuklu sanıklar için de adli kontrolle tahliye edilme imkanı söz konusu olabilir. Tüm bu kararların cuma günü verileceğini düşünüyoruz. Sanıkların ilk savunmalarında, kendilerine atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığını ileri sürmeleri dikkat çekiciydi" diye konuştu.
Barut, mahkemeye sunulan bilirkişi raporlarına sanıklar tarafından itiraz edildiğini belirterek, "Bilirkişi raporuna sanıklar tarafından itirazlar oldu. Buna karşılık aileler tarafından tanıklara özellikle bilirkişi raporuna dayanarak, çeşitli sorular yöneltildi. Şu anda yargılamada, kusurun olup olmadığı ve bu kusurun sanıklar açısından olası kast ya da taksir kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği yönünde kovuşturma devam ediyor" dedi.
Barut, soruşturma izni verilmeyen bakanlıklara dikkat çekti. Barut, "Daha önce defalarca belirttiğim gibi bilirkişi raporunda iki farklı kurum yer alıyor; Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı. Bu bakanlıklarla ilgili olarak soruşturma izni verilmemişti. Bu kararlara itiraz edildi, şu an itirazların sonucu bekleniyor. Eğer soruşturma izni verilmemesine dair kararlar kaldırılırsa, bu iki bakanlığın yetkilileri de sanık olarak karşımıza çıkabilir. Ayrıca dosya kapsamında tanık ifadeleri ya da sanık ve müşteki beyanlarıyla yeni sorumlular tespit edilirse, savcılık bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunabilir. Bu durumda savcılık tarafından ek iddianame hazırlanarak, mevcut dava dosyasıyla birleştirilmesi bekleniyor" diye konuştu.
Duruşmada, sanık Emir Aras'ın yangın anına ait güvenlik kamerası görüntülerinin de izlendiğini söyleyen Barut, "Ceza yargılamasında hiçbir zaman mahkeme heyeti, sanığın suçu kabul etmesine ya da inkar etmesine bağlı değildir. Sanıkların savunmalarından çok, dosya kapsamındaki deliller ve görüntüler önemlidir. Emir Aras'ın yardım edip etmediğine ilişkin iddiasının ötesinde, delillerle bu davranışın desteklenip desteklenmediği önem taşır. Güvenlik kameralarında Emir'in ailesiyle birlikte doğrudan dışarı çıktığı, herhangi bir yardımda bulunmadığı görülüyor. Mahkeme heyeti de bu görüntülere göre değerlendirme yapacaktır. Zaten savcılık makamı da iddianameyi hazırlarken Emir'in eylemine olası kastla yaklaşmasının sebebi, yangın çıktıktan sonra herhangi bir fiili müdahalede bulunmaması, içeride kalanları uyarmaması gibi unsurlardır. Bu yüzden olası kastla yargılanıyor" dedi.
Otelin sahibi Halit Ergül'ün damadı da olan Grand Kartal Otel Genel Müdürü Emir Aras'ın yangını fark etmesinin ardından kimseyi uyarmadan ailesiyle birlikte odasını terk ettiği anlara ilişkin güvenlik kamerası görüntüleri ortaya çıktı.
Görüntülerde Emir Aras’ın yangın katlara yayılmadan koridora çıkarak sonuna kadar gittiği, ardından odaya geri döndüğü dikkati çekiyor. Yaklaşık 1 dakika kadar sonra Aras, otelin Yönetim Kurulu Üyesi olan eşi Elif Aras ve çocukları ile ve çocuklarıyla birlikte odadan çıkarak uzaklaşıyor.
Koridorda giderken yanlarından geçtikleri ve haber vermedikleri bir kadının da yangında hayatını kaybetiği öğrenildi.
Davanın tutuklu sanıklarından Aras savunmasında, "Saat 03.32’de eşim ’Dışarıdan sesler geliyor’ dedi. Dışarıyı merak ettiğim için kapıyı açtım ve karşıdan dumanlar geliyordu. Eşimle birlikte ‘Yangın var’ diye bağırarak, ağzımızı, yüzümüzü kapatarak koşarak merdivenlerden indik. Dumandan dolayı kapıları çalamadık. 7’nci kattan 6’ncı kata indik, eşim o sırada bir çocuğu gördü ve onu kaptı. Onu da alarak dışarı çıktık" ifadelerini kullanmıştı.
Bazı sanıklar hakkında adli kontrol kararları19’u tutuklu toplam 32 sanığın yargılandığı dosyada yeni bir gelişme yaşandı. Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuksuz yargılanan 4 sanık hakkında ev hapsi tedbiri uygulanmasına karar verdi. Anka'nın aktardığına göre, mahkeme heyeti Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret A.Ş. yetkilileri İbrahim Polat ve İsmail Karagöz, FQC Global Sertifikasyon A.Ş. yetkilisi Ali Ağaoğlu ve resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin için ev hapsi adli kontrolü uygulanmasına hükmetti. Ayrıca itfaiye eri İrfan Acar hakkında da "konutu terk etmeme" yönündeki adli kontrol kararının devamına karar verildi. Diğer sanıklar hakkındaki taleplerin ise celse sonunda değerlendirileceği belirtildi. |
22 yıl 6'şar aya kadar hapis istemiKartalkaya Kayak Merkezi'nde bulunan Grand Kartal Otel'de 21 Ocak'ta çıkan yangında 78 kişi hayatını kaybetti, 133 kişi yaralandı. Olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede otel sahipleri, şirket yönetim kurulu üyeleri ve yöneticileri Halit Ergül, Emine Murtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu, Elif Aras, Emir Aras, Zeki Yılmaz, Ahmet Demir, Kadir Özdemir, Cemal Özer, Mehmet Salun ile Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun ve İtfaiye Eri İrfan Acar hakkında 78'er kez 'Olası kastla öldürme' suçu ile 'Olası kastla kasten yaralama' suçlarından toplam 1998'er yıla kadar hapis cezası istendi. İddianamede ayrıca otelin teknik personeli Tahsin Pekcan, Hüseyin Özer ve Bayram Ütkü, mutfak personeli Reşat Bölük, Enver Öztürk ve Faysal Yaver, iş güvenliği uzmanları Kübra Demir ile Ece Kayacan, resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin, Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri İbrahim Polat ile İsmail Karagöz, FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi Ali Ağaoğlu ile çalışanı Aleyna Beşinci, LPG tesisatı bakım görevlileri Doğan Aydın ile Muharrem Şen, Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Yeliz Erdoğan ve eski Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel'in 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. İlk duruşma 7 Temmuz'da başladıDava için Bolu Sosyal Bilimler Lisesi içerisinde yer alan spor salonu, 700 kişilik mahkeme salonuna dönüştürüldü. Mahkeme salonu, kamera sistemlerinden altyapısına kadar son teknoloji ile donatıldı. Duruşma öncesinde yoğun güvenlik önlemleri alınırken, Türkiye'nin merakla beklediği davanın ilk duruşması 7 Temmuz'da başladı. İlk 5 günde sanıkların tamamı savunma yaptı. |
© Tüm hakları saklıdır.