DEM Parti'nin İBB Eş Başkan Adayları Meral Danış Beştaş, Murat Çepni ve Genel Başkan Tülay Hatimoğulları, Sultabeyli'de halka seslendi. Bşetaş, DEM Parti'nin özgürlüklerin garantisi olduğunu söylerken Murat Çepni de İstanbul'da iddialı olduklarını kaydetti.
İstanbul'un yandaşlara peşkeş çektirildiğini söyleyen Hatimoğullları da "Kürt sorunu seçimden seçime hatırlanacak bir sorun değildir. Kürt sorunu bir statü sorunudur. Herkesin bu sorunun çözümü için projelerini açıklamaları lazım" dedi.
Beştaş: İstanbul'u birlikte değiştireceğiz
"DEM Parti’yi tartışanlara, DEM Parti’nin farkını göstereceğiz. Bu ülkede Dem Parti özgürlüklerin garantisidir." diyen Beştaş, "Kadın kıyımına son verecek ve kadınların hak ettiği statüyü kazanımları için mücadele edecektir. Son olarak şunu söyleyelim 31 Mart'ta kadar ele ele bu seçim kampanyasını yönetelim. Kimse bize sadece oy verecek bireyler arasında bakmasınlar. Bizi tanımayanları biz de tanımayacağız. Sizin bütün inkarınıza, bütün ötekileştirmenize, bütün zulmünüze rağmen İstanbul'da varız, var olmaya devam ediyoruz diyeceğiz" ifadelerini kullandı
Çepni: İstanbul'da iddialıyız
Beştaş'tan sonra konuşan Murat Çepni ise DEM Parti olarak İstanbul'da iddialı olduklarını söyledi. AKP ve CHP'ye işaret ederek "2 alternatife mahkum değiliz" Çepni, "Bizim programımız, özgürlüktür, demokrasidir, yerel demokrasidir. Bunu ancak biz kurabiliriz, kararlıyız, Herkes şunu iyi bilsin, İstanbul'da iddialıyız. Şimdiden başarılarımız hepimize kutlu olsun" dedi.
"İktidar deprem vergilerini çaldı"
Beştaş ve Çepni'nn ardından ise Tülay Hatimoğulları açıklamalarda bulundu.
Beştaş ve Çepni'ye başarılar dileyen Hatimoğulları, şunları söyledi:
"Bizim hakkımızda kapatma davası açanlara, bizi gözaltına alanlar duysun ki DEM Parti'ye diz çöktüremezsiniz İstanbul batıdaki en büyük Kürt kentlerimizden biridir. Kürt sorunu muhakkak barış ve demokratik yöntemlerle çözülecek. Bizler bunun için hep beraber çalışacağız. Adaylarımızın etrafını sarıp sarmayalamaya, gitmedik ev bırakmamaya var mısınız. İktidar diyor ki "İstanbul'a biz ihanet etmedik" en büyük ihaneti İstanbul'a bu değerli halk yapmıştır arkadaşlar ve bu söz ihanetin açık itirafıdır. Sabahın 5'inde kuyruğa giren halkımızı yoksullaştırılan halkımız, bugün Türkiye'nin en büyük yoksulluğu İstanbul'da yaşanıyor. İstanbul'u bu kadar yandaşlaştıran, yandaşlarına peşkeş çektiren AKP iktidarının ta kendisidir. Aynı zamanda İstanbul'un tarihi dokusunu dönüştürüp değiştiren, kültürel dokusunu geliştirerek İstanbul'u kendi kimliği ile buluşturmak yerine İstanbul'u sermayeye peşkeş çekmeye bir numaralı rol oynadılar. Deprem temel sorununuz. Antakya Depremini yaşamış biri olarak İstanbul için herkesten belki biraz daha fazla endişeliyim. O yüzden yerel yönetimlere düşen ilk görev depreme dayanıklı bir kentin dönüşümünün sağlanmasıdır. Ama bu iktidar topladığı deprem vergilerini çaldılar. Onlar halkı düşünmüyor. Hala Kanal İstanbul Proje'sinden vazgeçmediler. Kanal İstanbul projesi depremi tetikleyecek olan önemli projelerden biridir. Kanal İstanbul'u yaptırmamak için varız.
"Seçimden seçime hatırlanan bir oy deposu olarak görülmekten bıktık"
Biz seçimden seçime hatırlanan bir oy deposu olarak görülmekten bıktık. Bizim ortaya koyduğumuz sorunlar, 1 Nisan'dan sonra iktidarıyla muhalefetiyle herkesin elini taşın altına koyması gereken, çözüm üretilmesi gereken sorunlardır. Bizim dile getirdiğimiz sorunlar, işçinin emekçinin sorunlarıdır. Kürt sorunu seçimden seçime hatırlanacak bir sorun değildir. Kürt sorunu bir statü sorunudur. Herkesin bu sorunun çözümü için projelerini açıklamaları lazım. Son olarak vurgulamak istediğim bir konu ki ;doğunun bir çok yerine hayalet seçmen kaydırmışlar. İstanbul'da bulunan yurttaşlarımızın kendi oyu İstanbul'da değilse, en büyük ricamız bunun çalışmasını aktif şekilde yapmaktır. Seçmenimizi kendi seçim bölgesine taşımaktır. En yakın DEM İlçe örgütüne gidin ve isimlerinizi, akrabalarınızın kim varsa isimlerini yazıdrın, ve biz gdelim kendi belediyelerimiz için oylarımızı kullanalım"
