Gündem

Erdoğan'dan Bahçeli'ye: İdam kararını sümenaltı ettiniz

Başbakan Erdoğan: Hava kuvvetlerimize ait jetler gitti uçağı düşürdü. Suriye daha tepki vermeden CHP bu hadiseye tepki verdi

25 Mart 2014 23:02

Partisinin Kastamonu mitinginde halka hitap eden Başbakan Erdoğan, “İmralı’ya ne söz verdin” diyen MHP lideri Bahçeli’ye cevap verdi. Erdoğan, "Bahçeli, benim adım Tayyip Erdoğan. Ben hayatım boyunca, Rabbime hamdolsun, bu vatanımı, milletimi kimseye satmadım. Onun hesabını siz verin. Siz; Ecevit, sen Bahçeli ve Yılmaz, üçünüz beraber, burayla ilgili idam kararını sümenaltı ettiniz. Sümenaltı eden sensin. Niye itiraz etmedin? Niye o zaman kalkıp da hükümetten çekilmedin" ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan, “Önceki gün bir Suriye jeti hava sahamızı ihlal etti. Hava kuvvetlerimize ait jetler gitti ve o uçağı düşürdü. Suriye daha tepki vermeden CHP bu hadiseye tepki verdi. Suriye kendisini savunmadan CHP Suriye’yi savundu” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kastamonu mitinginde vatandaşlarla bir araya geldi. Kastamonu Kuzeykent Pazaryeri Miting alanında konuşan Erdoğan, 2011 yılındaki Kastamonu ziyaretinde yaşanan saldırıyı da hatırlattı. Saldırıda hayatını kaybeden polis Recep Şahin’i de anan Erdoğan şöyle konuştu:

 

“Evliyaların, âlimlerin, şairlerin, yazarların saymakla bitmez. Bu Kastamonu öyle bir toprak ki orada adam yetişir. İstiklal Şairimiz Mehmet Akif’i rahmetle yâd ediyorum. Kastamonu’nun manevi atmosferinde eserler yazmış, merhum Said Nursi’yi rahmetle yâd ediyorum. Çanakkale Türküsü ’nü yazan Kurtuluş Savaşı şehitlerine buradan rahmet diliyorum. Terörle mücadelede en çok şehit veren şehrimizdir Kastamonu. Tüm şehitlerimize rahmet diliyorum. 2011 seçimlerine buraya geldim. Konvoyumuzun dönüşü sırasında Kastamonu’da alçakça bir saldırı oldu. Ve polis memurumuz Recep Şahin kardeşimiz orada şehit edildi. Kılıçdaroğlu, buna bile düzmece dedi. Buna bile uydurma dedi. Recep Şahin kardeşime bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. 2009 yılında Hak’ka yürüyen Muhsin Yazıcıoğlu kardeşime rahmet diliyorum. Allah hepsinden razı olsun. Rabbim sizlerden razı olsun. Bu coşkunuz ve ahde vefanız için sizlere teşekkür ediyorum. Bugün Kastamonu’da bir tarih yazıyorsunuz. İstiklal destanını tekrar yazmaya toplandığınız için hepinizi şükranla anıyorum. Rabbim Kastamonu’yu korusun. Kastamonu’nun ilmini ve bereketini arttırsın. 30 Mart seçimleri inşallah ülkemiz Kastamonu’muz ve tüm milletimiz, demokrasimiz için hayırlara vesile olsun.”

 

‘CHP’yi baştan sona dizayn ettiler’

 

30 Mart 2014 seçimlerine beş günün kaldığını ifade eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP’nin baştan sona dizayn edildiğini de şöyle anlattı:

“Beş günümüz kaldı. Tamam, istikbalimiz için, istiklalimiz için, şehirlerimiz için son derece önemli ve hayati bir seçime giriyoruz. Ya eski Türkiye ya da yeni Türkiye diyeceğiz. Kirli siyaset diyen CHP, BDP’ye oy versin. Temiz siyaset diyenler AK Parti’ye oyunu versin. Bunlar hep iftiralarla yürüdüler. Son derece kirli, son derece edep dışı, ahlak dışı bir siyaset tarzını şu anda belirlediler. Şu anda Kastamonu’da yapılan ahlaksızlıkları edepsizlikleri size aktaracağım. Pensilvanya’nın âlim maskesi altında ne işler çevireceğini sizlere aktaracağım. Kastamonu ilim şehridir. Her zerresi ile ahlak şehridir. Edep şehridir, şu anda sürdürülen edep dışı siyaseti sizlerin dikkatine sunacağım. Bazı ahlaksız görüntüleri internet üzerinden servis ederek önce CHP’yi baştan sona dizayn ettiler. Eski genel başkanı gönderdiler yerine şu andaki zatı getirdiler.”

 

Bahçeli’ye ‘niye sahip çıkmadın’

 

2011 seçimlerinde MHP’yi bazı adaylara ve milletvekillerine ahlaksızca görüntüler üzerinden saldırıldığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye de ağır eleştirilerde bulundu.

