23 Nisan 2025 22:24
Güncelleme: 23 Nisan 2025 23:26
T24 Haber Merkezi
İTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü'nden Profesör Doktor Cenk Yaltırak, İstanbul'da meydana gelen, en büyüğü 6,2 olan depremlere ilişkin olarak yaptığı açıklamada; Kumburgaz üzerinde yer alan ve tarihte farklı depremlerin oluştuğu fay hattının, büyük bir şok kırılma gerçekleşene kadar deprem üretmeye devam edeceğini belirtti. Yaltırak, "Şimdiye kadar yaptığımız olası depremlerin tüm fayları bir arada kırma ihtimalinde ulaşılacak büyüklük Mw 7.8 dir" dedi.
Yaltırak, İstanbul'da bugün saat 12.49'da gerçekleşen 6,2 büyüklüğündeki depremi, 2019'da 26 Eylül'de yine İstanbul Silivri'de gerçekleşen 5,8'lik deprem üzerinden değerlendirerek; bu ana fay hattının özelliklerinin teknik olarak araştırılarak yorumlanması gerektiğini belirtti.
Yaltırak, "Söylenecek şeylerin arasında en önemlisi, sürekli üzerinde her geçen yıl 20 mm hareketin biriktiği ve en son depremi 1766da olmuş bir segmentin halen bir kısmında ara ara olan deprem serileri sürmeye devam edecektir. Ta ki ana şok gerçekleşene kadar" ifadesini kullandı.
2019 yılında 26 Eylül tarihinde gerçekleşen 5,8 büyüklüğündeki Silivri Depremi'nin ardından yayınlanan akademik araştırmaya atıf yapan Prof. Yaltırak, Kumburgaz'da yer alan ana fay hattının üzerinde, sistemin güneyindeki ikincil fayda belirgin bir stres artışı olduğunu söyledi.
Yaltırak, en önemli noktalardan bir tanesinin; fay hattı üzerinden geçen, her yıl 20 mm hareketin biriktiği ve en son depremi 1766 senesinde yaşamış bir segmentin halen bir kısmında ara ara olan deprem serilerinin, ana bir şok kırılım gerçekleşene kadar sürmeye devam edeceğinin altını çizdi.
Esas önemli olanın, olası büyük depremlerin halkı evlerindeyken nasıl etkileyeceği konusunun olduğunu vurgulayan Yaltırak, sözlerine "AFAD verilerine göre bu depremde Silivri Çekmece arasında en büyük yer ivmesi 0.1-0. 2 arası gerçekleşmiştir. Bu ivmelerde bir yıkım yoktur. Bu durumda şimdiye kadar yaptığımız olası depremlerin tüm fayları bir arada kırma ihtimalinde ulaşılacak büyüklük Mw 7.8 dir. Daha önce Kaikoura 2016 ve sonra Maraş 2023 depremlerinde gördüğümüz gibi farklı faylar aynı anda kırılarak olağanüstü sonuçlar yaratıyor. Bu nedenle tarih boyunca son 1500 yılda 38 ikiden fazla yerleşimi yıkan 250 civarında insanları korkutan ve paniğe yol açan depremin olduğu bir bölgedeyiz. Bu tür depremler aynı 1935 Marmara Adası, 1963 Çınarcık, 2019 Silivri depremleri gibi depremlerdir." şeklinde devam etti.
Yaltırak bilimsel çalışmalar neticesinde elde edilen bulgulara göre, yeni oluşması beklenen olası depremlerin; 1912 yılında Tekirdağ Mürefte'de gerçekleşen 7,3 büyüklüğündeki ve 1999 yılında Gölcük'te gerçekleşen 7,6 büyüklüğündeki depremler niteliğinde bir yıkıma sebep olacağını dile getirdi.
Çözümün tüm yapı stoğunu baştan aşağı değiştirmek olmadığını vurgulayan Yaltırak, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda şunları kaydetti:
"Bütün eski evleri yıkalım yeni ev yapalım doğru bir iş değildir. Yapılması gereken doğayı doğru anlamak doğru bir strateji, depreme bilim ve teknolojinin en son hali ile hazırlanmaktır. TV lerde yüzlerce yorum göreceksiniz.
Bu yorumu dahi yapmak için çalışma arkadaşlarımla değerlendirip ne söylenebileceğine karar verdik. Kısaca fayları kovalara benzetirsek bu kovalar dolu Roma atasözü der ki 'Kovayı taşıran son damla değil içindeki sudur.'
Bizler, zaten kırılma eşiğine gelmiş faylara yarın olacak veya olmayacak sözlerinin getirilmesinin bilimsel bir anlam ifade etmediğini düşünüyoruz."
TIKLAYIN - Tayfun Kahraman'dan deprem paylaşımı: Gezi Parkı'nın korunması bu nedenle önemliydi
Deprem yasını bilimle iyileştiren bir öğretmenin hikâyesi |
© Tüm hakları saklıdır.