Gündem
Deutsche Welle

Fay hattında altın madeni: 7,2 milyon dolar borcu silindi

Erzincan İliç'te siyanür sızıntısına yol açan ancak ruhsatı iptal edilmeyen Anagold'un vergi borcunun silindiği şirketin Kanadalı ortağının bilançosunda ortaya çıktı. Rakamın TL karşılığı 209 milyon lira.

13 Aralık 2023 20:31

Erzincan İliç'te siyanür sızıntısına yol açan ancak ruhsatı iptal edilmeyen Anagold'un vergi borcunun silindiği şirketin Kanadalı ortağının bilançosunda ortaya çıktı. Rakamın TL karşılığı 209 milyon lira.Erzincan İliç'te yol açtığı siyanür sızıntısıyla bilinen Anagold'un vergi borcunun silindiği, şirketin yüzde 80 ortağı olan Kanadalı altın madeni şirketi SSR Mining'in bilançosunda ortaya çıktı. Dokuz aylık konsolide verilerine göre SSR'nin bu yıl Türkiye'de silinen vergi borcu 7,2 milyon dolar. Bu rakam, bugünkü kur değeriyle yaklaşık 209 milyon liraya denk geliyor. Erzincan'ın İliç ilçesinde Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçleriyle ilgili iptal davalarının devam ettiği Çöpler Kompleks Madeni'ni işleten Anagold Madencilik'in yüzde 80'i SSR Mining, yüzde 20'si ise Çalık Grubu'na ait. Üçüncü çeyrek finansal raporuna göre SSR Mining'in Türkiye'de önceki dönemlerden kalan 8,6 milyon dolarlık vergi borcu bulunuyordu. Şirket, 12 Mart 2023'te yürürlüğe giren yasa uyarınca yaptığı vergi affı anlaşması uyarınca 7,2 milyon ABD Doları tutarında vergi, faiz ve cezayı sıfırladığını, 8,6 milyon yerine 1,4 milyon dolar nakit ödeme yaptığını beyan etti. Raporda ayrıca Türkiye'de kurumlar vergisinin bu yıl yüzde 20'den 25'e çıkarıldığı ancak Türk Lirası'ndaki değer kaybı nedeniyle buradan gelecek vergi artışının dengelendiği belirtiliyor. Dokuz aylık geliri 323 milyon dolar SSR Mining'in finansal tabloları, yarattığı çevresel risklerden dolayı davalık olan Çöpler Madeni işletmesinin şirket için oldukça karlı olduğunu gösteriyor. Buna göre Çöpler Madeni'nden yılın dokuz ayında 322,8 milyon dolar gelir elde eden şirketin karı da 46,5 milyon dolar oldu. Şirket, bu madenden 2020'den bu yana ise yaklaşık 1,5 milyar dolar gelir ve 334,6 milyon dolar kar elde etti. Şirket hakkında 2021'den beri ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na açılan ÇED iptal davası sürüyor. Çöpler Kompleks Madeni kapsamında açık ocak madencilik faaliyetleri ile oksitli ve sülfitli cevher çıkarılıyor ve dore altın ile gümüş ve bakır keki üretimi gerçekleştiriliyor. Madencilik faaliyetinin gerçekleştiği alanda aktif bir fay hattı olan Bingöl-Yedisu Fat Hattı da bulunuyor. Proje 2008'de Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu raporu aldı. Şirket, 2014 ve 2021'de aldığı ÇED raporlarıyla iki kez kapasite artışı yaptı. Açık ocakları genişletip derinleştiren şirket 687 hektar olan maden sahasını yaklaşık bin 746 hektara çıkardı. Siyanür ve kimyasalla üretim Madende üretim 2010 yılında başlarken, ilk kapasite artırımı ile birlikte 2019'da siyanürlü üretimden 39 çeşit kimyasal + sülfürik asit + siyanürle üretime geçildi. Anagold, Ağustos 2023'te "ÇED gerekli değildir" kararıyla da maden sahası içindeki açık ocak alanına 5,83 hektarlık bir bölüm daha eklemek için onay aldı. Sahada kapasite artırımı yapılmasına yönelik verilen ÇED raporunun iptali için açılan dava kapsamında geçen hafta bilirkişi incelemesi yapıldı. TMMOB ve İliç'te siyanürlü altın çıkarılmasına karşı çıkan köylüler adına Sedat Cezayirlioğlu tarafından açılan ÇED iptal davası Erzincan İdare Mahkemesi'nce reddedilirken karar geçen Haziran ayında Danıştay'da bozulmuş, Danıştay 6. Dairesi yeniden bir bilirkişi incelemesi yapılmasına karar vermişti. İliçli köylülerin avukatı İsmail Hakkı Atal, bilirkişi heyetinden bir kişinin AKP ile bağlantısı olduğunu, sismolog olan bilirkişinin ise eksik bilgisi olduğunu belirterek heyetteki iki bilirkişiye itiraz etti. DW Türkçe'ye konuşan Atal, "Bilirkişi heyetinden biri 10 yıl il sağlık müdürlüğü yapmış bir bürokrat. Heyetteki halk sağlığı uzmanı. Bilirkişi heyetinde sismolog olarak görevlendirilen kişinin de keşif esnasında bölgenin depremselliğine ilişkin eksik bilgisi olduğu ortaya çıktı. Biz iki bilirkişi için de itiraz ettik. Daha önce de hem keşif sırasında hem de dilekçemizde madenle AKP arasında net bir bağlantı olduğunu belirterek halk sağlığı uzmanı için de itiraz ettik" diyor. "Yıkıcı deprem riski var" Mahkemeye sundukları bilimsel raporlara göre Bingöl-Yedisu fay hattının bir kolunun, maden atık havuzunun tam altından geçtiğini aktaran Atal, söz konusu kolda en son 1939 yılında 7'den büyük yıkıcı bir deprem olduğunu, bunun tekrarlama periyodunun da maksimum 100 yıl olduğunu söylüyor. "Biz şu an 84. yıldayız" diyen Atal, ekliyor: "Böyle bir depremin gerçekleşmesi halinde 66 milyon ton zehirli -sülfürik asitli -siyanürlü 39 çeşit kimyasallı zehirli atık sadece Fırat nehrine karışmakla kalmayacaktır. Aynı zamanda ekteki fay haritasında görülen fay hatları boyunca 60 km. kalınlığındaki yer kabuğu kırılarak bir nevi boru şebekesi gibi fay hattı boyunca tüm bölgenin yeraltına 66 milyon ton zehirli atık karışacaktır." Atal, kapasite artırımıyla ise 66 milyon ton olan zehirli atığın 200 milyon tona çıkarılmak istendiğini vurguluyor. ÇED raporu ne diyor? Anagold'un dava konusu olan 2021 tarihli ÇED raporunda ise Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından Ulusal Deprem Araştırma Programı (UDAP) kapsamında desteklenen "Türkiye Sismik Tehlike Haritasının Güncellenmesi" başlıklı projenin sonuçlarına dikkat çekiliyor. Proje kapsamında 2019'un başında yürürlüğe giren Türkiye Deprem Tehlikesi Haritası'nda bir önceki haritadan farklı olarak deprem bölgeleri yerine en büyük yer ivmesi değerlerinin gösterildiği ve "deprem bölgesi" kavramının ortadan kaldırıldığı anlatılan raporda, proje alanının en büyük yer ivmesine göre düşük tehlike alanında olduğu savunuluyor. Raporda ayrıca söz konusu haritanın yerel zemin koşullarının neden olabileceği sıvılaşma, büyütme, farklı oturma gibi tehlikeleri içermediği de ekleniyor. Orman, hazine ve mera arazisi Çöpler Kompleks Madeni'ne itirazlar sadece deprem riski üzerinden değil. Projenin ÇED raporunda yüzey suları açısından Fırat Nehri'nin en yakın etkilenebilecek alan özelliği taşıdığı belirtiliyor. Raporda, "Taşınım yoluyla veya Sabırlı Deresi'nin bu nehre bağlanması sebebiyle özellikle yağış alan mevsimlerde maden alanında yapılan