Dünya
Deutsche Welle

Iris Baumüller: Weinstein vakası Almanya'da da var

30 senedir filmlerde casting (rol dağıtım) direktörü olarak çalışan Iris Baumüller Hollywood'daki cinsel taciz vakalarının Alman film ve tiyatro camiasında da yaşandığını söylüyor.

28 Ekim 2017 14:34

Filmlerde karakterlere göre oyuncu seçimine casting adı veriliyor ve profesyonel olarak bu seçimi yapan kişilere de casting direktörü deniyor. Almanya'da Federal Casting Birliği (BVC) geçen günlerde "Cinsel saldırılar ve iktidarın kötüye kullanılması günlük yaşantımızın acı bir parçasıdır” adını taşıyan bir bildiri yayınladı ve sinema ve tiyatro çalışanlarını konu hakkında konuşmak üzere bir araya gelmeye çağırdı. Iris Baumüller, BVC ve Uluslararası Casting Direktörleri Ağı'nın (International Casting Directors Network) bir üyesi. 18 yıl önce kendi casting şirketini kuran Baumüller uluslararası Köln Sinema Aktörlüğü Okulu'nda da dersler veriyor. Baumüller Deutsche Welle'ye verdiği mülakatta cinsel taciz vakalarının Alman film sektöründe de yaşandığını söyledi.

BVC'nin yayınlamış olduğu bildiride sık sık "biz” ifadesi kullanılmış. Bu ifadeyi dayanışma göstermek için mi seçtiniz yoksa casting direktörleri de cinsel tacize maruz kalıyorlar mı?

İkisi de. Casting direktör olabilmek için kat etmemiz gerek uzun bir yol vardı. Hepimiz setlerde ya da tiyatrolarda çalıştık ve bu konuyu ya duyduk ya da kendimiz yaşadık. Şu an bulunduğumuz poziyon bizi tacizlerden korumuyor. Bu sektörün yüzde 80'i kadın. Bu yüzden aslında hepimiz aynı geminin yolcusuyuz.

Harvey Weinstein ve şimdi de James Toback'a ilişkin skandallar gitgide büyüyor. Almanya'daki durum da bu kadar kötü mü?

Çok kötü. Her ne kadar Almanya, Amerika Birleşik Devletleri'nde olduğu gibi büyük stüdyo patronlarının bulunduğu ve buna bağlı iktidar ilişkilerinin yerleşik olduğu bir yer olmasa da, bu durum iktidarın kötüye kullanılması, cinsel taciz, bedensel saldırıların Almanya'da da gündelik hayatın bir parçası olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bu tür durumlar film ve tiyatro sektörünün yanında maalesef oyuncu okullarında da gerçekleşiyor.

Casting direktörü olarak aynı zamanda oyuncuların sorunlarını da dinliyor musunuz?

Evet, elbette. Oyuncularla çok yakın çalışıyoruz, rol hakkında konuşuyoruz. Bu açıdan oldukça yoğun bir ilişkimiz var. Böyle olunca da doğal olarak oyuncunun hayatında neler olup bittiğine yakından tanık oluyorsunuz.

Ne gibi mesela?

Örneğin henüz oyuncu seçme aşamasında rol için denenen iki kişinin oldukça yoğun bir aşk sahnesini canlandırmaları gerekiyor. Bu tip sahnelerde çekime başlamadan önce her şey tam olarak konuşulur, ne kadar ileri gidebilirsiniz, öpmek istiyor musunuz, dokunmak istiyor musunuz gibi. Oyuncu ile seçim aşamasında ne konuşulduysa aynısının sette de geçerli olması gerekir. Burada problemler çıkıyor. Mesela ABD'de aşk ve seks içeren sahnelerin koreografisi önceden belirlenir. Almanya'da ise durum farklı. Çoğunlukla "Bir başlayalım, bakarız” gibi bir yaklaşım var. Ve bu kabul edilebilir bir şey değil. Çünkü kamera oynamaya başladıktan oyuncuların da bir etik kuralı oluyor: Nasıl hissederse hissetsin çekimi durdurmuyor. Bu yüzden bu tip sahnelerin çekimi için Almanya'da da benzer bir yöntem geliştirilmesi lazım.