17 Aralık 2013 tarihinde yapılan operasyona da değinen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

“2011 seçimleri öncesinde MHP’li bazı adaylara, vekillere aynı şekilde ahlaksızca görüntüler üzerinden saldırdılar. Şu anda onlar MHP’nin kadrolarında yok. Sayın Bahçeli güveniyordun madem niye gönderdin. Göndermeseydin sonuna kadar arkasında dursaydın. Böylece MHP’yi tehdit ettiler. MHP’ye şantaj başladı. Biz terör bitsin diye çözüm sürecini baltamala vazifesini üstlendiler. Montajlayarak sızdırdılar. Çözüm sürecinde çok önemli rolü olan MİT müsteşarını gözaltına almak istediler. Bahçeli ne dedi? İmralı’ya ne söz verdin dedi? Bahçeli, benim adım Tayyip Erdoğan. Ben hayatım boyunca Rabbime hamdolsun bu vatanımı milletimi kimseye satmadım. Onun hesabını siz verin. Sen Bahçeli, Ecevit ve Yılmaz üçünüz beraber burayla ilgili idam kararını Sümen altı ettiniz. Hatırlıyorsunuz değil mi? Sümenaltı eden sensin yahu. Niye itiraz etmedin. Niye o zaman kalkıp da hükümetten çekilmedin. Kardeşlerim, bunlar hiçbir zaman dik durmadılar. Hep iftira attılar. Bizim çözüm sürecimiz farklı bir olaydır. Benim müsteşarımın görüşmeleri farklı bir olaydır. Şimdi, Pensilvanya ne oldu? Dershaneleri, rantı bahane etti. Açık şekilde bizi sırtımızdan hançerlemeye, nankörlüklerini ifade ettiler. 17 Aralıkta yolsuzluk, rüşvet iddialarını üzerimize atarak, ses kayıtlarını servis etmeye başladılar.”

 

‘Bunların yaptığını terör örgütü yapıyor’

 

Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı ve kendisinin dinlendiğini de ifade eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Bir Cumhurbaşkanını, Başbakanı, Genelkurmay Başkanını, Bakanları hiçbir surette mahkeme kararı falan alamazsın. Böyle bir mahkeme kararı yok. Böyle bir şey alamazsın. Dinleyemezsin. Ama bunlar Cumhurbaşkanını da, beni de, bakanlarımı da dinlediler. Bunlarda ahlak falan yok. Bunlar cemaat değil örgüt. Örgüt. Bunların yaptığını terör örgütü yapıyor. Aynı şeyi bunlar yaptı. İşte Pensilvanya’daki zatın konuşmalarını dinliyorsunuz. Neler söylüyorsunuz neler? Peygamberimizi miraçtan indirip kamyonete bindiriyorlar. Bunu kendi televizyonlarında da yayınlıyorlar. Bunlarda takiye, yalan var. Savaş Ay, 1995 tarihinde söyleşi yapıyor. Ay’a diyor ki ‘Hayatımda bir kez oy kullandım. Hazreti Cebrail inse parti kursa ona bile oy vermem’ diyor. Böyle benzetme olur mu? Sen ne biçim hocasın. Benzetme hata kabul etmez. Hazreti Cebrail’in işi gücü yokta, affedersiniz parti mi kuracak?” diye konuştu.

 

'İnziva için Kastamonu yetmez mi?'

 

Fethullah Gülen’in 1999 yılında Pensilvanya’ya inzivaya çekildiğini de hatırlatan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Kardeşlerim, soruyorlar 1999 da buradan kaçıp nereye gitti? Verdiği cevap inzivaya çekildi. Pensilvanya’da inzivaya çekildi Sana Kastamonu yetmez mi? Kastamonulu Şaban-ı Veli hazretlerinin inzivaya çekildiği yer var. Sende bunu yapabilirdin? Memleketin Erzurum’da, Konya’da yapabilirdin. Bir odadan geldim deme. Şimdi neredesin onu söyle. Affedersiniz milletten topladığınız zekatlarla, sadakalarla inşa ettiğiniz buraları mı konuşuyorsun. Çirkinlikler, ahlak dışı eylemler, edepsizlikler artık bunlarla sınırlı değil. Bu Pensilvanya utanmadan çıktı artık açık açık CHP, MHP ve BDP’yi desteklemeye başladılar. Yeter ki AK Parti’ye oy vermeyin. AK parti dışında kime verirseniz verin. Şimdi Kastamonu’ya da mesaj şu. Kastamonu’da AK Parti’ye oy vermeyin. MHP’ye verin. Ablalar size de geldiler mi? Abiler size de geldiler mi? Defettiniz ama beş gün var. Kapı kapı dolaşmaya devam edeceğiz. Sizden bir ricam var. İstiyorum ki beş gün tüm Kastamonu bir festival yerine dönsün. Balkonlarımızdan AK Parti’nin bayrakları dalgalansın. Kastamonu’daki, ilçelerdeki belediye başkanlarımızın posterleri dalgalansın. Buna var mıyız? Döner dönmez balkonlarımıza camlarımıza bunları asıyor muyuz? Bu çok hassas bir şey.”

 

‘Psikolojik üstünlüğü ele almanız lazım’

 

Ankara ve İstanbul’da açıkça CHP’ye oy istendiğini ifade eden Başbakan Erdoğan 2 milyon kişilik İstanbul Yenikapı mitingini hatırlattı. Metro Turizmin sahibi Galip Öztürk’ün açıklamalarına dikkat çeken Erdoğan şöyle devam etti:
“Psikolojik üstünlüğü ele almanız lazım. Bunu başarmanız lazım. Efendim tehdit ediyorlar, Neyi tehdit ediyorlar. Böyle bir şey olursa Kaymakamlık, Valiliğe, emniyete bildirin. Olmadı bize bildirin. Gerekeni biz yaparız. Çünkü benim vatandaşımı kimse tehditle sindiremez. Şu anda İstanbul’da, Ankara’da aleni şekilde CHP’ye oy istiyorlar. Onlar oy istedikçe halkımız kükrüyor. İşte İstanbul’u gördünüz. 2 milyonun üzerinde insan İstanbul Yenikapı’da topladı. Cumhuriyet tarihinde böyle bir miting yok. Halkımız şimdi ‘yetti be’ diyor. Fakat ben Kastamonu’da bu kadar miting yaptım. Ama böylesini hiç yapmadım. Bu gün Kastamonu bir başka. Kardeşlerim bunlarda şantaj, tehdit, tuzak, komplo var. Yahu, evlerde kalan kız öğrencilere, ‘Seni ailene şikayet ederiz. Elimizde görüntüler var’ diyorlar. Kızcağız korkuyor. Acaba ne oldu? Sonra üniversitedeki erkek arkadaşıyla görüşmesini farklı bir şekilde annesine ve babasına yansıtıyorlar. Bunlar ahlaktan falan nasibini almamış. Kardeşlerim, ahlakın izmihlaline müthiş izmihlal ne millet kalır zira ne milliyet ne istiklal. Korkunç bir şey. Esnafa ne diyorlar biliyor musunuz? Telefon kayıtların elimizde. Bunları yayınlarız. Buyur işte, yaklaşık 14-16 ay Samsunlu Metro turizm sahibi açıklamalar yaptı. Tehdit ettiler. Bize şu kadar para vereceksin. Kayıt dışı. Makbuz verin. Yıllarca yardımcı oldum diyor adam. Adamcağızı tehdit ediyorlar. O da makbuzlu olan yardımların haricinde yardım etmediği için adamı içeriye alıyorlar. Paralel yargı yapıyor. O şirketin sahibi bu gün onları açıkladı. Bunların yaptığı ortadadır. O kadar ileriye gittiler ki, ‘Senin kardeşine hastayken kan verdik. CHP’ye oy vermezsen bu kanı haram ederiz.’ Bunların gözü dönmüş, iffetli insanlara iftira atıyorlar. Emeği ile geçinen insanları ahlaksızca sömürüyorlar. İşadamlarına, sanatçılara, gazetecilere hiç çekinmeden tuzak kuruyorlar.”

 

‘Yalancının mumu yatsıya kadar yanar, bunlarınki yatsı olmadan söndü’

 

Suça bulaşanların inlerine kadar ineceklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, oy pusulalarına dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Üzerinde çizik veya karalama olan oy pusulalarının iade edilmesini isteyen Başbakan Erdoğan açıklamalarına şöyle devam etti:

“CHP ve MHP’ye oy vermek için yemin ettiriyorlar. İnanın bu yeminlerin hiçbir geçerliliği yok. CHP ve MHP’ye oy vermek için Kur’an-a el bastırıyorlar. Anne ve babalarıyla kavga ediyorlarmış, kardeşleriyle kavga ediyorlarmış. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Bunlarınki yatsı olmadan söndü. 30 Mart’tan sonra sizi tutuklayacaklar, hapsedecekler deyip yalanlarla kandırmaya çalışıyorlar. Biz bu terör örgütünün yöneticilerinin suça bulaşanların inlerine kadar elbette ineceğiz. Ah benim temiz, ihlaslı inançlı kardeşlerim. Biz asla size karşı böyle bir provokasyona fırsat vermeyiz. Kardeşlerim, şimdi bu ahlaksızlar sandık üzerinde de tuzaklar hazırlıyorlar. Oy pusulalılarını geçersiz hale getirmeye çalışıyorlar. Oy pusulalarının üzerinde en ufak bir kalem çiziği görmeyin. Görürseniz iade edin. Bir kale çiziği dahi olmayacak. Tertemiz olacak. Mührü AK Parti’nin ambleminin altına vuracağız. Hayırlı olsun. Ama yazmayacağız, herhangi bir çizik atmayacağız. Ağabeyler durmak yok ha. Şu beş gün çok koşacağız. Çok çalışacağız. Trabzon, ordu, döndüm Keçiören’de bir miting. Ardından Yenimahalle’de bir miting. Her miting aynen böyle. İlçe mitingi aynen böyle. Milletin artık yüreğinden, ciğerinden geliyor. Kardeşlerim Kastamonu’da bu yanlış yerel yönetimi değiştirmeyecek miyiz? Ama çok çalışmamız lazım. Belediyecilik bunların değil bizim işimiz. Biz bu ülkede 12 yıldır temiz siyasetin, namuslu siyasetin, ahlaklı edepli siyasetin hakim olması için mücadele veriyoruz. 12 yıl bu temiz siyaset üzerindeki vesayeti, çete baskısını kaldırmak için çabalıyoruz.”

