11 Temmuz 2025 14:12
Güncelleme: 11 Temmuz 2025 15:26
Kars Veteriner Hekimler Odası Başkanı Ercan Ödül, "Vatandaşlarımızın mutlaka herhangi bir korkuya sebebiyet vermeden hastalık gözüken hayvanları ile alakalı numune alınmasını yönünde il ve ilçe tarım müdürlüklerine başvurmalarını gerekmektedir. Şap hastalığı aynı zamanda hayvanlardan insanlara bulaşabilen zoonotik karakterli bir hastalıktır. Özellikle kanser tedavisi gören vatandaşlarımızın çok dikkatli olması gerekiyor ve şap hastalığı salgınları süresince özellikle hastalıklı hayvan temasından kaçınması gerekmektedir " dedi.
Kars Veteriner Hekimler Odası Başkanı Ercan Ödül, ulusal düzeyde büyükbaş-küçükbaş hayvan hareketlerinin durdurulmasına sebep olan "Sat-1 Serotipli Şap Hastalığı" hakkında hayvan sahiplerini bilgilendirdi. Ülke genelinde olduğu gibi Kars’ta da hayvan pazarlarının 2 Temmuz tarihinde kapatıldığını hatırlatan Başkan Ödül, şap hastalığının geviş getiren hayvanlarda büyük ekonomik kayıplara neden olduğunu söyledi.
Ödül, şap virüsü bulaşan hayvanlarda ateş, ağızlarında köpük ve salya görüldüğünü, yem alımının azaldığını ve ayaklarında yaralar ile karakterize olan bir hastalık olduğuna vurgu yaparak, Sat-1 Serotipli virüsünün özellikle 1 yaşından genç hayvanlarda ölüme sebebiyet veren, akut ve çok bulaşıcı viral bir hastalık olduğuna vurgu yaptı. Ödül, şunları söyledi:
"Bilindiği üzere Türkiye çapında 50 yıl sonra ilk defa karşılaşılan Sat-1 Serotipli Şap Hastalığıyla alakalı ulusal çapta bir seferberlik ilan edildi ve hayvan hareketliği durma noktasına geldi. Bizler de Kars Veteriner Hekimleri olarak konu ile ilgili olarak basın açıklaması yapma gereği duyduk. Temelde vatandaşlarımızın şap hastalığını bilmesini bunla alakalı süreçte alınacak tedbirlere uymasını sağlamak amacındayız. Dünyada 7 farklı serotipi vardır. South Africa Territories olarak adlandırılan Sat alt serotiplerinden Sat-1 Serotipi ülkemizde uzun yıllar sonra ilk defa tespit edilmiştir. Bu nedenle yetiştiricilerimiz tarafından uzun yıllardır bilinen standart şap hastalığı klinik tablosundan daha agresif seyirli olabilir.
Bu anlamda üreticilerimizin mutlaka ve mutlaka hastalık olduğu noktalarda il ve ilçe tarım müdürcülüklerimize başvurarak hasta olan hayvanlardan numune alınması sağlamaları gerekmektedir. Bilindiği gibi Tarım Bakanlığı 2 Temmuz itibariyle Türkiye genelinde hayvan hareketini durdurdu. Bu çok önemli bir önlemdi. Çünkü hastalık çok hızlı bir şekilde bulaşmasıyla karakterize olan bir hastalıktır. Özellikle bir yaş üstü hayvanlarda ölümcül olmaya, bir yaş altı hastalarda ölümcül olmayan bir hastalıktır. Bu hastalık gücünü bulaşma hızından alıyor. Vatandaşlarımızın mutlaka herhangi bir korkuya sebebiyet vermeden hastalık gözüken hayvanları ile alakalı numune alınmasını yönünde il ve ilçe tarım müdürlüklerine başvurmalarını gerekmektedir.
Şap hastalığı aynı zamanda hayvanlardan insanlara bulaşabilen zoonotik karakterli bir hastalıktır. Özellikle kanser tedavisi gören İmmünsüpresyon kullanması gereken vatandaşlarımızın çok dikkatli olması gerekiyor ve şap hastalığı salgınları süresince özellikle hastalıklı hayvan temasından kaçınması gerekmektedir. Grip gibi hafif belirtileri de olsa bazen ağızda alf benzeri oluşumların olduğunu da duyuyoruz. Bu anlamda vatandaşlarımızın kendilerini koruması ve özellikle bahsettiğimiz risk gurubunda olan vatandaşlarının hastalıklı hayvan temasından uzak durması gerektiğini söylüyoruz.
Şap hastalığı geçiren hayvanların etlerinin tüketilmesinde bir sakınca yoktur. Bu da toplumda yanlış bilinen bir gerçektir. Ama durum tam tersine şap hastalığı geçirmiş ve geçirmekte olan büyük ve küçükbaş hayvanların etinin tüketilmesinde bir sakında yoktur. Yeter ki her zaman standart pişirme tekniğinde uyumlu bir şekilde pişirme yapılması gerekiyor. Bulaşma yüzde 95 oranında direkt temastan kaynaklamıyor. Ama biz şap virüsünde yaptığımız incelerlerde virüsün 5 gün boyunca hasta hayvan tarafından havada askıda kaldığını biliyoruz. Bölgemizde çok sayıda ortak sulama alanları var. Hastalıklı olan hayvanların karantina tedbirlerine uyulmayarak ortak sulama alanlarında bulunan suluklara gönderilmesi sırasında nefes alıp vermesi bölgede artık hastalığına yayılmaya başladığını göstermektedir. Sağlıklı olan hayvanların hızlı bir şekilde hastalığı orada alarak ne yazık ki enfekte oluyor.
Vatandaşlarımız şap ile mücadeleyi biliyorlar çünkü şap salgınlarını çok görüyoruz. Türkiye dünyada jeopolitik olarak çok önemli bir noktadır. Bu nedenle hem insan hem de hayvan hareketlerinin sık olduğu bir noktadayız. Şap hastalığının da ilk görüldüğü il Hakkari. Bizler veteriner hakimler olarak son dönede yaşanan İsrail- İran savaşın da muhtemelen hayvan ve insan hareketini arttırdığı ve bulaşanın da bu yönde olduğunu tahmin ediyoruz. Türkiye’de veteriner hekimliği şap hastalığına alışıktır ve neredeyse 100 yıldır şap salgınlarıyla mücadele ediyor. 1954 yılından beri şapa karşı daha doğrusu virüslere karşı en büyük elindeki silah olan aşı kapasitesine sahiptir. Hayvan sahiplerimiz sakin olmalarını ve süreci Türk veteriner hekimlerine emanet etmelerini bio güvenlik önlemlerini özellikle sizler amacıyla belirtmek istiyorum." (ANKA)
© Tüm hakları saklıdır.