Magazin

Saç estetiği yaptıran Mabel Matiz'in son hali

"Mabel Matiz 'Altın Kelebek' ödülünü 5 TL'ye satışa çıkardı" iddiası: Sahibinden, çizik bile yok...

01 Mart 2025 17:00

Güncelleme: 01 Mart 2025 19:08

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun çağrısıyla kadınlar, Sivassporlu futbolcuların sahaya "Doğal olan normal doğum" pankartıyla çıkması ve Sağlık Bakanlığı'nın özel tıp merkezlerinde planlı sezaryen doğumların yasaklamasına tepki göstermek için İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde toplandı. Polis tarafından barikatlarla çevrilen ve çevik kuvvetin yer aldığı müdürlüğün önünde kadınlar, "Kadınlar ölürken polis neredeydi?", "Asla yalnız yürümeyeceksin", "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz", "Kararımız normal, bakanlık anormal" sloganları attı. Protestoda bir kadın, “Sizin kararlarınızla var olmadık, yasaklamalarınızla yok olmayız” ifadeleriyle yeni kararlara tepki gösterdi. Ellerinde, “Sağlık Bakanı Kemal doğursun, biz sokaktayız”, “Çok istiyorsan sen gel normal doğur” dövizleriyle portestoya gelen kadınlar okunan basın açıklamasında "O pankart da münferit, Sağlık Bakanı'nın açıklaması da münferit. Bu yönetmelik de münferit" ifadeleriyle Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'na tepki gösterdi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, doğurganlığın tehlike altında olduğunu öne sürerek 2025 yılını "Aile Yılı" ilan ettiklerini duyurmuş, nüfus artış hızının azalmasının önündeki engellerden birinin de "sezaryen doğum" olduğu iddiasıyla "normal doğumu teşvik" için gerekli adımları atacaklarını bildirmişti.

19 Nisan'da Resmî Gazete’de yayınlanan yeni yönetmeliğe göre, tıp merkezinde planlı sezaryen yapılamayacak, ameliyathanesi bulunmayan tıp merkezinde doğum ünitesi kurulmasına izin verilmeyecek. Yönetmeliğe göre, doğum ünitesi giriş çıkışları kontrol edilebilir nitelikte ve genel sirkülasyondan uzak olmak üzere ameliyathaneye kolay ulaşılabilir konumda yapılacak, kayıtlar ve arşivler için günümüz ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde, elektronik kayıt ve bildirim zorunlu olacak, tıbbi tedavi uygulamalarının bilimsel standartlara uygunluğunu değerlendirmek amacıyla tıbbi endikasyon ve uygulama denetimleri yapılacak.Bakanlığın yeni kararlarını protesto eden kadınlar bugün İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün önünde toplandı.

Protestoda T24’e konuşan bir kadın, yasaklamaların onları durduramayacağını söyleyerek yeni kararlara şöyle tepki gösterdi:

“Sizin kararlarınızla var olmadık, yasaklamalarınızla yok olmayız”

“19 Mart’tan bugüne sokaklardayız. Sürekli bizi yasaklamalar, baskılar ve engellemelerle durdurmaya çalışıyorlar. Kadınların üzerindeki baskılara her yeni gün yeni bir baskı getiriyorlar. Bunlara karşı direncimizi göstererek onlara bizi engelleyemeyeceklerini söylemek için buraya geldik. En basit olarak sizin kararlarınızla var olmadık, yasaklamalarınızla yok olmayız demek istiyorum. Sesimizi kısamayacaklar.”

Bakanlığın yeni kararlarına tepki göstermek için kadınların İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü'nün önünde okuduğu basın açıklaması şöyle:

"Verilecek kararlarda bizden başkası karar mekanizması olamaz"

"Verilecek kararlarda bizden başkası karar mekanizması olamaz. Nasıl doğuracağımıza ve nasıl yaşayacağımıza biz karar veririz demek için toplandı. Gerek kapalı kapılar ardında kadın düşman ittifaklarla gerek erk üzerine sembolüze eden stadyumlarda erkek futbolcuların eline tutuşturulan cinsiyetçi pankartlarla kimse bizim adımıza karar veremez.

Kimse bizim adımıza söz söyleyemez. Nasıl doğuracağımız ve nasıl yaşayacağımız konusunda son sözde, ilk sözde bizimdir. Herkes bunu böyle bilmelidir.

"Kadın bedeni hakkında hiçbir cinsiyetçi söylemi ve uygulamayı kabul etmiyoruz"

Halkın seçme ve seçilme hakkını kullanarak başa getirdiği devlet yetkilileri kadınların nasıl çocuk doğuracağına değil kadın cinayetlerini nasıl durduracaklarına kafayı yorsunlar. 6284 eksiktir uygulasınlar. Kadın bedeni hakkında hiçbir cinsiyetçi söylemi ve uygulamayı kabul etmiyoruz.

Ve aynı zamanda ki aynı zamanda toplumdaki hiçbir cinsel yönelikle alakalı ötekileştirmeyi de kabul etmiyoruz. Kadın mücadelemiz ve dayanışmamız kadın düşmenin ittifakları yok saygı ve ötekileştirdiği herkese birdir ve bir yürüyecektir.

"Özel tıp merkezleri onların değimiyle sadece 'normal doğum' yapabilecekler"

Geçtiğimiz haftalarda Sivasspor futbolcuları bir pankart açtılar. Bu pankartta "Doğal olan normal doğumdur" yazıyordu. Bu pankart da tesadüf değil. Bundan sonra gelen tepkiler de tesadüf değil.

Futbolcular bu pankartı açtılar. Kadınlar hep bir ağızdan 'Sana ne?' diye sordu. Evet size ne? Nasıl doğuracağımız sadece bizi ilgilendiriyor. Ve bu tepkiler üzerine Sağlık Bakanı ne dedi biliyor musunuz? Futbolu sadece erkekler izlemiyor ki dedi.

Ben Sağlık Bakanı'nı bu eşitlikçi tuttuğumu dolayısıyla tebrik ediyorum. Gerçekten hepimize eşitlik dersi verdi ve bu açıklamasıyla adeta toplumsal cinsiyet normlarında meydan okudu. Başka konularda da aynı tutumu veriyoruz Sağlık Bakanı'ndan.

Ve dün de bir yönetmelik ortaya çıktı. Ayakta teşhis ve tedavi yapan sağlık kuruluşlarıyla ilgili bir yönetmelik. Bu yönetmeliğe göre artık tıp merkezleri planlı sezaryen doğum yapamayacaklar.

Onların tabiriyle sadece 'normal doğum' yapabilecekler eğer yönetmelikteki diğer şartlarda varsa. Şimdi bu yönetmeliği teknik olarak öyle miydi böyle miydi? Tıp merkezi tam olarak ne anlama gelir? Bu yönetmelik neyi kapsar? Böyle tartışamayız. Sözümün başında dedim ki o açılan pankart da tesadüf değildi.

"Yıllar önce de zaten kaç çocuk doğurmamız gerektiği bize söylenmişti"

Hemen arkasına zaten böyle bir yönetmelik geldi. Aile yılıyla birlikte doğum tartışmaları nasıl doğuracağımızla ilgili tartışmalar devam ediyordu. Yıllar önce de hatırlarsınız zaten kaç çocuk doğurmamız gerektiği bize söylenmişti.

Bunların hepsini birbiri arkasına gelen ve bir bütünsellik içeren hamleler adımlar olarak görmek gerektiği iktidarın attığı. Dolayısıyla o pankart da münferit, Sağlık Bakanı'nın açıklaması da münferit. Bu yönetmelik de münferit değil.

"'Normal doğum' tartışmalarına da en başından itibaren orada durun dememiz gerekiyor"

Daha önce biliyorsunuz kürtajla ilgili bir düzenleme yapıldı. Ve düzenlemeye göre aslında yasal olarak 10 haftaya kadar kadınlar kürtaj olabiliyorlar. Yasal düzenleme böyle olmasına rağmen ne devlet hastaneleri ne de özel hastanelerde kadınlar kürtaj hakkına ulaşamıyor.

İşte bu nedenle Sezeryan'la ilgili bu düzenlemeye de normal doğum tartışmalarına da en başından itibaren orada durun dememiz gerekiyor. Orada durun. Bu konuyla ilgili karar mercii siz değilsiniz.

"Sezaryeni değil cinayeti engelle" 

Onlar normal doğum diyorlar.Peki normal ne demek? Normal, norma uygun, kurala uygun demek.

Yani bize diyorlar ki doğal olan normal olan kurala uygun doğumdur. Peki bu kuralı kim koyuyor? Bu kural nerede yazıyor? Bu kural hiçbir yerde yazmıyor. Bu zamana kadar nerede nasıl gezeceğiz? Hangi kıyafeti giyeceğiz? Gece saat kaça kadar sokağa çıkabiliriz? Kimi sevebiliriz? Bununla ilgili her şeye karıştılar. Evlenebilir miyiz? Evlenemez miyiz? Bu da tartışma konusu değil biliyorsunuz. Onlara göre evlenmek zorundayız. Şimdi de bu çocukları nasıl doğuracağımıza geldik.

Ama Sağlık Bakanı'nın ve aslında iktidarla ilgilenmesi gereken çok fazla konu var. Eğer çocuk doğurmayı konuşuyorsak o çocuklar hayata geldikten sonra doğduktan sonra hangi şartlarda yaşayacaklar bunları konuşmalı.

"Sağlık hizmeti bir kamusal hizmet olarak sunulmaktan çıktı, siz yenidoğan bebekleri ölüme terk ettiniz"

Bugün Yenidoğan Çetesi'nin duruşması vardı. Siz Yenidoğan bebekleri ölüme terk ettiniz. Sizin iktidarınızda insanlar sağlık hakkından, sağlık hizmetinden faydalanamıyor. Sağlık hizmeti bir kamusal hizmet olarak sunulmaktan çıktı. Sağlığı bir sektör haline getirdi.

"Yalnızca kadının kararıdır o çocuğun nasıl doğacağı"

Türkiye en yüksek enflasyona sahip ülke. Bu ülkenin emekçileri, üretenleri açlık sınırının altında yaşamaya mahkum Çocuklar beslenemiyor. Durum böyleyken siz çıkıp da o çocukların nasıl doğacağıyla ilgili hangi yöntemle doğacağıyla ilgili söz söyleyemezsiniz. Böyle olmasa da zaten söyleyemezsiniz. Çünkü yalnızca kadının kararıdır o çocuğun nasıl doğacağı. Ve bir de eğer tıbbi gerekçeler varsa sadece hekime söz söylemek düşer ama yine de son söz kadındadır. Kararımız normal, vatanlığa normal, kararımız normal, vatanlığa normal, kararımız normal.

"Norm anayasadır, uygulamak zorundasınız"

Norm anayasadır. Uygulamak zorundasınız. Norm uluslararası sözleşmelerdir. Uygulamak zorundasınız. Ve ilk elden kadınları, çocukları konuşuyorsak İstanbul Sözleşmesi'ni, Lanzarote Sözleşmesi'ni uygulamak zorundasınız.

Norm kanunlardır. 6284 sayılı kanun. Çocuk koruma kanunu. Bunları uygulayacaksınız. Yönetmelikle konuşacaksak eğer 6284'ün yönetmeliği var. Hasta hakları yönetmeliği var. Bunları uygulamak zorundasınız. 

"Kadınlar gözünü açtı"

Hep derler ya yani kadınlar neden şiddete uğruyor? Çünkü kadınların çok sesi çıkıyor. Evet kadınların çok sesi çıkıyor. Kadınlar gözünü açtı. Kadınlar maruz kaldığı bu eşitsizliğin farkında. Ama sadece kadınlar değil. Artık bu toplumda neyle karşı karşıya olduğunun farkında. Hangi antidemokratik uygulamalarla karşı karşıya olduğunun farkında. Bir bir eşik aşılmış durumda. Buraya genç kadınlar, genç feministler İstanbul Üniversitesi'nde buluşup geldiler. 19 Mart'ta Beyazıt'ta İstanbul Üniversitesi'nin önünde o barikat yıkıldı, bir eşik aşıldı ve buradan geriye dönüş artık mümkün değil.”

TIKLAYIN - Tıp merkezlerinde 'planlı sezaryen' yasaklanmasına TTB’den tepki: Mevzu sağlıklı doğum değil, sezaryeni adım adım yasaklamaya başlamak

TIKLAYIN - Futbol takımlarının “normal doğum” pankartlarına TTB’den tepki: Söz sahibi olan kadınlar ve bunu önerecek olan da doktordur

Ne olmuştu?

Sağlık Bakanlığı, 3 Ekim'de sosyal medya hesabından 'normal doğumun' doğru olduğunu belirten "Annecim Başardık" başlıklı bir kamu spotu yayınlaması ile başlayan “normal doğum” tartışmaları, Süper Lig’in 14 Nisan haftasında birçok takımın Sağlık Bakanlığı’nın “Doğal Olan Normal Doğum” kampanyasını destekleyen pankartlarla sahaya çıkmasıyla arttı. Gelen tepkilerinin artmasıyla Sağlık Bakanlığı ile Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan kampanyaya destek açıklaması yaptı.