 

‘CHP ve MHP Pensilvanya’nın kuyruğu oldu’

 

12 yıldır siyaseti temize çekmek için gayret ettiklerini ifade eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli’ye ağır eleştirilerde bulundu. Erdoğan, “Siyaseti temize çekmek için gayret ediyoruz. Pensilvanya, bu ülkeyi siyaseti kire çekmek için uğraşıyor. CHP ve MHP bu Pensilvanya’nın kuyruğu oldu. Hem CHP hem de MHP’ye boyun eğdirdiler. Kastamonu bu MHP’ye asla aldanma. Asla bunlara aldanmayın. CHP ile yol arkadaşı olan MHP’ye asla aldanmayın. Okyanus ötesi deyip Pensilvanya’ya hakaret eden Bahçeli’nin bu gün o Pensilvanya’nın dizinin dibine oturduğuna bakın. Bunlar sadece milliyetçiliğin istismarını yaparlar. Biz milliyetçiliği, bayrağı, vatanı ihya ederek sevmek şeklinde bildik. Onun gereğini yaptık. Biz bu ülkede 12 yıl önce iktidarı kimden aldık? MHP’den aldık. Şimdi ben size bazı burada örnekler vereceğim” diye konuştu.

 

‘Ey Bahçeli, sen İMF’ye borçlandın, biz borç vereceğiz’

 

Devlet bankalarının faizlerinin indiğini ifade eden Başbakan Erdoğan Merkez Bankası’nın rezervinin de 128 milyar dolar olduğunu ifade etti. Gezi olayları nedeniyle ortalığın karıştığını ifade eden Başbakan Erdoğan şöyle konuştu:
“Biz MHP’den iktidarı aldığımızı zaman milli gelirimiz 79 senede onların bize teslim ettiği milli gelir 230 milyar dolardı. Bakınız, 12 yılda Biz bunun üzerine ne ilave ettik biliyor musunuz? 590 milyar dolar. Şimdi ne oldu_ 820 milyar dolar. Bahçeli sen mi yaptın bunu? Kardeşlerim bitmedi. 79 senede Türkiye’de yapılan bölünmüş yok 6 bin 100 kilometre. Biz 12 senede 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptık. 17 bin kilometre. Fark bu, ey MHP ey bahçeli sen IMF’ye borçlandın. Bize 23,5 milyar dolar borçla devrettin. Şimdi IMF bizden borç istiyor. 5 milyar dolar biz onlara borç vereceğiz. Veren el alan elden üstündür. Milliyetçiyiz diyorlar ya. Merkez Bankası bizim milli bankamız değil mi? Merkez Bankamızı neredeyse bitiriyorlardı. Döviz rezervi şu anda 128 milyar dolar oldu. Sayın Bahçeli herhalde 128 milyar dolara sen getirmedin. Senin döneminde Ziraat Bank, Halk Bank çöktü. Bütün bu gerilemeyi görev zararı diye yutturdunuz. Vakıfbank, Halkbank gidiyordu. Şimdi bunların ederi bire 20, bire 30 arttı. Ziraat Bank öyle. Halk Bank Öyle. Vakıf Bank öyle. Ah benim çiftçi kardeşim. Köylüm. Yüzde 59 faizle ziraat bank size kredi veriyordu. Şimdi yüzde 5. Bu mu milliyetçilik? Halkını sevmek bu mu? Kardeşlerim, Halk Bankası yüzde 47 faizle esnafa sanatkara kredi veriyordu. Şimdi yüzde 4-5. Halkı sevmek bu. Esnafını sevmek bu. Halep oradaysa, arşın Kastamonu’da. Bununla kalmadık Türkiye’nin çok borcu var diyorlar. Kılıçoğlu da Bahçeli’de aynı yalanı söylüyor. Borç milli gelire oranla ölçülür. Şu anda biz göreve geldiğimizde 12 yıl önce, borcumuz milli gelire oran yüzde 73’tü. Şimdi yüzde 35. Bak nereden nereye geldik. Bitmedi, devlet yüzde 63 faizle borçlanıyordu. Şimdi tek haneli rakama düştü. 4.6’ya kadar düşmüştük. Mayıs-Haziran Gezi olayları ile beraber ortalığı karıştırdılar. Orada maalesef bir yükseliş oldu”.

 

‘Zalimler için yaşasın cehennem’

 

Gezi olaylarının insanlara zarar verdiğini ifade eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bunlar zalım. Onun için diyorum zalimler için yaşasın cehennem. Zulmettiler, bu gezi olayları falan benim fakir fukara kardeşime zarar verdirdi. Orta tabakaya zarar verdirdi. Kaymak tabakanın keyfi yerinde. Onlarda bir numara yok. Bununla da kalmadık. Bütün bu atılan adımlarla ülkeyi nereden nereye getiriyoruz. Daha da iyi olacak. Benim işçi kardeşimden zorunlu tasarruf adı altında para kestiler. MHP, DSP, CHP, SHP, DYP kesti. 13.5 katrilyon. Yahu geldim göreve önüme bunu getirdiler. İşçinin memurun devletten 13.5 katrilyon alacağı var. Devlet işçisine memuruna borçlu olur mu? Üç yılda 13.5 katrilyonu işçiye memura ödedik. Bitmedi, birde vatandaşı yine kandırmışlar. Sizi konut sahibi edindireceğiz demişler. Konut edindirme yardımı adı altında milyarlarca lirayı toplamışlar. Maaş veremiyorlardı ya. Ey Bahçeli sizin gidecek yeriniz var mı? Kılıçdaroğlu sen zaten bitmişsin. Seni konuşmama gerek yok. Sen SSK başında olduğun zaman bu vatnadaşa ettiklerin. Bırakın hastaları ölüleri bile rehin aldılar. Bu Kılıçdaroğlu onlardan birtanesidir. Suçlu mu suçlu. Aynı dönemin ortaklarından birisi de Bahçeliydi. Bunların iktidarı döneminde aynı zulüm yapıldı. Vatandaş rehin olarak alınıyor muydu? Parayı ödemedikçe ‘Hayır’ diyorlardı. Biz o senet topladıkları zamanı bildiğimiz için ‘Hiçbir hastanede hasta kapıdan girdiği anda geri çevrilmeyecek’ dedik. Her doğan genel sağlık sigortasına tabiidir. Babası, anası hiç önemli değil. 18 yaşına kadar her doğan genel sağlık sigortasına tabiidir. Bunu biz getirdik. Hani ya Kılıçdaroğlu sen sağlıkçıydın. Niye bunları yapmadın? Ama biz bunları yaptık. İstediğin eczaneye gidip ilacını alabiliyor musun? İstediğin hastaneye gidebiliyor musun? Bu AK Parti ile geldi. Kastamonu’da ilçelerimizde şu beş gün iyi çalışalım. Kastamonu’nun yerel yönetiminde de AK belediyeciliği getirelim. Tahsin Babaş kardeşimizle beraber modern bir belediyeciliği Kastamonu’ya getirelim. İlçelerde getirelim.”
 

‘35 yıldır sızmadık yer bırakmamışlar’

 

Milli İstihbarat Teşkilatı’na ait TIR’ın Adana’da durdurulması olayını hatırlatan Başbakan Erdoğan, “Pensilvanya’nın yargıda, emniyette uzantıları var. Diğer birimlerde uzantıları var. 35 yıldır sızmadık yer bırakmamışlar. MİT’in tırlarına Adana’da alçakça operasyon yaptılar. İnanın başka devletin savcısı, emniyet birim olsa o alçaklığı yapmazdı. MİT mensuplarını durduruyor, yere yatırıyor, ellerini kelepçeliyor, yüzbaşımızı, üsteğmenimizi yumrukluyorlar. 10-15 kişi üzerine çullanıyorlar. Birisi ayağına birisi gövdesine basıyor. Ben bunları izleyince şok oldum. Gereğini yaptık. O MİT ne yapıyordu. Suriye’deki bayır bucak Türkmenlerine yardım götürüyordu. Bu MHP milliyetçi de neden sesi çıkmıyor? Oradaki bayır bucak Türkmenleri oradaki insanlara yardım etmezsek Katil Esed’in bombalarına mı mahkum edelim. Bunlar dürüst değiller. Samimi değiller. Sadece iftira yapıyorlar. Devlete saldırı var. MHP susar. Başbakan’a, Cumhurbaşkanına, Genel Kurmay Başkanına saldırı var. MHP susar. MİT’e saldırı var. Bu MHP neden susar. Çünkü Pensilvanya öyle istiyor. Pensilvanya bunların boynuna ipi takmış. İstediği yere sürüklüyor” diye konuştu.

 

‘Suriye tepki vermeden CHP veriyor’

 

Önceki gün Türkiye hava sahasını ihlal eden Suriye jetiyle ilgili açıklamalarda da bulunan Başbakan Erdoğan, “Önceki gün bir Suriye jeti hava sahamızı ihlal etti. Hava kuvvetlerimize ait jetler gitti ve o uçağı düşürdü. Biliyorsunuz, daha önce de bir helikopterleri bu şekilde hava sahamızı ihlal etmişti. Onu da düşürmüştük. Suriye daha tepki vermeden CHP bu hadiseye tepki verdi. Hale bak ya, bunların yayın organları yandaş medyalar var ya hepsi birden tepki veriyor. Suriye kendisini savunmadan CHP Suriye’yi savundu. Bunların birbirinden farkı yok. Aslında birbirlerinden haberleri bile yok. Önceki gün CHP genel başkan yardımcısı farklı söylüyor. Genel müdür çıkıyor farklı konuşuyor” dedi.

 

‘Twitter önce mahkeme kararına uymasını öğrensin’

 

Sosyal paylaşım sitesi twitter hakkında da açıklamalarda bulunan Başbakan Erdoğan, “Genel müdürün kim olduğunu biliyorsunuz değil mi? Kemal Kılıçdaroğlu. Bu defa Suriye’nin avukatlığını yapıyor. Bunların ne birbirinden ne de kendilerinden haberi yok Ergenekonun, Suriye’nin, DHKP’nin, Twitter’in avukatlığını yaptı mı? Benimle ilgili uydurdukları bir şey var. Şüphem yok. Zaten meydanlar konuşuyor. Televizyonlarda üç beş kişi çıkmış konuşuyor. Bizi onlar değil millet bağlar. Kalkıyor bir tanesi çıkmış, Başbakan prestij kaybediyor. Nerede kaybediyor muşuz. Twitteri yasaklamak suretiyle prestaj kaybediyor. O twitter önce mahkeme kararlarına uymasını öğrensin. Sen ABD Başkanına, Türkiye Başbakan’ına yaptığın hakareti yapamazsın. Sen Türkiye Başbakanına ve bakanlarıma bu tür şeyleri yapacaksın, uyarılarına rağmen indirmeyecekler. Televizyonlardakiler soruyorum, siz ABD’lilerin avukatlığını mı yapacaksınız. Yoksa Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ve bakanlarına mı avukatlık yapacaksınız” şeklinde konuştu.

 

‘Sen fakirsin ya o paraları sana vereceğim’

 

İleri teknolojiyi başlatarak milyonlarca tablet dağıttıklarına dikkat çeken Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Başbakan’ın İsviçre’de 12 ayrı hesapta parası var” iddialarına da yanıt vererek şöyle devam etti:

“Biz ileri teknolojiyi başlattık. Milyonlarca tablet dağıtıyoruz. Bıçak, katilin elinde can alır. Doktorun elinde can kurtarır. Olay budur. Bu tür bilgisayarla kalkıp da sen eğer Tayyip Erdoğan’a böyle bir iftirayı yapar bunu da twitter ile yaymaya kalkarsan. Biz kendi göbeğimizi kendimiz keseriz. Kılıçdaroğlu diyor ki ‘İsvicre’de 12 ayrı hesabım varmış.” Bunda yüz yok. Karakter yok. Dedim ki, hangi bankadaysa bul çıkar dedim. Madem biliyorsun. Çünkü hukukta bir kaide var. Müddeiyi, yani iddia sahibi iddiasını ispatlamakla mükelleftir. Şimdi diyorum ki nerede bu hesap bul çıkar. Ben o paraları bulalım. Sen fakirsin ya ben o paraları sana vereceğim. Sesin çıkmadı hala bekliyorum. İftira olur da böylesi olmaz. Kılavuzu karga olanın ..… olay bu. Şu yalana bak ya. Hala cevap yok. Ey CHP’ye gönül veren kardeşlerim. Bu adamın arkasından daha ne kadar gideceksiniz. Bunda yalan var, takiyye var. İftara var. Bu Pazar günü benim milletim bunlara en güzel cevabı 30 Mart’ta verecek.”

 

‘Baas rejiminin askerleri oldular’

 

Başbakan Erdoğan, konuşmasına MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi eleştirerek şöyle devam etti:

“Şu anda yeni Ergenekon’un avukatlığını yapan bir kişi var. Ama Türkiye’nin avukatlığını yapamadılar. Bu CHP, MHP, BDP ve Pensilvanya Baas rejiminin askerleri oldular. Ne yaparlarsa yapsınlar. Şu bizim bayrak reklamımızı izlediniz değil mi? Size can feda. Bu millet eğilmez. Türkiye yenilmez. Olay bu. Onun için MHP’ye gönül veren kardeşlerime özellikle sesleniyorum. Çeteleri diriltemeyecekler. Gelin el ele verelim. Şu ana kadar bu ülkede hiçbir hizmeti olan Bahçeli’nin arkasından daha gitmesin. Millet bu Bahçeli’ye görev vermedi mi? Üç buçuk yıl kaldı ve kaçıp gitti. Sakarya depreminin, Düzce depreminin, Kocaeli Depreminin altında kaldılar. Yolsuzluklarla da yargılandılar. Biz de deprem geçirdik. Bingöl depremi. Bir yılda yeni Bingöl inşa ettik. Simav depremi geçirdik. Bir yılda yeni Simav inşa ettik. Bir yılda yeni bir Van inşa ettik. Niye, elhamdülillah. Güçlüyüz. Yere sağlam basıyoruz. İşimizin başındayız. BU kardeşiniz Başbakanlıkta aralıksız 11 yılı doldurdu. Ve hizmete devam. Durmak yok yola devam. İnşallah 30 Martta benim Kastamonulu kardeşim bu oyunu bozsun.”

 

Kastamonu’nun hizmetleri

 

Kastamonu’nun uzun yıllar hak ettiği yatırımları alamadığını ifade eden Başbakan Erdoğan, Kastamonu’yu hizmetle tanıştırdıklarına vurgu yaparak şöyle devam etti:

“Kastamonu uzun yıllar hak ettiği yatırımları maalesef alamadı. Ama bu yatırımları Kastamonu’ya elhamdülillah biz getirdik. Kastamonu’yu hizmetle tanıştırdık. 19 Temmuz 2013 tarihinde geldim. Burada Kastamonu’nun yarım asırlık rüyasını gerçeğe dönüştürdük. Kastamonu Havalimanının açılışını yaptık. Niye bu güne kadar Kastamonu’ya havalimanı yapılmadı? Bir Menderes orada Allah Rahmet Eylesin. Bir havaalanı inşa etti. Yürütemediler kapatıldı. 90 yılında tekrar açma teşebbüsünde bulundular. Birkaç test uçuşunun ardından yine kapattılar. 94’te yine kapattılar. 2010 yılında biz tekrar ele aldık. Yeni baştan inşa ettik. 100 trilyon yatırımla Kastamonu havalimanını bitirdik. Şimdi bir konfor yaşıyorsunuz değil mi? İstediğiniz anda istediğiniz yere uçuyorsunuz. İstediğiniz gibi Kastamonu’ya geliyorsunuz. Kastamonu’nun bir diğer hayali var. Ilgaz Tüneli, inşallah onu da hayata geçiriyoruz. Kastamonu Çankırı arasındaki bölünmüş yol çalışması içerisinde yer alan tünelin temelini attık. Batı Karadeniz sahili Kastamonu üzerinden Kuzey hattına bağlanıyor. İran ve Bulgaristan sınırlarına, Ankara ve Akdeniz’e kesintisiz güvenli bir yol temin edeceğiz. Bölünmüş yol ve tünelle Kastamonu-Çankırı arası 1-1.5 saate düşüyor. Biz sizlerle gurur duyuyoruz. Ilgaz tünelini inşallah önümüzdeki yıl sonunda hizmete sunmayı planlıyoruz. 1882 yılında yapımına başlanan üç Osmanlı padişahı, 58 Cumhuriyeti eskiden İnebolu Limanı konusu biz iktidara geldiğimizde adeta yılan hikayesine dönmüştü. İnebolu Limanı’nı tamamlayıp hizmete aldık. Bu sorunu da biz çözdük. Şimdi Kastamonu’ya 400 yataklı devlet hastanesi ile ağız ve diş sağlığı merkezi yapıyoruz. Proje ihale aşamasında, neticelenince inşaata başlıyoruz. Kastamonu’ya 208 derslikli, içinde kreş ve anaokulu dahil, her türlü sosyal tesisi hazır bir tesis kuracağız.”

 

Kastamonu’ya 12 yılda 4 katrilyon yatırım

 

12 yılda Kastamonu’ya çok sayıda hizmet yaptıklarını dile getiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yapılacak hizmetleri de şöyle anlattı:

“12 yılda Kastamonu’ya 4 katrilyon yatırım yaptık. Yeni derslikler inşa ettik. 1264 kapasiteli pansiyon, 1 uygulama oteli, 6 spor salonu açtık. Okullara 7 bin bilgisayar getirdik. Okullara internet bağlantısı sağladık. Dürüst bir iletişimi biz yasaklar mıyız? Ama dürüst olmayanın da karşısındayız. Fatih Projemiz var. Alt yapıyı kurduk. Etkileşimli tahtaları sınıflara yerleştirdik. Türkiye genelinde ay sonuna kadar tablet bilgisayarları dağıtmış olacağız. 2006 yılında Kastamonu’da üniversiteyi kim kurdu? MHP niye kurmadı? Hani üç buçuk yıl iktidarda kaldılar? Niye kurmadılar. Biz kurduk. Üstelik tıp fakültesi bile var mı? Fakülteler, meslek yüksekokulu ve enstitüleri biz kurduk. Şu anda 13 bin öğrenci var. Maşallah. Şu gençlerimize 45 lira burs veriyorlardı. 300 lira burs veriyoruz. 200 TL beslenme yardımı veriyoruz. Yavrularımıza ücretsiz kitaplarımızı veriyoruz. Farkımız bu. Kastamonu’daki öğrencilere 66 trilyon burs ve öğrenim kredisi verdik. 1000 kapasiteli bir öğrenci yurdu daha kuruyoruz. Sağlıkta Kastamonu’ya 250 yataklı merkez devlet hastanesi biz kazandırdık. Tosya’ya, Azdavay’a, Daday’a, ihsangazi’ye, İnebolu’ya toplamda 215 yataklı devlet hastaneleri yaptık. Seydilere, Pınarbaşına, Ağlı’ya, Şenpazar’ına 25’er yataklı hastaneler yaptık. İnebolu ve Taşköprü’ye 50’şer yataklı devlet hastaneleri projelerimiz var. Devrekani’ye 15 yataklı hastanemiz var. Taşköprü’ye ayrıca organize sanayi bölgesini en kısa zamanda kazandırıyoruz. Ayrıca, ihalesi yapılan Taşköprü’nün içme suyunu kazandıracak olan Hasanlı gölünün ihalesini kısa zamanda yapacağız. TOKİ kanalıyla konut sahibi edindirdik. Biz gelene kadar Kastamonu’da bölünmüş yol 47 kilometreydi. Ey bahçeli ne yaptın? Üç buçuk sene birkaç kilometre de sen yapsaydın. Biz 12 yılda buna 213 kilometre bölünmüş yol yaptık. Bizde hizmet var, bunlarda laf var. 183 kilometre uzunluğundaki Bartın karayolu bağlantısını 113 kilometresini bölünmüş yol olarak bitirdik. Kalanını bitireceğiz. Karabük yolunu da tamamını önümüzdeki yıl bitireceğiz. Sunta köprülü kavşağı ve bağlantı yollarının çalışması da bitmek üzere. Doğu ve Batı çevre yolunu biz tamamladık. Biz size efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik. Orman ve Su İşleri, 12 yılda inşa ettiğimiz sulama projeleri ile Kastamonu’da arazileri sulamaya açtık. 68 bin dönüm araziyi daha sulamaya açtık. Kulaksızlar Barajı’nı hizmete aldık. Sulama şebekelerini hızla inşa edeceğiz. Kastamonu’ya inşallah farklı bir zenginlik gelecek. İki dev barajı yapıyoruz. Orbucak ve Andıraz Barajları’nı yapıyoruz. Bu barajlarla 137 bin dönüm araziyi sulayacak, ayrıca elektrik üreteceğiz. Filyos Çayı’nın kollarından, soğanlı çayı üzerinde inşa edeceğimiz Andıraz Barajı taşkın koruma yapacağız. Kastamoun şehir merkezinden geçen Karaçomak barajının ıslah ve rehabilitasyon edeceğiz. Biz gelmeden önce Kastamonu’da doğalgaz varmıydı? Bahçeli buraya doğalgazı niye getirmedin. Taşköprü’ye doğalgaz gelecek. Kutlu doğum 9 ay 10 günde olur. Şu beş gün çok çalışacağız. Toplam 163 tarihi eserimizi aslına uygun restore ederek tarihime sahip çıktık.”

 

O şiiri yine okudu

 

Belediye Başkanlığı döneminde Siir’te okuduğu şiir nedeniyle hapse girdiğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, kalabalığın ısrarı üzerine Ziya Gökalp’e ait o şiiri tekrar okudu. AKP’yi kurarak yola çıktıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, “Belediyecilik bizim işimiz. 1994’te 4.5 yıl belediye başkanlığı yaptım. Dediler ki ‘Sen Siir’te böyle bir şiir okudun. Bu şiir Ziya Gökalp’in.’ Hadi dediler içeriye. Pınarhisara. Hayırlı olsun dedik. AK Parti orada kuruldu. Orada kurduk. Öyle yola çıktık” dedi.

AKP Kastamonu Belediye Başkan Adayı Tahsin Babaş’ı sahneye çağıran Başbakan Erdoğan konuşmasını şöyle tamamladı:

“Pazar günü sizden belediyeleri de istiyorum. Kastamonu’da yeni bir belediyecilik dönemini başlatmak istiyoruz. Belediyelerin en zorlu işi Fen İşleri’dir. Kastamonu Belediyesi’nin içme suyu ve kanalizasyon işlerine bakıyordu. Pazar günü artık yeni bir başlasın. Pazartesi Tahsin Babaş kardeşimizle inşallah yeni bir döneme adım atalım. Merkezi yönetimle belediyemizin inşallah el ele vermek suretiyle istiyoruz ki Kastamonu birbaşka güzel olsun. İlçelerimizdeki belediyelerimizle el ele Kastamonu’yu değiştirelim. Tarihi eserlerimize sahip çıkmaya devam edelim. Bu hizmeti devam ettirelim.”