Gündem

İpek Er'in annesi: Musa Orhan belindeki silaha ve devlete güvenerek bunları yaptı

''Onu koruyanların da yakasından düşmeyeceğim''

27 Ağustos 2020 10:43

Yaşamına son veren 18 yaşındaki İpek Er’e yönelik ‘nitelikli cinsel saldırı’ suçlaması ile hakkında dava açılan Uzman Çavuş Musa Orhan’ın tahliye edilmesine yönelik tepki gösteren anne Hakime Kılınç, sağ olduğu sürece davadan vazgeçmeyeceğini söyledi. Musa Orhan'ın ailesinin oğulları adına arayıp özür bile dilemediğini söyleyen anne, "onu koruyanların yakasından düşmeyeceğim" dedi

Jinnews’ten Beritan Canözer'in ulaştığı anne Kılınç, “Sağ olduğum sürece İpek’in davasını bırakmayacağım. Gözlerimle o adamın yargılandığını, ceza aldığını göreceğim. Adalet yok, olsaydı serbest bırakılmazdı. Onu nasıl bırakırlar? Nerede adalet, nerede hukuk? İpek’in cansız bedeni gözümün önünden gitmiyor. Onu serbest bırakan savcıdan, hakimden de davacıyım. Bunu bize yaşatmaya hakları yok. İpek günlerce hastanede hayatta kalmaya çalıştı. Artık dayanacak gücüm yok. Bir alıyorlar bir bırakıyorlar. Bu nasıl adalettir. Babası, annesi hiç kimsesi arayıp ‘oğlumuz adına özür dileriz’ bile demedi. Bir başsağlığı dilemediler. Çocuklarını koruyorlar. Aklamaya çalışıyorlar. Ben kabul etmem, kabul etmiyorum. İpek ölmedi, İpek o adam ceza almadan ölmeyecek. İpek’in kemikleri sızlıyor. Ben İpek rahat uyusun diye her şeyi yapacağım” diyerek isyan etti.

''Belindeki silaha ve devlete güvendi''

Kılınç, şöyle devam etti: "Onu koruyanların da yakasından düşmeyeceğim. Kızımı hem kaçırdı hem tehdit etti o adam ve ‘seni nasıl götürdüysem öyle de öldürürüm’ demişti. Kızım intihar ederken de yazdığı mektupta bu kişinin ona neler yadığını söylemişti. Başına gelen her şeyi yazmıştı kızım. Devletin ve onun korkusundan mektubu saklamıştı. Belindeki silaha ve devlete güvenerek bunları yaptı.”

Kılınç, karara yönelik tepkisini şöyle sürdürdü: “Unutmayacağım. Sen askersin diye kadınlara tecavüz mü edeceksin? Sen neye güveniyorsun? Kızım korkudan bize bir şey söyleyemedi. Ben bu davanın peşinde olacağım. Tüm Türkiye, tüm dünya bunu bilsin.”