kimyasal faaliyetlere dikkat edilmemesi durumunda Karasu (Fırat) Nehri'nin etkilenmesi söz konusu olabilir" deniyor. Proje alanı olarak belirlenen bin 746 hektar alanının kadastro kayıtlarına göre yüzde 45'i orman, yüzde 43'ü hazine ve yüzde 5'i mera arazisi. Geriye kalan araziler satın alınan parseller, şahıs arazileri ve yoldan oluşuyor. Şirket, mera izni ve tarım dışı kullanım iznini Erzincan Valiliği Tarım İl Müdürlüğü ve Erzincan Valiliği İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'nden, orman iznini Orman Genel Müdürlüğü ve Erzurum Orman Bölge Müdürlüğü'nden aldı. Madende patlatma yapılan alan ise Çöpler köyüne 2, Bahçeler mahallesine 2,2, Sabırlı köyüne 2,8, İliç ilçesine 3,7 kilometre uzaklıkta. Flora-Fauna raporu ÇED raporunun ekleri de dikkat çekici. Şirketin aldığı flora-fauna raporunda çalışma alanında sekiz takım ve 22 familyaya ait toplam 53 kuş türü belirlendiği, ancak bu kuşlar için proje sahası dışında uygun ekolojik özelliklere sahip alanlar olduğu değerlendiriliyor. Raporda, yine saha çalışmasında belirlenen 13 sürüngen türünden altı tanesinin Bern Sözleşmesi'ne göre "Kesinlikle Korunması Gereken Türler", altı tanesinin de "Korunması Gereken Türler" listesinde yer aldığı belirtilerek "Tespit edilen türlerin tamamı proje sahası dışındaki habitatlarda ve genel olarak da Türkiye'de yaygın olarak bulunan türlerdir. Bu nedenle bu türlerin proje faaliyetlerinden doğrudan etkilenmeyecekleri söylenebilir. Proje faaliyetlerinden dolaylı olarak etkilenmeleri durumunda ise, proje sahasının yakın çevresinde, bu türler için alternatif olacak uygun, beslenme, barınma ve üreme habitatları da bulunmaktadır" deniliyor. Aynı rapora göre proje alanının florası endemik açıdan da zengin. Raporda yapılan arazi çalışması neticesinde proje alanında 328 tür ve tür altı seviyede takson tespit edildiği ve bu türlerden 54'ünün Türkiye florası için endemik olduğu belirtiliyor. Bu türlerin doğal ortamından toplanıp sera ortamındaki saksılara ekilmesi ve belirli bir büyüklüğe erişince alt yapısı tamamlanan biyorestorasyon alanlarına dikilmesi önerisi yapılıyor. Siyanürlü solüsyon çevreye yayıldı Çöpler Madeni, geçen yıl Haziran ayında siyanür taşıyan borulardan birinin patlaması sonucu 20 metreküp siyanürlü solüsyonun çevreye yayılmasıyla kamuoyunun gündeme geldi. Anagold Madencilik sızıntıyı kabul ederken, şirketten yapılan açıklamada sızan solüsyon döküntüsünün içindeki siyanür miktarının yaklaşık 8 kilogram olduğu ve bunun hızla temizlendiği savunuldu. Şirket, açıklamasında Türkiye ekonomisine sağladığı katkıya da vurgu yaptı. Çevre kirliliğine neden olan altın madenine 16,4 milyon lira idari para cezası verildi. Ancak firmaya men cezası uygulanmadı. Şirketin aldığı ÇED raporuna göre maden sahasında cevher üretimi 2027 yılına dek devam edecek. ÇED raporunda yapılan hesaplamaya göre Anagold 10 yıllık faaliyeti sonucu 4,8 milyar dolar işletme geliri elde ederken devlete yüzde 12 pay ödeyecek. Buna göre maden ömrü boyunca ödenecek devlet hakkı yaklaşık 198 milyon dolar civarında. Raporda devlet hakkında yüzde 40 teşvik indirimi uygulandığı da belirtiliyor. DW Türkçe'ye VPN ile nasıl erişebilirim?