Ama genel olarak sette ve tiyatroda insanlar çok yakın bir şekilde çalıştıkları için sıkça sınırın aşıldığını görüyorsunuz. Ve burada sadece oyuncular kurban değil. Bir keresinde bir oyuncunun kıyafet asistanına dokunduğunu gördüm. Bu açıdan herkesin kendisine dönüp bir bakması ve davranışı üstüne düşünmesi gerekiyor.

BVC olarak aynı zamanda erkeklere de bir çağrı yapıyorsunuz ve birlikte konuşalım diyorsunuz. Şimdiye kadar hiçbir erkek kamuoyu önünde kurban olduğunu açıklamadı. Bu onların başına gelmediği anlamına mı geliyor, yoksa başka bir nedeni mi var?

Erkeklerde durum açığa vurulmadığı için gerçek rakam bildiğimizden daha büyük olabilir. Birkaç genç erkek oyuncu onlarla konuştuğumda bana cinsel tacize ya da istismara maruz kaldığını açıkladı. Ama erkekler bu olaylara ilişkin konuştuklarında derhal homoseksüel diye damgalanacaklarından korktukları için konuşmamayı tercih ediyorlar. Bu da onların açılmasını zorlaştırıyor. Böyle bir durumda heteroseksüel ya da erkekliğe ilişkin rolleri alamayacaklarını düşünüyorlar.

Aynısı twitter üstünden #metoo (ben de) kampanyasına katılan kadın oyuncular için de geçerli. Yaşadıkları sadece özel yaşamlarına etki etmiyor, aynı şekilde herhangi bir filmde rol dağıtımı aşamasında da etkili oluyor. Mesela ya şunu derlerse: "Bu oyuncu rol icabı gerçekleştirmesi gereken cinsel saldırı durumunu gerçekten yaşamış bu sebeple onu oynatabilir miyiz ya da çok mu fazla olur?” Bunu kötü niyetle söylemiyor olabilirler ama bu tip bir gerçeğin bilinmesin oyuncu için çok farklı sonuçları olabilir.

Yani bu durumda menajerlerin oyunculara bu konuları kamu önünde konuşmamasını tavsiye etmesini makul buluyor musunuz?

Evet. Çoğu menajerin oyuncularla neredeyse bir tür ebeveyn ilişkisi oluyor. Birbirlerine yakından bağlı oluyorlar. Bu noktada menajer oyuncuya kamu önünde bu konuyu açmamasını tavsiye ediyor. Çünkü eğer açarsa bu seneler sürecek bir dalgaya ve bunun sonucunda da oyuncunun işine konsantre olamamasına neden olabilir. Bu noktada bir terapi daha mantıklıdır.

James Toback'a ilişkin şimdiye kadar 250 kadın açıklama yaptı, Harvey Weinstein'a ilişkin 50. Bu erkeklerin tavırları sektörde "herkesin bildiği sırlar” olarak kabul ediliyor. Bu tip durumlar Almanya'da da var mı?

Evet, var.

Bunu değiştirmek için ne yapabilirsiniz?

Oyuncu okullarında bu konuda bilinçlendirme çalışmaları yapılması için bu alanda çalışan diğer meslek örgütleri ile bağlantılı çalışıyoruz. Böylece gençlerin "sadece cinsel istismara göz yumarsam bu rolü alabilirim” gibi düşünmelerini engellemek istiyoruz. Sonunda o rolü alabilseler bile bu gelecekte bu rol üzerinden bir sıçrama yapacakları anlamına gelmiyor.

Peki BVC neden şimdi bir çağrıda bulunuyor? Bunu neden daha önce yapmadınız?

Aramızdan bir çok insan Weinstein olayından önce ve kamuya yansımayacak şekilde bu konu hakkında çalışıyordu. Ama şimdi bir çok insan öne çıkıp açıklama yaptı ve taş artık yuvarlanmaya başladı. "Durdurun, buradayız ve ne yaptığınızı görüyoruz” demenin tam sırası. Cinsel taciz faillerine "gözümüz üstünüzde” demek bile büyük bir etki yaratır.

©Deutsche Welle Türkçe

Söyleşi: Katharina Abel

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle