Gündem

İstanbul’da dev afiş: Ölmek istemiyorum

“Kadınlar yaşamak için defalarca dilekçe vermek zorunda kalmasın diye İstanbul Sözleşmesi'ni uygulatacağız”

01 Nisan 2021 15:10

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, İstanbul’un kalabalık güzergâhlarından olan Zincirlikuyu’ya dev bir şikâyet dilekçesi astı. Bir kadının ‘Ölmek istemiyorum’ şeklindeki yazılı açıklaması olan dev dilekçe ile ilgili platform tarafından yapılan açıklamada, “Kadınlar yaşamak için defalarca dilekçe vermek zorunda kalmasın diye İstanbul Sözleşmesi'ni uygulatacağız” denildi.

İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı'nın Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından birçok ilde vatandaşlar sokağa çıkarak kararı protesto etmiş ve sözleşmeden ayrılmamıza tepkiler çığa dönüşmüştü. Son olarak, kadınların hakları için mücadele eden sivil toplum kuruluşlarından biri olan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, dikkat çekici bir eyleme imza attı. İstanbul’un merkezi güzergahlarından biri olan Zincirlikuyu’ya üzerinde ‘Ölmek istemiyorum’ yazılı dev bir şikâyet dilekçesi astı.

"Her gün onlarca kadın bu dilekçeyi hayatta kalabilmek için veriyor"

Platform tarafından yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Bugün herkesin gördüğü dev şikâyet dilekçesi bir kadının ‘Ölmek İstemiyorum' diyerek verdiği yaşam mücadelesidir. Bu sadece tek bir örnek.  Ama bu dilekçenin sahibi kadın gibi her gün onlarca, binlerce kadın bu dilekçeleri veriyor. Hayatta kalabilmek, şiddetten uzak yaşamak için karakollarda, adliyelerde mücadele ediyor.

Şikâyet dilekçeleri dikkate alınmadığında kadınlar defalarca sistematik şiddete maruz kalıyor. Bu nedenle de bu devasa dilekçe örneğini herkesin görmesini istedik. İstanbul Sözleşmesi'nin kadınlar için ne kadar hayati olduğunu bir kez daha göstermek istedik.

Arzu Aygün 9, Ayşe Tuba Arslan 23, Nahide Opuz 36, Sevtap Şahin tam 60 kez resmi makamlara başvurmuş, koruma talep etmiş ya da şikayetçi olmuşlardı. Şikayetleri görmezden gelindi ve şikayetçi oldukları erkekler tarafından öldürüldüler. Bu şikayetlerin, dilekçelerin tek bir tanesi bile dikkate alınsaydı, İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı bugün yüzlerce kadın hayatta olabilirdi.

“Karar geri çekilsin”

Cumhurbaşkanı kararnamesiyle Resmi Gazete'de yayımlanarak kadınlar için eşit ve özgür bir yaşam anlamına gelen İstanbul Sözleşmesi'nden imza geri çekildi. Sonra da kadın hakları kağıt parçalarıyla değil, vicdanla korunur diyerek açıklama yaptılar. Kadınların ihtiyacı bu kağıt parçalarının dikkate alınmasıdır. Kadınların defalarca kez şikâyet dilekçesi vermek zorunda kalmaması için İstanbul Sözleşmesi şarttır. Biz eşitlik için, eşitliği sağlayan yasaların uygulanması için mücadele ediyoruz.

Kadınlar için yaşam hakkımız başta olmak üzere, eşit ve özgür yaşamamızın garantisi olan yasalar, sözleşmelerdir. Her bir maddesi öldürülen onlarca, binlerce kadının ardından yazıldı. Kadınların verdikleri mücadeleyle var oldu. Şimdi mücadelemizle de o kararı geri çektirecek, sözleşmeyi de uygulatacağız.”

İstanbul sözleşmesi nedir?

11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi (kısa adıyla İstanbul Sözleşmesi), 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Özel olarak kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti hedef alan ilk Avrupa sözleşmesi olma niteliğini taşıyan Sözleşme, bugüne kadar Türkiye dahil Avrupa Konseyi üyesi 20 ülke tarafından onaylanmıştır.

Türkiye, Sözleşme’yi imzaya açıldığı 11 Mayıs 2011 tarihinde imzalamış, 14 Mart 2012 tarihinde ise onaylamıştır. Türkiye, 20.03.2021 tarihinde gece yarısı 02.00'de İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile çekildi.