Çalışkan büyük oğlunu yakınlardaki bir yatılı fen lisesine, küçük çocuğunu ise köydeki ilkokula yazdırdığını söylüyor.
"Bir tek AVM’miz vardı. Pazardan pazara haftada bir kez AVM’ye gidip geliyorduk sadece. Orası da karmakarışık, kalabalık, gittiğinden de bir şey anlamıyorsun. Çocuklar sadece içindeki oyun alanına girsin diye gidiyorduk, o kadar."
Akçe, köy yaşamında çocukların doğayla ve oyunla daha çok iç içe olduğunu, alışveriş ihtiyacı için de yakın şehirlerdeki AVM’lere gidebildiklerini söylüyor.
İki çocuğunu da köy okuluna yazdıran Akçe, “Çok zor bir karardı ama iyi ki gelmişiz, keşke daha önce gelseydik” diyor:
“Çocuklarımızı İstanbul’da yetiştiremiyorduk, hep evde kapalı kalıyorlardı. O yüzden köyü tercih ettik. Eğitimleri de hiç aksamadı çünkü köyümüzde okul var."
Öte yandan Türkiye'de tabana yayılan bir kırsal kalkınmadan söz edebilmek çok zor.
Köylerin fiziki imkanları birbirinden farklılık gösteriyor. Sağlık ocağı, ilkokul ya da market dahi bulunmayan az nüfuslu binlerce köy bulunuyor.
Kira krizi sebebiyle Ankara'daki evinden köyüne yerleşen memur emeklisi Naci Kılıç, köyünde market bile olmadığını söylüyor:
"Adapte olmak çok zor oldu. Bakkal için bile yakın köye gitmek zorunda kalıyoruz. Ama 11 bin 400 lira emekli maaşıyla Ankara'da geçinmemiz çok zordu."
Evlerde en çok 'ekonomik sorunlar' konuşuluyor
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre son 5 yılda 462 bin kişi daha iyi konut ve yaşam koşulları sebebiyle İstanbul’u terk etti.
İstanbul Barometresi anketine göre Eylül ayında evde en çok ne konuşulduğu sorulan katılımcılar, yüzde 65 oranında “ekonomik sorunlar” yanıtını verdi.
İstanbul’da hem evi hem de berber dükkanının kira olduğunu söyleyen Akçe de giderek artan yaşam maliyetini karşılayamadıklarını anlatıyor:
“İstanbul’da daha çok kazanıyorsun ama maliyetler de bir o kadar yüksek. Kazandığının hepsi kiraya gidiyor, cebinde durmuyor. Bir yandan evet köylü de fakirleşiyor ama İstanbul’da daha çok fakirleşiyorsun.”
“Biz pandemide İstanbul’dan ayrılırken kriz başlamıştı ama şimdiki kadar pahalılık yoktu. İstanbul’daki arkadaşlarım, ‘Böyle olacağını bilerek mi kaçtın?’ diye soruyorlar. Arkadaşlarımız da kaçış yolu arıyor.”
'Türkiye'de kır ve kent arasında mesafe kopmuyor'
Kalkınma Atölyesi Genel Sekreteri Ertan Karabıyık, Türkiye'de insanların tarihsel ve kültürel olarak kırla bağını koparmadığını, bu durumun köylere göçü kolaylaştırdığını söylüyor:
“Türkiye, kır ve kent arasında mesafenin kopmadığı bir ülke. İnsanların önemli bir kısmı kente göçtüğü halde kırsaldaki evini tutuyor, onarıyor. Belki bahçesini işlemiyor ama satmıyor da."
"Özellikle İstanbul’da kayıt dışı sektörlerde çalışanlar, okullar kapanır kapanmaz eşlerini kırsala gönderiyor ve tarımsal üretim sürecine katıyorlar, kışlık yiyeceğini yapıyorlar.”
“İstanbul artık dar gelirli için yaşanacak bir yer olmaktan çıktı. İnsanların İstanbul’da yaşam stratejilerinin bile değiştiğini görüyoruz. Ya kırsaldan erzak geliyor ya ikinci bir iş yapıyorlar ya da kayıt dışı işlere katılıyorlar."
"Bu nedenle imkânı olan insanların kırsala, ilçelere dönmesi beklenen bir durum. Çünkü köyde küçük de olsa bir arazileri, ufak bir tamiratla içine girebilecekleri bir ev var."
Emekli ve asgari ücretlilerin koşulları çok daha zor
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Ağustos ayı konut fiyat endeksine göre, Ankara’da konut fiyatları geçen yıla göre yüzde 100,4 oranında arttı.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökçe de kentte ortalama kira bedelinin Ekim 2023 itibarıyla yaklaşık 13 bin 300 lira olduğunu açıkladı.
X (eski adıyla Twitter) hesabından açıklama yapan Gökçe, asgari ücretin kirayı karşılama oranınin yüzde 85'e düştüğünü, ortalama emekli maaşının ise ortalama kiranın yalnızca yüzde 40'ını karşılayabildiğini söyledi.