Anagold Madencilik'ten açıklama geldi

Anagold Madencilik tarafından konuya ilişkin yapılan açıklama şöyle:

"Çöpler Maden İşletmemiz hakkında sitenizde yer alan haberde gerçeği yansıtmayan asılsız iddialar üzerine kamuoyunu doğru bilgilendirmek için açıklama gereği duyulmuştur.

Öncelikle Çöpler Maden İşletmemiz, açıldığı günden bu yana Türkiye’deki ilgili kanun ve yönetmeliklere, ayrıca AB ülkeleri, ABD ve Kanada’da uygulanan dünya standartlarındaki en üst seviye yönetmelikler ve yönergelere (OSHA, MSHA, ICMM, IFC gibi) tam uyumlu bir şekilde çalışmaktadır. İşletmemiz, ilgili bakanlıklar ve devlet kurumları ile uluslararası organlar ve bağımsız denetçiler tarafından düzenli olarak denetlenmektedir.

Ulusal ve uluslararası standartlara sahip en modern üretim teknikleriyle faaliyet gösteren işletmemizde kapasite artışı ve flotasyon tesisi yatırımı kararı alınarak ilgili proje kapsamında halihazırda zaten faaliyette olan Çöpler Kompleks Madeni’ne ait mevcut açık ocaklarda üretim artışı, buna bağlı olarak yığın liç tesislerinde kapasite artışı ve işletme verimliliğini artırmak için flotasyon ihtiyaçları doğrultusunda Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu hazırlanmıştır. 27/12/2019 tarihinde başlatılan “847, 49729 ve 20067313 Ruhsat Nolu Çöpler Kompleks Madeni 2. Kapasite Artışı ve Flotasyon Tesisi projesi” Çevresel Etki Değerlendirme süreci, kurulan komisyondaki bütün kamu kuruluşlarınca uygun bulunmuş ve 07/10/2021 tarihli 6421 sayılı “ÇED Olumlu Kararı” alınarak tamamlanmıştır.  Bu karara istinaden projenin diğer ilgili izinleri de tamamlanarak yatırıma başlanmıştır.

“ÇED Olumlu Kararı’nın iptaline karşı ilgili bakanlığa açılan davada ise keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Bilirkişi incelemesi 06 Aralık 2023 tarihinde yapılmış olup konu hakkında dava sürecinin tamamlanması beklenmektedir.

İlgili haberinizde Bingöl-Yedisu fay hattının Çöpler altın Maden’inin altından geçtiği yönündeki iddianız asılsız ve gerçeği yansıtmamaktadır. Bingöl-Yedisu fay hattı, Kuzey Anadolu Fayı'nın doğusunda Erzincan Havzasının doğusu ile Bingöl iline bağlı Yedisu ilçesi arasındadır.  Bu fay hattının en yakın noktasının maden sahamıza olan uzaklığı kuş uçuşu 110 km’dir.  Bu fayın maden sahasının altında bulunduğu iddiası tamamen asılsızdır.  Bu kadar uzak mesafede olan bir fay hattının 110 km ötede yıkıcı etkide olacağı iddiası tamamen bilimsellik dışıdır. Çöpler Madeni’nin, düzenli analizleri yapılan ve söylendiği gibi bir zehirli atık havuzu olmadığı raporlarla ispatlanmış ADT Havuzunun ve diğer tesislerinin altından veya çok yakınından geçen AKTİF FAY hattı yoktur. Öte yandan tüm tesislerimiz tasarım süreçlerinde deprem olasılığına karşı ilgili ulusal ve uluslararası standartlara göre risk analizleri yapılmıştır. Geçmişte yaşanmış tüm deprem verileri de söz konusu risk analizlerine dahil edilmiştir. İnşaat sürecinde ise tüm bu analizler doğrultusunda ve ilgili mevzuatlara göre inşa edilmişlerdir.  Deprem anında söz konusu tesislerin yıkılacağı söylemlerinin hiçbir dayanağı olmadığı gibi bu iddia bilimsellikten de çok uzaktadır. 

ÇED raporundan bire bir alınarak haberinize dahil edilen türlerin korunması, endemik bitkilerin serada yetiştirilmesi gibi taahhütlerimiz de zaten en hassas bir şekilde yerine getirdiğimiz faaliyetlerimiz arasındadır.

Yine ilgili haberinizde geçen firmamızın vergi borçlarının silindiği yönündeki iddia gerçeği yansıtmamaktadır. Vergi konusu ile ilgili olarak;

  • Şirketimizin halihazırda ödemiş olduğu bir vergiye ilişkin vergi idaresi ile stopaj oranına ilişkin devam eden bir mahkeme sürecinde, 12 Mart 2023 tarihli tüm ticari işletmeleri kapsayan bir mevzuat değişikliğine istinaden, vergi tarhiyatlarına ilişkin borçların yapılandırılması imkânı ortaya çıkmıştır.
  • Şirketimiz Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre aynı hakka sahip diğer tüm şirketler gibi sadece bu yasal hakkını kullanmış ve yeniden yapılandırma yoluna gitmiştir. Dolayısıyla haberde belirtildiği şekilde vergi borçlarının silinmesi söz konu değildir.

Şirketimizin diğer ülkelerdeki maden sahalarında olduğu gibi Çöpler Altın Madeninde de Türkiye ve uluslararası mevzuatlara uyumlu olarak, insan sağlığına ve çevresel sürdürülebilirliğe uygun şekilde faaliyetlerini sürdürdüğümüzü bir kez daha bildirmek isteriz.

Şirketimiz bu zamana kadar Türkiye ekonomisi ve bölge halkına en yüksek katkı sağlayarak faaliyetlerini sürdürdüğünü, bundan sonra da yine aynı şekilde en yüksek katkıyı sağlamaya devam edeceğimizi belirtiriz."

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle