Gündem

Feriköy-Taksim hattından 'İstanbul'da yeniden seçim' manzaraları: Seçim için yine bir sürü masraf yapılacak, vatandaş kuyrukta ucuz patates bekleyecek

“Memlekete gitmeyeceğim, evdekilere de söylerim, oyuma sahip çıkacağım derim”

07 Mayıs 2019 11:10

T24 Haber Merkezi
Gonca Tokyol

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) cumhuriyet tarihinde bir ilke imza atarak Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği seçimleri iptal etmesiyle birlikte, 31 Mart seçimlerinden 36 gün sonra İstanbullular yine uykusuz bir gece geçirdi.

Başta CHP’nin oy kaleleri olarak görülen Kadıköy ve Beşiktaş ile ‘İmamoğlu hikâyesinin başladığı yer’ olan Beylikdüzü olmak üzere İstanbul’un çeşitli semtlerinde vatandaşlar YSK’nın kararını protesto etti. 2013’teki Gezi Parkı eylemleri sırasında gündeme gelen ‘tencere-tava’ protestolarını yenileyen vatandaşlar, yer yer “Hırsız var”, “Hırsız YSK”, “Başkan İmamoğlu” sloganları da attı.

İlçe Genel Meclisi seçimlerinde CHP’nin oyların yüzde 55’ini, DSP’nin de yüzde 17.77’sini aldığı ve AKP’nin de yüzde 24.28’de kaldığı Şişli’nin Feriköy semtinde protestolar saat 22:00 sıralarında başladı. İlk başlardan uzaktan bir çınlama gibi gelen sesler, dakikalar geçmesiyle birlikte arttı ve yaklaşık yarım saat boyunca devam etti. Azınlık nüfusun yoğun olarak yaşadığı Feriköy'de protestolar devam ederken; Dombıra şarkısını çalarak AKP'ye desteğini belirten araçlar da yollardaydı. Sokaklarda tencere-tava sesleri ile "Gariplere yoldaş olan Recep Tayyip Erdoğan" ezgileri aynı anda duyuldu.

“Memlekete gitmeyeceğim, evdekilere de söylerim, oyuma sahip çıkacağım derim”

Seçimlerin yenilenmesi gündemi, günün bitmesiyle de sona ermedi. Sabah saatlerinde, Feriköy’den Taksim’e ve sonrasında da Eminönü’ne giden, -semtin makam aracı 70 FE’nin beklendiği Ortanca Parkı durağında da gündem seçimdi. Bahçeşehir Üniversitesi’nde okuyan öğrenciler, yaşadıkları yerde oy kullanmak için İstanbul’a aldırdıkları ikametlerinin yaz tatilini başlamasından sonraya denk gelen seçimde işlerinin nasıl zorlaştıracağını konuşuyor. İçlerinden birinin kararı net: “Ben gitmeyeceğim hiç, evdekilere de söylerim, oyuma sahip çıkacağım derim.” Yanındaki arkadaşları o kadar da emin değil; derslerden, hocalardan, okuldan, İstanbul’dan bıkmışlar, bir an önce eve gitmek istiyorlar ama bir taraftan da oyları heba olsun istemiyorlar, içlerinde hafiften “Ya yine ucu ucuna olursa, ya seçimi kaybettiren-kazandıran oy benimkiyse…” gerginliği var.

“İmamoğlu'nun sahneye çıkışını görseydin bir; yakasını açtı, ceketini çıkardı, kollarını sıvadı…

Otobüsün önlerinde oturan iki kadın bol bol karşılıklı esneyerek kendi aralarında konuşuyor. Gece televizyona bakmışlar ama içlerinden biri İmamoğlu’nun açıklamalarını pek de görememiş, kısa kısa vermiş kanallar, sonra da sıkılmış zaten, eşine “Seçim her gün var, dizim haftada bir gün” demiş, değiştirmişler kanalı. Diğerinin oğlan bilgisayardan açmış, onlar tamamını izlemişler İmamoğlu’nun Beylikdüzü’nde yaptığı konuşmayı; “Çıkışını görseydin bir” diyor yanındakine: “Yakasını açtı, ceketini çıkardı, kollarını sıvadı… Yine sakin sakin konuştu ama belli, sinirlendirmişler onu bile.”

“Hukuk yerini buldu; bir hırsızlık vardı, engel olundu"

Seçim öncesinde Taksim Meydanı’na kurulan Tanzim Satış Noktası’nda sıra bekleyen vatandaşların büyük kısmı ise seçimlerin yenilenmesinden memnun. Kadınların çoğu konuşmak istemiyor, içlerinden biri suratını ekşiterek, “Çok sıkıldık biz bunlardan. Tamam artık seçimse seçim, yeter” diyor. Hemen yanındaki arkadaşı ise karardan duyduğu memnuniyeti gizlemiyor: “Hukuk yerini buldu. Bir hırsızlık vardı, engel olundu. Ne olacak şimdi? Kim hak ettiyse o alacak seçimleri.”

Ona göre kimin hak ettiği belli: AKP. Birkaç sıra önünde duran yaşlı adam da benzer şeyler düşünüyor ama kazananın kim olacağıyla ilgili isim vermekten kaçınıyor. Kuyruktakilerin ağzında da, seçim sonrası süreçte AKP’li yetkililerin dilinden düşmeyen, “Halk iradesi, millet kimi seçerse” söylemi var. Yaşlı adam da benzer düşünüyor, “Sizce değişecek mi seçimin sonuçları” diye sorduğumda kafasını bana katılmadığını belirten şekilde yukarı kaldırıp şunları söylüyor:

“Onu biz bilemeyez, halk bilir. Sandığa gidilecek. Vatandaş kimi seçerse o gelecek, vatandaş kim derse o olacak.”

Hemen önünde duran, sıradaki erkeklerin yaş ortalamalarına bakınca genç kalan bir tanesi ekliyor: "11 tane hâkim var YSK'da, oturdular, karar verdiler. Biz onlardan daha mı iyi bileceğiz? Uygun değildir, hukuksuzdur dediler; demek ki öyleymiş. Yapacak başka bir şey yok, gideceğiz yeniden sandığa, oyumuzu vereceğiz. Gerçekten kim kazanmış göreceğiz."

"Seçim için yine bir sürü masraf yapılacak, vatandaş kuyrukta ucuz patates bekleyecek"

Yan taraftaki biri ise başka bir noktaya dikkat çekecek. “Sizce olacak şimdi” diyorum, kenardan söze giriyor: “Masraf olacak. O kadar masraf olacak ki… Şimdi yine reklamlar yaptıracaklar, her yere afiş asacaklar, kağıt bastıracaklar. Seçim için yine bir sürü masraf yapılacak, vatandaş kuyrukta ucuz patates bekleyecek.”

Yanlarından ayrılırken saçları sarı, bıyıkları içtiği sigaradan daha da sarı biri arkamdan sesleniyor, ellerini iki yanına açmış, kafası hafif yana doğru eğik: Bitti seçim artık, seçim git-tii...


YSK kararının ardından İstanbul’un dört bir yanından tencere tava sesleri