Kültür-Sanat

Heykeltıraşlar, mermerleri 'müzik' temasıyla işliyor

Ruhan YALÇIN/TEKİRDAĞ, (DHA)- TEKİRDAĞ'ın merkez Süleymanpaşa İlçesi'nin düzenlediği 'Bisanthe Taş Heykel Sempozyumu'na çeşitli ülkelerden katılan heykeltıraşlar, eserlerinde sona yaklaştı

11 Ekim 2017 13:52

Ruhan YALÇIN/TEKİRDAĞ, (DHA)- TEKİRDAĞ\'ın merkez Süleymanpaşa İlçesi\'nin düzenlediği \'Bisanthe Taş Heykel Sempozyumu\'na çeşitli ülkelerden katılan heykeltıraşlar, eserlerinde sona yaklaştı. Zaman zaman olumsuz hava koşullarına rağmen çalışmalarını sürdüren sanatçılar, mermerlere \'müzik\' temalı eserlerini işledi.
Süleymanpaşa Belediyesi\'nin bu yıl 3\'üncüsünü düzenlediği ve heykellerin \'müzik\' temasıyla işlendiği Bisanthe Taş Heykel Sempozyumu\'na katılan sanatçıların şekillenen heykelleri son aşamasına geldi. Beyaz Rusya\'dan Viktar Kopach, Arjantin\'den Laura Marcos, İsrail\'den Tanya Preminge, Çin\'den Lan Zhi Feng ve Jinxi Xu, Türkiye\'den Evrim Çamoğlu, Kosta Rika\'dan Ulises Jimenez, Gürcistan\'dan Valeri Jikia ve Tayvan\'dan Wang Biao\'nun katıldığı sempozyumda sanatçılar, Tekirdağ sahilindeki alanda kare şeklindeki mermerlere hayat veriyor.
Arjantinli Laura Marcos, mermerlerden bir müzik kutusu tasvir ederek çalıştığını belirterek, şöyle dedi:
\"Buradaki heykeltıraşlar asla rakip değiliz. Bütünüyle beraber bu tür organizasyonlarda en iyi performanslarımızı sergiliyoruz. Ve böyle bir organizasyonda yer aldığım için çok mutluyum. Eserlerimizin olumsuz hava şartlarına rağmen belirlenen tarihte bitireceğiz.\" 
Tayvanlı heykeltıraş Wang Biao, çocukken babasının gramofonunu kırdığını bu nedenle de bu sempozyuma \'Geleceği duy\' diye bir başlıkla katıldığını ifade etti. Biao, şöyle dedi:
\"Babam biz küçükken gramofon çalardı, biz hep birlikte şarkı söylerdik. Bir gün kendim çalmayı denerken gramofonu kırdım. Daha sonra heykeltıraş olunca kendime gramofonu format olarak seçtim ve bunun gibi birçok sempozyumda değişik versiyonları ile gramofon heykeli yaptım. Şuanda gördüğünüz heykelim enteraktif bir heykeldir. Heykelin üzerindeki delikten hazneye cep telefonunuzu yerleştirip müzik çaldığınızda, diğer taraftan sesi çoğaltıp müzik dinleyebiliyorsunuz. Heykelim bu nedenle insanlar tarafından beğenileceğini umuyorum. Bu nedenle de heykelimin adını \'Geleceği duy\' olarak belirledim.\"
Gürcistan\'dan katılan Valeri Jikia, \'Pencereden gelen müzik\' adını verdiği eserini yaptığını belirterek, \"Amacım; gölgelerin arasından müziği duyurabilmek. Eserimde pencerede oturan bir kadın figürünü bir müzik aleti çalarken görüyoruz. Bu eser yerine yerleştirildiğinde insanlara konser verir şekilde yerleştirilecek. Konserlerde belli sayıda insan o alana girebilir. Ancak eserim tüm halka, tüm insanlığa konser verecek. Eserimin bir diğer özelliği de güneş ışığı altında çok değişik formlarda enerji veriyor oluşu olacak\" dedi.
Şu ana kadar ki, en büyük eserini yaptığını belirten Valeri Jikia, \"Sonuç ne olacak nasıl olacak ben de merak ediyorum. Şimdiye kadarki en büyük projem. Şu ana kadar her şey oldukça iyi gitti. Eserim tamamlanıp yerine konunca da bana çalışırken verdiği enerjiyi parkta gezinen insanlara verecek\" dedi.
Sempozyumda genel küratörlük (Müze, galeri, arşiv veya kütüphane koleksiyonunun yöneticiliği) görevini üstlenen Türk heykeltıraş Nermin Sözel, sempozyumun yavaş yavaş sonuna geldiklerini belirterek, 13 Ekim günü sergi açılış töreni ile sanatçıların çalışmalarının tamamlanacağını söyledi. Sözel, şöyle dedi:
\"Bu sene müzik temasını seçtik. 240 başvuru arasından şu andaki projeler seçildi. Şu anda burada 8 yabancı, 1 Türk sanatçı sempozyumda yer aldı. Kendimde bir projeyle katılıyorum. Süleymanpaşa Belediyesi\'nin üçüncüsünü gerçekleştirdiği bu sempozyumların gelenekselleşmesi, yurt dışında bu tür sempozyumlara katılan ülkeler arasında Türkiye\'nin çıtasını yükseltmesini sağladı. Ayrıca şu an burada işlenen mermerler Marmara Adası\'ndan getiriliyor. Yabancı sanatçılar geldiklerinde ilk baktıkları şey, taşların kalitesi oluyor. Ve sanatçılar bizim ülkemizden elde edilen bu taşları çok beğeniyorlar ve onları motive ettiklerini belirtiyorlar. Projeler zor projelerdi. Taşların kalitesi işlerini kolaylaştırıyor. Bu nedenle sempozyum güzel geçiyor ve sonuna yaklaşıyoruz.\"

FOTOĞRAFLI

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir