27 Haziran 2025 07:00
Güncelleme: 27 Haziran 2025 12:55
Türkiye’nin sanatla dolup taşan şehirlerinden İstanbul, Ankara ve İzmir’de bulunan tiyatro, sergi, atölye gibi etkinlikleri derleyen Haftanın Sanat Rotası, bu hafta kırkıncı sayısıyla sizlerle. Bu haftanın derlemesinde birbirinden farklı sergiler ve tiyatro oyunları yer alıyor.
Her hafta cuma günü yayımlanan Haftanın Sanat Rotası'nda bu hafta 28 Haziran - 4 Temmuz tarihlerindeki etkinliklerine yer veriliyor.
İşte İstanbul, Ankara ve İzmir’de sizler için derlediğimiz kültür sanat etkinlikleri:
-6284
Şiddet varsa, hukuk var! 6284 sayılı kanun, şiddet uygulayanı evden uzaklaştırır, mağdura yaklaşmayı yasaklar. Bir imza, bir hayatı kurtarabilir.
Bu sahnede susmayan kadınların sesi var. Görmezden gelinen her yara, bir sonraki trajedinin provasıdır. Kanun yalnızca kâğıtta değil, sahnede ve sokakta da yaşamalı. Perde açılıyor: Adaletin ve umudun öyküsüne tanık olmaya hazır mısınız? Tuğçe Tanış Atölye'nin 6284 adlı oyunu 27 ve 28 Haziran'da Asmalı Sahne'de olacak.
-Böylece / Sara Baruh
Sanatçının uzun bir aradan sonra gerçekleşen sergisi, hem birleşen hem de ayrışan izlekler üzerinde ürettiği yakın dönem çalışmalarını bir araya getiriyor.
Tuvallerinde ve kâğıt eserlerinde nokta, çizgi, renk ve lekelerden oluşan enerji alanları yaratan sanatçı, bu alanları oluşturan dışavurumcu boya kullanımı, doğadan ödünç alınmış figür fragmanları ve akışkan formlar, bir soyut resim grameri içinde ve graffitiyi de anımsatan bir zindelikle hem bilinci hem de bilinçaltını harekete geçiren imgeler doğuruyor. Sanatçının eserlerini üretirken bir başlangıç noktası olarak gördüğü doğanın kendisi de sergide kendine yer buluyor. İç mekânlarda görmeye alışkın olduğumuz bitkiler, sergi boyunca onları canlı tutmak üzere tasarlanmış tam spektrum aydınlatmaların ışığıyla aşina olmadığımız biçimlere bürünüyor. Böylece adlı sergi 26 Temmuz'a kadar Bozlu Art Project'te.
-Hizmetçiler
Uzun yıllardır Hanımefendi’nin emrinde çalışan Solange ve Claire, yaşama tutundukları “oyunun” son dakikalarını yaşamaktadır. Taparcasına sevdikleri, saygıda kusur etmedikleri, varlıklarını borçlu oldukları Hanımefendi’yi öldürmeye karar vermişlerdir. Bir cinayetin işleneceği bu gece, dizginlenemeyen arzuların iktidarı devralışına, değişen rollerin kaosuna, aynaların kırılmasına, şiddetin salıverilmesine, kurtuluşa yıkımda ulaşanların zaferine sahne olacaktır.
İlk defa 1947 yılında sahnelenen Jean Genet’nin Hizmetçiler’i, hiç kuşkusuz, yirminci yüzyıl Batı edebiyatının en öne çıkan, en tartışmalı, en çığır açıcı metinlerinden biridir. Yazıldığı günden bu yana tüm dünyada en çok sahnelenen oyunlardan biri olmayı sürdüren Hizmetçiler, olanaklarını zorlayan sayısız yorumla sahneye taşınmış, metin ve temsil bağlamında çok sayıda okumaya, araştırmaya konu olmuştur.
-Göbek Bağı
Bilinmeyen bir bölgede yaşayan bir aile, çevrelerindeki şartlardan kaçmak için kendilerini eve kilitlemişlerdir. Bu durumda evlerine bir subay girdi ve yıllarca onlarla birlikte yaşadı, bu ailenin yiyecekleri tükeniyor ve evde kalma ya da dışarı çıkma ikileminde kalıyorlardı. Göbek Bağı" insan ilişkileri ve dünyadaki sorunlar konularını ele alıyor.
-Açık Denizde
Diyalog Sanat 'Açık Denizde' oyunu ile absürdün sınırlarında, adaletin ve sistemin sınavını veren bu acımasız yolculuğu sahneye taşıyor. Sonsuz bir denizde adalet, sistem ve hayatta kalma mücadelesi!
Denizde mahsur kalan üç kişi açlıkla boğuşurken, adalet ve sistemin kuralları nasıl işleyecek? İnsan vicdanı hayatta kalma içgüdüsüyle çatışırken, adalet kimin lehine şekillenecek? Peki, sistem adil olabilecek mi yoksa hayatta kalma mücadelesi her şeyi gölgede mi bırakacak? İçgüdüler mi kazanacak yoksa adalet mi?
-Ceza Sömürgesi
Franz Kafka’nın I. Dünya Savaşı sonrasında yazdığı kısa öyküsü “Ceza Sömürgesi”, şimdi tiyatro sahnesinde!
Güneşin kavurduğu bir sömürgenin merkezinde, totaliter rejimin hükümlerini uygulayan tuhaf bir yargısız infaz makinesi vardır. Bu makine tarafından öğütülmek üzere olan bir mahkûmun ve hayatını bu makineye adayarak benliğini çoktan yitirmiş, otorite bağımlısı bir subayın, batı medeniyetinin temsilcisi-itibarlı bir gözlemci gezginle yüzleşmesi farklı açılardan ele alınırken; bir tür iç-dış hesaplaşmaya benzeyen çatışmalar yumağı, kazananı olmayan bir düelloya dönüşür.
-Kraliçe Gülmek İstiyor
Bir Kraliçe düşünün. En güzel taç, en leziz yemekler, en kalabalık kutlamalar... Ne bu imkanlar, ne sarayın şenliği, ne de halkın kahkahası onu mutlu edebiliyor.
Mutluluğu bulması için saraya psikologlar, büyücüler, soytarılar, şifacılar çağrılıyor. Gizemli bir büyü, çözülmek için Kraliçe'yi bekliyor!
“Kraliçe Gülmek İstiyor”, her repliğiyle sizi kahkahalar arasında derin bir içsel sorguya davet ediyor.
Günümüzün “mutluluk” arayışını absürt komedinin renkli diliyle tiye alan oyunda, izleyeni hem güldürüyor hem düşündürüyor.
Bu masalsı yolculukta, gülmek isteyen bir Kraliçe, ve onu güldürmeye çalışan koca bir krallık izleyenleri bekliyor!
-Yerden Yüksekte
Yerden Yüksekte, bir varlığın verili bir alanda ışık, ses, söz ve hareket parçalarından bir oyun kurmasıyla meydana geliyor. Parçaları Sarah isimli genç bir kadının ülkesinden kaçış yolculuğu ekseninde bir araya gelen oyun, hikayenin son bulmasıyla yavaşça dağılıyor.
-Karma Karışık
Ray Cooney’den kahkaha garantili bir komedi! Bir otel odası, bir bakan, gizli bir kaçamak, bir ceset ve giderek içinden çıkılmaz bir hal alan yalanlar zinciri... İngiliz komedi ustası Ray Cooney’nin dünya çapında izleyicileri kırıp geçiren oyunu “Out of Order”, Türkiye'de “Karmakarışık” adıyla sahnede.
Her sahnesi ayrı bir skandal, her karakteri ayrı bir bomba! Politikanın arka odalarından otel koridorlarına uzanan bu çılgın hikâyede, olaylar kontrolden çıkarken siz kahkahalarınıza hakim olamayacaksınız. Entrikalar büyür, işler sarpa sarar ve her şey tam anlamıyla karmakarışık bir hal alır. Kahkahadan gözyaşlarınızı silmeye, koltuktan düşmemeye hazır olun. Bu oyunu kaçırırsanız, çok şey kaçırırsınız!
-Cemile Abla Ben Beyaz Sevmiyorum
Dersimli Cemile Abla’nın Kara Kışlık Kara Komik Hikayesi… Ergenliğe girdiği gün anne ve babasını kaybeden Cemile, o gün ölümden dönen komşusu Xece’ye bir söz vermiştir. Ölüp ölüp dirilen Xece bugün yine ölmüş (!) Cemile doğduğu köye geri dönmüştür. Bir köy odasında yedi renk kefen hazırlayan Cemile, o odada geçmişinden neler hatırlar neler…
-Dersaadet Yokuşu
Geleneksel tiyatronun anlatım ve biçim özelliklerinin kullanıldığı oyun, üç kantocu kadının paylaştığı zorlukları ve sınanmaları şarkılı-kantolu bir atmosferde anlatıyor.
-Bir İdam Mahkumunun Son Günü
İdam cezasına çarptırılan bir mahkûmun bu cezayı beş hafta öncesinden öğrenmesi ve bu süre içinde nasıl giderek insanlıktan çıkıldığını; anlatan eser, tiyatro uyarlaması ile seyirci karşısına çıkıyor. Oyun, idam infazlarını bir eğlence gibi izleyen halkın yanında; adalet, ceza hukuku, ölüm cezaları gibi güncel konuları seyirciye sorgulatarak mahkûmun yargılanmasını ve idama gidiş sürecini anlatmaktadır.
-Araf
Hayat, insanı kimi zaman iki uç arasında sıkışmış bir yolculuğa sürükler. Araf, bir kadının içsel çatışmalarını, geçmişiyle hesaplaşmasını ve kendini bulma çabasını sahneye taşıyor. Hayatındaki seçimler, hatalar ve hayalleri arasında sıkışmış bir bireyin hikâyesi, izleyiciyi kendi hayatında yüzleşmekten kaçındığı sorularla baş başa bırakıyor.
Bir yanda unutulmak istenen anılar, diğer yanda geleceğin belirsizliği... Karakter, arafta kalmış ruhunun içinde kendine bir çıkış yolu ararken, her kelimesi ve hareketi, yaşamın karmaşıklığını gözler önüne seriyor. İnsan olmanın sancılarını derinlemesine işleyen bu tek kişilik oyun, izleyiciyi hem düşündürüyor hem de duygusal bir yolculuğa çıkarıyor.
© Tüm hakları saklıdır.